Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/808 E. 2018/538 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/808 Esas
KARAR NO : 2018/538

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2016
KARAR TARİHİ : 21/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı aleyhine İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğünün 2016/12334 esas sayılı dosyasıyla dayanağı muhtelif tarih ve tutarlı 13 adet fatura olan toplam 33.916,69 TL alacaklarının tahsili amacıyla icra takibi başlattıklarını, davalı borçlu şirketin haksız ve mesnetsiz olarak takibe itiraz ettiğini, faturaların davalı tarafça alındığının açık olduğunu, ticari defter kayıtlara göre davalı tarafın fatura tutarları kadar borçlu olduğunu, davalı şirketin ödeme emrini aldıktan sonra borcunu cüzi taksitler halinde ödemek istediğini, ancak bu teklifin taraflarınca kabul edilmeyenice takibe itiraz ettiğini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı borçlu şirketin vaki itirazlarının iptalini, takibin işleyecek faizi ile birlikte devamını, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ilamsız haciz yoluyla yapılan takipte “Borcun Sebebi” olarak değişik tarih ve numaralı 13 adet faturanın gösterildiğini, dava dilekçesinde de ilgili faturaların dayandığı borcun kaynağına ilişkin bir açıklama ve delil sunulmadığını, borcu kabul etmemekle birlikte davacının dava dilekçesinde ve ödeme emrinde belirtmiş olduğu……….. nolu, ………… tarihli faturanın ekler arasında bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde ticari defter ve kayıtlarını delil olarak gösterdiğini, yasada ticari defterlerin delil olarak kullanılabilmesi için usulüne uygun tutulmuş olması, bir tarafın defterleri ile diğer tarafın defterlerindeki kayıtların birbirine aykırı olmaması gerektiğini, defter kayıtlarının birbirlerini doğrulamamıs halinde bunların sahibi lehine değil, ancak aleyhine delil olarak kullanılabileceğini, somut olayda müvekkili ile davacı ticari defter kayıtlarında uygunluk bulunmadığını, HMK 190. Maddesine göre ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının alacak iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davanın reddini, davacı aleyhine % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
İstanbul Anadolu ………….. İcra Müdürlüğü’nün 2016/12334 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı şirketin, davalı şirket aleyhine, 09.06.2016 tarihinde dayanağı 13 adet fatura alacağı olan 33.916,69 TL asıl alacağının, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek %10,50 ve değişen oranlarda ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, ödeme emrini 15.06.2016 tarihinde tebellüğ eden davalı takip borçlusu şirketin, 21.06.2016 tarihinde yasal süresi içerisinde takibe itiraz ettiği, itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların tacir olması ve delil olarak ticari defterlere dayanıldığından tarafların defterleri üzerinde davacının takip tarihi itibariyle davacıdan alacağının olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle; Davacı şirketin 2015 yılı ticari defterlerinin usule uygun olduğu, davacı şirketin takip ve dava tarihi itibarıyla davalı şirketten faturalara dayalı açık cari hesap bakiyesinden kaynaklanan 33.916.69 TL alacağının bulunduğu, davalı şirketin defterlerini ibraz etmediği, ……………… Müdürlüğü’ nden getirtilen davalı şirkete ait ……… avları BA formlarında davalı şirketin 2016 Nisan ayında davacı şirketten 9 adet belge(fatura) karşılığında toplamda KDV hariç 24.815,00 TL tutarında mal alımı yaptığını beyan ettiği, raporda bu faturaların belirtildiği, geriye kalan ………… nolu faturaların KDV hariç toplam tutarının 5.000,00 TL altında olması nedeniyle ………… beyannamesinde yer almadıkları, ……. nolu, toplam tutarı KDV dâhil 2.912,30 TL olan işbu 2 faturanın ise Nisan/2016 BA formunda beyan sınırları içinde kalmasına rağmen beyan edilmemiş oldukları, davacının 29.282,65 TL asıl alacak talep edebileceği belirtilmiştir.
Davalı vekilinin; dava dilekçesinde belirtilen ve bilirkişi raporunda yer alan faturaların tarihleri ve numaraları farklı olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereği takip talebinde ve dava dilekçesinde hangi faturalar için alacak talep edilmiş ise yalnızca onlar için inceleme yapılabileceği, ba-bs formlarında tarafların bakiye alacak verecek miktarının aynı olduğu itirazı üzerine bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi ek raporunda özetle; kök raporda bazı faturaların numaralarının kopyala yapıştır işlemi sonucu sehven yanlış yazıldığını, davacı şirket ticari defterleriyle uyumlu hesap ekstresinde yer alan fatura numaralarıyla takip talebindeki ve dava dilekçesindeki numaraların çelişki olmaksızın bire bir aynı oldukları, davalı şirketin 9 adet faturayı BA formu ile beyan ettiği, bu faturaların toplamının KDV dahil 29.282,65 TL olduğu, bakiye 4 adet faturanın miktar itibariyle BA formuna konu edilmediği ve 4 adet irsaliyeli satış faturaya konu malların davalı şirkete tesliminin ispatlanamadığını belirtmiştir.
Davalı vekili ek rapora itiraz dilekçesinde özetle; davacı tarafından dilekçeler aşamasında ve ön inceleme aşamasında sunulmayan ……… yevmiye nolu faturanın bilirkişi raporu hazırlanırken dikkate alınamayacağını beyan etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın, 13 adet faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, faturaların satışa ilişkin olduğu, davacı satıcının faturalara konu malları davalıya teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, davacı kendi ticari deftelerine göre 33.916,69 TL alacaklı görünmekte ise de davalının ticari defterlerini sunmamış olması nedeniyle cari hesap kayıtlarının karşılaştırılamadığı, davalı şirketin getirtilen BA formlarında ………… formlarında davalı şirketin 2016 Nisan ayında davacı şirketten 9 adet belge (fatura) karşılığında toplamda KDV hariç 24.815,00 TL tutarında mal alımı yaptığı, raporda (kök raporda fatura numaralarında yanlışlık yapılmış olsa da ek raporda bu hususun düzeltildiği ve fatura numaralarının takip talebindeki ve cari hesap ekstresindeki numaralarla birbirleriyle uyumlu oldukları) bu faturaların belirtildiği, dolayısıyla bilirkişi ek raporunda numaraları belirtilen 9 adet irsaliyeli faturalar açısından davacının davasını ispat ettiği, bunun yanında ……….. nolu faturaların KDV hariç toplam tutarının 5.000,00 TL altında olması nedeniyle …………… beyannamesinde yer almadıkları, ………. ve …… nolu, toplam tutarı KDV dâhil 2.912,30 TL olan işbu 2 faturanın ise ……….. formunda beyan sınırları içinde kalmasına rağmen davalı tarafından beyan edilmemiş oldukları, iş bu irsaliyeli faturalarda malların davalı şirketçe teslim alındığına ilişkin bir kayıt bulunmadığı, davacının bu faturalara konu malları davalı şirkete teslim ettiğini ispatlayamadığı, her ne kadar davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanında ……… yevmiye nolu irsaliyeli faturanın sunulmaması nedeniyle dikkate alınmayacağını beyan etmiş olsa da davacı tarafından hem icra takibinde hem de dava dilekçesinde söz konusu faturaya dayanıldığı ve faturanın sonradan sunulabileceği, kaldı ki bilirkişi incelemesi aşamasında ve sonradan faturanın sunulduğu anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöndeki savunmasına itibar edilmediği, sonuç olarak ek rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul Anadolu ………….İcra Müdürlüğünün 2016/12334 esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile takibin 29.282,65 TL üzerinden devamına, bakiye talebin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 10.50 oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, alacağın likit olması nedeniyle hüküm altına alınan alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gereği yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının İstanbul Anadolu ……….İcra Müdürlüğünün 2016/12334 esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile takibin 29.282,65 TL üzerinden devamına, bakiye talebin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 10.50 oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.000,30 TL harçtan peşin olarak alınan 376,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.624,16 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20 TL başvuru ve 376,14 TL peşin harç olmak üzere toplam 405,34 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 222,60 TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi raporu olmak üzere toplam 822,60 TL yargılama giderinin kabul red oranları gözetilerek 710,21 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden takdiren 3.513,92 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Reddedilen miktar yönünden 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.