Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1120 E. 2019/286 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1120
KARAR NO : 2019/286
DAVA : İtirazın İptali(Ticari Satıma Dayalı)
DAVA TARİHİ: 17/10/2017
KARAR TARİHİ: 20/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali(Ticari Satıma Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalıya satılıp teslim edilen ürün bedellerinin tahsil edilemediğini, bu nedenle davalı hakkında başlatılan takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini, davalının ürünleri satın ve teslim aldığını kabul ettiğini belirterek davalının itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraftan satın alınan ürünlerin satışı kısıtlanmış denetime tabi kimsayal ürünler olduğunu, bu ürünlerin sipariş edilebilmesi için bu sektörde faaliyet göstermek gerektiği gibi tehlikeli ürünler olduğu için muhafaza ve imhasının da çok zor olduğunu, bu yüzden sektörde bir ticari teammül haline gelmiş olan uygulama gereği satılan kimyasal ürünlerden artan kısmın aynı birim fiyat üzerinden davacı tarafça iade alınması gerektiğini, artan kimyasal ürünlerin tespiti konusunda yaşanan sıkıntılar nedeniyle davacı ile mutabakata varılamadığını, bu yüzden fatura toplam bedellerinin talep edilmesinin kötü niyetli olduğunu, dava dışı———–ile müvekkili arasında ————–i imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davacıdan satın alınan kimyasal ürünlerin dava dışı————- ait fabrikada kullanıldığını, bu firma ile müvekkili arasında çıkan ihtilaflar nedeniyle kullanılan ve artan kimyasal ürünlere ilişkin tespit yapılamadığını aynı sebeple davacının dayanak faturalarında yazan ürünlerin ne kadarının teslim alındığının da bilinemediğini, davacının teslime ilişkin belge sunmadığını belirterek davanın reddine ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibariyle; İİK 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalıya satılıp teslim edilen ürün bedellerinin tahsil edilemediğini belirterek davalı hakkında başlatılan takibe davalının itirazının iptali ile takibin devamı ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesi istemiyle dava açmıştır. Davalı davacıdan satın alınan ürünlerin satışı kısıtlanmış denetime tabi kimyasal ürünler olduğunu, ürünlerin muhafaza ve imhasının da zor olduğunu, bu yüzden sektörde teamül haline gelmiş uygulama gereği satın alınan ürünün artan kısmının aynı birim fiyat üzerinden davacı tarafça iade alınması gerektiğini, dava dışı ———- ile aralarında——– imzalandığını ve davacıdan satın alınan ürünlerin bu fabrikada kullanıldığını, bu firma ile aralarında çıkan uyuşmazlık nedeniyle kullanılan ve artan ürün miktarını tespit edemediklerini, davacının dayanak faturalarında yazan ürünün ne kadarının teslim alındığını da bilmediklerini, bu yüzden davacı ile mutabakata varılamadığını belirterek davanın reddi ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 28/02/2018 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmiştir.
İstanbul Anadolu 14. İcra Müdürlüğü’nün ———— sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinden davacının davalı hakkında faturaya dayalı alacak nedeniyle işlemiş faiz dahil olmak üzere ———- TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliği ile davalının takibe süresinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı yana tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu belirlenmiştir.
Takibe konu edilen faturaların sevk irsaliyeleri davacı vekilince dosyaya sunulmuş davalı şirket yetkilisi 11/07/2018 günlü duruşmada isticvaben alınan beyanında, söz konusu fatura içeriği malın satış ve teslimi konusuna bir itirazlarının olmadığını, ürünlerin —–da bulunan maden lokasyon tesisinde kiralayan durumunda çalışan ——- çalışan ve yetkililerine teslim edildiğini, fabrikanın————- tarafından mühürlenmiş olması nedeniyle içeride bulunan mallara ilişkin olarak bu firma ile mutabakat yapamadıklarını bildirmiştir.
Her iki yanın ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde yapılan inceleme ile de davacının takip ve davaya konu ettiği tüm faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu yine iki tarafın ticari defter kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 429.657,23 TL alacaklı göründüğü, taraf kayıtlarının birbirini doğruladığı belirlenmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile davacının satıp teslim ettiği mallar nedeniyle davalıdan faturalara dayalı olarak 426.657,23 TL tutarında alacaklı olduğu, bu durumun iki tarafın ticari defter ve dayanak kayıtlarıyla da sabit olduğu, davalı tarafından davacıdan satın alınan ürünlerin dava dışı———- teslim edilmiş olup dava dışı firma ile davalı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlığın davacı tarafa karşı ileri sürülemeyeceği, aynı şekilde davalının ileri sürdüğü gibi fatura konusu malın sektörel uygulamasında kullanılmayan ürünün satıcıya iadesi şeklinde bir çalışma biçimi olsa bile, bu durumun ———– ile arasındaki sorun nedeniyle tespitinin yapılamamasınında davacıya karşı ileri sürülebilecek bir savunma olmadığının kabulüyle, malın teslim edildiğinin uyuşmazlık konusu olmadığı, davalının defterlerine kaydettiği fatura bedellerinden sorumlu olduğu, ancak takip öncesi davacı tarafça davalıyı temerrüde düşürmeye yarayan herhangi bir ihtar gönderilmemiş olduğundan, davalıdan işlemiş faiz talep edilemeyeceği, davalının takip ile temerrüde düştüğü kabul edilerek davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul Anadolu 14. İcra Müdürlüğü — sayılı takip dosyasında itirazının 429.657,23 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9’u aşmamak üzere yasal faiz yürütülmesine, fazla talebin reddine, alacak likit olup davalı itirazında haksız olduğundan hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacının takipte haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, davalının İstanbul Anadolu 14. İcra Müdürlüğü ———- sayılı takip dosyasında itirazının 429.657,23 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9’u aşmamak üzere yasal faiz yürütülmesine,
Fazla talebin reddine,
Hükmedilen tutarın %20’si oranında 85.931,44 TL inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar harcı 29.349,88 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 7.574,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 21.775,61 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 7.574,27 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, 231,85 TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 867,85 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre (%97) 841,81 TL.nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 31.136,28 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/03/2019