Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1276 E. 2018/213 K. 12.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/1276
KARAR NO : 2018/213

DAVA : Çek İptali ve İstirdat
KARAR TARİHİ : 12/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Çek İptali ve İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 3.kişi …..’yle yaptığı anlaşma ile 2014 yılında başlayıp 2016 yılı sonlarına kadar ……. Bankası Kaynarca Şubesine …………’nün birtakım inşaat işlerini yapması ve karşılığında inşaatlardan elde edilecek karı vermesi için paralar gönderdiğini, müvekilinin anılan kişiden muhtelif tarihlerde varılan anlaşma gereği elde edilen kazançtan bir miktar para aldığını ve ………’nün müvekkiline toplam ödemesi gereken bakiyenin 590.000,00 TL olduğunu, müvekkiline verilmesi gereken ……. Kaynarca Şubesi ……. seri no.lu 15/01/2018 keşide tarihli 225.000,00 TL.miktarlı çek;……. Şubesi …….seri no.lu 28/02/2018 keşide tarihli 320.000,00 TL.miktarlı çek; ……. Kaynarca Şubesi ……… seri no.lu 28/02/2018 keşide tarihli 45.000,00 TL.miktarlı toplam 590.000,00 TL. bedelli çekleri davalıların haksız olarak ele geçirdiklerini, çekleri 3.kişilere vermeleri halinde müvekkilinin telafisi imkansız zarara uğrayacağını, bu nedenle çeklerin sunulması halinde ödeme yapılmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilerek çeklerin iptalini ve iade mümkün olmazsa ve çekler ödenirse çek bedellerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde aynı zamanda adli yardım talebinde bulunmuş, dava açarken harç yatırmadığı, gider avansının 55,00 TL.lık asgari sınırını yatırdığı, taraf sayısının 5 katı tutarında tebligat giderini yatırmadığı görülmüştür.
SAVUNMA : Dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunmamışlardır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; çek iptali, iadesi mümkün olmadığı takdirde çek bedellerinin istirdatı talebine ilişkindir.
Davacı tarafın adli yardım talebi, mahkememizin …….tarihli ara kararı ile karara bağlanmış, talep HMK 336/2 Maddesi uyarınca adli yardım talebinde bulunanın iddiasını dayandırdığı delillerle birlikte yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunması zorunlu olup, davacının kendisiyle ailesini geçindirmek bakımından önemli bir zarurete düşmeksizin davanın gerektirdiği giderleri ödemekten kısmen veya tamamen acz içinde olduğunu ispat edecek belge sunulmadığından reddedilmiş, 11/04/2013 gün 6459 sayılı Yasanın 23. Maddesi ile değiştirilen HMK 337/2 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 1 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile itiraz edilebileceği yasal süre içinde karara itiraz edilmesi durumunda itirazı incelemek üzere dosyanın İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi, süresi içinde itiraz edilmez yahut itiraz reddedilirse davacının dava açarken yatırması gereken tüm harç ve gider avanslarını mahkeme veznesine depo etmesi, bu hususta davacı vekiline kesin süre verilmesi, sürenin mahkememizce verilen kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği tarihten, itiraz edilirse, itiraz merciince verilen kararın tebliğinden itibaren başladığı yönündeki karar davacı vekiline 15/12/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı vekilinin yasada öngörülen süre içinde mahkememiz ara kararına itiraz etmediği, verilen kesin süre içinde ve sonrasında başvurma harcı ve peşin harcı yatırmadığı gibi gider avansını da tamamlamadığı anlaşılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun …. esas 2017/1666 kakar sayılı kararı, “…………01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 114/1-g maddesinde gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.
HMK’nın “harç ve avans ödenmesi” başlıklı 120’inci maddesinde;
“(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
(2) Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Anılan maddenin gerekçesinde ise; “Madde ile, dava açılırken yargılama harçlarının mahkeme veznesine yatırılması zorunluluğu düzenlenmiştir.
Maddede ayrıca, 1086 sayılı Kanunda yer almayan, yeni bir düzenleme yapılarak, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu avansın yetmemesi durumunda ise tamamlanması için davacıya kesin süre verileceği hususu hüküm altına alınmıştır.
Avans miktarının, davanın türü ve özelliklerine göre her yıl Adalet Bakanlığınca ilan edilecek tarifeye göre belirleneceği, maddede yer almıştır.
Maddede yapılan bu düzenlemeyle, gerekli masrafların zamanında yatırılmamasından dolayı davaların gecikmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır” ifadelerine yer verilmek suretiyle, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirildiği vurgulanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “delil ikamesi için avans” başlıklı 324’üncü maddesinde ise “ (1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.
(2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.
(3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.”
Hükmü getirilmiştir.
Anılan madde gerekçesinde de; “harç ve avans ödenmesi” başlıklı 125’inci maddede davacının dava masraflarının karşılığı olarak avans ödemesi öngörülmüştür. Bu avans, davacının delillerinin toplanması için yapılması gereken harcamaları da kapsar. Bu maddede ise daha çok davalının delillerinin toplanması için ödenmesi gereken avans düzenlenmiştir. Öte yandan davacının avansı yönünden “dava şartları” başlıklı 119’uncu maddede hüküm getirilmiştir. Davacının avansı yatırmış olması dava şartlarındandır. Şu hâlde davacı avansının yargılamanın devamı sırasında yetersiz kalması hâlinde, uygulanacak hüküm, bu maddeden ziyade 125’inci madde hükmüdür…” ifadelerine yer verilmek suretiyle, gider avansının davacının dava masraflarının karşılanması amacıyla, delil avansının ise daha çok davalının delillerinin toplanması amacıyla getirildiği belirtilmiştir.
Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan ve 03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 45’inci maddesinde: “(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade eder.
(2) Adli yardım talebiyle açılan dava ve işlerde adli yardım konusunda bir karar verilinceye kadar harç, gider ve delil avansı alınmaz. Kanunlardaki özel hükümler saklıdır.
(3) Gider avansının yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. Dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğundan reddedilir.
(4) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır.
(5) Delil avansının ödenmesine, hâkim tarafından dilekçelerin verilmesi, ön inceleme aşaması veya tahkikatın başında karar verilir…” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Yönetmeliğin 45’inci maddesinde gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade ettiği, davacının, her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, delil avansının ise tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade ettiği belirtilmiştir.
Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan ve 30.09.2011 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 1’inci maddesinde tarifenin amacının; dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu açıklanmıştır. dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmış ve tanık sayısı belirlenmiş ise tanık sayısınca tanık asgari ücreti ve tebligat gideri, tanık sayısı belirtilmemiş ise en az üç tanık asgari ücreti ve tebligat gideri, dava dilekçesinde keşif deliline dayanılmış ise keşif harcı avansı ile birlikte 75,00-TL ulaşım gideri, dava dilekçesinde bilirkişi deliline dayanılmış ise Bilirkişi Ücret Tarifesinde davanın açıldığı mahkeme için öngörülen bilirkişi ücreti, diğer iş ve işlemler için 50,00-TL’nin davacı tarafından ödeneceği belirtilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, Yönetmelikte gider avansının içinde delil avansı için gerekli giderler de gösterilmiştir. Gider avansının yatırılmaması hâlinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir (Yön. m. 45/3); delil avansının yatırılmaması hâlinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır. (Yön. m. 45/4). Bu durumda Yönetmeliğin 45’inci maddesinin birinci fıkrası ile dördüncü ve beşinci fıkraları arasında uyum bulunmadığından, HMK.’nın 324’üncü maddesi gözetilerek Yönetmeliğin 45’inci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarının öncelikle uygulanması gerekir (……… M., Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku ……. Bası, Ankara 2012, s.354 ).
Bu itibarla, her ne kadar Yönetmeliğin 45’inci maddesinin birinci fıkrasında “keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi” delillere ilişkin meblağ da gider avansı kavramı kapsamında ifade edilmiş ise de, aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan “Dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması” ifadesinden deliller için yatırılması gereken avans dışındaki meblağın anlaşılması gerekmektedir. Nitekim üçüncü fıkrada sadece “gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması” ifadesi kullanılabilecekken, bu ifadenin önünde bilinçli olarak “Dava şartı olan” ibaresinin de kullanıldığı görülmektedir.
Dolayısıyla yukarıda belirtilen Yönetmelik hükümleri, 6100 sayılı Kanun’un 120’inci maddesindeki gider avansı ile ilgili düzenleme ve 324’üncü maddedeki delil ikamesi için avans kuralı birlikte değerlendirilerek, dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderleri için dikkate alınması, tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin ise gider avansı içinde değerlendirilmemesi gerekir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; davacı vekilince dava açılırken tebligat ile diğer iş ve işlemler gideri karşılığı olarak 145,00-TL gider avansının mahkeme veznesine yatırıldığı, ardından mahkemece 30.04.2015 tarihli tensip zaptının 8’inci bendinde yer alan ara karar ile tanık gideri karşılığı olarak 87,00-TL’yi iki hafta içerisinde yatırması için davacı tarafa kesin süre verildiği ve belirtilen tutarın kesin süre içerisinde yatırılmadığı takdirde HMK’nın 115’inci maddesi gereği dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddedileceği ihtar edilerek bu hususları içeren ara kararın davacı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte, davacı vekili tarafından iki haftalık sürede masrafın yatırılmaması sonrasında, mahkemece davacı vekilinin verilen kesin süre içinde belirtilen masrafı yatırmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, tanık deliline dayanılması sebebiyle istenilecek giderin delil avansı olduğu kabul edilip, HMK’nın 324’üncü maddesi uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken bu masrafların gider avansı olarak kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmesi hatalıdır.”şeklindedir.
Davacı, mahkememizde dava açarken diğer iş ve işlemler için gerekli gider avansını yatırmış ancak Tarifenin 4’üncü maddesinde gider avansı olarak gösterilen Yargıtay HGK’nun da gider avansı olarak kabul ettiği taraf sayısının beş katı tutarında tebligat giderini verilen kesin süre içinde yatırmadığı anlaşılmış olmakla, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 35,90 TL ile başvurma harcı 35,90 TL.nin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliğiyle karar verildi.