Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1298 E. 2018/423 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/1298
KARAR NO : 2018/423

DAVA : Alacak(Şirket Yöneticisinin Sorumluluğu)
KARAR TARİHİ : 16/05/2018

Mahkememizde görülmekte olanAlacak(Şirket Yöneticisinin Sorumluluğu) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı ile birlikte ……….er oranda ortağı olduklarını, davalının şirket müdürü olduğunu, şirketin inşaat işlerine başladığını, devam eden süreçte müvekkilinin hiçbir suçu olmamasına rağmen tutuklandığını ve 11 ay süre ile cezaevinde kaldığını, yargılama neticesinde beraat ettiğini, müvekkilinin cezaevinde kaldığı süreçte her şeyini davalıya emanet ettiğini, davalının cezaevine gidip işler hakkında bilgi verdiğini, aynı zamanda müvekkilinin başına bir şey gelirse şirkete tedbir konulacağını, işlerin sekteye uğrayacağını belirterek şirket hissesinin devri konusunda müvekkilini ikna etmeye çalıştığını, bunun sonucunda müvekkilinin davalının ismini bildirdiği ……………. cezaevinde iken hisselerini devretmesi için vekaletname verdiğini, müvekkilinin sahip olduğu %50 hissenin %10’unun davalının akrabası……………… %40’ının da davalıya devir ve tescil edildiği
ni, vekaletnamenin verilmesinden sonra davalının müvekkiliyle olan ilişkisini kestiğini, cezaevinde iken ………….mevcut kat karşılığı inşaat sözleşmesinin devredilip karşılığında daire ve para alındığını, diğer villa ve arazisinin de satıldığını öğrendiğini, ortaklık dahilinde yaptığı harcamalar ve beklenen karda dikkate alındığında mevcut zararının 1.000.000.000 TL.nin üzerinde olduğunu, davalının taşınmazların bir kısmını müvekkilinin hissesi devredilmeden müdürlük yetkisini kötüye kullanarak devrettiğini ve parayı şirket hesabına sokmadığını, eksik bildirdiğini, müvekkilinin cezaevinde olmasını fırsat bilerek şirketi zarara uğrattığını, müvekkilinin hissesine düşen bedeli ödemediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL.maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazında bulunarak davacının ortak olduğu döneme ilişkin alacak iddiası ileri sürdüğünü, bu davanın şirkete yöneltilmesi gerektiğini, ayrıca 6098 sayılı TBK 147/4 maddesi uyarınca 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, taraflar arasında borçlandırıcı herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davacının yaptığını ileri sürdüğü tüm harcamaların müvekkili tarafından yapıldığını, hisselerin davacının özgür iradesiyle devredildiğini, davacının hisse devrinin karşılığını da aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; limited şirket yöneticisinin sorumluluğuna ilişkindir.
Dava, İstanbul …………..Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/12/2017 tarihinde kesinleşen yetkisizlik kararıyla ve süresinde taleple mahkememize gönderilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış olmakla mahkememizin 14/02/2018 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Davacı vekilinden dava dilekçesinde zarar olgusunu dayandırdığı devirlerin müvekkilinin şirket ortaklığı devam ederken yapılan devirler olup olmadığı hususu sorulmuş, bu konuda davacı vekili ibraz ettiği …………. tarihli dilekçesiyle, zarar olgusunun 3 adet taşınmazın devri ve 1 adet kat karşılığı inşaat sözleşmesinin devrinden kaynaklandığını, ……………………. bulunan 1 adet taşınmazın hisse devrinden önce 2 adet taşınmaz ile kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ise hisse devrinden sonra yapıldığını beyan etmiştir.
Davacı, ortağı olduğu şirketin yöneticisi durumundaki davalının şirkete verdiği zararın davalıdan tahsili ile kendisine ödenmesi talebinde bulunmuştur.
Bir ortağın şirket yöneticisinin sorumluluğu davası açması durumunda tazminatın kendisine ödenmesini değil, şirkete ödenmesini talep etmesi gerekir. Bu itibarla davacının ortak olduğu döneme ilişkin tazminat talebi mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Davacının zarar olgusunu dayandırdığı bir kısım devirler ise davacının şirket ortaklığından ayrılmasından sonra yapılan devirlerdir. Bu devirler yönünden ise davacının ortak olmadığı bir şirketin zarara uğratıldığı iddiasına dayanarak talepte bulunması mümkün olmadığından davacının ortaklıktan ayrıldıktan sonraki döneme ilişkin devirler nedeniyle aktif dava ehliyetinin bulunmadığının kabulüyle, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ortak olduğu döneme ilişkin tazminat taleplerinin reddine,
2- Davacının ortaklıktan ayrılmasından sonraki döneme ilişkin işlemler nedeniyle tazminat talebinin aktif husumet yokluğundan reddine,
3-Karar harcı 35,90 TL.nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 134,88 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …………. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.