Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1142 E. 2021/363 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1142 Esas
KARAR NO : 2021/363

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2017
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;— tarihinde “—- imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden de kendisine ait ticari işletmede kullanılmak üzere elektrik enerjisi tahsis edildiğini, davalı-borçlunun söz– kullanımına ilişkin aylık faturalarını sürekli olarak aksatmakta ve ödemelerini kendisiyle imzalanan sözleşme hükümlerine aykırı olarak geciktirdiğini, ilgili faturaların ödenmesi yönünde kendisiyle birçok kez telefon görüşmesi yapıldığını, ayrıca — yoluyla borcunu ödemesi gerektiği aksi hâlde sözleşme hükümlerinin uygulanarak sözleşmenin tek taraflı olarak feshedileceği ve yasal yollara başvurulacağı ihtarında bulunulduğu, ancak davalı yana yönelik tüm bu başvuruların sonuçsuz kaldığını, davalı tarafın — dönemine ait faturalarını gecikmeli olarak yatırdığını, bir kısmını ise yatırmadığını beyan etmiş, davalının İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğü’nün ——— Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalının İ.İ.K.’nın madde 67/2 hükmü çerçevesinde alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesi talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı yasal süresinden sonra sunduğu beyan (cevap) dilekçesinde özetle; sözleşme üzerinde bulunan imzanın kendisine ait olmadığını, imzasının birileri tarafından taklit edildiğini, kendisinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını beyan etmiş bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki — uyarınca — bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Görev kamu düzeninden olduğundan taraflarca ileri sürülmese dahi mahkeme tarafından resen dikkate alınmalıdır.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
6102 sayılı TTK’nın 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
TTK’nun 19. maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde — sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
—- yazılan müzekkereye verilen cevapta davalının ticari işletme kaydının bulunmadığı,– — müzekkereye verilen cevapta davalının —-yazılan müzekkereye verilen cevapta davalının işletme defterine göre defter tuttuğunun bildirildiği görüldü.
Tüm dosya kapsamından, davalının gerçek — olmadığı, —– kayıtlı olmadığı, işletme defteri tuttuğu, iş hacmi itibariyle—- dahil olduğu, bu hali ile davalının tacir sayılamayacağı, söz konusu davanın mutlak ticari dava olmadığı, davacı tacir olsa da davalı tacir olmadığından mahkememizin söz konusu davaya bakmakta görevli olmadığı anlaşıldığından Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı vermek gerekmiştir. (İstanbul BAM — HD —
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin —Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli —- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına ( ihtar edildi)
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.