Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1041 E. 2018/817 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1041 Esas
KARAR NO : 2018/817

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2017
KARAR TARİHİ : 08/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin ————-üzerinde bulunan işyerinde elektrik tesisat, inşaat, elektrik pano imal ve montaj işleri ile uğraştıklarını, borçlunun ——- markası ile ticari boyutta halı yıkama makineleri imalatı işi ile uğraştıklarını, müvekkili ile borçlu tarafın yaklaşık 1,5 yıldır iş yaptıklarını, müvekkili borçlunun imal ettiği ticari halı yakama makinelerinin elektrik panosu imalatını davalıya ait iş yerinde yaptıklarını, makineyi çalıştırıp parasını aldıklarını, müvekkili son olarak 2 adet 6 fırçalı, 1 adet 8 fırçalı halı yıkama makinesine ait elektrik pano imalatını yaptıklarını, makineleri çalıştırdıklarını, bu makineleri müşteriye teslim ettiklerini, teslimata ilişkin resimler davalıya ait facebook sayfasından aldıklarını, bu resimlerden birinde müvekkili çalışırken görüldüğünü, müvekkilinin 4 fırçalı makinenin pano imalatını yaptıklarını, makineye montajını yapacakken davalı iş yerinden kovulduğunu, bu hususa ve yapılan işlere ilişkin tanıklarının mevcut olduğunu, tanıklarının müvekkilinin çalışanı ve stajyeri olduğunu, müvekkilinin son yaptığı işlere ait parasını almaya gittiğinde parası ödenmediğini, kendisine panonu sök götür gibi ciddiyetsiz sözler söylendiğini, bunun üzerine müvekkili faturayı Kartal —————. Noterliği 11670 yevmiye nolu, 31/07/2017 tarihli ihtarnamesi gönderdiklerini, kendilerine bir cevap verilmediğini, davalı borçlu hakkında İstanbul Anadolu ———–.İcra Dairesi 2017/21476 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalı borçlu tarafından İstanbul Anadolu ———-.İcra Dairesinin 2017/21476 esas sayılı icra takibine yapılan haksız itirazın iptalini, davalının asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, takibin devamına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine açılmış bulunan usul ve yasaya aykırı hukuki mesnetten yoksun davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin iş yerinde kullanmak üzere davacı tarafın kendi üretimi olan panolardan almak istediğini, fakat davacı tarafından fahiş fiyat verildiği için anlaşamadıklarını, müvekkilince davacının eskiye dayalı iş ilişkilerini kötüye kullanarak fahiş fiyat verdiğini tespit ettiklerini, aynı tarihte başka firmalara yaptırılan panolar arasında fazlaca fiyat farkı olduğunu, bu nedenle müvekilinin malları teslim almak istediğini, herhangi bir teslim tutanağı imzalanmadığını, iade talebinde bulunulduğunu, davacı bu durumu bildiği halde kasıtlı olarak iade almadığını, ücret talebinde bulunduklarını, davacının dava dilekçesine eklediği —————- sitesinden alıntı aldığı fotoğrafların eski tarihli olduğunu, davanın reddini, mahkeme masraf ve giderleri ile vekalet ücretini davacı taraftan tahsiline yönelik karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacının davalıya halı yıkama makinelerine ait elektrik pano imalatını yaptığı ve makineleri çalıştırarak davalıya teslim edildiği, buna rağmen bedellerin ödenmediğinden bahisle fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davacının ve davalının gerçek kişi olması nedeniyle Mahkememizce tarafların tacir olup olmadığı araştırılmasına gidilmiş ve gelen yazı cevaplarından;
davalı …’ın ticaret sicil kaydının bulunduğu, bilanço esasına göre defter tuttuğu ve 1. Sınıf tacir olduğunun belirtildiği, dolayısıyla davalının tacir olduğu,
davacı … Büyük’ün ise ticaret sicil kaydının bulunmadığı, esnaf kaydının bulunduğu ve işletme hesabına göre defter tuttuğunun belirtildiğinden davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır. serbest meslek kazanç defteri tuttuğu ve tahsilat makbuzu düzenlediğinden davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK ‘nın 5.maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret kanununun 5/(4). maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması Asliye ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirecek bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Somut olayda, davalı tacir olsa da davacı esnaf olup, tacir olmadığından TTK’nın 4.maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 2.maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden Mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay——–. Hukuk Dairesi’nin 03/10/2016 tarihli 2016/6760 Esas ve 2016/8201 sayılı kararı, Yargıtay ———. Hukuk Dairesi’nin 03/11/2016 tarihli 2016/9773 Esas 2016/9963 sayılı kararı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ————-. Hukuk Dairesi’nin 12/04/2017 tarihli 2017/194 Esas, 2017/262 Sayılı kararı)
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı