Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/751 E. 2019/1293 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1281 Esas
KARAR NO : 2019/1142
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 29/11/2017
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının — tarihinde idaresinde bulunan, ruhsat ve poliçe sahibi – olan ve sigorta şirketine – numaralı poliçe ile sigortalanan — aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasından dolayı yaralandığını, davacının kaza tarihinden bu yana çalışamadığını ve sonrasında çalışıp çalışamayacağının da belirsiz olduğunu, davacının inşaat işleri ile iştirak etmekte olduğunu, asgari ücret üzerinden sigortalı olarak çalıştığını, kazadan sonra – tarihinde sigorta şirketi olan davalıya başvuru yapılmış ise de – tarihinde davalı tarafça verilen yazılı cevapta “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.3. sigorta kapsamı” maddelerinde yer alan hükümler uyarınca talebin reddedildiğini ancak “sigortalanan araçların işletimi sırasında 3. şahısların gördüğü zararların tazmininin teminat altına alındığı” hükmünün açık olduğunu ileri sürerek fazlaya ve diğer taleplere ilişkin talep ve dava hakkının saklı tutulmasına ve davanın açılış aşamasında belirsiz alacak davası olarak kabulüne, – tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan ve iş gücü kaybına uğrayan ve kalıcı bir hasar olan diz altı bacak kesilmesinden dolayı sürekli halde çalışamayacak olan davacının trafik kazası sebebiyle doğan İş Gücü Kaybı Tazminatının ve çalışamadığı gün maddi tazminatın ihbar tarihinden itibaren işletilecek değişen oranlarda ticari temerrüt (avans) faiziyle birlikte, limitle sınırlı olmak üzere davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası(Trafik Sigortası) Genel Şartları’na göre Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin taleplerinin kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlü olduğunu, sigortanın kapsamının üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlı olduğunu, dava konusu trafik kazasında sigortalı tarafın müvekkil sigorta şirketinde sigortalı bulunan aracın sürücüsü konumunda olup zararının karşılanacağı üçüncü kişi konumunda olmadığını, bu sebeple sigortalının dava konusu trafik kazası neticesinde malul kalması sebebiyle ödenen miktarın tahsili amacıyla müvekkil sigorta şirketine husumet yöneltimesinin mümkün olmadığını, hiçbir hukuk kuralının, kişinin kendi kusuru ile sebep olduğu zarardan faydalanması durumunu düzenlemediği gibi, bu faydayı koruyamayacağını, bir zararın doğmasına ya da artmasına neden olan kişinin sonuçlarına da katlanmak zorunda olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere, kusur oranlarının tespiti bakımından dosyanın —– sevk edilmesini ve kusur oranının belirlenmesi gerektiğini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; trafik kazasından doğan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Davacının ekonomik ve sosyal durum araştırması yapılmış,kaza yapan sigortalı aracın tescil kaydı, dava konusu kazaya ilişkin hasar dosyası ve poliçeile kaza sonrası tedavi gördüğü hastaneden tedavi evrakları getirtilerek dosya içinde alınmıştır.
Davacı …’ın maluliyet oranının belirlenmesi bakımından dosyaMarmara — gönderilmiş, alınan — tarihli raporda— tarihli trafik kazasına bağlı olarak davacı …’ın, ”Maluliyet tespiti işlemleri Yönetmeliği” hükümlerinden yararlanılmak suretiyle sürekli işgöremezlik oranının %49 olduğu, davacının geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olarak kabulünün gerektiği bildirilmiştir.
– tarihli Kaza Tespit Tutanağında;davacı sürücü …ın – plaka sayılı aracı ile—karayolunu takiben İstanbul istikametine seyri esnasında Yarımca yol ayrımına geldiği esnada aracının ön kısımları ile demir bariyerlere çarpması neticesi tek taraflı,yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği,bu kazanın oluşumunda sürücü …’ın 2918 sayılı KTK’nun da yer alan sürücü kusurlarından 52/1b (araçların hızını,aracın yük ve teknik özelliğine,görüş,hava,yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak)kuralını ihlal ettiği bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişi raporunda özetle; Zarar görenin kendi kusurundan yararlanarak maddi tazminat talep edemeyeceği ilkesi dikkate alındığında maluliyet maddi tazminat şartlarının oluşmadığı kanaatine varıldığı, maddi zarar hesabı yapılmasına yer olmadığı, maddi zarar yapılsa dahi davacının %100 kusuru oranında kusur indirimi gerekeceğinden talep edilebilecek maddi tazminat kalmayacağı sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller,trafik tespit tutanağı ve bilirkişi raporuyla; davacının,- tarihinde, sürücüsü olduğu mülkiyeti üçüncü kişiye ait, davalı şirkete zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı, —plaka sayılı araç ile – karayolunu takiben— istikametine seyri esnasında, aracın ön kısımları ile demir bariyerlere çarpması neticesi tek taraflı,yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği,bu kazanın oluşumunda trafik kazası tespit tutanağına göre sürücü …’ın 2918 sayılı KTK’nun da yer alan sürücü kusurlarından 52/1b (araçların hızını,aracın yük ve teknik özelliğine,görüş,hava,yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak)kuralını ihlal ettiği belirtilmekte olup başka herhangi bir kişi ve unsura kusur atfedilmemiştir.
Dava, sürücü olan davacının tek taraflı trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle oluşan, sürekli ve geçici işgöremezlik taleplerini içerir, kullandığı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını düzenleyen davalı … şirketine karşı açılmış maddi tazminat davasıdır.
—-tarihinden sonra düzenlenen trafik poliçelerinin – tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlara tabi olacağından dava konusu kazada – plakalı araç —- poliçesi ile davalı … şirketine sigortalandığından yeni genel şartlara tabidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişlerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-3.maddesinde de, “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet verilmiş olunmasından dolayı ,2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler,kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.Dolayısıyla sigortacının maddi zararlardan sorumlu olması için,motorlu aracın işletilmesi sırasında yaralanan kişinin mutlaka üçüncü kişi olması gerekir.Dava konusu olayda ise ,işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücü üçüncü kişi olarak kabul edilemez.
Dava konusu olayda, davacı sürücü aracı kullanırken tek taraflı kaza sonucu yaralanmış olup bu kazada tam kusurludur.O halde, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında; sürücünün gerek sigortacının zararını karşılaması gereken 3.kişi olmaması gerekse kendi kusurundan yararlanması mümkün olamayacağından, davacının talep ettiği tazminattan, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısının sorumluluğuna karar verilemeyeceğinden Davanın Reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyeti tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 44,40 TL’den başlangıçta yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile 13,00 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/11/2019