Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/93 E. 2019/674 K. 21.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/93 Esas
KARAR NO : 2019/674

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/01/2016
KARAR TARİHİ : 21/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/07/2007 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi ile sigortalı—- sevk ve idaresindeki —- plakalı aracın kusurlu olarak —- sevk ve idaresindeki —- plakalı araca çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilillerinin bahse konu kazada çocuğunun ölümünden dolayı desteklerinden yoksun kaldığını, fazlaya dair her türlü talep ve hakları saklı kalmak üzere baba —- için 1.000,00 TL, anne … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL tazminatın avans faizi ile birlikte kaza tarihinden itibaren hükmedilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı tarafın taleplerinin müvekkili şirket tarafından daha önce ödeme yapılmış olduğunu ve müvekkili şirketin bu ödeme ile başvuru konusu tazminattan ibra edilmiş olduğunu ibraname ve ödeme tarihi üzerinden 2 yıldan fazla zaman geçtiğini davacı tarafın ibranamenin geçersizliğini öne sürme hakkının olmadığını, müvekkili şirketin kaza tarihindeki poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, 2007 yılı için kişi başı sakatlık ve ölüm teminatının 80.000 TL olduğunu, kusur oranının tespiti bakımından dosyanın ATK gönderilmesini, davacının ceza dosyasında şikayetçi olup olmadığı hususunun tespitinin gerekmekte olduğunu, davacının şikayetçi olmaması durumunda dava açma hakkının ortadan kalkacağını davanın reddini, mütevefanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanmasını aksi takdirde asgari ücret olarak alınmasını, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, davanın esastan ve usulden reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespitiyle uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiş, davacıların ekonomik sosyal durum araştırmalarının yapıldığı,—- tarafından kendilerine kaza nedeniyle gelir bağlanıp bağlanmadığı, bağlandı ise rücuya tabi olup olmadığının sorulduğu, aracın trafik tescil kaydının istendiği, davalı şirketten hasar dosyasının celp edildiği, hasar dosyasının incelenmesinde; davacılara bir kısım ödeme yapıldığı görülmüştür.
Murise ait mirasçılık belgesinde; davacıların murisin mirasçıları olduğu görülmüştür.
Davacılar murisine ait aracın trafik sigorta poliçesinin kaza tarihini de kapsar şekilde davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiği görülmüştür.
————– Daire Başkanlığı’ nın 13/11/2017 tarihli yazı cevabının incelenmesi sonucunda; iş kazası sonucu 21/10/2007 tarihinde vefat eden sigortalı —- in hak sahibi annesi …’ e bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerinin toplam 30.124,60 TL (29.316,48 71 + 808,12 TL) olduğu, davacı baba …’ e bağlanan herhangi bir gelir bulunmadığı belirtilmiştir.
———-Askerlik Şubesi Başkanlığı yazı cevabında, müteveffanın askere gitmeden önce —- tarihinde vefat ettiği bildirilmiştir.
Karşıyaka—-. Asliye Ceza Mahkemesinin — Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; müteveffa —– asli kusurlu, davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsü — — tali kusurlu olduğu kabul edilerek sanığın cezalandırıldığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği görülmüştür.
Karşıyaka —- Asliye Hukuk Mahkemesinin —– karar sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemesinde; davacıların …,, … ve ————— olduğu, davacıların aynı kaza nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talebinde bulundukları, daha sonra tüm davalılar açısından maddi tazmnat taleplerini atiye terk ettiklerinden bahisle maddi tazminat talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, manevi tazminat yönünden ise davaya devam edilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacıların maddi tazmnat talepleri hakkında esastan karar verilmediği anlaşıldığından davalı tarafın kesin hüküm itirazı yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce alınan kusur raporunda; davacıların murisi —– % 75 oranında kusurlu, davalı sigortalısının % 25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce aktüer kök ve ek raporları alınmıştır.
Hesap bilirkişisi tarafından hazırlanan 3. Ek raporda; davacı anne …’ in yoksun kaldığı desteğe ilişkin teminat limiti dahilindeki bakiye maddi zararının 9.582,16 TL, davacı baba …’ in yoksun kaldığı desteğe ilişkin teminat limiti dahilindeki bakiye maddi zararının 11.386,44 TL olduğu belirtilmiştir.
Davacılar vekilinin 24/12/2018 tarihli ıslah dilekçesini sunarak sonuç talebini artırdığı ve ıslah harcını yatırdığı görülmüştür.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; 21/10/2007 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacıların çocukları olan müteveffa —– —– yaşamını yitirdiği, mahkememizce delillerin toplanmasıyla aktüer bilirkişisinden rapor alındığı, aktüer bilirkişisi tarafından hazırlanan 3. Ek raporda sigorta şirketinin ödemeye esas aldığı hesap raporunda davalıya sigortalı aracın % 25 kusurlu olduğu olasılığı uyarınca hesaplama yapıldığı, KTK’nun 111.maddesi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebileceği, Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu hususun ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklamasının da yeterli olduğu, Yasada belirtilen 2 yıllık sürenin hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en dikkate alınması gerektiği, davacılar vekili tarafından davacılara yapılan ödemeden bahsedilmediği, davalı vekilinin taraflar arasında ibraname düzenlendiği ve ibranameden itibaren 2 yıllık sürenin geçmesi nedeniyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddini talep ettiği, davalı sigorta vekili tarafından sunulan ibraname incelendiğinde; davacılar vekili——————- ile davalı arasında — tarihli “Tazminat Makbuzu ve İbraname ” başlıklı ibranamenin imzalandığı, ibranamede adı ve imzası bulunan————— vekaletnamesi incelendiğinde sulh ve ibraya yetkisinin olduğunun görüldüğü, davacılar vekiline ibraname hakkında beyanda bulunması için süre verildiği, davacılar vekilinin beyanda bulunmadığı, ibraname incelendiğinde hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürülmeden davacılar tarafından ödemenin kabul edildiği, dolayısıyla söz konusu belgenin ibraname niteliğinde olduğu, ibraname tarihi 12.12.2007 olup iş bu davanın 25.01.2016 tarihinde açılmış olmasına göre KTK 111.maddesine göre 2 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Hak düşürücü süreye ilişkin emsal kararlar; Yargıtay —–Hukuk Dairesinin 2014/23349 esas 2017/4992 karar sayılı kararı, Yargıtay —-.Hukuk Dairesinin 2015/17273 Esas 2018/9045 Karar sayılı kararı, Yargıtay —.Hukuk Dairesinin 2015/10649 Esas 2018/6293 Karar sayılı kararı, Yargıtay —.Hukuk Dairesinin 2015/12500 Esas 2018/6308 Karar sayılı kararı, Yargıtay —.Hukuk Dairesinin 2017/3500 Esas 2018/6818 Karar sayılı kararı, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi —–. Hukuk Dairesi’nin 2018/516 Esas 2018/1592 Karar sayılı kararı)
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE,
2-Karar harcı 44,40 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davacılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacılar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.