Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1145 E. 2023/270 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1145 Esas
KARAR NO : 2023/270

DAVA: Banka Dışındaki Diğer KrediKuruluşlarına İlişkin DüzenlemelerdenKaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/10/2017
KARAR TARİHİ : 06/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirketin—–adresi üzerinden ürün satışı yapan bir şirket olduğunu, internet üzerinden yapılan satışlar için davalı bankanın —-şubesi nezdinde hesap açıldığını,——sözleşmesi ve üye iş yeri sözleşmesinin imzalanmış olduğunu, davalı banka tarafından yaklaşık | ay önce davacı şirketin sanal —- erişimi kapatıldığını ve davalı banka nezdindeki hesaplarına bloke konulduğunu, davacı şirket yetkilisinin internet üzerinden yapılan satışlarla ilgili olarak son dönemde bazı işlemlerden şüphelendiğini ve şüphelendiği satış işlemlerini gerçekleştirmeyerek ürünleri göstermediğini ve ödemelerin kart sahiplerine iade edilmesi için davalı bankaya talimat bildirdiğini ve ödemeler kart sahiplerine iade edildiğini davalı bankanın kendisine ulaşan talepleri müvekkile bildirmediğini, 52 adet işlem tutarı olan (39.651.- TL)’yi de aşar şekilde tüm mevduatı üzerine blokaj uygulandığını, hesaplar üzerindeki tasarrufu engellediğini, sanal —- erişimini durdurmuş olduğunu beyan ederek davacı şirketin ticari hayatı sona erme noktasına geldiğini ve davanın sonuna kadar telafisi imkansız zararların da ortaya çıkabileceği gözetilerek, davalı bankanın kendince şüpheli veya sahte gördüğü işlemlerin tutarı 39.651.-TL olan miktarın bloke edilerek, davacı şirketin tüm hesapları üzerindeki tasarruf haklarını engeller nitelikteki bloke işleminin kaldırılmasına, sanal —- erişimin sağlanmasına, fiziki kredi kartları ile —- cihazları ile satışın yapılabilmesi için —– müzekkere yazılmasına tensiple birlikte tedbiren karar verilmesini, tüm blokenin ve —- erişimine engellerin kaldırılmasına, tüm zararların tespitinden sonra ıslah etmek üzere şimdilik zararın 5.000.-TL olarak dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini,” talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava dilekçesinde ne talep edildiği ve davaya konu alacak miktarının ne olduğunun belli olmadığını, davanın konusunun maddi zarar mı yoksa manevi zarar mı olduğu ve talep edilen alacak miktarına ilişkin dava dilekçesinde net bir açıklamada bulunulmadığını, davacı firma hesabından bu kapsamda 16.05.2017-09.08.2017 tarihleri arasında 64 adet ve toplam 43.108,52 TL ciro ile işlemlerin gerçekleşmiş olduğunu, kart hamilleri tarafından işlemlerin neredeyse tamamına kısa sürede ve çok yüksek oranda harcama itirazlarının gelmiş olduğunu, yapılan incelemelerde; 43.108,52 TL’lik işlemlerin, 39.651,40 TL’sine itiraz geldiği, ciro/itiraz oranının Uluslararası ödeme kuruluşlarının belirlediği, 968’lik sınırı aşması nedeniyle aynı kurallar kapsamında üye işyerinin yüksek riskli olarak kabul edilerek tedbir alınması gerektiği, bankaca tedbiren itiraza konu işlem tutarları kadar hesabına bloke konulmuş, sonrasında kart hamili itirazları süreçlerinin üye iş yeri aleyhine neticelenmesi ve firma hakkında —– hizmetini kötüye kullandığını, şüpheli fiktif işlemler gerçekleştirdiği yönünde edilen istihbarat nedeniyle üyelik hizmetinin fesholunduğunu, davacı firmanın bankadaki —–gerçekleşen işlemlerin cirosu 43.108,52 TL olduğunu, 39.651,40 TL’sine itiraz geldiğinden bloke edilmesinin söz konusu olduğunu, müvekkil bankaca, bankalarca ortak kullanılan veri tabanına bildirim yapılmış olmasında hukuka aykırı bir yönün olmadığını” beyan ederek dava dilekçesindeki eksikler yasal süre içerisinde giderilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini,” talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; davalı banka şubesi tarafından haksız olarak konulduğu ileri sürülen banka hesabı blokelerinin kaldırılması ve —– erişimine engellerin kaldırılması, ayrıca bu işlemleri nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, tarafların sulh olma faaliyetinden sonuç alınamadığı görülmekle ön inceleme duruşmasına son verildi.Mahkememiz dosyası üzerinden yapılan incelemede; Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.Mahkememiz ara kararı gereği; davalı bankaca dosyaya sunulan şikayetlerin yapıldığı satışlara ilişkin incelemelerde dahil olmak üzere dosyadaki tüm iddia ve itirazların değerlendirileceği şeklinde rapor almak üzere dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş olup;
Bilirkişi heyeti gerekçeli raporlarında özetle; Davalı banka ile davacı üye işyeri —–arasında —– Üye İşyeri Sözleşmesi akdedilmiş olduğu, bu sözleşmeye istinaden Üye İşyerine —– makinesi bağlanmış olduğu anlaşılmaktadır. Davalı banka davacı üye işerinin 24.08.2017 ile 31.10.2017 tarihi aralığında —- cihazı kanalıyla yapmış olduğu satış bedellerine blokaj uygulamıştır. Yukarıda rapor içeriğinde ayrıntılı olarak belirtilen hususlar nedeniyle, davalı bankanın olası riskleri önlemek için tedbiren blokaj uygulamasının sözleşme şartlarına ve bankacılık yerleşik teamüllerine göre yerinde olduğu ve tespit edilen yoğun şüpheli işlem bildirimleri sebebiyle oluşan durumdan davacı şirketin sorumlu olacağı tespit edildiğinden, Mahkemenin kanaatinin bu yönde olması halinde davacı alacağından söz edilemeyecektir. Mahkemenin kanaatinin farklı yönde olması halinde ise, davacı hesabından alınan (Bu raporun—– sayfalarında dökümleri gösterilen,) 33.955,00 TL. tutarın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 5.000,00 TL.sı için taraflar tacir olduğundan ve aradaki iş de ticari olduğundan, 3095 sayılı Kanun’un 2. Maddesi gereğince —– avans faizi üzerinden faiz hesaplamak gerekir. Davacı şirketin davalı bankaya gönderdiği —–. Noterliğinin 09.10.2017 tarihli —–yevmiye nolu ihtarnamesinin, tahmini tebliğ süresi ve ihtarnamede tanınan 3 günlük mehil süresi dikkate alınarak, temerrüt tarihi olarak belirlenen 16.10.2017 tarihi ile dava tarihi 23.11.2017 arasında geçen 38 günlük süre için, 5.000 TL x 38 gün x 9,75 /36500 — 50,75 TL gecikme faizi hesaplanmıştır. bu ihtimalde davacı şirket davalı bankadan, taleple bağlı kalınarak 5.000 ana para 5,75 dava tarihine kadar temerrüt faizi olmak üzere toplam 5.050,75 TL alacaklı olacaktır. (Olası bir ıslah durumunda faiz hesabı ise 33.955 TL x 38 gün x 9,75 /36500 — 344,67 TL olup, bu ihtimalde dava tarihi itibariyle davacı şirket 33.95S anapara 344,67 temerrüt faizi olmak üzere toplam 43.299,67 TL alacaklı olacaktır); şeklinde beyan ve mütalaada bulunmuşlardır.
Mahkememiz ara kararı gereği; avalı bankanın bilirkişi raporunu—-. Sayfasında yazılı olan ihtilaf konusu yapılan 52 işlemden sadece 14 işleme ilişkin (bilirkişi raporunun —– sayfasında yazılı ) itirazların davalı şirkete bildirilmesinin banka mevzuatı ve taraflar arasındaki üye sözleşmesi açısından değerlendirilmesi ve davacı şirketin 2017 yılına ilişkin ticari defter ve dayanak kayıtları ile ihtilaf konusu yapılan 52 işleme dair yapılan satışlar ile ilgili faturaların ve fatura içeriğine ilişkin malların teslimine dair belgelerin incelenerek teslimatın kat hamillerine mi yoksu 3. Bir kişiyemi yapıldığının incelenerek ve davacı vekilinin iitirazlarını içerir beyan dilekçesinin değerlendirilmesi amacıyla ek rapor alınmasına karar verilmiş olup; Davacı tarafça dosyaya sunulan usb içeriği ve klasör içeriğindeki vesaikler ile birlikte —– gelen teslim fişleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda; İnternetten yapılan satış faturaları ile teslim fişleri üzerinde adları geçen kişilerin büyük bir bölümünün örtüştüğü, Diğer taraftan kargo teslim edilen kişiler ile kart hamille, malları teslim alanlar ile kredi kartı sahipleri aynı olmadıkları n farklı kişiler olduğunun belirlendiği, Tüm bu hususlar nazara alındığında; kök raporumuzdaki görüş ve kanaatte herhangi bir değişikliğe yer olmadığının belirlendiği, Diğer bir ifade ile sunulan vesaikler kapsamında ihtilaf konusu yapılan 52 işleme dair yapılan satışlar ile ilgili kargo teslim fişlerine göre malların içerikleri belirlenememekle birlikte kargoların kart hamillerine yapıldığına dair bir tespitin yapılamadığı, Faturalardaki kişiler ile kart hamillerinin farklı kişiler olduklarının belirlendiği, Tüm bu hususlar nazara alındığında kök rapordaki görüş ve kanaatimizde herhangi bir değişikliğe yer olmadığı; Diğer taraftan dosyaya sunulan kargo teslimleri içeriklerine dair değerlendirmelerin uzmanlık alanımızın dışında olduğu; şeklinde beyan ve mütalaada bulundukları görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde; dosyada alınan kök ve ek raporun aynı doğrultuda olduğu ,davalı banka ile davacı üye iş yeri arasında —- üye işyeri sözleşmesi imzalanmış olduğu, davalı banka davacı üye iş yerinin 24.08.2017-31.10.2017 aralığında ——- cihazı ile yapılmış olan satış bedellerine blokaj uyguladığı , davalı bankanın olası riskleri önlemek için tedbiren blokaj uygulamasının sözleşme şartlarına ve bankacılık teamüllerine göre yerinde olduğu ve alınan raporlarda ayrıntılı dökümü yapıldığı üzere yoğun şüpheli işlem bildirimleri ( raporda tablo haline getirilen -15 sayfa- 52 adet toplam 39.651,40 TL lik işlemin ilk yapıldığı anda olumlu gerçekleştiği ancak kısa bir süre sonra tüm işlemlerin kart sahipleri tarafından itiraz edildiği .. ) sebebiyle oluşan durumdan davacı şirketin sorumlu olacağı tespit edildiğinden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve miktar itibariyle kesin olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın tümden REDDİNE,
2 -Karar harcı 179,90 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 85,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 94,51 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı KESİN olarak üzere karar verildi.