Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/968 E. 2023/26 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/968 Esas
KARAR NO : 2023/26

DAVA TARİHİ : 07/09/2016
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/06/2018
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl Dava Yönünden İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili şirkete taahhüt ettiği işleri yapmadığını, bu işler sebebiyle davalının müvekkili şirkete fatura kesmesi ve bu fatura bedelini müvekkili şirketten haksız yere tahsil etmiş olduğunu, yapılmayan işler sebebiyle müvekkili şirketin aynı işleri farklı firmalara yaptırmak zorunda kaldığını, bu sebeple hem davalıya haksız olarak ödenen bedel hem de haricen farklı firmalara ödemek zorunda kalınan bedeller ve uğranılan zararları talep ettiğini, —– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– esas sayılı dosyası ile müvekkili şirkete karşı rucuen itirazın iptali davası açtığını bu sebeple davalar arasında bağlantı bulunduğu iddia edilerek öncelikle açılan davanın—— Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan dava ile birleştirilmesini ve davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.
Asıl dava yönünden SAVUNMA:
Davalı—–vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının dava dilekçesinde belirtilen işleri bitirmediğini, dava dilekçesinde müvekkilinin yaptığı ödemenin eksik gösterildiğini, müvekkili şirkete davacı tarafından verilen teklifte yapılacak işlerin belirtildiğini , yapılan işlere ilişkin hakediş ödemesi şeklinde mimar —– tarafından mail yoluyla müvekkili şirkete bilgi verildikten sonra ödemelerin söz konusu olduğunu beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın ileri sürdüğü alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu, ,müvekkilinin davalı/birleşen dava davacısının işlerini yapmış olduğunu ve karşılığında fatura kesildiğini , faturanın büyük bir bölümünün karşı tarafça ödendiğini, davacının ileri sürdüğü alacaklar nedenleri ile müvekkilinin yaptığı işler arasında hiçbir illiyet bağının olmadığını beyan ederek mahkeme tarafından resen gözetilecek sebeplerle davanın reddine , yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava yönünden İDDİA:
Davacı —–Vekili birleşen dava dilekçesinde özetle: Davalının, müvekkili şirkete taahhüt ettiği işleri yapmadığını, bu işler sebebiyle davalının müvekkili şirkete fatura kesmesi ve bu fatura bedelini müvekkili şirketten haksız yere tahsil etmiş olduğunu, yapılmayan işler sebebiyle müvekkili şirketin aynı işleri farklı firmalara yaptırmak zorunda kaldığını, bu sebeple hem davalıya haksız olarak ödenen bedel hem de haricen farklı firmalara ödemek zorunda kalınan bedeller ve uğranılan zararları talep ettiğini,—– davacı olarak—–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— esas sayılı dosyası ile müvekkili şirkete karşı rucuen itirazın iptali davası açtığını bu sebeple davalar arasında bağlantı bulunduğu iddia edilerek öncelikle açılan davanın ——Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan dava ile birleştirilmesini ve davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Asıl dava; itirazın iptali istemine, birleşen dava ise alacak ve tazminat istemine ilişkindir.Asıl dava ve birleşen dava yönünden dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.Mahkememizce yargılama sırasında alınan Bilirkişi —– tarafından hazırlanan 08/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının 2014 yılına ait tutulan işletme defterinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davalının kendi iktidarında bulunmasına rağmen kendi defterlini ibraz külfetini yerine getirmediği, bu davranışın yasal sonuçlarını belirlemek münhasıran sayın mahkemenizin takdirinde olduğu, davcının dosya kapsamındaki veriler ışığında 28/07/2016 icra takip tarihinde davalıya kestiği 22/08/2014 tarih,—— nolu faturadan kaynaklı 18.700,00 TL bakiye alacağının olduğu, ancak davacının taleple bağlılık ilkesi gereği 18.070,00 TL talep edebileceği, davacının icra takibinde 3.726,30 TL işlenmiş faiz talep ettiği, ancak davalıya temerrüde düşürdüğüne ilişkin herhangi bir iadeli taahhütlü veya noter aracılığı ile herhangi bir ihtarname bulunmadığı, davacının temerrüt faizi talebinin sayın mahkemenin takdirinde olduğu, ——- verilerinden 28/07/2016 takip tarihi itibariyle avans faizi oranının %10,50 olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen 18.070,00 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği, davacının icra inkar tazminatı talebinin takdirinin ise mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.Bilirkişi ——tarafından hazırlanan 16.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının 28.07.2016 takip tarihinde davalıdan 13.700,00 TL davalıdan alacaklı olduğu, davalı tarafından ayrıca inceleme sırasında; dava dışı —–(davalı ile —– şirketi olduğu beyan edilmiştir) tarafından; —– no.lu hesabından davacı —–no.lu banka hesabına 05.06.2014 tarihinde 5.000,00 TL ödeme yapıldığına ilişkin banka dekontu fatokopisi sunulduğu, ancak yapılan ödemenin davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkiye dayanak faturaya ilişkin yapılıp yapılmadığı, ayrıca dava dışı —— davacı ile aralarındaki başka bir ticari ilişkiye ait olup olmadığının bu haliyle anlaşılmadığı, sayın Mahkeme tarafından dava dışı (ancak davalı ile —– şirketi)—— ticari defterleri üzerinde inceleme yetkisi verilmediğinden bu aşamada bahse konu 05,06.2014 tarihli 5.000,00 TL ödemenin davacının alacağından düşülmediği, bu hususun takdirinin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, davacımın icra takibinde 3.726,30 TL işlemiş faiz talep ettiği, ancak davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin herhangi bir iadeli taahhütlü veya noter aracılığı ile herhangi bir ihtamame bulunmadığı, davacının temetrüt faizi talebinin Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu,—— veriterinden 28.07.2016 takip tarihi itibariyle avans faizi oranımn 3610,50 olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen 13.700,00 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren X10,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği, davacının icra inkar tazminatı talebinin takdirinin ise Sayın Mahkemeye ait olduğu, soruç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Bilirkişi —–bilirkişi —— bilirkişi—— tarafından hazırlanan bilirkişi raporu:
ASIL DAVA BAKIMINDAN; Davacı/yüklenicinin davalı/işverenden takip tarihi itibariyle, 13.700 TL asıl alacağı bulunduğu; işlemiş temerrüt faizi alacağı bulunmadığı; işbu alacağın, talep gibi, takip tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği;
BİRLEŞEN DAVA BAKIMINDAN; Davacı/ işverenin davalı/yükleniciden herhangi bir alacağı bulunmadığı belirtilmiştir.Bilirkişi —– tarafından hazırlanan 24.08.2020 tarihli bilirkişi raporu; Dava dışı —–şirketinin incelemeye ibraz ettiği defterler: Dava dışı —-2014 yılı yasal defterlerine 6102 sayılı TTK’nın 64/3 maddesi hükümlerine uygun süresinde açılış ve kapanış tasdiki yaptırdığı tespit edilmiştir. Defterler üzerinde dava konusu olayın tespiti: Dava dışı —–banka hesapları Üzerinde yapılan incelemede; davacıya 05.06.2014 tarihinde —— açıklamasıyla) 5.000,00 TL gönderildiği tespit edilmiştir. Dava dışı —– defterleri Üzerinde yapılan incelemede; davacıyla herhangi bir cari hesap ilişkisine rastlanmamıştır kanaatine ulaşılmıştır.Bilirkişi——bilirkişi—-, bilirkişi ——tarafından hazırlanan 30.06.2022 tarihli bilirkişi raporu: Kök raporumuzda yaptığımız değerlendirmelerde ve varmış olduğumuz kanaatlerde bir değişiklik olmadığı; Eğer mahkemece; yukarıda sözü edilen, davalı şirketin davadışı——tarafından davacı şirkete yapılmış olan 5.000 TL’lik ödemenin, davalı şirketin davacı şirkete olan borcunun ödenmesi için yapıldığının kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılacak olursa, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle, (13.700 — 5.000 -) 8.700 TL alacağı olduğu sonucuna varılmıştır.Bilirkişi—— tarafından hazırlanan bilirkişi ek raporunda özetle; Davacının 28/07/2016 takip tarihinde davalıdan 13.700,00 TL davalında alacaklı olduğu, davalı tarafından ayrıca inceleme sırasında dava dışı —— tarafından—–nolu hesabından davacı—– nolu banka hesabına 05/06/2014 tarihinde 5.000,00 TL ödeme yapıldığına ilişkin banka dekontu fotokopisi sunulduğu , ancak yapılan ödemenin davacı ile dvalı arasındaki ticari ilişkiye dayanak faturaya ilişkin yapılıp yapılmadığı ayrıca dava dışı —- ile aralarındaki başka bir ticari ilişkiye ait olup olmadığının bu haliyle anlaşılmadığı, sayın mahkeme tarafından dava dışı —– ticari defterleri üzerinde inceleme yetkisi verilemediğinden bu aşamada bahse konu 05/06/2014 tarihli 5.000,0 TL ödemenin davacının alacağından düşülmediği bu hususun takdirinin sayın mahkemeye ait olduğu davacının icra takibinde 3.726,30 TL işlemiş faiz talep ettiği ancak davalıya temerrüde düşürdüğüne ilişkin herhangi bir iadeli taahhütlü veya noter aracılığı ile herhangi bir ihtarname bulunmadığı, davacının temerrüt faizi talebinin mahkemenin takdirinde olduğu, ——verilerinden 28/07/2016 takip tarihi itibariyle avans faizi oranının %10,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği, davacının icra inkar tazminatı talebinin takdirinin mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Asıl davada uyuşmazlık faturadan kaynaklı alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine; birleşen davada ise davacı ve davalı arasındaki ticari ilişki sonucu (birleşen davada) davalının, davacı şirkete taahhüt ettiği işleri yapmadığı ileri sürülerek bu işler sebebiyle davalı tarafça davacı şirkete kesilen fatura bedelinin ve yapılmayan işler sebebiyle davacı şirketin aynı işleri farklı firmalara yaptırmak zorunda kaldığından bahisle uğranılan zararların tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ile; davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu ve bu ticari ilişki sonucunda davacı tarafça düzenlenip defterlerine kaydedilen fatura nedeniyle davalı taraftan alacağının bulunduğu, oluşan cari hesap borcu nedeniyle davacının alacaklı konumda olduğunun bilirkişi raporu ile de sabit olduğu, davalının ödeme yapmaması nedeniyle davacı tarafın icra takibi başlattığı, davalının takibe itirazı nedeniyle de iş bu davanın açıldığı, davalı tarafından borcun ödendiğine veya borcun bulunmadığına dair savunma yapılarak tanık deliline ve defter inceleme deliline dayanılmış olsa da söz konusu 5.000,00 TL’lik ödemenin davacı ve dava dışı şirket defter kayıtlarında bulunduğu ancak bu ödeminin dava konusu borca dair yapılan bir ödeme olup olmadığının belirli olmadığı ve bilirkişi raporlarında da belirtildiği gibi bu yönde kayıtlarda bir açıklık olmadığı, bu yönüyle yapılan ödemenin dava konusu borca dair yapılan bir ödeme olduğu kanaatine ulaşılamadığından 5.000,00 TL’lik alacağın davacı alacağından düşülmeden yapılan hesaplama karar esas alınmış ve davacı tarafın defterlerinin ve dayanak kayıtlarının kendi lehine olacak şekilde delil olarak kabul edildiği ve sonuç itibari ile bilirkişi raporu ile yapılan hesaplamanın gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği tutarın belirlenerek yalnızca 13.700,00 TL asıl alacak olacak şekilde alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, davacı her ne kadar işlemiş temerrüt faizi alacağını da talep etmiş ise de TBK m.117’ye göre davalıyı ihtarname veya yazılı sözleşmede fatura bedelinin ödeneceği tarihin açıkça kararlatırılmış olması gerekirken somut olayda bu hususların yerine getirilmediği ve davalının temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından temerrüt faizi yönünden de talebin reddine ve davalının takibe itirazında haksız ve alacağın likit oluşu gözününde bulundurularak hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden ise; her ne kadar söz konusu işin davalı tarafından eksik ve ayıplı yaptığından bahisle bu eksik ve ayıplı işleri 3.kişilere tamamlattırılarak düzeltildiğini ve bu nedenle zarara uğradığını belirtmiş ve bu zararlarının tazminini talep etmiş ise de bu davada davalının işleri eksik ve ayıplı yaptığına dair davacının ispata yarar delil sunamamış olması ve tanık anlatımlarının da bu iddiayı ispatlar nitelikte delil olarak kabul edilemeyeceğinin açık olduğu göz önüne alınarak birleşen davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dava yönünden;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının,—— Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 13.700,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 13.700,00 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Asıl dosya karar harcı 935,85 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 263,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 672,60 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Asıl dosya davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ve 263,25 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 292,45 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Asıl dosya davacı tarafından yapılan 405,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.900,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 3.305,50 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 2.077,66 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Asıl dosya davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Asıl dosya davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—–esaslara göre belirlenen —— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Asıl dosya davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—–esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere—– vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.Birleşen dava yönünden ;—–Asliye Ticaret Mahkemesinin —— Esas sayılı dosyası)
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 179,90 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 144,00 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı ve davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen ——vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Asıl dosya ve birleşen dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.