Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1269 E. 2022/700 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1269
KARAR NO:2022/700

DAVA:Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ:07/12/2016
KARAR TARİHİ:11/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın ortaklarının tamamının— olan ve— kurulmuş bir firma olduğunu, firmanın iştigal alanının — ve aynı zamanda üretilmiş olan — firmalarına kiralama olduğunu, davalı firmanın inşaat işlerine “—– sözleşmesi yaparak başladığını, bu sözleşme uyarınca müvekkilinin davalı ile —-sözleşmesi yaptığını, müvekkilinin davalının hakedişleri ödememesi nedeniyle —şubesine ihtarname çektiğini, neticesinde davalının, müvekkilinin kiraladığı kalıpları da müvekkiline iade etmediğini, bunun üzerine müvekkilinin— dava no.lu alacak davası açtığını, davanın müvekkili lehine sonuçlandığını iddia ederek anılan kararın tenfizini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; MÖHUK 52.maddesi uyarınca tenfiz istemine konu ilamın mutlaka kesinleşmiş olması gerektiğini, davacı tarafından bahsi geçen kararın kesinleştiğine dair bir delil sunulmadığını, tenfiz şartları başlığını taşıyan MÖHUK 54.maddesinin (a) bendinde sayılan tenfiz şartlarının da yerine getirilmediğini, iki devlet arasında bir karşılıklılık bulunmadığını, —devleti mahkemelerince verilen bir ilamın — Mahkemelerince tanınıp tenfizine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin savunma hakkının ihlal edildiğini, dava süresince müvekkilinin temsil edilmediğini, davacı şirketin —kurulu bir şirket olduğunu, çok taraflı anlaşmalara taraf olmadığını bu nedenle teminat yatırması gerektiğini, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açmasının kötü niyetin göstergesi olduğunu, talep miktarını açıklaması ve bunun harcını yatırması gerektiğini, yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili şirketin asıl davacı olan —- bağımsız olduğunu, ayrı tüzel kişiliğe haiz olduğunu ve tenfiz davasına konu kararda yer alan alacağı ödemek durumunda bırakılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; yabancı mahkeme kararının tenfizi talebine ilişkindir. Davacı yan —-dava nolu 05/01/2011 tarihli kararı ile —sayılı 03/07/2011 tarihli kararının MÖHUK 52.maddesine göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla karardaki 50.000,00 UAE dinarının tenfizini talep etmiş, davalı yan tenfizi talep edilen kararın kesinleştiğine dair bir ibare bulunmadığını,— arasında bir karşılıklılık olmadığını, —sözleşmesine taraf olmadığı gibi, — ile arasında iki taraflı bir sözleşmede bulunmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını, davacının teminat yatırmakla yükümlü olduğunu, davanın nisbi harca tabi olup eksik harcın tamamlatılması gerektiğini, tenfizi talep edilen kararda asli taraf olarak yer alan— ortaklığının tarafı olmaktan tüm yükümlülüklerini bırakarak ayrıldığını, tenfize konu kararda haklarındaki talebin reddedildiğini, bu nedenle tenfizin talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
—- kayıtlı olarak açılmış, mahkemenin 18/10/2017 tarihinde kesinleşen görevsizlik kararıyla süresinde taleple dosya mahkememize gönderilmiştir.Davacı yan tenfizini talep ettiği tutar üzerinden eksik peşin harcı yatırmış, tenfize konu karar aslını ve onaylı— tercümesini ibraz etmiştir.
—arasında karşılıklılık esasına dayalı bir anlaşma yahut o devletle — Mahkemelerinden verilen kararların tenfizini mümkün kılan kanun hükmü yahut fiili uygulama bulunup bulunmadığı ve — kararların kesinleştirme işlemleri hakkında mahkememize bilgi verilmesi için — yazı yazılmış ayrıca davacı vekilinin talebi üzerine dosya kapsamı ile ilgili olarak bilirkişiden de rapor alınmıştır.Tenfiz talebine konu olan — Mahkemesinin kararında davacının mahkemenin dosyasında davacı olan şirket olduğu, tenfiz talebine konu olan kararda davalı olarak — gösterildiği, karar başlığında davaya katılan taraflar olarak da mahkememiz dosyasında davalı gösterilen —yer aldığı, mahkememizdeki davanın —-aleyhine açıldığı anlaşılmıştır. Tenfize konu kararda mahkemenin davaya sonradan katılan —-dava konusu alacaktan sorumlu tutulması talebini kabul etmediği her bir şirketin kendisine ait bağımsız mali bütçesi ve bağımsız bir tüzel kişiliği bulunduğuna karar verdiği, yalnızca davalı—Mahkemesinin de bu kararı onadığı anlaşılmıştır. Mahkememiz dosyasında davalı olarak gösterilen şirket hakkında tenfize konu edilebilecek bir karar verilmediği tenfize konu karar ile hükmedilen tutarın —- tahsiline karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı yan— Mahkemesinde davalının bir — olduğunu, özel bir adi ortaklık olup tüzel kişiliği bulunmadığını, ortakların ortaklık işlerinden ötürü müşterek ve müteselsilen sorumlu olacaklarını, bu iddiaları yerinde görülmez ise HMK 124 maddesi hükmünün uygulanmasını istediklerini bildirmiştir.Mahkememizde açılan dava yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkin olup tenfiz davasının tarafları tenfize konu kararın taraflarıdır. Tenfize konu kararda davalı — olup mahkememiz dosyasında davalı değildir. Yine tenfiz talebine konu olan yabancı mahkeme kararında —- yargılamaya sonradan dahil olduğu, davalı sıfatı taşımadığı, davacının alacak talebinden bu şirketinde sorumlu tutulması yönündeki isteminin yabancı mahkeme tarafından ayrı bir tüzel kişilik olması nedeniyle kabul görmediği, aleyhine hüküm kurulmadığı, dolayısıyla mahkememizde tenfiz talebiyle açılan davada aleyhine hüküm olmayan bir şirket taraf gösterilip hakkında tenfiz kararı verilemeyeceği, davalının tenfizi istenen kararda adı geçen— ortağı olmasının da yargılamayı gerektirdiği ve esasen tenfiz davasında değerlendirme konusu yapılamayacağı bu yüzden davacının HMK 124. maddesi kapsamındaki talebinin de yerinde olmadığı sonucuna varılarak davanın pasif husumet yokluğundan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20 TL ile 786,67 TL. toplamı 815,87 TL. harçdan mahsubu ile bakiye 735,17 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan 38,00 TL.yargılama giderinin davacıdan alınıp davalı tarafa ödenmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — 7/2 ve 13/1 maddelerindeki esaslara göre belirlenen —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.