Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1293 E. 2018/234 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/1293
KARAR NO : 2018/234

DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
KARAR TARİHİ : 14/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %20 oranında hissedarı olduğunu, şirketin hisselerinin tamamının yakınına sahip olduğu bağlı iştiraklerinin de bulunduğunu, özellikle son bir yıl içinde gerek davalı şirket gerekse iştirakleri üzerinde yaşanan hisse ve yönetim değişiklikleri, oluşan yeni yapının güdümü ile atanan profesyonel yöneticiler ve sonrasında kendisinin de yönetim kurulunda yönetimde olmasına rağmen bilgi ve onayı olmadan yapılan işlemler ve yürütülen süreç nedeniyle gerek davalı şirketin gerekse iştiraklerinin önemli ölçüde maddi ve manevi zarar ve kayıpları olduğunu, pekçok kez bilgi ve görüş talebinde bulunulmakla birlikte bu talebin karşılıksız bırakılıp kayıp ve zararların üstünün örtülmeye çalışıldığını, davalı şirket ve iştiraklerinin 14/09/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurullarının acele ile yapılan birleşme senaryolarının usulsüzlüğü nedeniyle tescilinin yapılamadığını, davalı şirketin finansal tablolarının müzakeresi ve buna bağlı konuların görüşülmesi için TTK 420 maddesi uyarınca erteleme hakkını kullandıklarını ve 26/10/2017 tarihinde genel kurulun yapıldığını, 14/09/2017 tarihli genel kurul öncesinde birleşmeye esas tablolar ve mali analizlerin incelenmesine esas olmak üzere bilgi ve belge istenmiş ise de bu taleplerin yerine getirilmediğini, genel kurulların hemen akabinde Ankara ……Noterliğinin 19/09/2017 tarih …… yevmiye no.lu ihtarıyla bilgi ve belge paylaşımının talep edildiğini, aynı konuda daha kapsamlı olarak Ankara …….Noterliğinin 06/10/2017 tarih …. yevmiye no.lu ihtarıyla da 21 madde halinde bilgi ve belge paylaşımı talebinde bulunulduğunu, ihtar yanı sıra aynı konuda e-posta da gönderildiğini, davalı tarafça sorulan sorulara 17/10/2017 tarihinde genel geçer ifadeler içeren somut bilgi ve veri içermeyen geçiştirmeye dönük cevaplar verildiğini ancak sunulan bilgi ve belgelerin soruları karşılar mahiyette olmadığını, bu hususun ayrı bir ihtarnameyle davalıya bildirildiğini, davalı şirketin 26/10/2017 günlü genel kurulunda 06/10/2017 tarihli ihtar ve e-posta yoluyla gönderilen soruların tatmin edici şekilde cevaplandırılmadığı gerekçesiyle TTK 438 maddesi uyarınca özel denetim talebinde bulunulduğunu, talebin genel kurulda oy birliğiyle kabul edildiğini, özel denetimin mana ifade edebilmesi için davalı firma yanında bağlı şirketler, projeler için kurulmuş şirketler ve iş ortaklıkları yönünden de inceleme yapılması gerektiğini, bu denetimin bağımsız denetçi belgesi olan bir yeminli mali müşavir tarafından yapılmasını istediklerini belirterek TTK 438 maddesi gereğince 26/10/2017 tarihli genel kurulda onaylandığı şekliyle özel denetim talebinin kabulü ve ismini belirttikleri bağımsız denetçinin denetim için atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda özel denetçi atanması için gerekli koşulların mevcut olmadığını, genel kurulda özel denetimin kabul edilmesinin mahkeme tarafından da başvurunun kabul edileceği sonucunu doğurmayacağını, genel kurulda kabul edilen özel denetim yapılması talebindeki konu ile davacının özel denetçi atanması talebinin konusunun aynı olmadığını, denetim yapılması istenen şirketin davalı şirket değil davalının iştirakleri ve bunların ortaklıkları olup genel kurul kararına uygun olmadığını, davacının dava dışı……… firmalarının da ortağı olup bu şirketlerin genel kurul toplantılarına katılmış olmakla birlikte özel denetim talebinde bulunmadığını, bu firmalar yönünden alınmış karar olmadığından özel denetim yapılmasının da mümkün olmadığını, davacının uzun yıllar boyunca davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olup görev ve pozisyonu gereği tüm hususlarda bilgi ve sorumluluk sahibi olduğunu, TTK 438 maddesindeki denetim hakkının amacının pay sahiplerine bilgi alma ve inceleme hakkının sağlanması olduğunu, davacının bu anlamda her tür bilgi ve belgeye sahip bulunduğunu belirterek açılan davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle 6102 sayılı TTK.nun 438.maddesi uyarınca açılmış özel denetçi atanması talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 14/03/2018 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, davacı ve davalı taraflar dinlenip tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespitiyle uyuşmazlık noktaları belirlenip, tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Davacı mahkememizde açtığı davada davalı şirketin %20 oranında hissedarı olduğunu, şirketin hisselerinin tamamının yakınına sahip olduğu bağlı iştiraklerinin de bulunduğunu, özellikle son bir yıl içinde gerek davalı şirket gerekse iştirakleri üzerinde yaşanan hisse ve yönetim değişiklikleri, oluşan yeni yapının güdümü ile atanan profesyonel yöneticiler ve sonrasında kendisinin de yönetim kurulunda yönetimde olmasına rağmen bilgi ve onayı olmadan yapılan işlemler ve yürütülen süreç nedeniyle gerek davalı şirketin gerekse iştiraklerinin önemli ölçüde maddi ve manevi zarar ve kayıpları olduğunu, pekçok kez bilgi ve görüş talebinde bulunulmakla birlikte bu talebin karşılıksız bırakılıp kayıp ve zararların üstünün örtülmeye çalışıldığını, davalı şirket ve iştiraklerinin 14/09/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurullarının acele ile yapılan birleşme senaryolarının usulsüzlüğü nedeniyle tescilinin yapılamadığını, davalı şirketin finansal tablolarının müzakeresi ve buna bağlı konuların görüşülmesi için TTK 420 maddesi uyarınca erteleme hakkını kullandıklarını ve 26/10/2017 tarihinde genel kurulun yapıldığını, 14/09/2017 tarihli genel kurul öncesinde birleşmeye esas tablolar ve mali analizlerin incelenmesine esas olmak üzere bilgi ve belge istenmiş ise de bu taleplerin yerine getirilmediğini, genel kurulların hemen akabinde Ankara ………Noterliğinin 19/09/2017 tarih … yevmiye no.lu ihtarıyla bilgi ve belge paylaşımının talep edildiğini, aynı konuda daha kapsamlı olarak Ankara …….Noterliğinin 06/10/2017 tarih ……. yevmiye no.lu ihtarıyla da 21 madde halinde bilgi ve belge paylaşımı talebinde bulunulduğunu, ihtar yanı sıra aynı konuda e-posta da gönderildiğini, davalı tarafça sorulan sorulara 17/10/2017 tarihinde genel geçer ifadeler içeren somut bilgi ve veri içermeyen geçiştirmeye dönük cevaplar verildiğini ancak sunulan bilgi ve belgelerin soruları karşılar mahiyette olmadığını, bu hususun ayrı bir ihtarnameyle davalıya bildirildiğini, davalı şirketin 26/10/2017 günlü genel kurulda 06/10/2017 tarihli ihtar ve e-posta yoluyla gönderilen soruların tatmin edici şekilde cevaplandırılmadığı gerekçesiyle TTK 438 maddesi uyarınca özel denetim talebinde bulunulduğunu, talebin genel kurulda oy birliğiyle kabul edildiğini, özel denetimin mana ifade edebilmesi için davalı firma yanında bağlı şirketler projeler için kurulmuş şirketler ve iş ortaklıkları yönünden de inceleme yapılması gerektiğini, bu denetimin bağımsız denetçi belgesi olan bir yeminli mali müşavir tarafından yapılmasını istediklerini belirterek TTK 438 maddesi gereğince 26/10/2017 tarihli genel kurulda onaylandığı şekliyle özel denetim talebinin kabulü ve ismini belirttikleri bağımsız denetçinin denetim için atanmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalının ise somut olayda özel denetçi atanması için gerekli koşulların mevcut olmadığını, genel kurulda özel denetimin kabul edilmesinin mahkeme tarafından da başvurunun kabul edileceği sonucunu doğurmayacağını, genel kurulda kabul edilen özel denetim yapılması talebindeki konu ile davacının özel denetçi atanması talebinin konusunun aynı olmadığını, denetim yapılması istenen şirketin davalı şirket değil davalının iştirakleri ve bunların ortaklıkları olup genel kurul kararına uygun olmadığını, davacının dava dışı ………. şirketlerinin de ortağı olup bu şirketlerin genel kurul toplantılarına katılmış olmakla birlikte özel denetim talebinde bulunmadığını, bu firmalar yönünden alınmış karar olmadığından özel denetim yapılmasının da mümkün olmadığını, davacının uzun yıllar boyunca davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olup görev ve pozisyonu gereği tüm hususlarda bilgi ve sorumluluk sahibi olduğunu, TTK 438 maddesindeki denetim hakkının amacının pay sahiplerine bilgi alma ve inceleme hakkının sağlanması olduğunu, davacının bu anlamda her tür bilgi ve belgeye sahip bulunduğunu belirterek açılan davanın reddini savunmuştur.
TTK.da özel denetim isteme hakkı üst başlığı altında genel kurulun kabulü ve reddi halleri ayrı ayrı düzenleme konusu yapılmış, TTK 438.maddesinde genel kurulun kabulü halinde yapılacaklar düzenlenmiştir. Madde hükmü ” (1) Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir.
(2) Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.”şeklindedir.
Davalı şirketin İTO nezdindeki sicil dosyası getirtilmiş, şirket merkezinin Kadıköy olup, mahkememizin yetkili olduğu, davacının, davalı şirkette pay sahibi olduğu, bu itibarla talepte bulunma hakkının mevcut olduğu belirlenmiştir.
Davalı tarafça, davanın yasada öngörülen sürede açılmadığı ileri sürülmüş ise de davanın Ankara ……den 23/11/2017 tarihinde muhabere kaydı ile birlikte açıldığı, bu itibarla kanunda öngörülen 30 günlük sürenin geçmediği anlaşılmış, davalının aksi yöndeki iddiaları mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Davalı taraf davacının özel denetçi tayini için zorunlu unsur olan bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmadığını ileri sürmüş, davacı taraf ise bu hakkını e-posta ve ihtarname ile kullandığını, davalı şirket tarafından cevap verildiğini ancak verilen cevapların genel ve yetersiz cevaplar olduğunu, bu yüzden genel kurulda özel denetçi tayin edilmesi yönünde talepte bulunduklarını, talebin oy birliğiyle kabul edildiğini beyan etmiştir. 26/10/2017 tarihli 2016 yılına ait genel kurul toplantısının finansal tabloların okunması ve müzakeresi ile tasdiki maddesinin görüşülmesi esnasında davacının özel denetçi atanması yönündeki talebinin oy birliğiyle kabul edilmiş olması karşısında davalının artık bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmadığını ileri süremeyeceği mahkememizce kabul edilmiştir.
Söz konusu genel kurulda finansal tabloların tamamının, tamamında bahsedilen işlemler, bağlı ortaklıkların finansal tabloları ve içinde bahsi geçen işlemler 06/10/2017 tarihinde gerek e-posta, gerek Ankara…….Noterliğinin 20891 yevmiye sayılı ihtarı ile … vekili tarafından sorulan sorulara ilişkin olayların özel bir denetim ile açıklığa kavuşturulması oy birliğiyle kabul edilmiştir. Mahkememizde açılan davada TTK 438.maddesindeki tüm koşulların oluştuğu, davanın kabulü gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Talebin kabulüne, davalı şirketin 26/10/2017 tarihli genel kurul toplantısında davacının talebi ile gündeme alınan ve genel kurul tarafından oy birliğiyle kabul edildiği üzere TTK 438/1 maddesi uyarınca finansal tabloların tamamının, tamamında bahsedilen işlemlerin, bağlı ortaklıkların finansal tabloları ve içinde bahsi geçen işlemlerin 06/10/2017 tarihinde gerek e posta gerekse Ankara ……. Noterliğinin 20891 yevmiye nolu ihtarnamesi ile … vekili tarafından sorulan sorulara ilişkin olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulması için özel denetçi atanmasına,
Özel denetçi olarak mahkememizce resen …, … VE PROF……’nın tayin edilmesine,
Atanan özel denetçi kurulunun TTK 442 maddesi hükmünü gözeterek raporunu hazırlamasına, bu konuda 3 aylık süre verilmesine, rapor sunulduğunda sadece davalı şirkete tebliğine,
TTK 442/2 maddesi uyarınca atanan özel denetçilerden her biri için 12.000,00’er TL ücret taktirine, toplam 36.000,00 TL ücret ile 5.000,00 TL avansın davalı şirket tarafından mahkeme veznesine depo edilmesine,
2-Karar harcı 35,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, 120,00 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 156,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
Dair kesin olarak verilen karar davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.