Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/985 E. 2019/1022 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/985 Esas
KARAR NO : 2019/1022
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 16/10/2015
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılar vekili mahkemeye verdikleri dilekçelerinde davalılardan — sevk ve iradesindeki– plakalı askeri aracın— çarptığını, olayda çocuk — vefat ettiğini, tüm kusurun davalı sürücü — olduğunu, olay ile ilgili olarak— ödeme yaptığını, müteveffanın defin masrafları ile destek tazminatı ve duyulan elem ve ızdırabın telafisi bakımından davalı sigorta şirketi hakkında maddi tazminat olarak toplam – TL’nin ve her bir davacı için – TL olmak üzere toplam— TL manevi tazminatın olay tarihinden yürüyen yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı — vekili; görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, — Asl Huk mah malul kalan —E sayılı dosyasında dava açtıklarını , o dosya ile birleştirilmesini, kazayı yapan minübüsün—adına kayıtlı olup, kendilerine zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesi ile – tarihleri arasında sigortalı bulunduğunu, poliçe limitinin de şahıs limitinin -TL olduğunu, – vefatı sebebi ile davacılara toplam -TL ödeme yapıldığını, bu sebeple kendileri yönünden davanın reddine karar verilmesini, olay tarihinden faiz yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesi talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı – vekili cevap dilekçesinde özetle, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu,- Asl Huk mahkemesinde malul kalan—- da —E sayılı dosyasında dava açtıklarını, o dosya ile birleştirilmesini, kazayı yapan minübüsün—adına kayıtlı olup, kendilerine zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesi ile- tarihleri arasında sigortalı bulunduğunu, poliçe limitinin de şahıs limitinin -TL olduğunu—vefatı sebebi ile davacılara toplam — TL ödeme yapıldığını, bu sebeple kendileri yönünden davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Diğer davalı — vekili yazılı cevabında; kazaya karışan aracın askeri minibüs olması sebebi ile dava açılmış ise de husumetin zorunlu sigortaya yöneltilmesi gerektiğini, bu sebeple ihbar edilmesini, aleyhe kusuru kabul etmediklerini, olayın haksız fiilin meydana geldiği yerin – olduğunu, diğer davalı – – veya davalı kurumun merkezi olan — davanın açılması gerektiğini bildirmiş,
Diğer davalı — usulüne uygun tebligat yapıldığı, cevap vermediği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; HMK.nun 107 maddesi uyarınca trafik kazası nedeniyle açılan destek tazminatı ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığnıdan uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak, bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davacılar ve şahıs davalının ekonomik ve sosyal durumlarının tespitine ilişkin araştırma yapılarak yazılar dosya içine alınmış,mirasçılık belgesi ve —.Ağır Ceza Mahkemesinin- Esas,— karar sayılı kararı ve kesinleşme şerhi dosya içerisine alınmış, davalı sigorta şirketi nezdinde olay nedeniyle düzenlenen hasar dosyası getirtilmiştir.
Davacılar vekili, — tarihinde davalılardan– sevk ve idaresindeki — plakalı araç ile — ilçesinde iken, hava ve yol şartlarına göre hızını ve sürüş güvenliğini ayarlamayarak araç hakimiyetini kaybettiği iddiasıyla önce istinat duvarına daha sonra aynı yönde ve aracın ilerisinde yürümekte olan müvekkillerinin müşterek çocukları olan -çarptığı ve ölümüne sebep olması sebebiyle müvekkilleri olan davacı —-müşterek çocuklarının desteğinden yoksun kaldığını ve yaşanan olay nedeniyle büyük üzüntü duyduklarını belirterek manevi ve maddi tazminat talebinde bulunmuş olup maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, manevi tazminatın sigorta şirketi dışında kalan davalılardan tahsilini taleple dava açmışlardır.
Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nda ”Bu kazanın oluşumunda –plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı KTK da 52/1-b kusurunu ihlal ettiği, yayaların hakkında kusur kanaatine varılamadığı ifade edilmiştir.
—- tarihli raporunda özetle; Sürücü—meskun mahalde, zemini ıslak, virajlı çift yönlü yolda hızını mahal şartlarına ve yolun durumuna göre ayarlamadan tehlike arz edecek şekilde seyir etmesi ve direksiyon hakimiyetini kaybedip hatalı doğrultu değiştirip önce istinat duvarına devamında yolun sağında yürüyen yayalara çarpmasında ASLİ kusurlu ,yayaların ise hatalarının olmadığını bildirmiştir.
Mahkememizce de kusur ve tazminat yönünden iki kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmış,; kusur bilirkişisi raporunda özetle; Sürücü— yerleşim yeri içinde hızını yol ve görüş şartlarına göre ayarlayıp daha tedbirli seyir etmesi gerekirken,seyri sırasında bulunduğu yol bölümündeki viraj ve kaplamanın ıslak olduğunu dikkate almayarak direksiyon hakimiyetini kaybedip aracı yolda tutma becerisi göstermeyerek önce istikametine göre sağdaki istinat duvarına ardından da yaya kaldırımında yürüyen yayalara çarparak kazaya sebebiyet verdiğinden %100 oranında ASLİ ve TAM KUSURLU olduğu ,Yaya—- yaya kaldırımında bulunduğu sırada, direksiyon hakimiyetini ve aracın kontrolünü kaybederek üzerine gelen aracın çarpmasına karşı alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığından KUSURSUZ olduğu bildirilmiştir.
Aktüerya uzmanı raporunda özetle;davacı anne — yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının – TLolduğu,davalı sigorta şirketi tarafından yapılan – TLlik ödemenin tenzili sonucunda davacı İpek’in ödeme tarihi itibariyle bakiye maddi zararının bulunmadığı, davacı baba — yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının – TL TLolduğu, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan- TLlik ödemenin tenzili sonucunda davacı – ödeme tarihi itibariyle bakiye maddi zararının bulunmadığı bildirilmiştir.
Davaya konu kazanın Sürücü — yerleşim yeri içinde hızını yol ve görüş şartlarına göre ayarlayıp daha tedbirli seyir etmesi gerekirken, seyri sırasında bulunduğu yol bölümündeki viraj ve kaplamanın ıslak olduğunu dikkate almayarak direksiyon hakimiyetini kaybedip aracı yolda tutma becerisi göstermeyerek önce istikametine göre sağdaki istinat duvarına ardından da yaya kaldırımında yürüyen yayalara çarparak kazaya sebebiyet verdiğinden %100 oranında ASLİ ve TAM KUSURLU olduğu ,Yaya — yaya kaldırımında bulunduğu sırada, direksiyon hakimiyetini ve aracın kontrolünü kaybederek üzerine gelen aracın çarpmasına karşı alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığından KUSURSUZ olduğu kusur bilirkişisince bildirilmekle ,aktüerya uzmanınca yapılan tespitte davacıların zararının davalı sigorta şirketince yapılan ödemenin tenzili sonucunda davacıların maddi zararının bulunmadığının tespitiyle davacılar tarafından açılmış maddi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacıların, davalılara yönelik bir diğer talebi ise manevi tazminattır. TBK 56/2 maddesinde ölüm halinde ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir paranın ödenmesine karar verilebileceği kabul edilmiştir. Davacılar ölenin eşi,çocuklarıdır. Manevi tazminat zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminatada benzer özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna dair zararın karşılanmasınıda amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1976 tarihli 7/7 sayılı İBK kararında manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar gösterilmiştir. Manevi tazminat bir zenginleşme aracı olmamakla birlikte bu konudaki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı bu sebeple tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile birlikte olayın oluş şekli göz önünde tutularak hak ve nesafet kuralları içinde sonuca varılmıştır
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında — tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacılar müteveffanın anne ve babasıdır. Ölen — vefat etmesine yol açan olayda sürücü— tam ve asli kusurludur. Olayın oluş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek ve denetime elverişli bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle manevi tazminat yönünden aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat davasının REDDİNE,
2-Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE,
Davacı — için — TL, davacı- için – TL olmak üzere toplam – TL tazminatın kaza tarihi olan – tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen davalı —– tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
3-Karar harcı 6.831,00 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 689,94 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.141,06 TL harcın müştereken ve müteselsilen davalı —–tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 689,94 TL harcın müştereken ve müteselsilen davalı—– tahsili ile davacılara ödenmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 32,55 TL ilk masraf, 215,30 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.447,85 TL yargılama giderinin, kabul-red oranına göre 731,09 TL’sinin müştereken ve müteselsilen davalı —– tahsili ile davacılara ödenmesine, kalanı 716,76 TL’nin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraflarca sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Manevi tazminat davası yönünden, davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli AAÜT hükümlerine göre belirlenen 10.750,00 TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalı —- tahsili ile davacılara verilmesine,
8-Manevi tazminat davasında reddedilen kısım yönünden, davalılar — kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli AAÜT 10/2 maddesine göre belirlenen 10.750,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile anılan davalı tarafa verilmesine,
9-Maddi tazminat davası yönünden, davalı taraflar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli AAÜT hükümlerine göre belirlenen 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı taraflara verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı hazine vekilinin ve davalı sigorta şirketi vekilinin yüzüne karşı ve davalı —- vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/10/2019