Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1317 E. 2019/1267 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1317
KARAR NO : 2019/1267
DAVA : İtirazın İptali (Tedarikçi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/12/2017
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Tedarikçi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında imzalanan sözleşme ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin — yılına kadar süregeldiğini, yapılan mutabakat çalışmaları sırasında müvekkilinin alacağı olduğunun tespit edildiğini, davalının müvekkili nezdinde oluşan — TL.borcunu ödemekten imtina ettiğini, mail yazışmalarında görüleceği üzere davalıdan mutabakat farkına ilişkin açıklama yapması ve borcu ödemesi için talepte bulunulduğunu, bir türlü hesap borcunun ödenmediğini, davalının borcu neden ödemediği hakkında herhangi bir açıklama yapmadığını, davalının borcu ödememesi nedeniyle İstanbul Anadolu -.İcra Müdürlüğünün — sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca, icra dairesinin yetkisine haksız yere itiraz ettiğini, davalının ödeme emrinde adresinin —olduğunu, bu nedenle takibin yetkili —İcra Müdürlüklerinde başlatılması gerektiğinden bahisle yetkiye itiraz ettiğini, davalı ile imzalanan Tedarikçi Satın alma Sözleşmesinin 21.1 maddesine göre taraflar arasında oluşacak uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Anadolu Adliyesi Mahkemelerinin yetkili kılındığını, davalının yetkiye ilişkin itirazının dinlenmesinin mümkün olmadığını, belirterek davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresinin — olduğunu, davacı tarafın müvekkili aleyhine başlattığı dava ve takipler açısından — İcra Müdürlüğünün yetkili olduğundan bahisle itiraz ettiğini, davacının ise İstanbul Anadolu Adliyesi Mahkemelerinin yetkili olduğunu beyan ettiğini, sözleşme incelendiğinde davacı şirket yetkililerinin imzasının bulunmadığını, davacı tarafından keşide edilen takip konusu faturalar incelendiğinde fatura kaynaklı dava ve takipler açısından İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili kılındığının görüleceğini, müvekkili tarafından üretilen farklı model ve özellikteki kombilerin davacı tarafça satılması konusunda taraflarca anlaşıldığını — yıllarında farklı tarihlerde satışlar gerçekleştirildiğini, satışı yapılan kombilere ilişkin faturaların düzenlendiğini ve davacıya tebliğ edildiğini, davacı taraftan —tarihi itibariyle net — TL.alacaklı durumunda olduğunu, dava konusu faturalar ve alacak talebine ilişkin belgelerin bu davadan önce müvekkiline gönderilmediğini, faturalardan hiçbirinin müvekkilinin kayıtlarında ve defterlerinde bulunmadığını, faturaların açılan iş bu davada gönderildiğini, icra dosyasında gönderilen ödeme emri ekinde de dayanak belgelerin mevcut olmadığını, bu açıdan iş bu faturaların içeriğini, alacak talebini ve alacak miktarını kabul etmediklerini, davacı tarafın delil olarak sunduğu e-mail yazışmalarının ise hukuken delil vasfına haiz olmayıp müvekkili tarafından kabulünün mümkün olmadığını, zira bu türden bilgilerin objektif biçimde teyidinin mümkün olamayacağını belirterek yetki itirazının kabulüne, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine, davacı taraf aleyhine İİK.maddesinin 67/2 hükmü gereğince dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı davalı ile aralarında imzalanan Tedarikçi Satın alma sözleşmesi uyarınca ticari ilişki bulunduğunu ve — yılına kadar devam ettiğini, davalı nezdinde — TL.borç olduğunun tespiti ile ödeme talep edildiğini ancak davalının ödemekten kaçındığını, bu yüzden davalı hakkında başlatılan takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini belirterek dava açmıştır. Davalı ise, kendileri tarafından üretilen farklı model ve özellikteki kombilerin davacı tarafından satılması konusunda yapılan anlaşma işyerine — yıllarında satış yapıldığın, fatura düzenlendiğini, davacının da ödeme yaptığını, halen davacıdan — TL.alacaklı durumunda olduklarını, dava ve takibe konu edilen faturaların daha önce talep edilmediğini, ticari defterlerinde kaydının olmadığını savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —- günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları tespit edilip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp, bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
İstanbul Anadolu-.İcra Müdürlüğünün — sayılı takip dosyası getirtilmiş, davacının davalı hakkında sözleşme ve cari hesap borcuna dayanarak ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliği ile davalının takibe süresinde yetki ve borç yönünden itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ olmadığı, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı İstanbul Anadolu İcra Dairesinin yetkisine itirazla yetkili icra dairelerinin ikametgahının bağlı olduğu Küçükçekmece İcra Müdürlüğü olduğunu ileri sürmüş, davacı vekili taraflar arasındaki sözleşme de mevcut yetki şartlarına dayanmıştır. Varlığı kabul edilen —- tarihli sözleşmenin 21.1 maddesi uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Anadolu Mahkeme ve İcra Dairelerini yetkili kıldığından İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkisine yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.
Davalı yan süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile mahkememizin yetkisine de itiraz ederek takip konusu faturalarda, faturadan kaynaklı dava ve takipler yönünden İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını belirtmiş ise de tek taraflı olarak düzenlenen faturadaki yetki şartı geçerli kabul edilemeyeceğinden, dayanak sözleşme ile mahkememiz yetkili kılındığından davalının mahkememizin yetkisine yönelik itirazı da reddedilerek esas hakkındaki yargılamaya devam olunmuştur.
Davacının dayanak yaptığı cari hesabın — tarihli — ayı ceza bedeli, —tarihli — ceza bedeli, — tarihli 4.dönem ciro primi ve—– tarihli fiyat farkı faturalarına dayalı olduğu, faturalar toplamının — TL.olup bakiye — TL.için takip başlatıldığı görülmüştür.
İki tarafın ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle mali müşavir bilirkişiden rapor ve ek rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda davacının kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan — TL.alacaklı göründüğü, davalı taraf ticari defter kayıtlarına göre ise davalının takip tarihi itibariyle davacıya –TL.borçlu göründüğü, davacının alacak talebine konu ettiği — tarihli — TL.tutarındaki ciro primi faturasının davalı defterlerinde kaydının bulunduğu ancak diğer faturaların kayıtlı olmadığı, bu faturalar dışında iki taraf kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacının diğer faturaların düzenlenmesine dayanak teşkil eden hiçbir delil sunmadığı açıklanmıştır.
Davacı takibe konu ettiği ceza bedeli faturaları ile fiyat farkı faturalarını sözleşmeye dayandırmıştır. Davalı yan faturalarından dava öncesinde haberdar olmadıklarını, tebliğ edilmediğini, davacının sunduğu e-posta yazışmalarını da kabul etmediklerini bildirmiştir. Dayanak sözleşmenin sipariş teslimatının düzenleyen 3.maddesin de 3.5 no.lu kısmında ürünlerin tedarikçi tarafından geç ya da eksik teslimi halinde gecikme cezası ödeyeceği kabul edilmiştir. Sözleşmenin 8.maddesinde de davacının hangi hallerde fiyat farkı faturası düzenleyeceği belirlenmiştir. Davacı yan davalının faturaların tebliğ edilmediği savunmasına karşılık — barkod listesi ve sorgu ekranını sunmuş ise de sunduğu belgelerde gönderilen içeriğe dair bilgi bulunmamaktadır. Davacının sunduğu e-postalar ise davacının davalıya hitaben düzenlediği yazılar olup davalıya ulaştığı ve cevap verdiğine ilişkin bir delil sunulmamıştır. Davalının kabulünde de değildir. Bu durumda davacı davalının defterlerinde kaydı bulunan ciro primi faturası dışında diğer faturaların tebliğini ispatlayamadığı gibi, ceza faturası ve fiyat farkı faturası düzenlemesini gerektiren dayanak belgeleri de sunmamıştır.
Davacı yan delil listesinde açıkça yemin deliline dayandığından takip konusu faturalardan ötürü davalıdan alacaklı olup olmadıklarına ilişkin olarak davalı tarafa yemin teklif etme hakkı davacı vekiline hatırlatılmış, davacı tarafça yemin teklif edilmiştir. Davalı şirket yetkilisi duruşmadaki yeminli beyanında, davacı ile aralarındaki ticari ilişkide gelen tüm faturaların defterlere kaydedildiğini, yetkilisi olduğu şirket defterlerinde davacı tarafa — TL.borç göründüğünü, bunun dışında dava ve takip konusu edilen fiyat farkı ve ceza bedeli faturalarının gönderilmediğini, bu faturalardan ötürü borçlu olmadıklarını beyan etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuyla davacının takibe konu ettiği cari hesap alacağının dayanağını teşkil eden 6 adet faturadan yalnızca 1 tanesinin davalı yanın defterlerinde kayıtlı olduğu, diğer faturaların kayıtlı olmadığı, 5 fatura dışında taraf defterlerinin birbiriyle mutabık kaldığı, davacı tarafça dayanak ceza bedeli faturaları ile fiyat farkı faturalarının davalı tarafa gönderildiği ve borcun ödenmediği esasen davalı defterlerinde kaydı bulunmayan faturaların düzenlenme sebebine ilişkin olarak da davacı tarafın delil sunmadığı, davalının bu faturaları kabul etmediği, davalının kendi kayıtlarına göre davacıya — TL.borçlu göründüğü, anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul Anadolu -.İcra Müdürlüğü— sayılı takip dosyasında itirazının —TL.asıl alacak üzerinden İPTALİ ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, fazla talebin reddine, davalının hükmedilen tutar yönünden itirazında haksız ve alacağın likid oluşu göz önünde bulundurularak hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, reddedilen kısım için davacının takipte haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, davalının İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğü — sayılı takip dosyasında itirazının — TL.asıl alacak üzerinden İPTALİ ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine,
Fazla talebin reddine,
Hükmedilen tutarın %20’si oranında — TL.inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar harcı 44,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 102,26 TL harçtan mahsubu ile bakiye 57,86 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, 275,10 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.811,10 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre (% 1) 18,00 TL.nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 360,18 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2019