Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1139 E. 2018/282 K. 28.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/1139
KARAR NO : 2018/282

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 22/12/1992 tarihinde ….den tomruk ihalesi aldığını, bu ihale kapsamında dava dışı ……. 30/07/1993 tarih, 37 sayı, 20.164.692,00 TL bedelli kesin teminat mektubunu verdiğini, dava dışı şirketin sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle müvekkilinin teminat mektubu bedelinin ödenmesini davalı bankadan talep ettiğini, davalının bu bedeli ödemediğini, bunun üzerine icra takibi başlatıldığı ve davalının takibe itiraz ettiğini, Kadıköy ……. ATM 2001/30 esas -…… Karar sayılı kararı ile itirazın iptaline karar verildiğini, bunun üzerine takibin devam ettiğini ve davalının parayı ödediğini, 28/03/2003 tarihinde icra dosyasının kapatılarak işlemden kaldırıldığını, davalı bankanın teminat mektup bedelini müvekkiline geç ödediğini, aradan 13 yıl 7 ay geçtikten sonra davalının müvekkiline gayri kabilirücu olarak ödediği teminat mektubu bedelinin iadesini talep ettiğini, davalının talebinin hukuka uygun olmadığını, davalının mektup bedelini dava dışı ……’den 1993 yılında tahsil ederek riskini tasfiye ettiğini, davalının mükerrer tahsilat yapma gayreti içinde olduğunu, davalı talebinin zaman aşımına uğradığını ileri sürerek davanın kabulüyle davalı yana borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ……. Şubesi tarafından …… A.Ş. lehine davacıya hitaben 30/07/1993 tarihli 20.164.692.000 TL tutarlı teminat mektubu düzenlendiğini, davacının teminat mektubu ile ilgili olarak müvekkili banka aleyhine 4.289.147.473 TL tutar yönünden icra takibi başlattığını, takibe itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, davacının itirazın iptali talepli olarak Kadıköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1996/149 esas sayılı dosyası ile dava açtığını, daha sonra alacak davasına dönüştürülerek 20.164.692.000 TL’nin 01/10/1993 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilinin müvekkilinden talep edildiğini, müvekkili aleyhine 4 kez karar verildiğini, her kararın Yargıtay tarafından bozulduğunu, son olarak davanın reddi yönünde verilen kararın 02/12/2014 tarihinde kesinleştiğini, yargılama sırasında davacı tarafın müvekkili hakkında icra takibi yaptığını, müvekkilinin de haciz baskısı altında davacıya 28/03/2003 tarihinde 158.776.808.447 TL ödeme yaptığını, ancak takip konusu kararın Yargıtay tarafından bozulduğunu ve müvekkilinin davacı tarafa borcu olmadığının kesinleştiğini, bu nedenle icranın eski hale getirilmesi ve 158.776,80 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesinin ilgili icra dosyasından talep edildiğini, müdürlük tarafından davacıya İİK 40 maddesi uyarınca muhtıra gönderildiğini, davacının İstanbul Anadolu ……. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/956 esas sayılı dosyası ile zamanaşımı iddiasına dayanarak şikayet ettiğini, ancak başvurusunun mahkemece reddedildiğini, davacı taleplerinin daha önce reddedilerek kesin hüküme bağlandığını, alacaklarının zamanaşımına uğramadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; menfi tespit davasıdır. Davacı, takip alacaklısı sıfatıyla, davalı hakkında başlattığı icra takip dosyasında takip borçlusunun talebi ile gönderilen muhtıra nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 28/02/2018 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek tarafların sulh olma imkanlarının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Dava dışı, …….tarafından açılan tomruk ihalesine davacının katıldığı ve bu ihale nedeniyle oluşacak alacağın teminatını teşkil etmek üzere …….lehine ….. Bankası tarafından 30/07/1993 tarih 317 no.lu 20.164,692.000 TL.bedelli kesin teminat mektubunun davacıya verildiği uyuşmazlık konusu değildir.
Davacı, dava dışı………nin söz konusu sözleşmeye aykırı davrandığını, edimini yerine getirmediğini, bu yüzden davalı bankaya müracaat ile teminat tutarının ödenmesini istediklerini, davalı bankanın ödeme yapmaması üzerine banka aleyhine Üsküdar …….İcra Müdürlüğünün 1995/498 sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine itiraz edildiğini, bu yüzden Kadıköy ……. ATM’de dava açtıklarını, mahkemenin 07/05/2002 tarihli kararı ile davanın kabul edilmesi üzerine ilamın takibe eklenerek devam edildiğini ve davalı bankanın icra dosyası borcunu ödediğini, 28/03/2003’de dosyanın infaz ile kapatılıp işlemden kaldırıldığını, bu tarihten 13 yıl 7 ay sonra yani 10 yıllık zaman aşımı süresi dolduktan sonra 28/10/2016 tarihli taleple icra takibinin yenilenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, gönderilen muhtırada mahkeme kararının Yargıtay ……Hukuk Dairesinin 2012/2074 esas 2013/19729 karar sayılı ilamı ile kesinleştiği iddia edilse de teminat mektubundaki vade dolduktan, risk gerçekleştikten sonra dava dışı…….tarafından yıllar içinde yapılan ödemeler ile borcun sona erip davanın konusuz kaldığının kabul edildiğini, davanın red sebebinin riskin gerçekleşmemesi olmadığını, bankaya başvurduklarında riskin gerçekleşmiş olduğunu dolayısıyla, davalının gayrikabili rücu ödediği bedeli iade isteyemeyeceğini, bunun yanı sıra alacak taleplerine yönelik sürelerin 10 yıl olup, mahkeme kararının ilk olarak 03/10/2003 tarihinde bozulduğunu, bozmadan sonra 10 yıl işlem yapılmamış olması karşısında takibin yenilenemeyeceğini, davalının icra dosyasına ödeme yaptıktan sonra hiçbir dava açmadığını, gönderilen muhtıra ile ilgili İstanbul Anadolu ……..İcra Hukuk Mahkemesine yaptıkları şikayetlerin reddedildiğini ileri sürmüştür.
Üsküdar …….İcra Müdürlüğünün 2002/8439 sayılı takip dosyasında, davacının davalı hakkında Kadıköy…… ATM 2001/30 esas 2002/383 karar sayılı karara dayanarak ilamlı takip başlattığı, takip borçlusunun 28/03/2003 tarihinde icra dosyasına yaptığı, takibe konu ilamın Yargıtay ……. Hukuk Dairesi tarafından bozulduğu, en son mahkemenin 2008/577 esas 2011/241 karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, iş bu kararda gerekçe kısmında, uyuşmazlığın teminat mektubu ile güvence altına alınan tomruk bedelinin alıcı……tarafından ödenip ödenmediği hususunda olup, davacıya dava tarihine kadar yapılan ödemeler tespit edildiğinde,……. ile davacı arasındaki 03/04/1993 tarihli sözleşme kapsamındaki 20.000 m3.tomruk satış bedelini garanti etmek üzere …….. Bankası Üsküdar şubesi tarafından davacıya hitaben tanzim edilen kesin teminat mektubuyla ilgili olarak temin edilen ticari ilişkide mal bedelinin davacı tarafa ödenmiş olmasından dolayı riskin oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verildiğinin belirtildiği görülmüştür. Mahkemenin kararı Yargıtay …Hukuk Dairesinin 02/12/2014 tarih 2014/9609 esas 2014/18812 karar sayılı kararı ile karar düzeltme talebi reddedilerek 02/12/2014 tarihinde kesinleştirilmiştir.
Takip borçlusu durumundaki banka icra dosyasına müracaat ile İİK 40.maddesi ve kesinleşmiş mahkeme kararı uyarınca borçlu olmadıkları anlaşıldığından, icranın eski hale getirilmesi ve ödenen 158.776,80 TL.nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesi için takip alacaklısına muhtıra gönderilmesini talep etmiş, bu doğrultuda düzenlenen 04/11/2016 tarihli muhtıra davacı vekiline 07/11/2016 tarihinde tebliğ olmuştur. Davacı iş bu muhtıra nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkememizde açılan dava esasen klasik anlamda bir menfi tespit davası değildir. Zira takip alacaklısının kendi başlattığı icra takibinde gönderilen muhtıra nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmesi hukuken mümün değildir. Davalı taraf ilama dayalı olarak aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle ödediği tutarın İİK.nun 40.maddesi uyarınca iadesi için davacıya muhtıra göndermiş olup bunun takibin yenilenmesi olarak anlaşılması da mümkün değildir. İİK.nun 40.maddesi için öngörülmüş bir zaman aşımı süresi de yoktur. Borçlu olmadığı belirlenen takip borçlusu dilediği zaman ödediği paranın iadesini isteyebilecektir. Talep edilebilecek tutar daha doğrusu icra müdürlüğü tarafından gönderilecek ihtarda iadesi istenecek tutar ödenen miktardır, davalı taraf daha fazla talepte bulunmuş ise davacının icra mahkemesine müracaat edip miktarın fazla hesaplandığı iddiası ile şikayet yoluna gitmesi mümkün olmakla birlikte davacı böyle bir iddia ile icra mahkemesine gitmediği gibi, mahkememiz de açtığı davada da böyle bir iddia ileri sürmemiştir.
Davacı, gerek icra mahkemesinde gerekse mahkememizde açtığı davada talebin/takibin zaman aşımına uğradığını iddia etmektedir. Böyle bir iddia ile mahkememizde dava açılması mümkün olmayıp başvurduğu icra mahkemesi de talebi reddetmiştir. Bir an için açtığı davanın menfi tespit davası olduğunun kabulü halinde dahi zamanaşımı iddiasına dayalı olarak menfi tespit davası açılmasının mümkün olmadığı kabul edilerek davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar harcı 35,90 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 8.463,79 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.427,89 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 33.774,43 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 23,50 TL.yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.