Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1245 E. 2023/489 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2017/1245 Esas
KARAR NO:2023/489
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/11/2017
KARAR TARİHİ: 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında 17/03/2017 tarihli sözleşmeye yapıldığını ve 300 adet ikili öğrenci sırası siparişi verildiğini, müvekkili tarafından borcuna istinaden 150.000,00 TL ‘nin çekle ödendiğini, ancak siparişlerin teslim edilmediğini, çeklerin ödeme tarihlerinin gelmesi üzerine müvekkili tarafından ödeme yapıldığını ancak davalı şirket sahibinin cezaevine girdiğini, borçlu aleyhine icra takibi yaptıklarını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve müvekkilinin alacağını karşılayacak miktarda davalının makinelerinin ihtiyaten haczine, bu taleplerinin reddi halinde makineler üzerine, satışlarının engellemesi amacıyla tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı davaya cevap vermemiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, bedelsiz kaldığı halde ödenen çek bedellerinin istirdatı talebi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkememiz dosyası üzerinden yapılan incelemede; Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır. ——— Dosya incelendiğinde; Davacı, davalı şirket aleyhine, asıl alacak, işlemiş faiz olmak üzere toplam 151.965,92 TL icra takibinde bulunmuş olduğu, davalı yanın borca, faize ve tüm ferilere itirazda bulunarak takibin durdurulmasını talep etmiştir.
Alınan —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının Huzurdaki Davanın dayandığı Takibe dayanak yaptığı ve Davalı Şirkete Bedellerini ödediği, ancak ödenen bu çekler karşılığında sözleşme gereği teslimi gereken malların teslim edilmemiş olması nedeniyle çeklerin bedelsiz kalmış oldukları iddiasıyla takip yoluyla istirdadı talep edilen 150.000.-TL Alacak ve buna bağlı olarak 1.965,92 TL İşlemiş Faiz Taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğu rapor edilmiştir.Alınan 05/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı vekili 19.2.2019 tarihli beyan dilekçesinde davalı şirkete 14.9.2017 tarihinde 45.000 TL vermiş olduğunu beyan etmiş ise de bu husus kesin delille ispat edilememesi, Dosya kapsamında incelenmesinden davada uzunlar mobilya adına 28.9.2017 tarihinde 30000 11 post çekimi gerçekleştirildiği, diğer ifadeyle davalı şirketin dava dışı —— ait kredi kartından 30000 tl tahsilat yaptı ancak bu tahsilata ilişkin bir açıklayıcı makbuz, belge ve benzeri dosyada yer almadığı, söz konusu iddianın beyandan ibaret kaldığı, Bu ödemenin açıkça davacı ile dava dışı —— arasında, davacının davaya konu senetler dolayısıyla uğrayabileceği itibar kaybının ortadan kaldırılması maksadıyla gerçekleştirilen bir operasyonel işlem olduğu hususunda ispata yarayan hiçbir bilginin ve delilin dosyada olmaması, dolayısıyla bu yöndeki iddianın da ispata muhtaç olması, dava dışı —– tarafından davacı hesabına 29.9.2017 tarihinde “çek ödemesi olarak gönderildi” Açıklaması ile gönderilen— söz konusu hukuki ilişkinin tarafının davalı olmaması sebebiyle izaha muhtaç olması karşısında davacı yanın iddia etmiş olduğu alacağın ispata muhtaç olduğu ve bu aşamada söz konusu ispatı yerine getirilemediği rapor edilmiştir.
Tanık —- beyanında, “… Ben —– yılı sonlarına kadar davacının yanında şoför olarak çalıştım, ayrıca davacıyı —- bu yana tanımaktayım, ayrıca davalı ——— ile uzun yıllardır tanıyıp bilmekteyim, taraflar arasındaki ticari ilişkiye her iki tarafı da tanımam sebebiyle ben vesile oldum, davacı taraf yapılacak olan iş karşılığında davalı tarafa 75.00,00 ‘er TL bedelli iki adet çek vermiştir, çekler davalıya verilmesine rağmen ürünler davacı tarafa teslim edilmedi, ayrıca davalı tarafa henüz ürünler davacıya teslim edilmeden verilen çekler kendi ticari ilişkilerinde kullanılmaya devam edildi, davalı tarafın çekleri vermiş olduğu kişiler davacıya arayıp çekin bedelini ödeyip ödemeyeceğini sordular, akabinde davacı taraf benimde yanında bulunduğum bir ortamda davalı şirket yetkilisi ——- arayarak “ürünleri hem teslim etmediniz, hem de çeklerimi kullanıyorsunuz, çekleri tarafıma iade edin, ” dedi. Ancak davalı şirket yetkilisi kendisinin bu durumun mümkün olmadığını söyledi. Davacı taraf ticari itibarının zedelenmemesi için öncelikle 45.000,00 TL ‘ye benim vasıtamla elden olmak kaydıyla ——- bizzat kendim teslim ettim, bakiye kalan 30.000,00 TL ‘nin ödenmesi yönünden ise 15 günlük bir zaman istedik bu kalan 30.000,00 TL’ye davacı o dönemde nakit ihtiyacı içerisinde bulunduğu için ben kendi kredi kartımdan karşıladım, yapılan ödemeler neticesinde —— 1. Çeki fiziken bana verdiler, ben de davacıya çeki elden teslim ettim, davacı tarafta bu çeki bu bankaya bizzat kendisi götürerek teslim etmiştir, 2. 75.000,00 Tl’lik çek ödeme günüden bir kaç gün önce davalı şirket yetkilisi ——— davacıyı arayarak çeki başka bir firmada değerlendirdiğini ve kendisinin çek bedelini ödeyemeyeceğini, ve mümkünse davacı taraftan ödenmesini talep etti, davacıda maddi olarak zor bir dönemden geçtiği için ben kendisine kendi banka hesabımda bulunan kendime ait paradan 75.000,00 TL çekerek davacı tarafa nakit olarak borç mukabilinde verdim davacı taraf daha sonra parayı bana peyderpey geri ödemiştir, Ben bu 2. 75.000,00 TL lik çeke ilişkin parayı da elden bizzat davalı şirket yetkilisi——– teslim ettim, çekin ödenmesine bir gün kala ——— davacıyı arayarak ben personellerime iki üç aydır maaş ödemesi yapamıyorum, vermiş olduğunuz çek bedeli karşılığı olan parayı personellerime maaş olarak dağıttım dolayısıyla çek bedelini ödeme gücüm yoktur, dedi. Ben davacının yanında şoför olarak çalışıyordum,——- yılında 10.000,00 TL civarı maaş alıyordum, davacının daha fazla zor durumda kalmaması için 2. Çekin bedelini esasen ödemiş olmasına rağmen yasal zorunluluk gereği yeniden ödemesi gerektiğinden ben bankadan kendi adıma 80.000,00 TL kredi çekerek davacıya banka hesabından gönderdim, davacı da 2. Çekin ödeme günü geldiğinde tahsilatı gerçekleştirmişti…,” demiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık beyanı, bilirkişi raporları, bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Davacının iddiasına göre; davacı, 300 adet öğrenci sırasının yapımını davalıya sipariş vermiş, borcun tamamını çekler ile ödemiştir. Davalı tarafından 300 adet sıranın imalatı ve teslimi gerçekleşmemiştir. Davacı, sıraların kendisine teslim edilmediğini, ancak çek bedellerini ödediğini belirterek davalı aleyhine ödediği çekler yönünden icra takibi yapmış, borçlunun itirazı üzerine İİK 67.maddesi kapsamında itirazın iptali talep etmiş olduğu, davacının davaya konu senetler dolayısıyla uğrayabileceği itibar kaybının ortadan kaldırılması maksadıyla gerçekleştirilen bir operasyonel işlem olduğu hususunda ispata yarayan hiçbir bilginin ve delilin dosyada olmaması, dolayısıyla bu yöndeki iddianın da ispata muhtaç olması, dava dışı ——— tarafından davacı hesabına 29.9.2017 tarihinde “çek ödemesi olarak gönderildi” Açıklaması ile gönderilen 7.5000 TL’nin söz konusu hukuki ilişkinin tarafının davalı olmaması sebebiyle izaha muhtaç olması, dava dışı ——- davalıya yapmış olduğu ödemenin davaya konu olan çeklere ilişkin olup olmadığı, ödeme yapılırken açıklama olarak çek ödemesi denilmesinin davaya konu çeklerin mi kastedildiğinin anlaşılamadığı ve çeke dair seri no, banka , keşide tarihi miktar vs. Belirtilmediği, dolayıısyla davacı yanın iddia etmiş olduğu alacağın ispata muhtaç olduğu ve bu aşamada söz konusu ispatı yerine getirilemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 179,90 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.835,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.655,47 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 345. maddesi uyarınca 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer eş değer Mahkemesine verilecek usulüne uygun istinaf dilekçesi ile —- Adliye Mahkemesi İstinaf Yasa Yoluna başvurabileceği belirtilerek verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/06/2023