Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. .Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/757
KARAR NO: 2019/1330
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 15/03/2016
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ: 25/01/2018
KARAR TARİHİ: 25/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi ——- tarihinde davalılardan —— tarafından kullanılan ——– plaka sayılı motorlu aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, kazada davalı sürücü ile araç sahibi diğer davalı şirketin tam kusurlu olduğunu, kaza sonrası müvekkillerinin büyük üzüntü içine girdiklerini, murisin desteğinden yoksun kaldıklarını, kaza sonrası davalıların müvekkilleri ile ilgilenmediklerini, acılarıyla baş başa bıraktıklarını belirterek müvekkillerinden ——-TL’den toplam —– TL maddi tazminat ile tüm müvekkilleri yönünden toplam ——— TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı——- sorumluluğunun poliçede manevi tazminata ilişkin bir yükümlülüğü yazılı değilse maddi tazminatın aslı ve faiziyle ve poliçedeki miktarla sınırlı olmak üzere sorumlu olduğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı sigota vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın kaza tarihi itibariyle müvekkiline—— poliçesi ile sigortalı olduğunu, dosyada kusur tespitinin yapılması gerektiğini, sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduklarını, murisin vefatından dolayı davacıların murisin desteğinden yoksun kalıp kalmadıklarının belirlenmesi gerektiğini, yapılacak hesaplamada asgari ücretin esas alınması gerekeceğini, meydana gelen kazanın müteveffa bakımından iş kazası olduğunu, müteveffanın müterafık kusurunun dikkate alınması gerektiğini, kazada zarar gören kişinin emniyet kemeri kullanmamasının müterafık kusur teşkil ettiğini, emniyet kemeri takmamanın kusur teşkil ettiğine dair Yargıtay kararları olduğunu, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kaza nedeniyle yürütülen ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporu uyarınca kazada davacıların murisinin asli kusurlu olduğunun belirlendiğini, müvekkillerine atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, talep edilen tazminatın dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen dava dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi – ——– tarihinde davalılardan … tarafından kullanılan—— plaka sayılı motorlu aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, mahkememiz dosyasında alınan bilirkişi raporuyla müvekkilleri lehine de maddi tazminat hesabı yapıldığını belirterek öncelikle açtıkları bu davanın mahkememiz dosyasıyla birleştirilmesini talep etmiş, asıl dava dosyasında alınan bilirkişi heyeti raporuna göre her bir davacı müvekkili için ayrı ayrı —–TL.nin (davalı … şirketinin sorumluluğu —– TL.olmak kaydıyla)davalılardan müşterek ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —–vekili tarafından birleşen dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davalılar——— vekili cevap dilekçesinde mahkememiz dosyasına sunulan cevap dilekçesi içeriğini tekrar etmiş, davacıların ——yanı sıra ihtiyari mali mesuliyet sigortasına da tazminat ödemesi için başvurduklarını ve para aldıklarını belirterek ilgili şirketlerden tazminat ödemesi alınıp alınmadığı hususunun sorulması gerektiğini bildirmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava ve birleşen dava hukuki niteliği itibari ile trafik kazasından doğan destek tazminatı ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Davacılar ——— tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde desteklerini yitirdikleri iddiası ile HMK 107 maddesi kapsamında tazminat talepli dava açmışlardır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —— günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanmış bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir. Mahkememiz dosyasıyla birleştirilen dava dosyası yönünden de ———– günlü duruşmada ön inceleme duruşması yapılarak esas hakkındaki tahkikata devam olunmuştur.
——günü meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat eden ——- olay tarihinde —yaşlarında olduğu, davacı —– çocukları, ——-ve —- anne ve babası,— da kardeşleri oldukları nüfus kayıtlarından anlaşılmıştır.
Kazaya karışan ——-plakalı kapalı kasa kamyonetin davalılardan ——–adına tescilli olup olay sırasında davalı — tarafından kullanıldığı, aracın kaza tarihini kapsar şekilde —— başlangıç tarihli — poliçesininde davalı —— tarafından düzenlendiği belirlenmiş, davalı — nezdinde hazırlanan hasar dosyası getirtilerek dosya içine alınmıştır. Gerek poliçe düzenleme tarihi gerekirse kaza tarihi itibariyle ——- tarihinde yürürlüğe giren ——– poliçesi genel şartlarının olayda uyarlama yerinin olmadığı da tespit edilmiştir.
Tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış —— tarafından rücuya tabi olabilecek bir ödeme yapılmadığı belirlenmiş, —— sağlığında endüstriyel elektrik teknikeri olarak çalıştığı beyan edildiğinden emsal ücret araştırılması yapılmış çalıştığı iş yeri kayıtları da getirtilmiş müteveffanın geliri ve olayın oluş şekli hakkında tanıklar da dinlenmiştir.
Meydana gelen trafik kazası nedeniyle – ——- Asliye Ceza Mahkemesi —– esas sayılı dosyada davalı sürücünün yargılamasının yapılarak taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan cezalandırılması yönünde —— tarihli kararın verildiği, mahkemenin dosya kapsamında kusura yönelik olarak alınan —— tarihli rapora itibar ettiği, bilirkişi raporunda ———üzerinde Kartal istikametine doğru seyir halinde iken aracının hızını kavşağa yaklaşırken azaltmadan ve aracının hızını aracının teknik özelliklerini dikkate alarak yol ve trafik durumuna göre ayarlamadan seyrettiği ve taşıt yolunu karşıdan karşıya geçmekte olan yayayı gördüğünde yayanın kendi can güvenliği ile ilgili olarak tedbir alması için aracının kornasını çalkarak yayayı ikaz etmeden seyir hızıyla yaya —–çarpması neticesinde meydana gelen olay da araç sürücüsünün tali kusurlu olduğu, vefat eden yaya durumundaki —– ise taşıt yolunu karşıdan karşıya gerçeken kendi can güvenliği ile ilgili tedbirleri ve kendisine yaklaşmakta olan araçların uzaklık ve hızlarını dikkate almadan taşıt yoluna girdiği, araçlara ilk geçiş hakkını vermeden taşıt yolunu geçmek istediğinde kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği için asli kusurlu bulunduğu tespit edilmiştir. Ceza mahkemesince verilen karar Yargıtay —– Ceza Dairesi’nce bozulmuş, dosya mahkemesinde —- esas numarasını alarak yargılamaya devam olunup ——— tarihli kararın verildiği anlaşılmıştır. Bozma ilamı usuli sebeplerine ilişkin olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda saptanan olayın oluş şekli ve kusura yönelik bir bozma değildir. Bu yöndeki temyiz itirazları reddedilmiştir. Mahkemesince de bozmaya uyularak sürücünün tali kusurlu oluşu da dikkate alınmak suretiyle tekrar hüküm kurulmuş ve karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
Kusurun tespiti ve tazminat hesabının yapılması bakımından dosya bilirkişi heyetinden tevdi edilmiş, alınan —-tarihli kök ve —– tarihli ek raporda kusura yönelik inceleme yapan bilirkişi vefat eden ile araç sürücüsünün olayın meydana gelmesinde eşit kusurlu olduklarını ifade etmiş, tazminat bilirkişisi de bu kusur oranlarına göre hesaplama yapmıştır.
Davacı vekili ek raporda belirlenen tazminat tutarları üzerinden taleplerini HMK 107 maddesi kapsamında arttırdıklarına ilişkin ———tarihli dilekçesini sunmuş ayrıca harcını da yatırmıştır. Asıl davada maddi tazminat talebi bulunmayan müteveffanın anne ve babası tarafından da destek tazminatı talebiyle ——-ATM ——- esas sayılı dosyada dava açılmış olup bu dosyada mahkememizin dosyasıyla birleştirildiğinden yargılamaya birlikte devam olunmuş, ceza mahkemesi dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporu ile mahkememiz dosyasında alınan kusur raporu birbiriyle çeliştiğinden ——seçilen — kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir. Sunulan —-tarihli heyet raporunda müteveffa yayanın yolun solunu iyice kontrol etmeden ve ilk geçiş hakkını araçlara vermeden tedbirsizce kaplamaya intikal etmek suretiyle kendi can güvenliğini tehlikeye attığını, davalı sürücünün de mesken mahal içinde hızlı seyredip, kendi ifadesine göre müteveffayı ——- metre mesafeden gördüğünde onun karşıdan karşıya geçmek isteyebileceğini ön görüp fren ve direksiyon tedbirini kolaylaştıracak şekilde yavaşlamamak, yayayı uyarmamak suretiyle kusurlu olduğunu belirterek sürücüye %30 müteveffaya %70 oranında kusur verdikleri anlaşılmıştır. Bu kusur oranları ——— alınan—— tarihli raporda da aynı gerekçeler ile kabul edilmiştir. Bu yüzden gerek ceza mahkemesi dosyasında alınan raporlar gerekse olayın oluş biçimi ile uyumlu olan —– bilirkişi heyeti ve ————— belirlenen kusur oranları mahkememizce hükme esas alınmış, bu oranlar üzerinden tazminat hesabı yapılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Daha önce yapılan tazminat hesaplarının tekrar değerlendirilmesi bakımından——- tarihli ek rapor alınmıştır. Bu raporda yapılan hesaplama ve tespitler de gerekçeli ve denetime el verişli olduğundan mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tanık beyanları ve alınan bilirkişi raporları, ceza mahkemesi dosyası bir bütün olarak değerlendirildiğinde, —– tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde karşıdan karşıya geçmek isterken davalı —kullanımındaki diğer davalı ———plakalı aracın çarpması neticesinde —— vefat ettiği, ——-plakalı aracın olay tarihini de kapsar şekilde —— poliçesinin davalı … tarafından düzenlendiği, ——- eşi, çocukları, anne ve babasının destek tazminatı yanı sıra manevi tazminat talebinde bulundukları ——– kardeşleri tarafından da manevi tazminat talep edildiği anlaşılmıştır. Davacılardan ——-kaza tarihi itibariyle henüz dünyaya gelmemiş olup—— tarihinde dünyaya gelmiş olduğundan hesaplamalarda da bu husus göz önünde bulundurulmuştur. Ceza mahkemesi dosyasında ve mahkememizde alınan kusur raporları ile müteveffanın %70 oranında asli kusurlu ve sürücünün de %30 oranında tali kusurlu olduğu belirlenmiş olup raporlar olayın oluş biçimine de uygun bulunduğundan tarafların kusura yönelik itirazları yerinde görülmemiştir. Kişinin eşi ve çocuklarına, anne ve babasına destek olması hayatın olağan akışı gereği olup tazminat bilirkişi raporunda her bir davacıya ayrılan paylarda Yargıtay İçtihatlarıyla kabul edilen oranlarda olduğundan mahkememizce uygun bulunmuştur. Davalı——– vekili olayın iş kazası olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmüş ancak müteveffanın yaya olduğu, kazanın iş kazası niteliği taşımadığı anlaşılmış, yine sigorta vekilince ölenin emniyet kemeri takmadığı ileri sürülmüş ise de ölen kişi yaya durumunda olduğundan bu savunma yerinde görülmemiştir. Öte yandan sigorta şirketi yönünden düzenlenen poliçenin geçerli olduğu ve davaya konu olayı da teminat altına aldığı da belirlenmiş, ancak dava tarihinden önce davacı tarafça sigorta şirketine başvuruda bulunulduğuna ilişkin hiç bir delil sunulmadığından sigorta şirketinin faiz sorumluluğunun dava tarihinden itibaren başladığı kabul edilmiştir.
Davacıların bir diğer talebi ise manevi tazminata ilişkin olup olay nedeniyle davacılar ölenin eşi, baba ve annesi, çocukları, kardeşleri sıfatıyla dava açmışlardır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmıştır. Dosyada ihbar olunan sıfatıyla yer alan ——- tarafından davacılara manevi tazminat klozundan ödeme yapıldığı da sunulan belgelerden anlaşılmıştır. Manevi tazminat TBK 56.maddesinde düzenlenmekte olup ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir tazminat verilmesi mümkündür. Duyulan üzüntünün parasal bir değer ile ifade edilmesi mümkün olmadığı için manevi zararın bir miktar para ile giderilebileceğini söylemek de mümkün değildir. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Manevi tazminat takdir edilirken tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olaydaki kusur durumu, olay tarihi itibariyle paranın alım gücü dikkate alınarak zarar gören için hak ve nesafet kuralları, duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesini sağlayıcı şekilde manevi tazminata hükmedilmelidir. Somut olayda manevi tazminat talebinde bulunan davacıların yaşadıkları kayıptan ötürü derin üzüntü ve keder duydukları açıktır. Dava konusu olayda eylemin meydana geldiği tarih, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ihtiyari mali mesuliyet sigortasınca manevi tazminat klozundan yapılan ödeme bir arada değerlendirilmiş, aşağıda belirtilen tutarlar yönünden davacıların manevi tazminat istemleri de kısmen kabul edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada maddi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜNE, davacı —— için —–TL.; davacı ———— için —- TL.; davacı —– için ——TL. destek tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, hükmedilen tutarlara tüm davacılar için davalı —— yönünden dava tarihinden itibaren, davacılar ——— için diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren davacı ——için diğer davalılar yönünden ——-tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazla talebin reddine,
2-Asıl davada davacıların manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜNE,
———için —— TL.
——-için —— TL.
——için —– TL.
—–için ——-TL.
——–için —— TL.
–için —— TL.
———-için —— TL.
– için —–TL.manevi tazminat takdirine,
Davalılar ———- müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, hükmedilen tutarlara davacı—- yönünden —- tarihinden diğer davacılar yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
3-Birleşen davada; davacı — için —- TL. Davacı ——TL.destek tazminatının tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, hükmedilen tutarlara davalı — yönünden birleşen dava tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
4-Fazla taleplerin reddine,
5-Asıl davada hükmedilen maddi tazminat talebi yönünden karar harcı 13.944,32 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.461,84 TL.ile sonradan yatırılan 912,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.570,48 TL harcın tüm davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
Asıl davada hükmedilen manevi tazminat talebi yönünden karar harcı 6.626,07 TL.nin davalılar ———– tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Asıl davada davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.373,84 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Asıl davada davacı tarafından yapılan 38,55 TL ilk masraf, 706,70 TL tebligat ve müzekkere gideri, 4.300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.045,25 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı göz önünde bulundurularak (%43) 2.169,45 TL.nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Asıl davada davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hükmedilen maddi tazminat tutarı yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 18.197,98 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Asıl davada davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hükmedilen manevi tazminat tutarı yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 10.510,00 TL vekalet ücretinin davalılar ———– alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-Asıl davada davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat tutarı göz önünde bulundurularak karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.593,04 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalılara verilmesine,
Asıl davada davalılar ——— kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat tutarı göz önünde bulundurularak karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 10.510,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak bu davalılara verilmesine,
10-Birleşen davada karar harcı 2.130,86 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 139,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.991,06 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
11-Birleşen davada davacı tarafından peşin olarak yatırılan 139,80 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
12-Birleşen davada davacı tarafından dava açılırken yatırılan 41,10 TL dışında başkaca masraf yapılmadığından harcanan 41,10 TL. yargılama giderinin takdiren tamamının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
13-Birleşen davada davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.743,28 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
14-Birleşen davada davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
15-Davalı tarafça dava ve birleşen davada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
16-Dava ve birleşen davada taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının bulunması halinde karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin ve ihbar olunan ———vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/12/2019