Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1085 E. 2018/882 K. 28.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/1085
KARAR NO : 2018/882

DAVA : Sözleşmeden Doğan Cezai Şart
DAVA TARİHİ : 08/05/2017
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Muarazanın men’i, Men’i müdahale ve Cezai Şart davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ——— parselde kayıtlı akaryakıt istasyonunun 01/11/2015 tarihli kira sözleşmesi uyarınca kiracısı olduğunu, müvekkilinin tapu kütüğüne şerh edilmiş kiracılık hakkına istinaden bu istasyonu aynı tarihli bayiilik sözleşmesi ve —————————olarak faaliyet göstermesi şartıyla davalıya teslim ettiğini, ancak davalının 24/04/2017 tarihli ihtarname ile bayilik ilişkisini tek taraflı olarak sonlandırdığını, —————Sözleşmesi’nin 10-3-7 maddesi uyarınca bayinin kendisine yapılan bildirimden itibaren en geç 3 gün içinde satış yerini üzerindekilerle birlikte tahliye ederek, müvekkiline veya müvekkilinin belirleyeceği 3.kişilerin kullanımına bırakması gerektiğini, aksi halde her gün için 5.000,00 USD cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, müvekkilinin davalıya gönderdiği, 27/04/2017 tarihli ihtarname ile bu sözleşme hükmü tahtında istasyonun 3 gün içinde teslimi, aksi halde cezai şart ödenmesi gerektiğini bildirdiğini, buna rağmen davalının akaryakıt istasyonunu haksız surette uhdesinde tutmaya devam ettiğini, müvekkilinin kira parasını ödemeye devam ettiği akaryakıt istasyonuna giremediğini bu yüzden ekonomik yarar sağlayamadığını belirterek davalının yarattığı muarazının giderilmesine ve müdahalenin tespit ve önlenmesine, haksız işgalden dolayı şimdilik 10.000,00 TL cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle dava değerinin tespit edilip bu değer üzerinden harç yatırılması gerektiğini, müvekkilinin alt kira sözleşmesi uyarınca davacının kiracısı durumunda olduğunu, kiralarını davacıya ödediğini, davacının bayilik sözleşmesinin feshini bahane ederek müvekkilini taşınmazdan tahliye etme imkanının bulunmadığını,ayrıca taraflar arasında alt kira sözleşmesi bulunmakta olup, davacının müvekkili şirkete karşı haksız işgale dayalı müdahalenin men’i davası açma ve taşınmazda işgalci olduğunu iddia etmesinin de mümkün olmadığını, müvekkilinin aralarındaki bayilik sözleşmesini haklı nedenlerle feshettiğini, davacı tarafın bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle müvekkilinin taşınmazdan tahliyesini talep etmekle birlikte taraflar arasında mevcut alt kira sözleşmesinin halen yürürlükte olduğunu, kira sözleşmesinden doğan tüm davalarda görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu savunmuş, esasa ilişkin beyanlarını da ibraz etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava ve birleşen dava hukuki niteliği itibariyle bayilik sözleşmesinden doğan muarazanın ve müdahalenin men’i ile cezai şart istemine ilişkindir.
Davacı vekili ibraz ettiği 13/11/2017 tarihli beyan ve ıslah dilekçesiyle davadaki cezai şart talebini 3.373.077,00 TL.olarak ıslah ettiklerini bildirmiş ve bu tutar üzerinden harç yatırdığı görülmüştür.
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesiyle taraflar arasında bayilik sözleşmesi yanı sıra kira sözleşmesi de bulunduğunu, bu nedenle davacının men’i müdahale talep etmesinin mümkün olmadığını, kira ilişkisine dayalı uyuşmazlığa bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemelerine ait olduğunu ileri sürmüştür. Bu husus mahkememizce değerlendirilerek davalının mahkememizin görevine yönelik itirazı kabul edilip davacı yanın cezai şarta ilişkin talebi yönünden tefrik kararı müdahalenin men’i ve önlenmesine ilişkin talep bakımından mahkememizin görevsizliğine ve karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Mahkememizce verilen bu karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —————.Hukuk Dairesinin 05/02/2018 tarihli kararı uyarınca kaldırıldığından dosya davacı yanın cezai şart talebinin görüldüğü mahkememizin ——- esas sayılı dosyası ile birleştirilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 26/11/2018 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini bildirmiş, davacı vekilinin vekaletnamesinde yapılan incelemede davadan feragate yetkisi olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili de ibraz ettiği 27/11/2018 tarihli dilekçeyle yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Taraf vekilleri katıldıkları 28/11/2018 günlü duruşmada sundukları dilekçelerdeki beyanlarını aynen tekrar etmişlerdir.
Davadan feragat davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olduğundan davanın bu nedenle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVA VE BİRLEŞEN DAVANIN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2- Dava ve birleşen davada karar harcı 23,93 TL.nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 63.938,86 TL. harçtan mahsubu ile fazladan yatan 63.914,93 TL.harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,(birleşen dava asıl dava ile birlikte açılıp mahkememizce tefrik sonucu verilen karar istinaf ilgili dairesince kaldırılmış olmakla, tekrar birleştirilerek birlikte görüldüğünden birleşen dava yönünden ayrıca karar harcına hükmedilmemiştir.)
3-Tarafların yargılama gideri talebi olmadığından taraflarca yapılan yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
5- Dava ve birleşen dava yönünden davalı tarafın vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı-