Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/786 E. 2018/258 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/786 Esas
KARAR NO : 2018/258

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 22/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili; 24/07/2010 tarihinde müvekili murisi …’nun sevk ve idaresindeki araç ile davalı şirkete ZMMS ile sigortalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada …’nun vefat ettiğini, olayda davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, …’nun eşi olan müvekkili ve anne-babası tarafından kendi adlarına açılan davada davalı aleyhine tazminata hükmedildiğini, kaza anında müvekkili hamile olup kazadan yaklaşık 5 ay sonra …’nun doğduğunu, çocuk … için tazminat ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun olumsuz sonuçlandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili; davadan önce ibraname düzenlendiğini, … için 6.823,00 TL ödeme yapıldığını, iş bu davanın 2 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespitiyle uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.
Kazaya neden olduğu ileri sürülen aracın trafik sigorta poliçesinin kaza tarihini de kapsar şekilde davalı … şirketi tarafından düzenlendiği görülmüştür.
İstanbul Anadolu …..Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/201 Esas sayılı dosyası celp edilerek incelendiğinde, davacı ile dava dışı murisin anne-babası tarafından kendi adlarına destekten yoksun kalma tazminatı talebiyle açılmış dava olduğu, bu davada alınan bilirkişi raporunda dava öncesinde davacılara 46.732,00 TL ödeme yapılmış olduğu, dava dışı çocuk…….içinse 6.823,00 TL ödeme yapılmış olduğu kabul edilerek hesaplama yapıldığı, davacının o davada ödeme tutarlarına ve hesaplamaya itiraz etmediği, bu hesaplama ile bulunan tutar dikkate alınarak karar verildiği, kararın 24/03/2015 tarihinde kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları ile getirtilen hasar dosyası kapsamı, ceza dava dosyası birarada değerlendirilerek davacı tarafın talep edebileceği bir tazminat olup olmadığı ve varsa miktarının tespitiyle olaydaki kusur durumunun belirlenmesi bakımından bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Raporda olayın meydana geliş tarzı itibariyle davacılar murisinin %25 oranında kusurlu olduğu açıklandıktan sonra çocuk … için 30.118,06 TL tazminat talep edilebileceği belirtilmiştir.
Davalı vekili, dava öncesinde düzenlenen ibraname dikkate alınarak davanın reddini istemiştir.
Hasar dosyası incelendiğinde, 24/07/2010 tarihinde zarar görenler vekili tarafından 2 adet ‘Tazminat Makbuzu ve İbraname ‘ başlıklı belge imzalandığı, davacı ile murisin anne-babası adına düzenlenen belgede toplam 46.732,00 TL tazminatın tamamen alındığının, herhangi bir hak ve alacak kalmadığının, sigorta şirketinin ibra edildiğinin belirtildiği, yine çocuk …’ya velayeten annenin vekili tarafından düzenlenen belgede de 6.823,00 Tl tazminat ödemesi ile herhangi bir hak ve alacak kalmadığının, sigorta şirketinin ibra edildiğinin belirtildiği, tazminat tediye belgelerinin de sunulduğu görülmekle, davacı vekilinden HMK 31.maddesi uyarınca bu konuda açıklayıcı beyanda bulunması talep edilmiş, davacı vekili 27/02/2018 tarihli dilekçesinde söz konusu ibranamenin eş ve anne-baba tarafından talep edilen tazminata ilişkin olarak düzenlendiğini bildirmiş, bunun üzerine 22/03/2018 tarihli duruşmada davacı vekiline çocuk … adına düzenlenen ibraname gösterilmiş, davacı vekili ibraname tarihi itibariyle …’nun henüz doğmamış olduğunu, ayrıca müvekkilinin ibranamede imzası olan vekile vekaleti sadece kendisi adına verdiğini, müvekkilinin çocuk ……. adına düzenlenen ibranamedeki imzadan haberdar olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; 24/07/2010 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası neticesinde davacı murisi …’nun yaşamını yitirdiği, aynı tarihte gerek eş ve anne-baba için gerekse henüz doğmamış çocuk … için 2 ayrı ibraname düzenlendiği ve ödemeler yapıldığı, … için 24/02/2011 tarihinde yani doğumdan sonra 6.823,00 TL ödeme yapıldığı, ibranamenin düzenlendiği tarihte henüz doğumun gerçekleşmemiş olmasının ibranamenin geçerliliğine etkisinin olmadığı, yine davacının vekalet verdiği vekilin düzenlediği ibranamedeki imzaya ve vekile yapılan ödemeye ilişkin bir itirazı olsa bile itirazının iş bu davada dikkate alınamayacağı, davacının bir zararı var ise bunu vekalet ilişkisi çerçevesinde söz konusu vekilden talep etmesi gerektiği, KTK.’nun 111. maddesi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilecekleri, yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en dikkate alınması gerektiği, somut olayda eş ve anne-babanın ibranamenin düzenlendiği tarihten itibaren 2 yıllık hak düşürücü süre dolmadan İstanbul Anadolu …..Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/201 E. sayılı dosyası ile tazminat davası açtıkları ve davadan önce yapılan ödemeler düşülerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacının kızı … adına velayeten açtığı iş bu davanın ise 2 yılık hak düşürücü süre dolduktan çok sonra açılmış olduğu anlaşılmakla davanın hak düşürücü süre yokluğundan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın hak düşürücü süre yokluğundan REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar harcı 35,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.