Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1158 E. 2020/119 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1158
KARAR NO: 2020/119
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/10/2017
KARAR TARİHİ: 05/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —————-numarasında kayıtlı olan davalı şirketin %10 hissedarı-kurucu ortağı olduğunu, şirketin ———- faaliyet alanının suyolu taşımacılığını destekleyici olarak——- olduğunu,———- adresinde konuşlu ————— halen işletmekte olduğunu, davalı şirketin ———- tarihli olağan———- müvekkilinin katılım sağladığını, ——— taleplerinin reddi ile——-yılı faaliyet raporunun tasdiki ve karın tamamının yedek akçe olarak şirket bünyesinde kalmasına oy çokluğu ile karar verildiğini, davalı şirketin ———– döneminde ilişkili kişi ve firmalarla yapılan hizmet alım satımının emsallerine uygun olup olmadığı hususunda özel denetçi atanması için müvekkilinin temsilcisinin verdiği önergenin de oy çokluğuya reddedildiğini, genel kurul toplantısında gündemin 2,3,4,5 ve 6. Maddelerine ilişkin muhalefet şerhlerini sunduklarını, yönetim kurulu faaliyet raporunun toplantı esnasında tevdi edildiğini, şirket yönetim kurulu tarafından hazırlanan yönetim kurulu faaliyet raporu ile bilanço ve kar- zarar tabloların tasdik etmediklerini, yönetim kurulunu da ibra etmediklerini , şirketin temel kuruluş amacının kar amacı olduğu göz önüne alındığında, davalı şirketin kurulduğundan bu yana sürekli kar elde etmesine rağmen elde edilen karın dağıtımına ilişkin şirket ana sözleşmesinin değişik 19. Maddesi karşısında şirket ——– kar dağıtılmaması yönünde kararlar alınmasının şirket pay sahiplerini zarar uğrattığı hususun aşikar olduğunu, şirket tarafından —– yılı net dönem karı —— TL olduğunu, bu tutardan %5 yedek —ayrıldıktan sonra dağıtılabilir karı——— olmakla birinci tertip kar payı olarak dağıtılacak asgari tutar ——— olduğunu, birinci tertip kar payının dağıtılması halinde şirket mali yapı bozulması söz konusu olmayacağını, yönetim kurulu üyeleri ve üst düzey yöneticilerine yapılan ödenen mali haklar bir önceki yıla göre %74,56 artırıldığını iddia ederek muhalefet şerhi konulan ———tarihli ————– iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; genel kurul kararı aleyhine karar tarihinden itibaren 3 ay içinde iptal davası açılabileceğini, ———-tarihinde yapıldığını, huzurdaki davanın ise ———- tarihinde açıldığını, yasadaki hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığından davanın esasa girilmeksizin süre yönünden reddini talep ettiklerini, dava dilekçesinde iptal sebebi olarak öne sürülen iddiaların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirket kurucularının ve organlarının kanunu ve esas sözleşmeyi ihlal etmediği gibi şirket tüzel kişiliğini ve pay sahiplerini de zarara uğratmadıklarını, müvekkili şirketin ————— yılları için kar dağıtımı yaptığını, davacı —– bu yıllara ait kar payı ödendiğini, —– yılından sonra ise müvekkili şirketin yoğun bir yatırım sürecine girdiğinden dolayı ortaklarına kar dağıtamadığını, müvekkili şirketin kurulduğundan bu yana sürekli yeni yatırımlarla istikrarlı şekilde büyüdüğünü, bu bağlamda müvekkili şirkete ———- TL karşılığı ———— tutarında yatırım yapıldığını, yapılan yatırımların bir kısmının şirket öz sermayesinden kaynaklandığını, ——– ——- ile gemi yüklemesi işi için uygulanan birim fiyat, yükün cinsine ve miktarına, yükleme-boşaltma hizmetinde kullanılan ekipmana ve personele, verilen hizmetin niteliğine ve niceliğine ve sair etkenlere göre değişiklik gösterdiğini,——– yapılan gemi tahliyesi ile gemi yüklemesi işi için ——- kendi vincini kullandığını, gemi yükleme boşaltma işlerinde ———- verilen hizmetlerde diğer firmalara nazaran fiyat farkı ortaya çıkmasında önemli bir etken olduğunu, davacının sadece grup içi firmalara verilen hizmetlerde düşük fiyat politikası uygulanıyor algısı yaratmaya çalıştığını, ———-firmasından daha düşük birim fiyat uygulanan grup içi olmayan müşterileri de olduğunu, müvekkili———– kar amacı güttüğünü, amacı doğrultusunda yeni yatırımlar yaparak cirosunu ve karlılığını artırmaya çalıştığının bilançolarda da görüldüğünü, müvekkili şirketin sırasıyla ——yılında ——TL,—— yılında ——-TL net kar elde etmişken, —– yılında net karını ————– yükseltiğini, ———-yılları baz alındığında, karlılık oranında ve kar miktarındaki belirgin artışın ortada olduğunu, davacı tarafından iptal sebebi olarak ileri sürülen hususlar ile iptali talep edilen genel kurul kararı arasında herhangi bir illiyet bağının söz konu olmadığını, davacının iddia ettiği iptal gerekçelerinin söz konusu ———— alınmasına etkili olacak nitelikte olmadığını, davacının iptalini talep ettiği diğer genel kurul gündem maddelerinin de tamamının kanuna ve esas sözleşmeye uygun olduğunu, davacının iptalini talep ettiği 2 nolu gündem maddesi ile ilgili olarak, TTK md. 443/2’ye göre her pay sahibinin, genel kurul toplantısını izleyen ——- yıllık süre içinde şirketten raporun ve yönetim kurulunun görüşünün bir suretinin verilmesini isteyebileceği; iddiaların yersiz ve gerçek dışı olduğu; — nolu gündem maddesi ile ilgili olarak; fiyat farkının müşteri firmanın grup içi veya grup dışı olmasına göre değil, yükün cinsine, miktarına, ekipmana, personele verilen hizmetin niteliğine ve niceliğine, hatta müşterinin yıllık tonaj miktarına göre değişebildiği; davacıya bu hususta müvekkili tarafından daha önce mahkeme kanalıyla detaylı bilgi verildiğini, — nolu gündem maddesi ile ilgili olarak; genel kurulun ibra konusunda geniş takdir yetkisinin bulunduğunu; ortada somut nedenler yokken ibradan kaçınılmasının dürüstlük kuralına aykırı düşeceğini; faaliyet raporunun ve bilanço ve kâr zarar hesaplarının genel kurulda oyçokluğu ile kabul edildiğini; bunun yanında dava konusu genel kurul kararının yasaya, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına da uygun bulunduğunu, bilançolarda kâr artışı da yaşandığını; yönetim kurulunun ibra edilmemesi için bir sebep bulunmadığını; – nolu gündem maddesi ile ilgili olarak şirketin ——– yıllarında ———–TL’lik yatırım yaptığını; anılan yıllarda kâr dağıtılmama sebebinin de bu olduğunu; — nolu gündem maddesi ile ilgili olarak da genel kurul tarafından yönetim kuruluna TTK 395 ve 396. maddeleri yönünden izin verilmemesi için hiçbir sebebin bulunmadığını; davacı belediyenin müvekkili şirkete maddi ve manevi zarar verme kasıtıyla hareket ettiğini, davacı belediyenin başkanının müvekkili ve müvekkili şirket ortaklarına karşı siyasi ve kişisel husumeti olduğunu, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 445.maddesinde yazılı hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın esasa girilmeksizin reddine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 448. Maddesinin 3. Fıkrası gereğince teminata hükmedilmesine, davanın usulden reddedilmemesi halinde 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 445 ve 446/1/b maddelerinde yazılı yasal koşulları ihtiva etmeyen davanın esasa girilmeksizin reddine, esasa girilmesi halinde haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile;davalı—————- günlü genel kurul toplantısında alınan ———–kararların iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ———— günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilip deliller toplandıktan sonra bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davalı şirketin ———— nezdinde mevcut sicil dosyası getirtilmiş, davalı şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde olduğu görülmüştür.
Davacı davalı şirketin ortaklarından olup ——- günlü genel kurul toplantısına katılmış ve muhalif kaldığı gündem maddeleri için ayrıca muhalefet şerhi yazdırdığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK.nun 445 ve devamı maddelerinde genel kurul kararlarının iptali davaları düzenlenmekte olup davacı TTK 446/1 maddesinde sayılan kişilerden olduğundan dava açma hakkının bulunduğu görülmüştür. Dava, ———- tarihinde açılmış olduğundan —— aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı kabul edilmiştir.
TTK 445 maddesinde kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine iptal davası açılabileceği ifade edilmiştir. Toplantıya katılan pay sahibinin iptalini talep ettiği kararlar bakımından olumsuz oy kullanması yanı sıra oylama sonrasında muhalefet şerhini de tutanağa yazdırması iptal davası açabilmesinin koşuludur. ———– tarihli olağan genel kurul toplantısı tutanağı incelendiğinde, genel kurulun 2.gündem maddesinde ——— yılına ilişkin yönetim kurulunca hazırlanan faaliyet raporunun okunması hususunun oylamaya sunulduğu, davacının muhalefeti ile oy çokluğu ile kabul edildiği görülmüştür. 3.madde de ise——– bilanço-kar/zarar hesapları okunmuş, aynı şekilde davacının muhalefeti ile kabul edilmiştir. ———-.maddesi ——– yılı için yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olup madde de yönetim kurulu üyelerinden her birinin kendi ibralarında oy kullanmadıkları açıklanmış, davacının muhalefetine karşılık oy çokluğuyla yönetim kurulu üyeleri ibra edilmişlerdir. 5.madde de bilanço karının yasal yükümlülükler düşüldükten sonra kalan karın tamamının yedek akçe olarak şirket bünyesinde bırakılması oy çokluğu ile kabul edilmiş olup davacı bu maddeye de muhalif kaldığını bildirmiştir. İptal davasına konu olan son madde ise 10.madde olup bu madde ile yönetim kurulu üyelerine TTK 395-396 maddeleri uyarınca yetki verilmesi diğer madde de olduğu gibi davacının karşı oy ve muhalefet şerhi ile oy çokluğuyla kabul görmüştür.
Dosya davacının ileri sürdüğü iptal nedenlerinin değenlendirilmesi, davalı şirketin ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor hazırlanması için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, kök ve bir adet ek rapor alınmıştır.
Yukarıda da belirtildiği gibi davaya konu ——- tarihli ———–gündem maddesi şirketin —— yılı faaliyetlerine ilişkin yönetim kurulunun hazırladığı faaliyet raporunun okunmasına ilişkindir. Davacı, yönetim kurulu faaliyet raporunun kendisine tevdi edilmediğini, toplantı sırasında tevdi edildiğini, bu yüzden inceleme imkanının oluşmadığını, raporda belirtilen bilgilerin analize ve ek bilgiye gereksinim yarattığını, yapılan açıklamaların yetersiz olduğunu bu yüzden raporun değerlendirilmesinin yapılamayacağını belirterek karara muhalif kalmıştır.
Davacının somut itirazı yönetim kurulunun faaliyet raporunun incelenme imkanının bulunmadığına yönelik olup TTK 420 maddesinde finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların sermayenin 1/10’una sahip, halka açık şirketlerde 1/20’sine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın toplantı başkanının kararıyla 1 ay sonraya bırakılacağı düzenlenmiştir. Davacı genel kurul toplantısında bu yönde bir erteleme talebinde bulunmamış, yalnızca faaliyet raporunu inceleyemediğini ek bilgiye ihtiyaç duyduğunu ifade etmiştir. Öte yandan TTK 437/1 maddesi uyarınca yönetim kurulu faaliyet raporunun toplantı tarihinden en az 15 gün öncesinde şirket merkezinde pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulmadığı yönünde bir iddiada ileri sürülmemiş olup bu haliyle davacının 2.gündem maddesi yönünden ileri sürdüğü iptal nedenlerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
—–gündem maddesi ise şirketin ——- yılı bilanço-kar/zarar hesaplarının okunmasına ilişkindir. Davacı bu maddeye ilişkin olarak grup içi firmalar ile yapılan hizmet alış ve satışlarının yüksek olması nedeniyle yönetim kurulu tarafından hazırlanan finansal tablolarındaki hizmet satış gelirlerinin düşük olup olmadığı ile hizmet alımlarına ait giderlerin yüksek olup olmadığı hususunda inceleme gerektiğini bildirmiştir. Bilirkişi heyetince davalı şirketin ticari defter ve dayanak kayıtlarında yapılan inceleme ile davacının somut bir itiraz ileri sürmediği yalnızca belirtilen gelir tablosu kalemlerinin incelenmesi gerektiğini bildirdiği, grup içi şirketler ile alım satım ilişkilerini sınırlayan herhangi bir genel kurul kararı ya da buna dayanak nitelikte denetim raporunun varlığı, söz konusu faaliyet hacimlerinin sınırlandırılması yahut sıfırlanması gereğini doğurabilecek ise de dosyaya bu çerçevede bir dayanak sunulmadığı, davacının ileri sürdüğü haliyle incelemenin tüm şirketler nezdinde karşılıklı analize elverişli tespitler ile birlikte ilgili piyasa dinamikleri ve teknik boyutları itibariyle denetim prosedürüne muhtaç bir süreç olduğu ifade edilmiş, mahkememizce de genel, soyut ifadelerle söz konusu karara muhalefet edilmiş olması karşısında iptal koşullarının oluşmadığı kabul edilmiştir.
——– 4.maddesi 2016 yılı itibariyle yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkindir. Bu maddenin oylanmasında yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmadıkları ifade edilmiştir. TTK 436/2 maddesine göre yönetim kurulu üyeleri ibra oylamasında gerek kendileri gerekse diğer yönetim kurulu üyelerinin oylamasına katılamazlar. Öncelikle ilgili madde bu yönden değerlendirilmiş olup ibra edilen yönetim kurulu üyeleri ————– oyları toplamı ——- tekabül etmektedir. Toplam———- hisse karşılığı oydan bu miktar düşüldüğünde kalan ——- oy söz konusu maddenin oylanmasında geçerli olan oylardır. Davacının oyu —- tekabül etmekte olup muhalif oydur. Geriye ——– adet olumlu oy kalmıştır. Dolasıyla madde ——— kabul oyuyla oy çokluğuyla karara bağlanmıştır. Az önce belirtildiği gibi yönetim kurulu üyeleri ibra oylamasında gerek kendileri gerekse diğer yönetim kurulu üyeleri için oy kullanamaz iselerde somut olayda onların oyları çıkarıldığında kalan oylar itibariyle karar alınması mümkün olmuştur. Bu maddeye yönelik olarak davacı vekili, muhalefet şerhin de yönetim kurulunun hazırladığı faaliyet raporu, bilanço kar/zarar tablolarını tastik etmedikleri için yönetim kurulunu ibra etmediğini ifade etmiştir. ——— gündem maddelerine yönelik iptal sebeblerinin mevcut olmadığı anlaşıldığından ve davacı tarafça başkaca bir sebeb de gösterilmediğinden davacının bu maddeye yönelik talebi de mahkememizce yerinde görülmemiştir.
——–maddesi ile ——– yılı bilanço karının yedek akçe olarak ayrılmasına oy çokluğuyla karar verilmiş olup davacı muhalefet şerhinde, şirketin kuruluş amaçlarından birinin de kar elde etmek olduğunu,——- yılından bu yana elde edilen karın dağıtılmadığını, mevcut kardan yedek akçe ayrıldıktan sonra kar payı dağıtılmasının şirket mali yapısını bozmayacağını belirtmiştir. Davalı yan şirketin —- yılı sonrası yoğun bir yatırım sürecine girdiğini, bu yüzden kar dağıtılmadığını, yeni yatırımlar yaparak ciroyu ve karlılığı arttırmaya çalıştıklarını ileri sürmüştür. Bilirkişi heyeti, şirketin incelenen finansal tabloları, gerek varlık ve kaynak dengesinin genel gelişimini, gerekse net satış ve karlılık itibariyle olumlu yönde bir eğilim yansıttığını, finansal yapının bir önceki yıla göre güçlendiğini, dönen varlıkların kısa vadeli borçları karşılama kabiliyetinin ——- yılında yükseldiğini, ———yılında raporlanan dönem net karı ile birlikte davalı şirket öz kaynaklarının, raporlanan duran varlıkların tümünü karşılar düzeyde yükseldiğini, tüm bu tespitler doğrultusunda——- yılı faaliyetleriyle ilgili olarak raporlanan dönem red karından gerekli yasal düzenlemeler sonucu en azından %5 oranında makul bir kar payı dağıtılabileceği bu haliyle iptal nedeninin mevcut olduğunu belirtmiştir. Bilirkişi kök raporu ve davalı tarafın itirizlarını karşılayan ek rapor içeriği mahkememizce de gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan hükme esas alınmış, davacının bu maddeye yönelik iptal talebinin yerinde olduğu, davalı şirketin ——— yılı için elde edilen kardan yasal kesintileri yaptıktan sonra bir kısmını ortaklarına dağıtabileceği, bunun aynı zamanda pay sahibi olmanında gereği olduğu kabul edilerek genel kurulun 5 no.lu gündem maddesinin iptali talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davaya konu olan son madde ise 10.madde olup bu madde ile yönetim kurulu üyelerine TTK 395 ve 396 maddeleri uyarınca yetki verilmiştir. TTK 395 maddesi şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma, 396 maddesi ise rekabet yasağı düzenlemelerini içermektedir. 10.madde davacının muhalefeti ile oy çokluğu ile kabul edilmiştir. TTK 436/1 maddesine göre yönetim kurulu üyeleri TTK 395 ve 396 maddeleri gereğince izin verilmesi için kendi lehlerine oy kullanamaz iseler de her biri kendisi dışında kalan yönetim kurulu üyeleri için oylamaya katılabilecektir. Somut kararın oylamasında yönetim kurulu üyeleri bu kurala uymamış iseler de aykırılığın sonuca etkili olmadığı anlaşılmıştır. Davacı bu maddeye grup içi hizmet alım ve satışlarının çok yüksek olması nedeniyle muhalefet ettiğini bildirmiş, somut bir gerekçe sunmamıştır. Bu yüzden davacının bu madde hakkındaki davasının da yerinde olmadığının kabulü ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalı şirketin —— tarihli olağan ————alınan — nolu gündem maddesinin iptaline,
Fazla talebin reddine,
2-Karar harcı 54,40 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, 120,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2,600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.756,00 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı gözönünde bulundurularak(%20) 551,20 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3,400,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan 14,00 TL.yargılama giderinin takdiren üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/02/2020