Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1006 E. 2023/2 K. 03.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1006 Esas
KARAR NO : 2023/2
DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/09/2017
KARAR TARİHİ: 03/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirket binalarının temizlik ve güvenlik işlerini ihale ederek alt işverenler eliyle sürdürdüğünü, söz konusu temizlik işlerinde çeşitli taşeronlara bağlı olarak çalışan —–, iş sözleşmesinin haksız feshine gerekçe göstererek davacı şirket ve son alt işveren —– aleyhine —-sayılı dosyası ile işçilik alacağı davası açtığını, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğini, —- fesih tarihinden itibaren en yüksek banka mevduatıyla, yıllık izin ücretinin —-dava tarihinden ,— ıslah tarihinden itibaren, — yargılama giderinin —- vekalet ücretinin davalılardan müştereken, müteselsilen tahsil edilmesine karar verildiğini, söz konusu karar nedeniyle —–vekili tarafından —–dosyaile davacı şirket ve davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra dosyasından alınan kapak hesabı gereğince —–bedelin icra dosyasına yatırıldığını, —- en son davalı —– nezdinde çalıştığınıve iş sözleşmesinin bu firma tarafından sonlandırıldığını beyan ederek davalı firma ile davacı firma arasında imzalanmış olan hizmet alım sözleşmesi, teknik ve idari şartnameler ve eklerinde geçen, sözleşme madde 6, teknik şartname madde 8,9 uyarınca davalı şirketin alt işveren sıfatıyla ödemesi gereken bedelin ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine söz konusu sözleşmeden kaynaklanan rücu davası açma zaruretinin hasıl olduğunu iddia ederek, talep edilen ——– bedelin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini arz ve talep edilmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalı şirketin kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, kıdem tazminatının davacı ——- tarafından davalı firmanın hakkedişlerinden kesildiğini ve sözleşme sonunda işçilere ödenmek üzere —- nezdinde oluşturulan havuz aktarıldığını, bu nedenle asıl işveren ——- tarafından davalı şirkete haksız, kötü niyetli, mesnetsiz iddialarla açılmış davanın hukuka aykırı olduğunu vc reddine karar verilmesi gerektiğini, 4857 sayılı İş Kanunun 27 maddesinin açık hükmü birlikte (müteselsil) sorumluluktan bahsettiğini, müteselsil sorumluluk gereği alt işveren ve asıl işveren sorumluluğu aynı derecede ve borcun tamamına ilişkin olduğunu, fakat bu hususun uyuşmazlığın tarafları noktasında dış ilişkilerde geçerli olup iç ilişkilerde durumun farklı olduğunu, TBK’nın 62 ve 167. maddeleri birlikte incelendiğinde davacı tarafından ifa edilen miktarın tamamının talep edilmesinin iç ilişki yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğunu ——- ilamı incelendiğinde söz konusu meblağın davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini cevaben ifade ederek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememizce yargılama sırasında bilirkişi —- tarafından hazırlanan —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı hakkedişi üzerinden davacının—–kıdem tazminatına dair herhangi bir kesinti yapıp yapmadığı raporun —–yapılan açıklamalar nedeniyle yapılamadığı, İcra dosyasında davacı ödeme tarihi itibariyle davalıdan alacak tutarı olarak —– hesap edildiği, Mahkemenin bu yönde bir karar vermesi halinde ödemenin yapıldığı tarih ile dava tarihi arasında geçen süreye —- faiz hesap edildiği belirtilmiştir.
Bilirkişi —– tarafından hazırlanan —– bilirkişi raporunda özetle; Dava dışı işçiye karşı olan müteselsil sorumluluk kanundan doğan sorumluluk olup, iş verenler arasında ancak dış ilişkiyi ilgilendiren bir durum olduğu, iş verenlerin dış ilişkideki müteselsil sorumluluğu iç ilişkide kanuna ve ahlaka aykırı olmayacak sözleşme hükümlerine göre diledikleri şekilde düzenleyebilecekleri, dosyaya sunulan belgelerden tarafların ileride oluşabilecek rücu ilişkisini taraflara arasında imzalanan —– tarihli grup ——-herhangi bir şekilde bu madde kapsamına giren bir ödemede bulunulması halinde ödenen tüm bedeller faizi ve masrafları ile birlikte yüklenici tarafından ——hükmü ile düzenlemiş oldukları tespit edildiği taraflar arasındaki sözleşmelerin rücu ilişkisini düzenlemeye yeterli olduğu kanaati oluşması halinde: davalı ——- konu olan ——— sorumlu olduğu, davacı taraf ödeme tarihinden itibaren avans faizi talep ettiği, ancak dosyada, davacının ödeme tarihinden itibaren davalılara temerrüt ihtarında bulunduğunda ilişkin herhangi bir belge veya iddia dosyada mevcut olmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi —- tarafından hazırlanan —- tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; sunulan belgelerin eksik olması nedeniyle —–adına kıdem tazminatı adı altında bir kesintiye rastlanmadığı, ancak davacı tarafından —–hesabına ——— ödediği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, İş Mahkemesi kararına istinaden başlatılan takipte asıl işveren olarak ödenen tutarın taşeron olan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporuna göre; dava dışı işçiye karşı olan müteselsil sorumluluk kanundan kaynaklanmakta olup, iş verenler arasında ancak dış ilişkiyi ilgilendiren bir durum olduğundan iş verenler dış ilişkideki müteselsil sorumluluğu iç ilişkide kanuna ve ahlaka aykırı olmayacak sözleşme hükümlerine göre düzenleyebilecekleri kabulüyle, dosyaya sunulan belgelerden tarafların ileride oluşabilecek rücu ilişkisini aralarında imzalanan —-tarihli —— herhangi bir şekilde bu madde kapsamına giren bir ödemede bulunulması halinde ödenen tüm bedeller faizi ve masrafları ile birlikte yüklenici tarafından —– hükmü ile düzenlemiş olduklarının tespit edildiği ve taraflar arasındaki sözleşmelerin rücu ilişkisini düzenlemeye yeterli olduğu kanaatiyle davalı —– rücuya konu olan —- yönünden sorumlu olup, —— asıl alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
—– bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 258,36 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 64,59TL harcın mahsubu ile bakiye 193,77‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ve 64,59 TL peşin harç olmak üzere toplam 95,99‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 212,5 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.012,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 3.782,10 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı , davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/01/2023