Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/743 E. 2023/19 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/743 Esas
KARAR NO: 2023/19
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/06/2016
Birleşen —– Karar sayılı dosyasında:
DAVA:Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/01/2017
KARAR TARİHİ: 12/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Asıl dosya davacı —- vekili dava dilekçesinde özetle: taraflar arası ———akdedildiğini, davacı yan ta raf m dan sözleşme gereği hizmetin verildiğini ve 2 adet toplam 450.000,00 TL tutarında fatura düzenlendiğini, davalı yan tarafından bir kısım yapılan ödemelerin davacı yanın alacağından düşüldüğünü; davacı yanın bu durumu kabul etmediğini, alacağın tahsili amacıyla borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu, davanın kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının; alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini” talep ve dava etmişlerdir.

SAVUNMA:Asıl dosya davalı ——— vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı şirketle davalı arasında —- tarihli ——akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında davacı şirketin söz konusu fabrikada ———- genel şartnamede belirtilen boya özelliklerine uygun şekilde ———- 2 % kalitesinde yüzey hazırlığının kumlama yapılması ile yüksek sıcaklığa dayanıklı astar ve boya ile boyanması işini yüklendiğini, ancak davacı şirket, sözleşmeye uygun hareketle yapması gerekli olan yükümlülüklerini gerek fiilen gerekse hukuken yerine getirmediğini, davacı şirket işin tamamını yapmaya uygun nitelikle ve kapasitede makine ve donanımı temin edemediği gibi ——— gönderdiği 10 kişilik boya ekibinin biletlerinin davalı yan tarafından alındığını, davacı şirketin elamanları işe başlamadan 3 gün içinde geri döndüğünü, bu durumda davalının boşuna yol ücretleri ödediğini ikinci ekibin sahaya gelmesini müteakip daha önceden işyerine intikal eden malzemelerin ekip tarafından teslim alındığını, 2 kompresörden bir tanesinin arızalı çıktığını, araza giderim bedelinin davalı yan tarafından ödendiğini, işin devamı süresince ortaya çıkan sarf malzemeleri ve arızalar dâhil olmak üzere iş yapmak için gerekli bütün ikmal ve satın almaların, ——– davacı şirket ortağı ve şantiye sorumlusu ——— talebi üzerine davalı yan tarafından temin edildiğini, sözleşmenin 9. maddesinde davacı yanın 90 günde işi bitirme taahhüdü altına girdiğini, bu sürede işin tamamlanmaması üzerine, davacı yana ihtarname gönderilerek sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği aksi takdirde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiğini, sözleşmenin 10. maddesi -fiyat ve ödeme- 4. paragrafına göre davacının günlük yaptığı işi gösterir imalat raporlarını tanzimini ve her ayın sonunda da toplam imalatı gösterir hak ediş raporlarını düzenlemek ile yükümlü olduğunu, davacının ——- tarihleri arasında 4 aydan fazla bir süre iş yerinde bulunmasına rağmen hak ediş raporlarının yapılmadığı, Aralık ayında verilen ara esnasında boyama işi ile alakalı bütün projelerin şantiye sorumlusu —— teslim edildiğini ancak hak ediş raporunun yapılmadığını, Şubat 2015 tarihinde davacı şirket ortağı ve müdürü ———hak ediş raporunu yapmak istediğini bu yüzden işyerine gelmek istediğini belirttiğini, kendisine gidiş- dönüş uçak biletinin davalı yan tarafından alındığını ve işyerinde çalışması için bütün gerekli şartlar sağlanmasına rağmen hak ediş raporunun genel yapılmadığını, haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen dosya davacı ——— vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 05/07/2014 tarihli ——– kapsamında davalı şirketin 90 gün içinde söz konusu fabrikada çelik havalandırma bacalarının yüksek sıcaklığa dayanıklı astar boya ile boyama işini yüklendiğini, ancak davalı şirketin sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini hukuken yerine getirmediğini beyanla şimdilik 200.000,00 TL’nin ihtarname tarihinden itibaren başlamak üzere işlemiş ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Birleşen dosya davalı ———vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının dilekçesinde belirttiği iddiaların gerçekle örtüşmediğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince müvekkili ———– bölgesinde havalandırma ve sair demir aksamların kumlama ve boya işini yapacağını, davacının da iş karşılığında 450.000,00 TL ödeme ile işçi ve yöneticilerinin gidiş dönüş biletlerini karşılamayı yüklendiğini, yapılan işin sözleşmede belirtildiği gibi bitirildiğini ve teslim edildiğini, ancak davacı tarafın ödemeyi kabul etmediğini ve ödeme yapmadığını, bunun üzerine kısmi faturanın ödenmesi amacıyla ——- Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davacının itirazı üzerine takibin durduğunu, takibin devamı için ——- sayılı dosyası ile dava açıldığını, ———sayılı dosya ile bu dava dosyası arasında hukuki bir bağ bulunduğunu, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE:Asıl davanın davacısı ——–olup, davanın taraflar arasında imzalanan 05/07/2014 tarihli eser sözleşmesi nedeniyle bakiye alacak için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.Birleşen —- sayılı dosyasının davacısının —- davalısının ise ———-olduğu, birleşen davanın ise mahkememiz dava konusu aynı sözleşme ve iş nedeniyle sözleşmeye aykırılık nedeniyle alacak talebine ilişkin olduğu görülmüştür. Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır. —— Sayılı Dosyası, Taraflar Arasında —–Tarihinde Akdedilen Ana Sözleşme, —- İhtarnamesi, ——– tutarlı fatura, asıl dosya davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen irsaliyeli fatura fotokopileri, çek fotokopisi, cari hesap ekstresi, email yazışmaları dosyamıza delil olarak sunulmuştur.—– Esas sayılı dosyası ile; davacı —-tarafından davalı borçlu ——– Aleyhine 150.000,00 TL tutarındaki alacağının icra gideri, vekâlet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık % 10,50 oranında Avans Faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, ödeme emrinin borçluya tebliği ile borçlu vekilinin 7 günlük itiraz süresinde sunduğu dilekçe ile; takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.Mahkememizce taraf tanıkları dinlenilmiştir.Tanık —— “Ben 2014 yılında davacı ——- şirketinde boya ve kumlama yardımcısı olarak çalışırdım, biz davacı şirkete boya işi yapacaktır, ancak iş tam olarak bitirilemedi, malzemeler normalde bildiğim kadarıyla—– Enerji tarafından karşılanıyordu, davalı ——– Enerji malzemeleri karşılıyordu, herhangi bir problem yoktu, ben 4 ay kadar bu projede çalıştım, bize maaşımızı davalı şirket ödüyordu, ücretimizi o veriyordu, ben ——- İnşaatın sağladığı yerde kalıyordum, yine yemeğimizde davalı şirket tarafından sağlanıyordu, ben nedenini bilemiyorum, ancak bir süre sonra davacı şirket işi yarım bıraktı, bildiklerim bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık ——-; “Ben davacı şirkette boya işçisi olarak çalışıyorumdum, biz 2014 yılında —- demirçelik fabrikasının havalandırma borularının boya işlerini yapmak üzere gittik, malzemeler davalı —— ——- tarafından sağlanmıştır, biz işi tamamen bitirdik,ancak davacı şirket bize maaşımızı ödemedi, davalı şirket yetkiliside kendisi gelerek bize maaşlarımızı kendisinin ödeyeceğini, bize yemek ve yer sağlayacağını söyledi, bu şekilde yemeğimizi, yerimizi davalı şirket sağladı, yine maaşlarımızı davalı şirket sağladı, bildiğim kadarıyla ——ödenmemiştir” şeklinde beyanda bulunmuştur.Tanık —– işin tamamını bitirmediklerini beyanı üzerine tanık —- tekrar sorulmuş, tanık —- beyanında; —- —— işin sonuna kadar kalmamıştır, o yaklaşık 4 ay kadar çalışmıştır, ben işin sonuna kadar yaklaşık 7 ay boyunca orada çalıştığım için biz orada işi bitirmiştik, yani iş yarım bırakılmamıştır.” demiştir.Tanık ——–; “Ben davacı şirketin sahibiyim. davalı şirket ile karşılıklı anlaşma yaparak ——– aldım. Sözleşme gereğince tüm edimlerimi yerine getirdim. İşin son zamanlarına doğru kış şartlarından dolayı karşılıklı yazışarak iki ay ara verdik. Şubat, Mart ayında tekrar kalan işimi bitirip teslim ettim, ancak bu teslim sonucunda sözleşme gereği alacağım ücretimi alamadım. Davalı şirket bana bir liste sundu. Bu listede benimle hiç alakası olmayan çoğunlukla çalışma sigortamda olmayan kişilere ücret ödemiş gösterilmiş ve bu bedeli benden kesmiş görünüyordu. Yaptığım için toplam 30.000 m2′ dir. Bunun karşılığında faturamı kestim. Bana resmiyette gönderdiği para hatırladığım kadır ile 105.000,00-TL. Veya 110.000,00-TL.dir. Zaten bu aldığım miktar resmiyette kayıtlıdır. Bu bedel dışında sözleşmede anlaşılan bedeli davalı şirketten alamadım ve halende ödemedi. İşi aldığımız esnada teminat karşılığı 60.000,00-TL.lik iş teminatı olarak senet verdim. Bu senedimi de davalı şirketten alamadım. Davalı şirket bizim yaptığımız işin bedeli olarak sözleşme gereği ödediği ve kestiği fatura bedellerini nasıl ödediğini tarafımıza ıspat etsin. Ben bu anlaşmada kesinlikle mağdurum. Hem sağlığım hemde borç yüzünden çok sıkıntıya girdim. Benim olay ile ilgili bilgim bu kadardır” şeklinde beyanda bulunmuştur.Tanık —— ” Ben davacı şirket çalışanıydım. Davacı şirket davalı şirket ile yapılan sözleşme gereği olan——-bölgesindeki —- fabrikasında kumlama boya işinin tamamının yapımında işin başında görevliydim. Biz burada tahahhüt edilen birçok iş yerine getirilmedi. Bize 100 ton kum verildi. Ancak bu kum kumlamaya uygun kum değildi. Bunun %80′ i sarfiyata gidiyordu. Davalı şirketin getirdiği boyaların aynı şekilde boyalarının da bozuk olduğu, uygulama esnasında çok büyük sıkıntılar çekiyorduk. Boya firmasının kendi kontrolünün başında olmasına rağmen boyadaki eksiklikleri bir türlü gideremiyordu. Yeterli ölçüde tiner verilmiyordu. Biz orada günlerce tiner beklediğimiz oldu. Bu yüzden kumlama yapılan yüzeylerin boya uygulaması yapamadığımız için yağan yağmurla yaklaşık 5.000 m2 alanımız bozulmuştur. Bunu tekrar kumladık ve bunlar yapılırken karşı tarafın firma yetkilisi ismini hatırladığım kadarı ile ——–biz bu konuda senin mağduriyetini gidereceğiz, biz seni kesinlikle sıkıntı yaratmayacağız, sen yeterki bu işi sağlam teslim et dedi. Bizde işe devam ettik. Daha sonra işin devamında vinç çağrıldı. Biz bu vinçin ödemesi kime ait olduğunu sorduğumuzda ——– ben ben hallediyorum. Siz sıkınta yapmayın. İşinize bakın, işinizi bitirin dedi. Süre azaldığı için işin son 2.000 m2 kalan kısmı hava şartları nedeni ile yetişmedi. Davalı şirkette kalan bu kısmı bahar ayında yaparız dediler. Bizde böylece ——–döndük. Mart ayında ise davacı şirketten üç eleman yarım kalam 2.000 m2 alanı yapmaları için gönderdik ve işin tamamı yapıldı. Daha sonra alacağımız için ——– beyi aradıığımızda bizim telefonlarımıza cevap vermedi, daha sonra geri dönüş yaptığında kum ile vinçi bahane etti ve paramızı vermedi. Oysa davalının gönderdiği kum kumlamaya uygun olmadığından aşırı kum ve işçilik sarfiyatına neden olmuştur. Ayrıca vinç sözleşme gereği kendisine aitti. Ancak bunların ödemelerin bize bahane ederek ödeme yapmadı. Hala da 2014 yılından yapılan işin karşılığı olan alacağımızı tahsil edemedik” şeklinde beyanda bulunmuştur.Davacı-davalı şirket merkezi——– dışında olduğundan davacı-davalı şirket defterlerinin incelenmesi amacıyla talimat mahkemesi vasıtasıyla alınan ve ——- tarafından düzenlenen raporda; davacı-davalı —— defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu; asıl dosya davacı şirketin —— yılı yevmiye ve kebir defterleri ibraz edilmiş olup, defter kayıtlarına göre, davalı aleyhine ——— borç tahakkuku yapıldığı, ancak muavin defter kaydında ise resmi defterden farklı olarak bu kayıtların olmadığı (resmi defterlerin tekrar yazdırıldığı) akabinde defterlerde ve muavin kayıtta 31.07.2015 tarihinde tek kalemde 435.000-TL alacak tahakkuk ettirilip, 01.08.2015 tarihinde bu alacaktan 3.500,00-TL mahsubu yapıldığı, 431.500,00-TL alacak bakiyesinin —— yılına devrettiği belirtilmiştir.
İnşaat Mühendisi ——–, Sözleşme ve Borçlar Hukuku Uzmanı ————tarafından dosyaya sunulmuş olan ——- tarihli bilirkişi raporunda özetle; asıl dava yönünden; “Taraflar arasında akdedilmiş olan eser sözleşmesinin 10 nolu maddesi hükmüne göre; İşin ifası sırasında davacı/taşeron yaptığı imalatı gösterir şantiye raporlarını çalışılan alan bazında ayrı ayrı olarak kayıtla tespit edecek ve her ayın sonunda toplam imalatı üzerinden hak ediş raporunu şantiye yetkilileriyle müştereken tanzim edecektir. Davacı/taşeron hak ediş raporları ile birlikte yaptığı iş miktarı kadar fatura vermek zorundadır. Raporumuzun Teknik kısmında; “taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10.maddesinde belirtildiği şekilde, denetlemeye uygun ara ve kesin hakediş düzenlenip taraflarca imza altına alınmadığından, yapılan işin kaç m2 bedelinin ne kadar olduğu tespit edilememiştir. Davacı ——– yaptığı işin kaç m2 olduğunun projesine dayalı olarak metrajını yapıp varsa bakiye alacağını metraja dayalı olarak ortaya koymadığından; davacı ——– firmasının icra takibine konu ettiği 150.000TL bakiye alacağının, dosya kapsamına göre, ispata muhtaç olduğu” kanaatine varılmıştır. Raporumuzun teknik kısmındaki bu kanaate ve dava dosyası içeriğine göre; davacı, davalıdan bakiye 150.000 TL hakediş alacağına hak kazanacak miktarda iş yaptığı hususunu ispat edemediğinden, kaldı ki bu hususu ispat etmesi için gerekli olan “hak edişleri düzenleme” yükümlülüğünü de yerine getirmemiş olduğundan, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle, iddia ve talep ettiği gibi bakiye alacağı olmadığı kanaatine varılmıştır. Birleşen dava yönünden; a- Taraflar arasındaki sözleşmenin —- nolu maddesi hükmüne göre; “Boyama işinin süresi 90 gün olarak tespit edilmiştir…. Taşeron (davalı) işi, Proje Müdürü ile hazırlanacak iş programına paralel şekilde yapmakla yükümlüdür. İş programına uyulmaması ve işin Taşeron tarafından geciktirilmesi halinde gecikilen her gün için 2000 USD ceza kesilecektir”. Görüldüğü üzere bu hüküm ile işin süresi 90 gün olarak belirtilmiştir. Davacı/işverenin davacı/taşerondan cezai şarta hak kazanması için, davacı/taşeronun 90 günlük süre içinde işi tamamlamayarak temerrüde düşmüş olması ——- gerekmektedir. Ancak işbu 90 günlük sürenin ne zaman işlemeye başlayacağı hususunda herhangi bir açıklamaya sözleşmede yer verilmediği gibi, taraflar arasında düzenlenip imzalı bir Yer Teslimi Teslim Tutanağı’na da dava dosyasında rastlanılmamıştır. Bu nedenle, davalı/taşeronun sözleşmede kararlaştırılan sürede işi tamamlamayarak temerrüde düştüğü ve bundan dolayı gecikme cezası ödeme borcu altına girdiği yönünde bir kanaate varılamamıştır. Kaldı ki, bir an için davalı/taşeronun işin zamanında tamamlamayarak temerrüde düştüğü ve dolayısıyla da gecikme cezası ödeme borcu altına girdiği farz edilse bile, sözleşmeyi feshetmiş olan davacı/işverenin cezai şart alacağının bulunmadığı kanaatine varılmaktadır. Şöyle ki: davacı/işveren, davalı/taşeronun sözleşme konusu işlerin yapımında gecikmesi nedeniyle sözleşmeyi feshetmiş (sözleşmeden dönmüş) ve menfi zararlarının tazminini talep etmiş olduğundan, Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, gecikme cezası alacağına hak kazanamamıştır. Zira sözleşmenin feshi (dönme) ile birlikte asıl borç ortadan kalkınca, asıl borca bağlı bir yan borç (fer’i borç) niteliğinde olan cezai şart borcu da ortadan kalkmıştır. b- Raporumuzun Teknik Kısmındaki tespit ve kanaatlere göre; davalı/taşeron tarafından karşılanması gereken bir takım masrafların davacı/işveren tarafından karşılanmak zorunda kalınmış olmasından dolayı davacı/işverenin zarara uğramış olduğu hususu ispata muhtaçtır. Bu husus ispat edilemediğinde, davacının davalıdan böyle bir tazminat alacağının bulunmadığı kanaatine varılmıştır. c- Raporumuzun Teknik Kısmında belirtildiği üzere; davacı/işveren, işin davalı/taşeron tarafından süresinde tamamlanmaması üzerine kalan işleri bir başka firmaya yaptırdıklarını iddia etmekte ise de; davalı/taşeron tarafından tamamlanmamış işlerin tamamlanmasını konu edinen, üçüncü bir kişi (firma) ile yapılmış bir sözleşmeye rastlanmadığı gibi, davacı/işverenin bu iddiasını ispata yönelik başka bir inandırıcı delile de rastlanmamıştır. Bu nedenlerle, davacı/işverenin bu iddiası ispata muhtaç olduğundan, davacının davalıdan böyle bir tazminat alacağının da bulunmadığı kanaatine varılmıştır.” şeklindedir. Davacı / Birleşen dosya davalısı firma vekili 19.06.2020 tarihli kök rapora itiraz dilekçesinde özetle; “Taraflar arasında imzalanmış olan 05.07.2014 tarihli Eser Sözleşmesi gereğince müvekkilimizce havalandırma çelik boruları, toz toplama hatları, soğurma boruları gibi yerlerin kumlama ve boyama işleri yapılacak, karşı taraf da boyanacak yerlerin toplam miktarı 30.000 m2 ve de metrekare birim fiyatı 15 TL olmak üzere toplam 450.000 TL ödeme yapacaktır. Yine bu Eser Sözleşmesi gereğince de müvekkilimizin işi 90 günde bitirmesi gerektiği, geç kalınan her gün için 2.000 USD ceza kesileceği, yine bu madde hükmünce de işin 90 günden uzun sürmesi ve tamamlanamaması durumunda karşı tarafın fesih hakkının bulunduğu hükme alınmıştır.Aynı heyetten alınan 08.02.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ——- incelenen ticari defterlerinde özetle; —— yılı açılış fişinde ——- 3 parça halinde toplam 7.500,00 TL ödeme yapıldığı, (3.500,00 TL ödemede sadece —– açıklamasının yer aldığı, Yine —— 2.000,00 TL ve ——–2.000,00 TL açıklamalı ve tutarlı ödemeler yapıldığı,), taraflar arası 08.05.2015 tarihinden sonra başkaca ticari ilişki olmadığı,——- 5.035,00 TL alacaklı olduğu, incelenen——- yılları arası ticari defterlerinde son ticari işlem tarihi olan 08.05.2015 tarihinden itibaren ———- alacaklı olduğu, asıl dosya bakımından; davacı taşeronun davalı işverenden takip tarihi itibariyle bakiye hakediş alacağı bulunmadığı, birleşen dosya bakımından; davacı işverenin davalı taşerondan cezai şart ve tazminat alacağının bulunmadığı belirtilerek tarafların beyan ve iddiaları değerlendirilerek, netice olarak, kök raporlarında değişiklik yapılmasını gerektiren bir husus bulunmadığı noktasında görüş birliğine varmışlardır.
Taraf vekillerinin bu rapora da itiraz etmeleri nedeniyle yeni bir heyetten rapor alınmıştır. Bilirkişiler ——– alınan 31.10.2022 tarihli raporda özetle; Asıl dava bakımından: davacı / Birleşen dosya davalısı tarafından, söz konusu 450.000 TL bedele hak kazanmış olduklarını kanıtlayan bir belge (hakkediş) dosyaya sunulmamıştır. Hakediş formatına uygun bir belge bulunmadığından, yapılan işin kaç m2 olduğu ve bedelinin ne kadar olduğu tespit edilememiştir. Açıklanan sebeplerden ötürü, davacı / Birleşen dosya davalısı—-firmasının icra takibine konu ettiği 150.000 TL bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, teknik olarak hesap edilememiştir.Birleşen dosya bakımından davalı-davacının alacak taleplerinin de yerinde olmadığı belirtilmiştir. Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında toplam 15 maddeden ibaret, —- tarihli ———– akdedildiği, Sözleşmenin 2. Maddesine göre; İşveren’in de ——- şantiyesinin de bulunduğu ve yapımı devam eden ———- kapsamında montajı büyük ölçüde tamamlanmış olan çelik havalandırma bacalarının genel şartnamede belirtilen boya özelliklerine uygun şekilde —- yüzey hazırlığının ——- yapılması ile yüksek sıcaklığa dayanıklı astar ve boya ile yapılması işi olarak belirlendiği,Sözleşmenin 9.Maddesinde İsin Süresinin; “Boyama işinin süresi 90 gün olarak, normal çalışma günlerinin Cumartesi Perşembe arasında olduğu, Cuma günlerinin Irak’da hafta sonu tatili olduğu, işyerinde ayda 2 Cuma günü çalışılacak diğer 2 Cuma günü ise izin olarak kullanılacağı, işin taşeron firma tarafından geciktirilmesi halinde gecikilen her gün için 2.000 USD ceza kesileceği, gecikmenin taşeron tarafından kaynaklanmadığı durumlarda, gecikme sebebinin araştırılacağı (mücbir sebepler, — ——-yetkililerin talebi, hava muhalefeti) ve günlük raporlara yazılacağı ve buna göre ilave gün talebinde bulunulacağı, hususlarının belirlendiği,Sözleşmenin 10.Fiyat ve Ödeme maddesinde; yapılacak işin birim fiyatının 15,00TL/m2 olmak üzere; birim fiyata gerekli miktarda su jeti, kompresör, hava ve kum tankı, koruyucu maske, tazyikli hortum, koruyucu eldiven, makine, donanım, sarf malzemeleri, personel giderleri, vergiler, genel giderlerin dahil olduğu, 100 Ton’ a kadar kumlama kumu ile uygulamada kullanılacak astar ve son kat boya ve genel temizlik amaçlı 10 teneke tinerin İşveren tarafından taşerona verileceği, taşeron işbu sözleşme ile esas taahhüt süresi içerisinde en az 30.000 (otuzbin) m2 lik alanın kumlanıp boyanacağı, ancak devam etmekte olan işler sonucu bu miktarda artış olabileceği,
Hakedisle ilgili olarak; ‘işin ifası sırasında Taşeron yaptığı imalatı gösterir şantiye raporlarını çalışılan alan bazında ayrı ayrı olarak kayıtla tespit edecek ve her ayın sonunda toplam imalatı üzerinden hak ediş raporunu şantiye yetkilileriyle müştereken tanzim edecektir. Taşerona yapılacak ödemeler ——–ödemesi sonrasında gerçekleşecektir. Taşeron hak ediş raporları ile birlikte yaptığı iş miktarı kadar fatura vermek zorundadır” şeklinde hükümlere yer verilmiş olduğu,Sözleşmenin 11. Tarafların Sözleşmeden Vazgeçmesi maddesinde; sözleşmenin imzalanmasından sonra Taşeron taahhüdünden vazgeçerse İşveren protesto çekme ve hüküm almaya gerek kalmaksızın sözleşmeyi 12.madde gereğince feshederek Taşeronun teminatını gelir kaydetmeye ve ayrıca her türlü haklarını talep etmeye yetkili olduğu, sözleşmenin 12- Sözleşmenin Feshi maddesinde; “Taşeron, sözleşme ve eklerinde belirtilen herhangi birisine kısmen veya tamamen uymadığı takdirde Şirketçe kendisine ihtarname yazılarak bir süre tanınır. Bu süre içerisinde Taşeron, İhtarnameye rağmen borçlarını/yükümlülüklerini yerine getirmezse başka bir merasim ve hüküm a imaya ihtiyaç olmaksızın İşveren sözleşmeyi feshetmeye yetkilidir. Sözleşmesi bu şekilde feshedilen Taşerona işin bitirilmesine kadar hiçbir ödeme yapılmaz. İşverenin belirleyeceği tarihte başlanılmak üzere Taşeronun hesap kesme hak edişi yapılır. Taşeron gelmediği veya vekilini göndermediği takdirde bu hakediş İşveren tarafından resen tanzim olunur. Hesap kesme hak edişine göre Taşeronun alacağı çıkarsa, Şirketin fesih dolayısıyla bir zararı olup olmadığı anlaşılıncaya kadar bu alacak tevkif olunur. Bu zarar Taşeronun alacağını geçmez ise aradaki fark Taşerona ödenir. İşveren alacaklı çıkar ise bu alacak Taşerondan ayrıca tahsil edilir veya teminatından kesilir” hükümlerine yer verildiği görülmüştür. Asıl davada davacı ——-vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arası —— Sözleşmesi akdedildiğini, davacı yan tarafından sözleşme gereği hizmetin verildiğini ve 2 adet toplam 450.000,00 TL tutarında fatura düzenlendiğini, davalı yan tarafından bir kısım yapılan ödemelerin davacı yanın alacağından düşüldüğünü, davacı yanın bu durumu kabul etmediğini, alacağın tahsili amacıyla borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu iddia ederek, borçlunun ——– takip sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptaline karar verilmesini talep etmektedir. ——— takip sayılı dosyasında takibe konu alacak bedeli 150.000,00 TL’dir. Birleşen —— Esas sayılı dosyada; davacı —– tarafından, davalı —-aleyhinde, aralarında akdedilmiş ———– Maddesine göre cezai şart talebi (işin süresinde bitirilmediği ve işin bir başka taşerona tamamlatıldığı iddiası ile) ve uğranılan menfi zararın tespiti, şimdilik kaydı ile uğranılan zararın 200.000,00 TL’sinin ihtarname tebliğinden itibaren avans faizi ile tahsiline yönelik alacak davası açılmıştır.Taraflar arasındaki sözleşme TBK 470. Maddede düzenlenen bir eser sözleşmesidir. Yani bir tarafın yapacağı (kumlama, astar ve boya) işlerinin karşılığında ödeme yapılacaktır. Ödemelerin yapılmasının hakediş raporlarının düzenlenmesine bağlı olduğu sözleşme metninden anlaşılmaktadır. TBK 471. Maddeye göre, iş sahibinin deposundaki çeşitli boyama ekipmanlarını geçici süre ile yükleniciye vereceği belirtilmiştir.TBK 471. Maddeye göre, “yüklenici sadakat ve özenle çalışmak zorundadır. Yani (benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranacaktır. Benzer kurallar ———— de bulunmaktadır.TBK 475. Maddeye göre (eser iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa) iş sahibi sözleşmeden dönüp zararını talep edebilmektedir. Ancak iş sahibinin anılan haklarını kullanması TBK 474. Maddeye göre bir ön şarta bağlanmıştır. İş sahibi, işi, teslim aldıktan sonra imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunları uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Aksi takdirde 477. Maddeye göre eseri kabul etmiş sayılmaktadır.Asıl dosya yönünden; davacı / birleşen dosya davalısı —– tarafından; taraflar arasında imzalanmış olan —— kapsamında ödenmediği ileri sürülen 150.000,00 TL’nin tahsili amacıyla —— sayılı dosyasına yönünden icra takibine yönelik itirazının iptali talebine ilişkin olduğu, davacı / birleşen dosya davalısı——— sözleşmede çerçevesinde, 30.000,00 m2 ‘lik işi, sözleşmede kararlaştırılmış olan, 15,00TL/m2 birim fiyattan bitirerek, toplam: 30.000 m2 x 15,00 TL/m2 = 450.000 TL bedele hak kazanmış olduğunu, hakediş raporu mahiyetinde mailler atıldığını, hakedişlerin yapıldığını, işin eksiksiz olarak yapıldığını, karşı tarafın dahi işi bitirdiklerini kabul ettiğini beyan ettiği, ancak Sözleşmede kararlaştırılan 30.000,00 m2 ‘lik işin, esasen, sözleşmenin ”Fiyat ve Ödeme” başlıklı 10. Maddesinde geçen; “yapılacak işin birim fiyatının 15,00TL/m2 olmak üzere (…), taşeron işbu sözleşme ile esas taahhüt süresi içerisinde en az 30.000 (otuzbin) m2 lik alanın kumlanıp boyanacağı, ancak devam etmekte olan işler sonucu bu miktarda artış olabileceği” maddesinden yola çıkılarak beyan ve iddia edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Zira, ne taşeron olan davacı / birleşen dosya davalısı tarafından bir hakkediş düzenlenmiş olduğu, ne de düzenlenmiş olan hakedişin işveren tarafından onaylanmış olduğuna dair bir hakkediş raporu dosyada yer almamaktadır. Davacı / birleşen dosya davalısı tarafından; “Hakediş raporu mahiyetinde mailler atılmış olduğu” iddia ve beyan edilmişse de, sadece kendileri tarafından yazılarak mail olarak atılan ve detayları yukarıda verilmiş olan 17.03.2015 tarihli mail ‘in kastedildiği anlaşılmaktadır. Teknik heyet raporunda da belirtildiği üzere; teknik olarak mail içeriğinin, hakkediş olarak bir anlam ifade etmediği, hakkedişlerin, düzenlendiği tarih itibariyle, ekindeki detaylı metrajları içeren sayfalar ile birlikte, işverene sunularak onaylattırılması gerektiği, oysa ölçümlerinin doğrulukları tespit edilemeyen, mailin, hakkediş formatına uygun olmadığı ve hakkediş olarak kabul edilemeyeceği açıktır. Sözleşmede de açıkça; Hakedişle ilgili olarak; “İşin ifası sırasında Taşeron yaptığı imalatı gösterir şantiye raporlarını çalışılan alan bazında ayrı ayrı olarak kayıtla tespit edecek ve her ayın sonunda toplam imalatı üzerinden hakediş raporunu şantiye yetkilileriyle müştereken tanzim edecektir.” şeklinde olacağı açıkça belirtilmiştir. Davacı / birleşen dosya davalısı tarafından, söz konusu 450.000 TL bedele hak kazanmış olduklarına dayanak olarak, karşı tarafın dahi işi bitirdiklerini kabul etmekte olduğunu iddia etmelerine karşın, davalı / birleşen dosya davacısı tarafından, 29.06.2020 tarihli kök rapora itiraz dilekçesinde; ”Öncelikle 30.000 m2’den çok daha az bir kısım (yaklaşık 15.000 m2 alan) Aralık 2014 tarihinde şantiye tatil edildiğinde ancak tamamlanmış olup, daha sonradan yapılan (Mayıs 2015 tarihine kadar) işlerle birlikte toplam boyanan alan yaklaşık 22.000 m2 dir. Ayrıca ana işveren boya işindeki hatalar nedeni ile boya işini teslim almamıştır.” şeklinde beyan edilmiş olup, davacının iddia ettiği gibi, karşı tarafın, yapılan işi bitirdiklerini kabul etmiş olduklarının söz konusu olmadığı görülmektedir. Ancak dosyada bu hususta bir tespit ve delil bulunmadığı, bu durumun davalı-davacı —– tarafından, davacı-davalı —- gönderilmiş olan ———- numaralı ihtarnamesinde; “Halen, muhatap firmanın yüklendiği işi bitirmemiş olmasına rağmen, sözleşmede tanımlı süre çoktan aşılmış olmasına, geçmiş her türlü olumsuzluğa rağmen işin bitirilmesi için işgücü ve maddi desteğini işyerinde çalışan boyama personeline sağlamaktadır. Buna rağmen muhatap firma, günlük yapılan imalatı gösterir şantiye raporları düzenlemediği ve hak ediş raporlarını dahi hazırlayamadığı halde, alacaklı olduğu gerekçesiyle gerçeğe aykırı olarak faturalar düzenleyip müvekkilime———- yevmiye numaralı maddi ve hukuki dayanaktan yoksun ihtarnameyi göndermiştir. Muhatap firmanın iddialarını kabul etmiyoruz.” şeklinde açıkça ifade edildiği, davacı / birleşen dosya davalısı tarafından, söz konusu 450.000 TL bedele hak kazanılmış olduklarını kanıtlayan bir belgenin (hakkediş) dosyaya sunulmadığı, yapılan işin kaç m2 olduğu ve bedelinin ne kadar olduğu tespit edilemediği, davacı / birleşen dosya davalısı ——- icra takibine konu ettiği 150.000 TL bakiye alacağının bulunup bulunmadığının, teknik olarak hesap edilemediği, dolayısıyla davacı/ birleşen dosya davalısının asıl davayı ispat edemediği anlaşıldığından asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden; davalı / birleşen dosya davacısı ——tarafından; “Taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin 9. Maddesine göre cezai şart talebi ve uğranılan menfi zararın tespitini, uğranılan zararın ihtarname tebliğinden itibaren avans faizi ile tahsilini” talep ve dava edildiği, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin, ”İşin Süresi” başlıklı 9. Maddesinde; “Boyama işinin süresi 90 gün olarak belirlendiği, normal çalışma günlerinin cumartesi perşembe arasında olduğu, cuma günlerinin Irak’da hafta sonu tatili olduğu, işyerinde ayda 2 cuma günü çalışılacak diğer 2 cuma günü ise izin olarak kullanılacağı, işin TAŞERON firma tarafından geciktirilmesi halinde gecikilen her gün için 2.000 USD ceza kesileceği, gecikmenin taşeron tarafından kaynaklanmadığı durumlarda, gecikme sebebinin araştırılacağı (mücbir sebepler, ——- talebi, hava muhalefeti) ve günlük raporlara yazılacağı ve buna göre ilave gün talebinde bulunulacağı” hususlarının kabul ve taahhüt edilmiş olduğu, bu durumda sözleşmede TBK 179 doğrultusunda bir ceza koşulu düzenlenmesinin amaçlandığı görülmektedir. Ancak ceza koşulunda belirtilen 90 günün başlangıcının sözleşmede belirlenmediği ve yer teslimi belgesi bulunmadığı için dosyadan da anlaşılamadığı görülmektedir. Sözleşmede işin hangi tarihte başlayacağı belirtilmemiş olup, işin hangi tarihte başladığına ilişkin bir bilgi belgeye de dosya kapsamında rastlanılmamıştır. Bu sebeple teknik raporda da tespit edildiği üzere, taşeron tarafından yapılmış olan işin, (ki işin miktarı ve ne zaman teslim edildiği de dosya kapsamından anlaşılamamıştır) süresinde yapılmış olup olmadığı, süresinde yapılmadı ise kaç gün geciktiği net olarak tespit edilemediğinden, günlük 2.000 USD üzerinden ceza bedelinin hesaplanamadığı belirtildiğinden ve bu hususun mahkememizce de uygun görüldüğü, ayrıca davalı / birleşen dosya davacısı —– tarafından da dosyaya, işin net olarak ne kadar gün geciktiğine ilişkin belgenin dosyaya sunulmuş olduğuna dair bir beyanda bulunulmadığı, ———- sayılı ilamında belirtildiği üzere, “seçimlik hak olarak dönme kullanılmışsa, sözleşmede eserin belli günde teslim edilmemesine bağlanan ceza koşulu istenemez”. Şeklindeki kararı gözetilerek, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin ”Tarafların Yükümlülükleri” başlıklı 4. Maddesinin ”İşverenin Yükümlülükleri” başlıklı b bendinin (i) Maddesinde geçen; “Taşeron personelinin konaklama ve iaşesi ile ———–çalışma izinlerinin temini, işin devamı süresinde Taşeron yöneticilerine 4 uçak bileti (2 kez gidiş dönüş) ve boya personeline de kara yolu ile ——— 1 defa gidiş geliş ücretleri ödenecektir.” Ve (iii) Maddesinde geçen; “Kumlama ve boya işlerinde kullanılacak tüm ekipmanların ———–nakliyesinin bedelinin ödenmesi” huşularının karşılıklı kabul ve taahhüt edilmiş olduğu görüldüğünden, davalı-birleşen dosya davacısının yol ücretine yönelik iddia ve talebi taraflar arasındaki sözleşme uyarınca yerinde görülmediği, sonuç olarak birleşen dava yönünden de mahkememizce alınan her iki rapordaki ve kök rapordaki tespitler doğrultusunda davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-ASIL DAVANIN REDDİNE,
a)Asıl dosyada karar harcı 179,90 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.811,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.631,73 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
b)Asıl dosyada davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 23.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE,
a)-Birleşen dosyada karar harcı 179,90 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.415,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.235,60 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
b)-Birleşen dosyada davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 31.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Asıl ve birleşen dosya yönünden taraflarca yapılan harcamaların üzerlerinde bırakılmasına,
4-Asıl ve birleşen dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı-davalı vekili ve davalı-davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/01/2023