Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/120 E. 2018/809 K. 07.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/120
KARAR NO : 2018/809

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/01/2017
KARAR TARİHİ : 07/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın ……. Şubesiyle davalı arasında genel nakdi, gayri nakdi kredi sözleşmesi, ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmeleri imzalandığını, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini, borcun yine de ödenmediğini, bu nedenle davalı hakkında başlatılan takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaliyle takibin devamına, ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip öncesinde davacı bankanın keşide ettiği hesap kat ihtarnamesinin yasanın aradığı koşullara uygun olmadığını, hesap kat ihtarnamesinde borç miktarının açık ve net olarak belirtilmesi gerektiğini, her bir borçlunun sorumluluk miktarının ve borçlarının nereden kaynaklandığını, bir sözleşmeye dayanılıyor ise sözleşmenin tarih ve numarasının belirtilmesini gerektiğini, ihtarname usulune uygun değil ise alacağın muacceliyetinden ya da kesinleşmesinden söz edilmeyeceğini, davacı bankanın keşide ettiği ihtarnamede hesabın hangi kredi ilişkisine dayanılarak kat edildiği belirtilmediği gibi, kredi sözleşmelerinin tarihleri, numaraları, limitlerinin de belirtilmediğini, ayrıca ihtarnameye sözleşme örnekleri ile hesap özetinin de eklenmediğini, bu durumda davacı yanın keşide ettiği ihtarnamenin, yasanın aradığı koşullarda ve usulüne uygun olmadığını, yine kat hesap ihtarnamesine hesap özetinin eklenmesi gerektiğini, takip öncesinde talep edilen akti faiz ile ile % 54 oranındaki temerrüt faizinin son derece fahiş olduğunu, bankanın hesap kat tarihinde fiili olarak uyguladığı faiz oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, icra takibinde icra takibinde satış suretiyle paraya çevrilmesi talep edilen araçların ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi adı altında alacaklı banka tarafından kullandırılan kredinin teminatı olup, müvekkili şirkete kullandırılmış olan diğer nakdi veya gayri nakdi kredilerin teminatı olamayacağını, müvekkili şirketin takibe konu araçlar ile ilgili olarak davacı banka ile akdetmiş olduğu Taşıt Kredisi ve Rehin Sözleşmesine istinaden ödemelerini tamamlamış olduğunu, davacı bankanın ödemeleri bitmiş bir kredi ilişkisinin teminatı için takip yapmasının haksızlık olduğunu, takibin bu nedenle iptal edilmesi gerektiğini, aksi kanaat halinde genel kredi sözleşmelerine konulmuş olan hükümlerin haksız şart mahiyetinde olup hukuken bir geçerliliklerinin olmadığını belirterek haksız davanın reddi ile davacının alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı bankanın …. Şubesi ile davalı arasında imzalanan genel nakdi, gayri nakdi kredi sözleşmesi, ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmeleri uyarınca kullanılan kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında başlattığı takibe davalının itirazının iptali ve takibin devamı ile davalının tazminata mahkum edilmesi istemiyle dava açmıştır. Davalı cevap dilekçesinde gönderilen kat ihtarnamesinin yasanın aradığı koşullara sahip olmadığını, dolayısıyla borcun muaccel hale gelmediğini, akdi ve temerrüt faiz oranlarının fahiş olduğunu, icra takibinde satış suretiyle paraya çevrilmesi istenen araçların yalnızca ticari satış kredisi ve rehin sözleşmesi adı altında kullandırılan kredinin teminatı olup, diğer nakdi yahut gayri nakdi kredilerin teminatını teşkil etmediğini, araçlar için düzenlenen kredi ve rehin sözleşmesinden doğan borçların ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 12/07/2017 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Getirtilen İstanbul Anadolu —————.İcra Müdürlüğünün 2016/16441 sayılı takip dosyasında davacının davalı hakkında taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığı ödeme emrinin davalıya tebliği üzerine davalının takibe süresinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ olmadığı, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu belirlenmiştir.
Davaya konu takip dosyasında 1.162.264,09 TL.nakdi kredi ve 2.580 TL.çek depo riski ve 12.500 TL.teminat mektubu riski karşılığı şimdilik 329.000 TL.nin tahsilinin talep edildiği, davaya esas değerinde 329.000 TL.olarak gösterilip harç yatırıldığı, sonuçta davalının itirazının iptali talebinde bulunduğu görülmekle davacı vekilinden dava ve takipteki talebini açıklaması istenmiş, davacı vekili bu konuda 28/06/2017 tarihli dilekçesini sunarak, aynı zamanda 12/07/2017 günlü duruşmada da açıklamada bulunmuştur.
İcra takibi öncesi davalıya gönderilen hesabın 27/06/2016 tarihinde kat edildiğine ilişkin ihtarnamede ödenmesi gereken tutar ve depo talebine esas tutarların belirtildiği ayrıca ihtarname ekinde kat edilen ve muaccel hale gelen kredi detaylarının tablo halinde gösterildiği, ödeme planı, cari hesap özeti ve müşteri hesap özetinin gönderildiği, ihtarnamenin davalıya 01/07/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu görülmüş, davalının ihtarnameye yönelik itirazlarının yerinde olmadığı, kat ihtarının tüm unsurları taşıdığı belirlenmiştir.
Dayanak genel kredi sözeşmesi, ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmeleri incelenmiş, rehin sözleşmelerinin 18.maddesinde sözleşmede yazılı taşıt yahut taşıtların plaka ve plakaya bağlı bütün haklarıyla birlikte gerek taşıt kredisi sözleşmesinden gerekse bankayla imzalanmış olan veya imzalanacak olan başka sözleşmelerden yahut herhangi bir nedenden doğmuş doğacak borçların teminatını teşkil etmek üzere rehnedildiğinin kabul ve beyan edildiği görülmüş, davalının aksi yöndeki savunması da bu yüzden yerinde görülmemiştir.
Davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği alacağın tespiti bakımından dosya bilirkişiye verilmiş, rapor ve itirazlar uyarınca ek raporlar alınmıştır. Bilirkişi bankanın ————- şubesinde yaptığı incelemeler sonucunda, takip talebinde 1.sıradaki ticari nitelikte kredi borcuna ilişkin talep, 5.sıradaki gayrinakdi çek kredisi borcuna ilişkin ve 6.sıradaki ticari kredili mevduat borcuna ilişkin talepler yönünden hesaplama yapmış, takip talebinde 3.sırada yer alan taksitli ticari kredi borcuna ilişkin talep yönünden kök rapor ve 1.ek raporunda davacı tarafın delil sunmadığını, talebin ispatlanamadığını bildirmiş, davacı vekili ek rapora itirazında bu alacak kalemine yönelik tespite bir itirazda bulunmamıştır. Takip talebinin 4.sırasında istenen teminat mektubu borcu yönünden de dosyaya delil sunulmadığı, kök ve ek raporda bilirkişi tarafından bildirilmiş, davacı vekili rapora itiraz dilekçesinde bu alacak kalemine yönelik tespit için bir açıklama yapmamıştır.
Davacı vekili davasına ilişkin açıklamasında takip talebinde yer alan 1,3,4,5 ve 6.sıradaki talepler yönünden öncelikle değerlendirme yapılması, bunların toplamının 329.000 TL.yi aşmaması halinde takipte 2.sırada yer alan borçlu cari hesap borcuna ilişkin asıl alacak miktarına tamamlanmasını istediklerini beyan etmiştir. Bu talep gözetilerek bilirkişi tarafından hazırlanan 06/07/2018 tarihli rapor uyarınca davacının takip talebinde 1,5 ve 6.sıradaki kredi alacakları toplamı 329.000 tL.yi geçmediğinden kalan miktar 2.sırada talep edilen borçlu cari hesap borcuna ilişkin asıl alacak tutarından 317.292,84 TL ile sınırlı olmak kaydıyla düşülmüştür.
Yapılan yargılama ve toplanan deliller uyarınca davalının davacı banka nezdinde kullandığı krediler nedeniyle borcunun bulunduğu davalının ileri sürdüğü iddiaların yerinde olmadığı, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir nitelikte olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne ve davalının itirazında haksız alacağın likit olması dikkate alınarak hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE, davalının İstanbul Anadolu ————–İcra müdürlüğünün 2016/16441 sayılı takip dosyasında itirazının;
Ticari nitelikte kredi borcuna ilişkin olarak
10.702,60 TL asıl alacak,
497,64 TL temerrüd faizi,
24,88 TL BSMV olmak üzere toplam 11.225,12 TL üzerinden,
Gayrinakdi çek kredisi borcuna ilişkin olarak
83,21 TL temerrüd faizi,
4,16 TL BSMV olmak üzere toplam 87,37 TL üzerinden,
Ticari kredili mevduat borcuna ilişkin olarak
384,19 TL ana para,
9,99 TL akdi faiz,
0,49 TL BSMV olmak üzere toplam 394,67 TL üzerinden ve borçlu cari hesap borcuna ilişkin olarak 317.292,84 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin belirtilen bu tutarlar üzerinden devamına,
Hükmedilen asıl alacak tutarlarına (ticari kredili mevduat borcu için taleple bağlı kalınarak %30,24 oranında olmak kaydıyla) takip tarihinden itibaren %54 oranında temerrüd faizi ve faizin %5 gider vergisinin uygulanmasına,
2-Hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
3-Karar harcı 22.473,99 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.973,50 TL ile icra dosyasına yatırılan 1.645,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.855,49 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.973,50 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, 558,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.494,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– deki esaslara göre belirlenen 25.690,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. –