Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/817 E. 2022/29 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/817 Esas
KARAR NO: 2022/29
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/07/2016
KARAR TARİHİ: 13/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin — tarihi itibari ile — alacağının tahsili amacıyla davalının aleyhine — dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının icra takibine haksız itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, müvekkili ile, davalı arasında —-tarihleri arasında —– vekaletname düzenlendiğini, davalıya gümrük işlemleri için hizmet sunmaya başlandığını, müvekkilinin davalıya—- borcunu ödememesi karşısında hukuki yollara başvuracağını bildirdiğini, fakat geri dönüş alamadıklarını, bunun üzerine icra takibi başlatıldığını, ancak davalının icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, davalı şirketin itirazının iptaline ve takibin takip tarihi itibari ile asıl alacak üzerinde devamına karar verilmesini, beyan ve iddia etmiş ve yargılamada belirecek durumlar karşısında fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile — dosyası ile yapılan takibe karşı davalının itirazının iptaline, takibin —- üzerinden ve takip talebinde belirtilen şartlarla devamına, %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının —– üzerinden haksız yere takip başlattığını, söz konusu borca ve feri’lerine yasal süre içinde itiraz ettiklerini, davacının müvekkili davalı şirkete —- sunduğunu, anlaşmada belirlenen fiyatın asgari ücret altında kalmaması için yüksek tutardan fatura edildiğini, müvekkilinin gerçek hizmet bedelini sağlayabilmek için fazla kesilen fatura bedel farkını davacıya geri fatura ettiğini, davacının bir süre sonra —- kabul edilemeyeceğini bildirdiğini, kabul edilmeyen fark faturalarının hizmetin verildiği ve yüksek tutar üzerinden faturalandırma yapılan döneme ait olduğunu, dava konusu edilen fiyat farkı faturalarının kabul edilmemesinden kaynaklandığını, davacı şirketin gerçekte böyle bir alacağının olmadığını, davacının faturaları hukuka aykırı şekilde kayıtlara almamasından dolayı oluşan tutar toplamının — olmasına rağmen davacı şirketin —üzerinden takip başlattığını, beyan ve iddia etmiş ve —- dosyası üzerinden gerçekleştirilen takibe itiraz üzerinde açılan davanın reddine, davacı aleyhine haksız ve mesnetsiz şekilde takibe geçtikleri miktarın %20’den aşağı olmamak üzere icra İnkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Davaya konu — sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine takip talebine —- bakiye alacağı’borcun sebebi gösterilerek —- asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Serbest Muhasebeci ——- tarafından hazırlanan — tarihli raporda özetle; Davacının ibraz ettiği; —ılına ilişkin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutuldukları, davalının ibraz ettiği; — yılına ilişkin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutuldukları, davacının— takip tarihinde muhasebe kayıtlarına göre; davalıdan —alacaklı olduğunu iddia ettiği ancak davalının muhasebe kayıtlarına göre; davacıya sadece — borçlu olduğu, buna göre tarafların aralarında davacının lehine —fark olduğu, başka bir deyişle davacının– alacağının davalının muhasebe kayıtlarında karşılık bulduğu/davacının —davalıdan alacaklı olduğu, davacının — tarihli icra takibinde alacağına takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesini talep ettiği, davacının belirlenen —asıl alacağına takip tarihinden itibaren takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunan — değişen oranlarda kademeli olarak yasal faiz yürütülebileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce –celsede dava konusu takibin cari hesaba dayalı olduğu, bilirkişi raporuna göre taraflar arasındaki ticari ilişkinin —öncesinde başlamış olduğu, ancak tarafların cari hesabı oluşturan tüm yıllara ait defterlerini sunmamış oldukları anlaşılmakla; her iki tarafın —-üzerinde inceleme yapılarak tarafların defterlerinde kayıtlı fatura ve ödemelerin liste halinde belirtilmesi, tarafların cari hesap kayıtları arasındaki farkın nedeni olan fatura veya ödemenin açıkça belirlenmesi ve belgenin bir örneğinin rapora eklenmesi, taraflar arasında tüm ticari ilişki boyunca ‘fark faturası’ kesme şeklinde bir uygulama olup olmadığının tespiti yönünde ek rapor düzenlenmesi için bilirkişiye dosya tevdi edilerek hazırlanan — tarihli ek raporda özetle; Davalı tarafından; — olduğu asgari ücret tarifesi— tarifenin üzerinde olduğu için, — fatura kesiyor,— denilerek ve Örnek olarak; davacı—- verdiği hizmet karşılığında zorunlu tarife olan tutardan — hizmet faturası kesildiği, — faturaya yapılmış olan sözlü anlaşma ile— iadesine karşılık gelen fatura kesilmesi şeklinde bir uygulama yapıldığı, ve netice olarak da; davacı — yapıldığı beyan edildiği iş bu beyanın Mahkeme’nin takdirinde olduğu, — olmak üzere toplamda —fatura fotokopilerinin davacı tarafından kabul edilmediği/davalıya iade edildiği, davalı tarafından ise, ilgili faturaların iptal edildiği ve netice olarak ta davalının — davacıya borçlu olduğu, bizzat davalının muhasebe kayıtlarından anlaşıldığı, kök raporda belirtildiği üzere; davacının — takip tarihinde davalıyı takip ettiği muhasebe kayıtlarına göre, — alacaklı olduğu, ancak davalının ise muhasebe kayıtlarında — davacıya borçlu olduğu, buna göre; tarafların aralarında davacının lehine — fark olduğu, başka bir deyişle davacının —alacak iddiasının davalının muhasebe kayıtlarında –olarak karşılık bulduğu, diğer bir deyişle —alacaklı olduğu tespit edildiği, davacının ve davalının muhasebe kayıtları karşılaştırıldığında muhasebe hareketlerinde farklılıklar olduğu, davacının davalının muhasebe kayıtlarında da teyit edilen— alacağın üzerine; davalının muhasebe kayıtlarında yer almayan —bu tutara eklenmesi ve — davacının muhasebe kayıtlarında yer almayan, davalının muhasebe kayıtlarında davacıya alacak olarak kaydedilen —- takip tarihinde davalıdan — alacaklı olabileceği hesaplanmakla birlikte; davacının talebi ile bağlı olarak davalıdan — alacaklı olabileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce resen seçilecek mali müşavir ve hesap uzmanından oluşan — bilirkişi heyetinden yeni rapor alınmasına karar verilmekle dosyanın heyet bilirkişisine tevdi ile hazırlanan —- tarihli raporda özetle; Davanın taraflar arasında —– kalan bakiye alacağın tahsili talebine ilişkin olduğu, söz konusu davada her iki taraf defterlerine dayanmış ve davalı ayrıca taraflar arasında sözleşme haline gelen ve uygulanan,—— altında ücretlendirme sebebi ile karşı alacağı bulunduğu iddiasını ortaya koymuş olup, taraf defterleri incelendiğinde, her iki tarafın defterinde de, karşı taraf defterinde bulunmayan bir kısım kayıtların yer aldığı anlaşılmıştır.Davalı tarafından kesilen faturaların ise — adet olup davalı tarafından davacıya kesilen söz konusu faturaların —tanesinin alış faturası olduğu, açıklamalarında fiyat farkı kaydına rastlanmadığı, —–açıklamalarının yer aldığı, bu kapsamda davalının savunması açısından değerlendirildiğinde, davacının —–verdiği taraflar arasında uyuşmazlık oluşturmamakta olup bu kapsamda —- yetkilendirilerek yapıldığının anlaşıldığı,——–uygun görülerek onaylanmak suretiyle uygulamaya konulur”düzenlemesini getirdiği anlaşılmakla hükme göre çıkartılan ve somut uyuşmazlık bakımından—— işin durumunu, beyanname konusu eşyanın özelliğini —– alarak daha yüksek —– kararlaştırabilirler. Ancak aşağıda belirtilen indirimler haricinde asgari ücret tarifesinin altında iş kabul edilemez.” hükmünün bulunduğu da anlaşılmakta olup, söz konusu düzenlemenin nitelik olarak idari bir işlem ile getirilen kısıtlama olduğu,—— yapılan sözleşmelerde, ücret belirlemesinde bir sınır oluşturduğunun görüldüğü, aynı düzenleme halen yürürlükte bulunan asgari ücret tarifelerinde de aynı şekilde ele alındığı, ——Ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ile mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları başlıklı 1530. Maddesinin ilk fıkrasında, bu duruma ilişkin uygulanması gereken genel kural ortaya konulduğu, “Aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ve şartlar batıldır. Ancak, sözleşme uyarınca yerine getirilmesi gereken edimler için kanunun veya yetkili makamların koymuş olduğu en yüksek sınırı aşan sözleşmeler en yüksek sınır üzerinden yapılmış sayılır; sınırı aşan edimler hata ile yerine getirilmiş olmasa bile, geri alınır. Bu sınırlarda, — maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi uygulanmaz”.——hizmetinin davacı tarafından – olarak örgütlenmiş bir biçimde yerine getirildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle gerçekleştiği faaliyetin ticari işletme ile ilgili olduğu açıktır. Ticari hükümlere ilişkin TTK md. 1, f. 1, c. 2 “de yer alan “Bu Kanundaki hükümlerle, bir ticari işletmeyi ilgilendiren işlem ve fiillere ilişkin diğer kanunlarda yazılı özel hükümler, ticari hükümlerdir. Hükmü gereği gümrük müşavirliği işleminin bir ticari işletme olarak yürütüldüğü kabul edilmesi, burada oluşturulan ve alınacak ücretleri belirleyen hükümlerin de ticari hüküm olarak kabul edilmesini gerekli kıldığını, bu sebeple asgari ücret belirleyen hüküm, TTK md. 1530 anlamında, yetkili makamların koymuş olduğu sınırlar kapsamında değerlendirilmesi ve asgari ücretin altında belirlendiği iddia edilen müşavirlik ücretinin ise en yüksek sınırı aşan sözleşmeler kapsamında kabul edilmesi gerektiği, bu haliyle davalı tarafından söz konusu sözleşmenin asgari ücret altında kaldığı savunması, TTK 1530, f. 1 hükmüne göre geçerli bir savunma olmadığı, taraflar arasında her ne kadar ispat edilememişse de, bu yönde bir asgari ücret altında ücret belirlenmesi durumunun varlığı halinde dahi, bunun asgari miktar üzerinden yapılmış sayılması gerektiği, belirtilen sebeple, davacı tarafından itiraz edilen iki faturanın içeriğinde yer alan—— hizmetinin yerine getirildiği de iddia edilmediğinden, taraf defterkayıtlarına geçirilmeyen iki faturadan dolayı, davalının bir karşı alacağı veya davacınınalacağından mahsubu gereken bir hesaplama kalemi bulunduğunun kabul edilemeyeceği, taraflar arasında davalı tarafından kesilen faturaların, fark faturası olarak kaydedilmediği, aksine ayrı bir danışmanlık hizmeti verildiği şeklinde kayıtlı olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla fark uygulamasının ticari defterlere geçtiğine yönelik bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, tarafların cari hesap ekstreleri değerlendirildiğinde davacı geçmesi gereken kayıt –— davali geçmesi gereken kayıt—–olup davalı kayıtlarına göre borç miktarı —- olup, icra takibinde talep edilen miktardan yüksek olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereği düşük olan talebin dikkate alınması gerektiği kabul edilmesi gerektiği, sonuç olarak davacının davalıdan karşılıklı işlenmeyen kayıtların da işlenmesi neticesinde —- alacağının bulunduğu, davacının icra dosyası ile talep ettiği miktarın —- olup, taleple bağlılık ilkesinin dikkate alınması gerektiği, davalının asgari ücretin altında anlaşıldığı ve bu sebeple iade faturasının dikkate alınması gerektiği savunmasının, TTK md. 1530, f. 1 gereği kabul edilemeyeceği, davacının icra takibi ile yasal faiz talebinde bulunduğu ve bunun yıllık —–olarak hesaplanması gerektiği belirtilmiştir.
Davalı vekilinin itirazlarının değerlendirileceği şekilde bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmekle dosyanın tevdi ile hazırlanan —- tarihli ek raporda özetle; Davalı vekilinin taraflar arasında fark faturası kesilmesi yönünde uygulama bulunduğu yönündeki itirazı bakımından davalı tarafından kesilen faturaların bilgi işlem danışmanlık gelirleri açıklamasıyla kesildiği, fark faturası yönünde mutabakat bulunmadığı, aynı hususun daha önce rapor veren bilirkişi tarafındanı da kök ve ek raporlarda vurgulandığı belirtilmekle, davalının fark faturası kesildiği yönündeki iddiası açısından davalının kendi defterlerinde yer alan kayıtlar dahi bu durumu gösterdiğini, kaldı ki davalının iddia ettiği anlaşmanın varlığı kabul edilse dahi 4458 Gümrük Kanunu ve bu kanuna dayanarak çıkartılan ücret tarifeleri sözleşme özgürlüğünü kısıtlayan hükümler olup taraflar için bağlayıcı olduğu, kök raporda ortaya konan TTK md.1530 fıkra 1 hükmü davacının iddia ettiği gibi — koruma amaçlı olmadığı, 6762 sayılı TTK’nın 1466’ncı maddesinin yeni kanuna geçirilmesi sonucu oluştuğu, davacının—- açıklaması hükmün diğer fıkraları için geçerli olduğu, hükmün başlığından da bu hususun anlaşıldığı, bu halivle kök raporda sunulan görüşlerde bir farklılık oluşmadığı belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan —– tarihli ek rapor ile tarafların ticari defterlerindeki kayıtların incelenmesiyle yapılan tespitlerin mahkememizce hükme ve denetime elverişli olduğu mahkememizce kabul edilerek hükme esas alınmış olmakla davanın kabulüne karar verilerek davalının — esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin —- asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz işletilmesine, alacak likit olmakla hüküm altına alınana—- %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin —-asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınana —-%20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 5.236,98 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 925,93TL harcın mahsubu ile eksik 4.311,05TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 925,93 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 345,00TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, 3.450,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.795,00TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 350 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 10.766,43 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/01/2022