Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/854 E. 2018/773 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/833 Esas
KARAR NO : 2018/751

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/07/2017
KARAR TARİHİ : 10/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı şahısların da davalı şirketin kredi borçlarından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesaplarının kat edilerek ihtarname gönderildiğini, ödeme yapılmaması nedeniyle temerrüdün devam ettiğini, hesap kat ihtarına konu gayrınakdi kredilerin hesaba depo edilmediğini ve yargılamaya konu olan teminat mektuplarının muhatap…… tarafından tazmininin talep edilmesi üzerine talep edilen miktarlarla sınırlı olarak toplam 582.258,98 TL …….. ödeme yapıldığını, davalılar hakkında İstanbul Anadolu ……… İcra Müdürlüğü’nün 2017/15039 sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalıların takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek takip tarihi itibariyle 587.608,48 TL üzerinden davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, takibin açıldığı tarihten tahsil tarihine kadar geçecek süre için anapara alacağı üzerinden hesaplanacak %52,5 temerrüt faizi ile %5 BSMV’nin davalılardan tahsiline, %20’den az olmamak üzere davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yasa dışı uygulamaları nedeniyle müvekkillerinin zor duruma düştüğünü, davacının bilerek ve kasten yaptığı işlemler sonucu oluşan zararlardan sorumlu olduğunu, davacıya borçlarının bulunmadığını, takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığını, yetkili icra dairesinin Bakırköy Yetkili İcra Daireleri olduğunu, belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalılardan anonim şirket ile arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredilerin ödenmemesi nedeniyle asıl borçlu ve müteselsil kefiller aleyhine başlattığı takibe itirazın iptali ve tazminat istemiyle dava açmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 15/11/2017 tarihli ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazları incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiştir.
İstanbul Anadolu ……….İcra Müdürlüğünün 2017/15039 sayılı takip dosyası getirtilmiş, davacının davalılar hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliğ ile davalıların süresinde takibe itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalılar İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkisine itiraz ederek yetkili icra dairesinin ….. İcra Daireleri olduğunu ileri sürmüştür. Davalı tarafça akdi ilişki inkar edilmemiş olup, dayanak kredi sözleşmesinde yetkili icra daireleri İstanbul İcra Daireleri olarak kararlaştırılmıştır. Davacı taraf takibi İstanbul İcra Dairelerinde değil, bir kısım davalıların ikametgahlarının bulunduğu İstanbul Anadolu Adliyesi İcra Dairesinde başlatmış, davalı yetkili icra dairesinin İstanbul İcra Daireleri olduğunu ileri sürmemiş, Bakırköy İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirtmiştir. Davalı tarafça doğru icra dairesi yetkili olarak gösterilmediğinden davalı tarafın icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacının takip tarihi itibariyle davalılardan alacağının bulunup bulunmadığı ve varsa miktarının tespiti yönünde bankacılık konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, 05/12/2017 tarihli rapor alınmıştır. Raporu sunan bilirkişi dosya kapsamında yeterli belge olduğundan davacı bankanın ilgili şubesinde banka kayıtlarında inceleme yapmadığını ifade etmiş, temerrüt faizinin tespitinde temerrüt tarihinde bankaca kredilere fiilen uygulanan faiz oranlarını gösteren hesap ekstresinin dosyaya sunulmadığını ifade ederek akdi faiz oranı üzerinden temerrüt faizi oranını belirleme yoluna gitmiştir. Dayanak sözleşmenin 23.maddesi hükmü uyarınca ………. Bankasına bildirilen faiz oranlarının esas alınması mümkün olmadığından bankanın bu kredilere fiilen uyguladığı faiz oranının banka kayıtlarında yerinde inceleme yapılarak tespiti zorunlu olduğundan aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bu aşamada davalılar vekili dosyaya sunduğu 15/12/2017 tarihli dilekçeyle davaya konu takip dosyasında ana para borcuna yönelik itirazlarını geri aldıklarını ancak, işlemiş ve işleyecek faize, tüm fer’ilerine ve faiz oranına yönelik itirazlarının sürdüğünü bildirmiştir.
Dava konusu takip dosyası kapsamında aynı hususun 30/09/2017 tarihli dilekçeyle icra dosyasına da bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 17/01/2018 günlü duruşmada karşı tarafın asıl alacağa ilişkin itirazını geri aldığını, bu kısma ilişkin inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olduğunu ifade etmiş, davalı vekili de takipte asıl alacak dışında kalan kısımlara yönelik itirazlarının devam ettiğini, bir kez daha bildirmiştir.
Dosyaya rapor sunan bilirkişiden 27/02/2018 tarihli ek rapor alınmış ise de bilirkişi tarafından bu kez davacı bankanın genel müdürlüğüne gidilmekle birlikte kendisine yine fiilen uygulanan faiz oranlarına ilişkin ekstrelerin verilmediğini ifade ederek bankanın kredi kartlarına uyguladığı faiz oranlarının ……… bildirilen ve fiilen uygulanan faiz oranları olduğundan bahisle TCMB tarafından deklare edilen akdi faiz oranının %50 fazlasının temerrüt faizi olarak kabul etmek suretiyle hesaplama yaptığı görülmüştür.
Davacı vekilince, alınan ek rapora itiraz edilmekle bu kez mahkememizce uyuşmazlığın çözümü bakımından dosyanın bir başka bilirkişiye tevdine karar verilmiş ve 30/08/2018 tarihli rapor alınmıştır. Bu raporda davacı banka ile davalılardan …………… arasında 2.800.000,00 TL.bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların sözleşmeyi aynı tutarla müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, takibe konu edilen kredi borcunun…… verilen teminat mektuplarının tazmin bedellerine dayandığı, teminat mektuplarının tazmininden önce davacının hesabı 31/01/2017 tarihli ihtarname ile kat ederek teminat mektubu bedellerinin depo edilmesi, ayrıca gayrinakdi çek kredisi bedelinin depo edilmesi talebinde bulunduğu, 3 günlük süre verdiği, bu süre içinde ihtar gereğinin yerine getirilmemesi halinde yasal yollara müracaat edileceğinin ihtar edildiği, teminat mektuplarının kat ihtarından sonra tazmin edildiği, kat ihtarında talep edilen gayrı nakdi çek bedelinin bu davaya konu olmadığı, ihtarnamenin davalılara tebliği ile temerrüdün 06/02/2017 tarihinde gerçekleştiği bilirkişi tarafından açıklanmış ve hesaplama yapılmıştır. Bilirkişi davacı tarafça davalılara gönderilen depo ihtarını temerrüde esas almış ise de teminat mektubu bedellerinin deposu yönünde gönderilen ihtarın davalıları temerrüde düşürmeyeceği mahkememizce kabul edilmiştir. Nitekim, davacı tarafta başlattığı takipte bilirkişinin belirlediği 06/02/2017 tarihini temerrüt tarihi olarak esas almamış, 08/06/2017 tazmin tarihi itibariyle temerrüt faizi talebinde bulunduğu görülmüştür. Teminat mektuplarının tazmini sonrasında davacı tarafça davalılara gönderilmiş herhangi bir temerrüt ihtarı bulunmamaktadır. Bu durumda davalıların ancak takip tarihi itibariyle temerrüde düştüklerinin kabul edilmesi gerektiği mahkememizce düşünülmüş, bilirkişinin işlemiş temerrüt faizi ve fer’ilerine yönelik hesaplaması mahkememizce dikkate alınmamıştır.
Bilirkişi raporunda, temerrüt faizini de değerlendirmiş, davacı bankanın emsal nitelikteki kredilere fiilen uyguladığı, akdi faiz oranlarının ortalamasının %21,50 oranına denk gelmesi itibariyle sözleşmenin 23.maddesi uyarınca temerrüt faizinin %32,30 olduğunu tespit etmiştir. Bilirkişi tarafından yapılan bu tespit mahkememizce yerinde görülmüştür.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları neticesinde davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibinde davalıların takibe itirazı üzerine mahkememizde 31/07/2017 tarihinde itirazın iptali davası açıldığı, davalıların gerek icra dosyasına, gerekse mahkememiz dosyasına yargılama aşamasında sundukları dilekçeyle takipte talep edilen asıl alacağa yönelik itirazlarını geri aldıklarını bildirdiği, takipteki asıl alacak tutarı yönünden davacı tarafın icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunduğunu bildirdiği görülmüştür. Takipte talep edilen asıl alacak tutarı yönünden davalı tarafça itiraz geri alınmış olmakla asıl alacağa ilişkin dava konusuz kalmıştır. Bu nedenle asıl alacağa yönelik itirazın iptali davası hakkında esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı taraf takibe itiraz edip, sonra itirazını geri almakla itirazında haksız olduğunu kabul etmiş sayılarak takipte talep edilen ve likit olan asıl alacak tutarı üzerinden %20 oranında inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Davalı taraf takipte yalnızca asıl alacağa yönelik itirazlarını geri almış olup, takibe konu edilen temerrüt faizi tutarı, oranı ve fer’ilere yönelik itirazlarının devam ettiğini bildirdiğinden bu hususta değerlendirilmiş, takip öncesinde davalıların temerrüde düşürülmedikleri, depo talebini içeren ihtarın temerrüt ihtarı yerine geçmeyeceği kabul edilerek davalıların temerrüdünün takip tarihi itibariyle oluştuğu, bu itibarla takip öncesinde temerrüt faizi talep edilemeyeceği, davalıların temerrüt faizi ve bunun üzerinden hesaplanan …………ye yönelik itirazlarının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalıların bir diğer itirazı ise takip sonrasında işleyecek temerrüt faiz oranına ilişkin olup, bu husus bilirkişi raporunda değerlendirilmiş ve takip sonrasında talep edilebilecek temerrüt faiz oranının %32,30 olduğu, davacı tarafın takipte yıllık %52,50 temerrüt faizi istemekte haksız olduğu anlaşılmış ve bu itibarla davacının davalı yanın takip dosyasında işlemiş faiz ve fer’ilerine yönelik itirazının iptali talebi yerinde görülmeyerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu …………. İcra Müdürlüğü’nün 2017/15039 sayılı takip dosyasında davalıların takibe asıl alacak yönünden yaptıkları itirazlarını davadan sonra geri aldıkları anlaşıldığından takipte talep edilen asıl alacak yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2- Asıl alacağın %20’si oranında inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
3- Davacı tarafın davalıların takip dosyasında işlemiş faiz ve ferilerine yönelik iptali talebinin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %32,30 oranında temerrüt faizi uygulanmasına,
4-Karar harcı 35,90 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 7.055,77 TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.019,87 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, 168,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.404,50 TL yargılama giderinin HMK 331/1 maddesi de gözetilerek davadaki haklılık oranına göre (%99) takdiren tamamının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ……… 6/1 maddesi hükmü uyarınca belirlenen 37.240,35 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden davanın reddedilen kısmı göz önünde bulundurularak karar tarihinde geçerli ……. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
10-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .

.