Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1108 E. 2019/452 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1108 Esas
KARAR NO : 2019/452

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 13/10/2017
KARAR TARİHİ : 02/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, 18.08.1998 tarihinde kooperatife üye olduğunu, bugüne kadar da kooperatife toplam 124,980,00 TL ödediğini, ancak davalı kooperatif tarafından müvekkiline tahsis edilen dairenin—–daire ile değiştirildiğini ve bu dairenin — yılında ——- satıldığını öğrendiğini, bu nedenle müvekkilinden kooperatifçe haksız aidat talep etmesi karşısında kooperatif üyeliğinden istifa ederek İstanbul Anadolu —-Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/198 E sayılı dosyası üzerinden dava açtığını, dava sonucunda müvekkilinin kooperatiften 129.480,00 TL alacağın olduğu ve bu alacağın — tarihinde müaccel hale geldiği kararına rağmen davalı kooperatifin bu alacağını ödemediğini, alacağın tahsili için Anadolu —. İcra müdürlüğünün 2017/13417 E sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve % 20 kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatifin 2016 yılına ait 21/10/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında, çıkan veya çıkarılan ortağa yapılacak geri ödemelerin, kooperatif mevcudiyetinin tehlikeye girecek olması nedeniyle 3 yıla kadar ertelenmesi kararı verildiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini savunarak davanın reddini ve % 20 kötü niyet tazminatına mahkumiyetini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; kooperatif üyeliğinden istifa eden davacının çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkin başlattığı icra takibine …nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğünün 2017/13417 sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine İstanbul —. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/198 esas sayılı dosyasında tespit edilen alacağına dayalı 129.480,00 TL asıl, 43.116,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 172.596,84 TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu — Asliye Ticaret Mahkemesinin —- sayılı dosyası incelendiğinde;
Davacının; …, davalının ise—–.— dava dilekçesiyle, kooperatif üyeliğinden 13.11.2012 tarihinde istifa ettiği, kooperatife ödediği 129.480 TL nin iadesini talep ettiği,
Bu hususta hazırlanan —–tarihli bilirkişi raporunda; davacının — tarihinde kooperatife üye olduğu, 13.11.2012 tarihinde kooperatiften istifa ettiği, kooperatife ödediği paranın 2012 yılı bilançosunun görüşüleceği 2013 yılı genel kurul tarihinden 1 ay sonra muaccel olacağı, davalı kooperatifin 30.07.2013 tarihinde genel kurul toplantısı yaptığı, bu durumda davacının alacağının —- tarihi itibariyle muaccel olacağı, görüşünün sunulduğu, Anadolu—-. Asliye Ticaret Mahkemesinin— Sayılı 04.06.2014 tarihli kararında: 2012 yılında istifa eden davacının alacağının, 2012 yılı bilançosunun görüşüleceği 2013 yılı genel kurul tarihinden 1 ay sonra muaccel olacağının belirtildiği, davalı kooperatifin 30.07.2013 tarihinde genel kurul toplantısı yaptığı, genel kurulun yapıldığı, 30.07.2013 tarihinden 1 ay sonra — tarihinde alacağın istenebileceği, alacak muaccel olmadan 26.12.2012 tarihinde bu davanın açıldığı, muaccel olmadan açılan davada, dava şartı oluşmadığından (davacının yeniden dava açma hakkı saklı kalmak üzere) HMK’nun 114/2 ve Kooperatifler kanununun 17.maddeleri gereğince usulden reddine karar verildiği ve bu kararın Yargıtay —. HD. 07.054,2015 E, 2014/8529 K. 2358 sayılı ilamıyla da kesinleştiği görülmüştür.
Davalı kooperatifin sicil dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı taraf tacir olup ticari defterlere dayanıldığından ticari defterler üzerinde inceleme yaptırılmak üzere rapor alınmıştır.
Davacının, takipteki alacağının; — ana para olduğu, davacının, istifa tarihine kadar ödediği 129.480,00 TL nın, davalı kooperatiften 30.08.2013 muaccelıyet tarihi itibariyle tahsilini talep ettiği, davacının, davalı kooperatife, istifa tarihine kadar 129,480 TL ödediği ve bu ödememin, muaccel olacağı 30.08.2013 tarihi itibariyle talep edilebileceği hususunun, Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, davacının bu karara müsteniden, 25.05.2017 tarihinde yaptığı takiple bu alacağını talep ettiği, ancak davalı kooperatif vekilinin, geri yapılacak ödemelerin, kooperatif varlıklarını tehlikeye düşürecek olması nedeniyle 3 yıla kadar ertelendiğini ve erteleme kararının 21.10.2017 tarihli genel kurulda alındığını öne sürerek itiraz ettiği, Kooperatifler Kanununun 17 maddesinin ——— mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, anasözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca geciktirilebilir.” hükmü bulunduğu, bu madde uyarınca davalı kooperatifin 06.07.2013 tarihli olağan genel kurul toplantısının 10 nolu gündem maddesinde, ”2012 bütçe dönemleri içerisinde çıkan ve çıkarılan ortağa yapılacak iade ödemelerin kooperatifimizin mevcudiyetini tehlikeye sokacak, kooperatifimizin amacını tehlikeye sokacak kooperatifimizin amacına ulaşmasını engelleyecek ve bütçenin bu ödemeleri yapamayacak durumda olması dolayısıyla bu ödemelerin Kooperatifler kanununun 17/2. maddesi uyarınca 3 yıla kadar ertelenmesi’ kararı aldığı, davalı kooperatifin 21.10.2017 tarihli genel kurulunda 2016 yılına ilişkin de aynı kararı aldığı, 129.480 TL nın davacıya geri ödenmesi halinde, davalı kooperatifin varlıklarının tehlikeye düşecek olup olmadığı ve dolayısıyla da kooperatifin faaliyet amacını engelleyebilecek nitelikte bir ödeme olup olmayacağı hususunun değerlendirilmesi bakımından davalı kooperatifin ticari defterlerinin incelenmesi istenmiş ise de, davalı kooperatif 2012 yılı ticari defterlerinin kooperatifte olmadığı, İstanbul Anadolu —-. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/295 E sayılı dosya içinde bulunduğunu belirttiği, Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesinden yetki yazısı alınarak —–sayılı dosyası içindeki ticari defterler incelenmek istenilmişse de, dosyadan gönderildiğini, ancak hangi yere veya mahkemeye gönderildiği hususunda kayıt düşülmediği bildirildiğinden defter incelemesinin yapılamadığı, davalı kooperatifin, 2012 yılı ticari defter ve kayıtlarını yansıtan, 2012 yılına ait Kurumlar vergisi bilançosu temin edilerek bunun üzerinde inceleme yapıldığı, davalı kooperatifin Aktifindeki likit varlıklar incelendiğinde, Kooperatif üyelerinden alacak tutarının 2.219.204 TL, ticari alacağının 1.454.676 TL olmak üzere toplam 3.683.882 TL olduğu, buna mukabil, satıcılara (tedarikçilere) 1.668.582 TL borcunun olduğu, çıkan ortaklara borçlarının 2.075.296 TL olduğu, vergi ve —– borcunun 109.584,00 TL olduğu, buna göre ödenmesi gereken kısa vadeli toplam borcunun 3.853.462 TL olduğu, bu halde davalı kooperatifin, çıkan ve çıkarılan ortaklara ödenmemiş, 2.075,296 TL borçla birlikte diğer kısa süreli borçlar karşısında davacıya ödeme yapması halinde, likitte ve nakit akış durumunun bozulacağı, bu durumun, kooperatif faaliyetlerinin (konut üretme ve ortaklarına teslim etme amacının) tesisine engel teşkil edeceği gibi kooperatif varlıklarını da tehlikeye düşüreceği belirtilmiştir.
Mahkememizce, davalı kooperatifin bilirkişi incelemesinde defterlerini ibraz etmemiş olması, bilirkişinin bilgisayar üzerinden yıllık giderine bakarak tespit yapmış olması üzerine, davalı tarafın 2010 yılından 2019 yılına kadar tüm yasal, ticari defterleri ve defterlerin uyuşmazlığa ilişkin dayanak belgeleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle dosya kapsamında davacıya yapılacak olan ödemenin Kooperatifler Kanunun 17/2 maddesi değerlendirilmek suretiyle davalı kooperatifin varlıklarının tehlikeye düşecek olup olmadığı ve dolayısıylada kooperatifin faaliyet amacını engelleyebilecek nitelikle bir ödeme olup olmadığı husununun değerlendirilmesine, davalı kooperatifin 21/10/2017 tarihli genel kurulunda alınan erteleme kararının davacıya yapılacak ödemeye engel olup olmadığı, genel kurul kararının usule uygun olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi için ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda; Kooperatif merkezinde ibraz edilen 2015-2016 -2017 – 2018 yılı ticari defterlerden; 2015 yılı yevmiye defterinin sunulmadığı, 2016-2017-2018 yılı yevmiye defterlerinin süresinde noter kapanış tasdiklerinin yapıldığı, 2013-2014 yılı ticari defterlerin, İstanbul Anadolu—-. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/295 E sayılı dosyasında olduğu belirtilmiş ise de bu dosya içerisinde ticari defterlerin bulunmadığı, 2013 – 2018 dönemi arasındaki mali tablolar değerlendirildiğinde; 2013 yılı açılış bilançosunda, kooperatif ortaklığından ayrılan veya ihraç edilen ve aralarında davacının da bulunduğu (37) kooperatif üyesine ödenmesi gereken iade tutarın 2.048.540 TL olduğu, bu tutarın; 2014 yılında 2.212.760 TL, 2015 yılında 2.482.500 TL, 2016 yılında 2.449.500 TL, 2017 yılında 2.449.500 TL, 2018 yılında 2.449.500 TL olduğu, 2013-2018 dönemine ait tüm genel kurul tutanakları incelendiğinde, tüm genel kurullarda, çıkan veya çıkarılan ortaklara yapılacak geri ödemelerin, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek olması nedeniyle 3 yıla kadar ertelenmesi kararı verildiğinin görüldüğü, 2017 yılı bilançosuna bakıldığında, çıkan veya çıkarılan ortaklara yapılacak geri ödeme toplamının 2.449.500 TL olduğu, aynı yılın —– alacaklar (tahakkuk etmiş olup, henüz üyelerden tahsil edilmemiş geçmiş yıllardan bu yana gelen aidat) tutarının 3.158.078 TL olduğunun tespit edildiği, kooperatifin, üyelerden olan toplam 3.158.078 TL alacak tutarı, kooperatif ortaklığından ayrılmış/ihraç edilmiş üyelere ödenecek 2.449.500 TL borç tutarını aştığı, bu paranın ortaklardan tahsil edilmiş olması halinde, ayrılan ortaklara ve dolayısıyla da davacıya bu paranın ödenmesi mümkün olabileceği, kooperatifin 2017 yılı itibariyle artık inşaat imalatı yapmadığı, bu tarih itibariyle tüm konutların imalatının bitirilip ortaklara dağıtılmış olduğu, kooperatifin giderlerinin; cari giderlerden ibaret olduğu, somut olay 2017 veya sonraki yıllar için değerlendirildiğinde, ortaklardan birikmiş alacaklar tahsil edilmedikçe veya genel kurullarda, çıkan/çıkartılan üyelere özgü bir aidat toplanması cihetine gidilmedikçe çıkan veya çıkarılan ortaklara geri ödeme yapılmasının mümkün olamayacağı, zira 2014-2018 dönemine ilişkin genel kurul tutanakları sırasıyla incelendiğinde, çıkan veya çıkartılan ortaklara yapılacak ödemeler için, aidat toplama planlamasının yapılmadığı, rutin giderler için aidat toplandığı, üyelikten ayrılan ortaklara yapılacak geri ödemelerin ise, her yıl 3 yıl süreyle ertelenmesinin sürekli tekrarlandığı, bu durum muvacehesinde davalı kooperatifin, 2016 yılı bilançosunun görüşüldüğü 21.10.2017 genel kurul tarihi itibariyle, davacının geri ödemesini yapabilecek gelire (likitideye) sahip olduğu hususunun kabulü gerektiği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacının, davalı kooperatifin eski ortağı olduğu, 26.12.2012 tarihli dilekçesiyle, kooperatif üyeliğinden 13.11.2012 tarihinde istifa ettiği, yatırmış olduğu paraların ödenmesi talebinin, kooperatifin 2016 yılına ait 21/10/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında, çıkan veya çıkarılan ortağa yapılacak geri ödemelerin, kooperatif mevcudiyetinin tehlikeye girecek olması nedeniyle 3 yıla kadar ertelenmesi kararı verildiği ve davalının temerrüde düşmediği savunularak yerine getirilmediği anlaşılmış olup, davacının alacağını talep ettiği 2016 yılına ilişkin bilançoyu 2017 yılında tasdik eden genel kurulda alınan kararın, bu genel kurul tarihi itibari ile ayrılan tüm ortaklara yapılacak ödemelerin bu tarih itibariyle kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceği hususu mahkememizce değerlendirilmiştir. Davacının istifasından sonra, kooperatife ortak alınıp alınmadığı sorusu üzerine davalı vekilinin, bu tarihten sonra kooperatife ortak alınmadığına ilişkin beyanda bulunduğu, dolayısıyla bu durumda kooperatifin mali durumunda değişiklik olup olmadığı hususu, kooperatifin mevcudiyetinin tehlikede olup olmadığı hususu bilirkişi raporuyla tespitine çalışılmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 10 uncu maddesinde düzenlendiği üzere “Her ortağın kooperatiften çıkma hakkı vardır. Çıkma keyfiyetinin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürmesi halinde ayrılmak isteyen ortağın, muhik bir tazminat ödenmesine dahi hüküm anasözleşmeye konulabilir”.
Kooperatifler Kanununun 17 nci maddesi hükmü aynen “Kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortakların kendilerinin yahut mirasçılarının kooperatif varlığı üzerinde hakları olup olmadığı ve bu hakların nelerden ibaret bulunduğu anasözleşmede gösterilir. Bu haklar, yedek akçeler hariç olmak üzere, ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanır.
Kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, anasözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir. Bu durumda kooperatifin muhik bir tazminat isteme hakkı saklıdır. Çıkan veya çıkarılan ortaklar ile mirasçılarının alacak ve hakları bunları isteyebilecekleri günden başlayarak beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Çıkan veya çıkarılan ortağın sermaye veya mevduatından kısmen veya tamamen yoksun kalacağı hakkındaki şartlar hükümsüzdür” şeklindedir.
Bu yasa hükmü uyarınca ayrılan ortağın hakları, ortaklıktan çıktığı (istifa) veya çıkartıldığı (ihraç) yılın bilançosu çerçevesinde iade edilir. Hakların geri ödenmesi ise bu bilançonun kesinleşmesinden, başka bir anlatımla bilançonun genel kurulca kabulünden itibaren bir ay içinde yapılabilir. Dolayısıyla alacak, bilançonun genel kurulca kabulünden itibaren bir ay sonra muaccel hale gelir.
Aynı yasa hükmünün ikinci fıkrası gereğince, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, anasözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile, genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir.
Erteleme kararı, kooperatife sadece yapacağı geri ödemeleri üç yıla kadar erteleme hakkı verir. Bu sürenin sonunda ortak, yine aynı yasa maddesi ile tip anasözleşmenin 15/1.maddesi uyarınca, yaptığı ödemelerin iadesini, ayrıldığı yılın bilanço tarihinden itibaren bir ay geçtikten sonraki tarihten itibaren faiziyle birlikte geri isteyebilir. Ancak, davacıya yapılacak geri ödeme, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecekse, dolayısıyla erteleme kararı geçerliyse ve dava, erteleme süresi dolmadan açılmışsa, zamanından önce açılan davanın reddi gerekecektir.
İstifa eden ortağın geri iade hakkı istifa ettiği tarihe ait bilançonun genel kurulca kabul edilip kesinleştiği tarihten itibaren 1 ay sonra doğar. Somut olayda 2012 yılına ait genel kurulun yapıldığı bilançonun kabul edildiği 30.08.2013 tarihli genel kurulda 3 yıl erteleme kararı verildiği, dolayısıyla üç yıl sonra, 30.08.2016 tarihinden itibaren 1 ay sonra alacak muaccel olacak ve istenilebilir bir hale gelebilecektir.
Ek bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere 2017 yılı bilançosunda, çıkan veya çıkarılan ortaklara yapılacak geri ödeme toplamının 2.449.500 TL olduğu, aynı yılın —– Ortaklardan alacaklar (tahakkuk etmiş olup, henüz üyelerden tahsil edilmemiş geçmiş yıllardan bu yana gelen aidat) tutarının 3.158.078 TL olduğu, kooperatifin, üyelerden olan toplam 3.158.078 TL alacak tutarının, kooperatif ortaklığından ayrılmış/ihraç edilmiş üyelere ödenecek 2.449.500 TL borç tutarını aştığı, kooperatifin 2017 yılı itibariyle inşaat imalatı yapmadığı, bu tarih itibariyle tüm konutların imalatının bitirilip ortaklara dağıtılmış olduğu, kooperatifin giderlerinin; cari giderlerden ibaret olduğu, 2017 veya sonraki yıllar değerlendirildiğinde, ortaklardan birikmiş alacaklar tahsil edilmedikçe veya genel kurullarda, çıkan/çıkartılan üyelere özgü bir aidat toplanması cihetine gidilmedikçe çıkan veya çıkarılan ortaklara geri ödeme yapılmasının mümkün olamayacağı, zira 2014-2018 dönemine ilişkin genel kurul tutanaklarında, çıkan veya çıkartılan ortaklara yapılacak ödemeler için, aidat toplama planlamasının yapılmadığı, rutin giderler için aidat toplandığı, üyelikten ayrılan ortaklara yapılacak geri ödemelerin ise, her yıl 3 yıl süreyle ertelenmesinin sürekli tekrarlandığı görülmüştür.
Sonuç olarak, davacının alacağını talep etmekte haklı olduğu, davalı kooperatifin 2017 yılı itibariyle artık inşaat imalatı yapmadığı, bu tarih itibariyle tüm konut imalatlarının bitirilip ortaklara dağıtılmış olduğu, kooperatifin giderlerinin cari giderlerden ibaret olduğu, kooperatif yönetiminin ortakların ödemediği aidatları tahsil, ödeme yapılmaması halinde yaptırımların uygulanması yönünde yükümlülüğünün bulunduğu, kooperatifin ortaklıktan çıkan/çıkartılan üyelere, davamızda alacağı yargıtay kararı ile de kesinleşmiş davacıya geri ödeme yapılması yükümlülüğü taşıdığı, mahkememizce alınan denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davalı kooperatifin, 2016 yılı bilançosunun görüşüldüğü 21.10.2017 genel kurul tarihi itibariyle, davacının geri ödemesini yapabilecek gelire (likitideye) sahip olduğu hususunun kabulü ile davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (YHGK ——— K)
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün 2017/13417 E. Sayılı 172.596,84 TL icra takibi dosyasında yapmış olduğu itirazının iptaline, 129.480,00 TL olan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 129.480,00 TL alacağın %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Karar harcı 8.844,78 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.348,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.496,56 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.348,22 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL ilk masraf, 222,00 TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 853,40 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——deki esaslara göre belirlenen 13.108,40 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.