Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1272 E. 2018/179 K. 27.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1272 Esas
KARAR NO : 2018/179

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 27/02/2018

Dosya İstanbul Anadolu …….Asliye Hukuk Mahkemesinin……. esas …….. kararının istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi….Hukuk Dairesinin ….. esas …… karar sayılı 26/10/2017 tarihli kararı ile mahkememize gelen ve ….. esas numarası alan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tanınmış bir marka olduğunu, toplumsal birçok projeye destek verdiğini, müvekkilinin gençlere ve eğitime vermiş olduğu desteğin son dönemlerde gündemde yer alan ……… yurtlarına ait olduğu söylenen yurtlarda meydana gelen tecavüz skandalı nedeniyle ciddi bir biçimde çarpıtıldığını, davalının kişisel ……….hesabı üzerinden müvekkili firmanın kişilik haklarına ağır bir biçimde saldıran ileti paylaştığını, ” …..sponsoru.. …… ” şeklindeki ileti ile davalının müvekkilinin açıka çocuk istismarcılarını desteklediği yönünde haksız ve ağır ithamlarda bulunduğunu, ancak müvekkili firmanın doğrudan öğrencilere giden burslar ile öğrencileri desteklediklerini, herhangi bir vakıf veya derneği desteklemediklerini, davalı tarafından yapılan eylem nedeniyle müvekkilinin kişilik haklarının zedelendiğini, davalının yaptığı açıklamanın gerçekliğini ispat etmesi gerektiğini, davalının yapmış olduğu paylaşımlar ile müvekkili şirketin kişilik haklarını ve ticari itibarını ağır bir biçimde ihlal ettiğini beyan ederek 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin atmış olduğu tweet ile eleştirisi içerisinde kalınarak dağer yargılarını beyan ettiğini, müvekkilinin ülke gündeminde ve toplumda öne çıkan sorunlara ilişkin yazılar kaleme aldığını, müvekkilinin atmış olduğu tweetin tamamen eleştri sınırları içerisinde olduğunu, herhangi bir hakaret veya gerçek dışı beyan içermediğini, …… yaşanan utanç verici olayın Ceza Mahkemesince doğruluğunun tespit edildiğini, yaşanılan olayın toplumu yaralayan bir olay olması nedeniyle eleştirilerin bir nebze sert olmasının gayet normal olduğunu, davacı fiörmanın bu olaya ilişkin birçok davasının olduğunu, …… gibi üzücü bir mevzu nedeniyle zarar gören imajını bu davalar ile iyileştirmeye çalıştığını beyan ederek haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davalının sosyal paylaşım sitesinde yaptığı paylaşım nedeni ile davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı, ticari itibarının ihlal edildiği, TTK’nun 55. maddesi kapsamında gerçeğe aykırı ve incitici beyanlarla davacı şirketin rakiplerinin rekabette öne çıkarılmak suretiyle haksız rekabete sebebiyet verildiği iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde davalının sözlerinin aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği ileri sürülmüştür. TTK 55 /(1)-a-1 maddesinde düzenlenmiş olan “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” iddiasına dayalı aynı yasanın 56/1-e maddesi uyarınca manevi tazminat isteminde bulunulmuş olmasına göre, TTK’nın 54 vd. maddeleri kapsamında yer alan haksız rekabet kurallarının uygulanması gerekir.
……. 22 Nisan 2013 tarihli ….. başvuru nolu kararında “İfade özgürlüğünün, demokratik bir toplumun vazgeçilmez esasını ve bu toplumun gelişiminin ve her bireyin kendini gerçekleştirmesinin temel koşulunu oluşturduğunu, 10. maddenin 2. fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla ifade özgürlüğünün sadece kabul edilen, zararsız ya da farklı olan bilgi ya da düşünceler için değil ama ayrıca hoşa gitmeyen, sarsıcı ya da rahatsız edici olanlar için de geçerli olduğunu, bunların, demokratik toplumun onlarsız olamayacağı çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gereği olduğunu, 10. maddede açıklandığı gibi bu özgürlüğe yapılan sınırlamaların her halde dar yorumlanması gerektiğini ve herhangi bir sınırlama gereksiniminin ikna edici bir biçimde ortaya koyulması gerektiğini,…” ifade etmektedir.
Somut olaya gelince, davalı tarafından paylaşımın yapıldığı tarihlerde kamuoyuna dava dışı………ı bünyesindeki yurtta öğretmen tarafından çocuklara cinsel saldırı niteliği taşıyan eylemlerin yazılı ve görsel basında ve sosyal medyada uzun süre yer aldığı, toplumun çok büyük kesminden tepki aldığı, eylemin çocuğa karşı yapılmış olmasının ayrıca toplumda bir infial duygusu yarattığı, her ne kadar bu suç sayılan eylemin vakıfla beraber anılması doğru değil ise de toplum psikolojisinde vakfa yönelik sert eleştirilerin de yapıldığı malumdur. Davacı şirketin toplumda bu derecede infialin yaşandığı dönemde vakfa sponsor olduğunu duyurması çok kişinin tepkisini çekmiştir. Davalının davacı şirketin abonesi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili dilekçesinde müvekkili aleyhine karalama kampanyasına dönüşme iddiası ise birbirinden bağımsız çok sayıdaki abonenin eleştiri niteliğindeki sosyal tepki olduğu, bir araya gelinerek bir kampanya olduğu yönünde veri yoktur. Abonenin paylaşımının haksız rekabet oluşturacağı düşüncesi ise yerinde değildir…. de yakın tarihteki kararlarında büyük ve halka açık şirketlerin kabul edilebilir eleştiri sınırlarını daha geniş olduğunu belirtmiştir.
Dava konusu olan t…….. sponsoru……….” olarak yer alan ifadenin kamuoyuna yansıyan olayın tarafları ile ilgili olduğu, davacı tarafça da olay ile ilgili üzüntü duyulduğuna yönelik beyan ile kamuoyuna açıklama yapılmış olduğu, dosya kapsamı, ibraz edilen delil niteliğindeki belgeler ve taraf beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirkete ait operatör kullanıcısı olduğunu belirten davalının paylaşımının içerik olarak kamuoyuna yansıyan olaya ilişkin bir tepki niteliğinde olduğu ve eleştiri sınırlarında kabul edilmesi gerektiği, davalının davacı hakkında sarf ettiği ifadelerin, yukarıda değinildiği gibi hoşa gitmeyen, sarsıcı hatta rahatsız edici olanları dahi .,……. 26. maddesi uyarınca ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında korunması gerektiğinden, davacı aleyhine rakipleri karşısında haksız rekabete meydan verecek mahiyette olmadığından, eleştiri sınırlarında kaldığının kabulü ile davacının kişilik haklarına ve ticari itibarına saldırı niteliğinde bulunmadığı anlaşılarak davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Emsal: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi’nin …… tarihli … Esas …… Karar sayılı kararı)
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 35,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 305,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.