Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1105 E. 2023/302 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1105 Esas
KARAR NO : 2023/302
DAVA: Ticari Ünvanın Korunması
DAVA TARİHİ:12/10/2017
KARAR TARİH:11/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Ünvanın Korunması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı ——-sözleşme tescil ve ——-kurularak, bu meslek grubunda ticari faaliyet göstermeye başladığını, davacının ——–ticari ünvanını daha önceden tescil ettirerek kullanmakta olduğunu, öncelik hakkında sahip olduğunu, davalı —— meslek grubunda kurulduğunu, Davalı—– aynı zamanda davacı——- kurucu ortaklığını yaptığını ve devir sözleşmesi ile hisselerinin bedelini de alarak devrettiğini, davalı şirketin davacı şirketin eski ortağı tarafından devir sözleşmesinin hemen akabinde ve kötüniyetli olarak kurulduğunun sabit olduğunu, bu nedenle TTK 52 vd maddeleri uyarınca ticaret unvanına tecavüzün tespiti ve önlenmesini, haksız rekabetin tespitini ve önlenmesini, davalının ticaret unvanının sicildeki kaydının silinmesine, ilamın alınana karar verilmesini ve gider ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalının ———kurulduğunu, davacının ise —– altında hiçbir faaliyeti olmayan ——-adı altında anıldığını, davacı yanın aynı—-olmadığını, taraflar arasında ——– dosyada şirket hisselerinin rıza dışı davacıdan alındığından bahisle eda davasının yahut seçimlik hak olan tazminat davasının görüldüğünü, bu nedenle davacının kötü niyetle huzurdaki davayı derdest ettiğini, markanın davacının kurucu ortağı olması, bizzat kendisinin aldığını, bilindik bir marka olmadığı hatta neredeyse hiç ticari faaliyeti olmadığını ,mevcut müşterilerin hepsinin de bu hisse gaspından haberdar olduğunu, müşterilere güven vermeyen davalının müvekkili ticari olarak zarar vermek için dava açıldığı açıkça ortada olduğunu, huzurdaki dava marka tecavüzü ile ilgili olup davalının marka ile ilgili daha —– tescili beklenen markası onaylanmadığını, davacının bu davayı açmasındaki hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacının marka hakkının davalı ticaret unvanı ile karıştırılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğun, kötü niyetle dava açıldığını, son olarak ———- ünvanına onay verirken,——- kayıtlı ünvanlarla benzerlik olması halinde tescilin yapılmadığını, bu nedenle fazlaya ilişkin dava ve hakları saklı kalmak kaydıyla davalı aleyhine açılanan davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava; ticaret unvanına tecavüz edildiği ve haksız rekabette bulunulduğu iddiasıyla ticaret unvanına tecavüzün tespiti, önlenmesi ve giderilmesi, haksız rekabetin tespiti önlenmesi ve giderilmesi, davalının ticaret unvanının —— silinmesi ve ilamın ilanı istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası üzerinden yapılan incelemede; Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememiz ara kararı ile, dosya üzerinde inceleme yapılarak rapor hazırlanması için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup;
Bilirkişiler —– tarihli kök raporunda özetle; Davacı şirketin ——— tescil edilmiş ve tüzel kişilik kazandığı ticaret sicil kayıtlarından anlaşılmaktadır. Şirketin —–olarak kurulduğu, Davacı şirketin kurucu ortakları —- davalı şirketin ortağ—– Olduğu, davacı—- yetkisi diğer ortak —- verildiği—— tarihinde ortaklık yapısının değiştiği ve tek kişi ortak —- ile şirket faaliyetine devam ettiği, Davalı şirketin —-tarihinde tescil edildiği ve tüzel kişilik kazandığı ve tek kişilik ortak olarak kurulmuş ve ———— tek ortak— olduğu, —– no ile olarak —— sınıfında tek bir marka kaydı bulunduğu, Huzurdaki dava ticaret unvanına ilişkin olduğundan marka mevzuatı ile ilgili değerlendirme tarafımızca yapılmadığı, Somut olayda davacı ve davalıların unvanlarında yer verdikleri —— ayırt edici ek olduğu ve aynı ayırt edici eklerin farklı konularda faaliyet gösteren tacirler tarafından kullanılabileceği, Somut dosya kapsamında iltibas koşullarının oluşup oluşmadığı incelendiğinde davacı şirketin yasal ———– olduğu, davalının yasal ticaret unvanı ise ——— olduğu, – Her iki ticaret unvanı incelendiğinde unvanda yer alan ayırt edici ———ibaresinin aynı olduğu, iltibas tehlikesinden de söz edebilmek için ayırt edici ekten sonra gelen faaliyet konularının önem teşkil ettiği, davacının şirketinde yer alan ——- ibaresinin kısaltmasının ——olması, ———- tarafların esas sözleşmelerinin amaç ve konu kenar başlıklı 3. Maddesinde yer alan faaliyet konularının da birebir örtüştüğü dikkate alındığında tarafların faaliyet konularının da aynı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunun kabulü gerektiği, somut olayda davacı şirket ——— unvanı üzerinde —- tarihinden itibaren tüm—— hakkına sahip olduğu, Davalı şirket ortağının önceden davacı şirket ortağı olması ve ortaklık ilişkisi devam ederken —-tarihinde yeni bir şirket kurarak —— unvanda yer verdiği, Dava tarihinden önce davacı şirket ortağı —–davalı şirketin aynı ve ayırt edici —–ekini içeren bu unvanla kuruluşunun nasıl gerçekleştiği taraflar arasında bu ibarenin kullanımına ilişkin dosyada bir bilgi ve belge bulunmadığı, Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler ve tarafların faaliyet konularının da aynı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzer oldukları dikkate alındığında davacı şirketin ——- ibaresi üzerinde önce tescilden kaynaklanan tekel hakkının bulunduğunun kabulü gerektiği ve bu nedenle de davalının eylemlerinin davacının ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu; yönünde beyan ve mütalaada bulunulmuştur. Mahkememiz ara kararı gereği; taraf beyan ve itirazları değerlendirilmek üzere ek rapor alınmasına karar verilmiş; bilirkişiler sn.——— ve sn.—————- tarihli ek raporda özetle; davalı vekilinin kök rapora itirazlarının hiçbir hukuki geçerliliğinin bulunmadığı, somut olayda davacı ve davalıların unvanlarında yer verdikleri —– ibaresi ayırt edici ek olduğu ve aynı ayırt edici eklerin farklı konularda faaliyet gösteren tacirler tarafından kullanılabileceği, somut dosya kapsamında iltibas koşullarının oluşup oluşmadığı incelendiğinde davacı şirketin yasal ticaret unvanı —-olduğu, davalının yasal ticaret unvanı —– olduğu, her iki ——- incelendiğinde unvanda yer alan ayırt edici ———-ibaresinin aynı olduğu, iltibas tehlikesinden de söz edebilmek için ayırt edici ekten sonra gelen faaliyet konularının önem teşkil ettiği, davacının şirketinde yer alan —— ibaresinin kısaltmasının ——-olması, —– kayıtlarında tarafların esas sözleşmelerinin amaç ve konu kenar başlıklı ——— maddesinde yer alan faaliyet konularının da birebir örtüştüğü dikkate alındığında tarafların faaliyet konularının da aynı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunun kabulü gerektiği, somut olayda davacı şirket anonim şirkettir ve ticaret unvanı üzerinde —-tarihinden itibaren tüm—— genelinde—- hakkına sahip olduğu, davalı şirket ortağının önceden davacı şirket ortağı olması ve ortaklık ilişkisi devam ederken ——- tarihinde yeni bir şirket kurarak —- unvanda yer verdiği, dava tarihinden önce davacı şirket ortağı —— davalı şirketin aynı ve ayırt edici ——- ekini içeren bu unvanla kuruluşunun nasıl gerçekleştiği taraflar arasında bu ibarenin kullanımına ilişkin dosyada bir bilgi ve belge bulunmadığı, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler ve tarafların faaliyet konularının da aynı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzer oldukları dikkate alındığında davacı şirketin ———-ibaresi üzerinde önce tescilden kaynaklanan tekel hakkının bulunduğunun kabulü gerektiği ve bu nedenle de davalının eylemlerinin davacının ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, şeklinde beyan ve mütalaada bulunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dosya kapsamında alınan kök ve ek raporun birbiri ile aynı doğrultuda olduğu , tarafların ticaret unvanlarındaki —– ifadesinin ayırt edici ek olduğu ancak aynı ayırt edici eklerin farklı ticaret konularında faaliyet gösteren tacirler tarafından kullanılabileceği , bu kapsamda davacının ticaret unvanının — olduğu, davalının ise —- kullandığı, her iki şirketin unvanındaki—– ayırt edici olduğu , tarafların faaliyet kollarının da aynı olduğu ve davalının ticaret unvanındaki —– davacının ticaret unvanında yer alan —- ifadesinin kısaltması olduğu , bu anlamda tarafların faaliyet kollarının birebir örtüştüğü ve aynı faaliyet alanında ayırt edilemeyecek kadar benzer ifadenin bulunduğu, davacı şirketin ticaret unvanı üzerinde—– şirket olarak tekel hakkını haiz olduğu, davalı şirketin ise —- tarihinde ortaklığın devamının akabinde yeni bir şirket kurarak—— yer verildiğine dair tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde tarafların bilhassa faaliyet konularının da aynı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzer oldukları dikkate alındığında davacı şirketin ——-üzerinde önce tescilden kaynaklanan tekel hakkının bulunduğu ve bu nedenle davalının eyleminin davacının ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu nazara alınarak davalının ticaret unvanındaki —— silinmesine, davalının eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve davalının ———-ibaresini kullanmasının önlenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının davacıya yönelik yapmış olduğu eylemlerin HAKSIZ REKABET OLUŞTURDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Davalının ———- ibaresinin ticaret sicilden SİLİNMESİNE
3-Davalının —– ibaresini kullanmasının ÖNLENMESİNE,
4-Giderleri davalıya ait olmak üzere, kararın ——— çapında yayın yapan Ve tirajı ilk 5 içerisinde olan ulusal bir gazete ile yayımlanmasına,
5-Karar harcı 179,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye‭ 148,5‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ve 31,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 62,80 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 176,50 TL müzekkere ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.176,5‬ TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 345. maddesi uyarınca 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer eş değer Mahkemesine verilecek usulüne uygun istinaf dilekçesi ile ——— Adliye Mahkemesi İstinaf Yasa Yoluna başvurabileceği belirtilerek verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/04/2023