Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/716 E. 2018/295 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/716 Esas
KARAR NO : 2018/295

DAVA : Alacak(Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/03/2018

Mahkememizde görülmekte olanAlacak(Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili; müvekkilinin davalıya gümrük müşavirliği hizmeti verdiğini, ancak davalının bir kısım fatura bedellerini ödemediğini, davalıya gönderilen ihtara cevaben dava dışı …den olan alacaklarının müvekkili alacağından mahsup edildiği ve ödeme yapılmayacağı bildirilmiş ise de müvekkili ile adı ageçen şirketin farklı tüzelkişiliklere sahip olmaları nedeniyle mahsup talebinin kabul edilmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 05/10/2017 tarihinde ıslah dilekçesi sunarak, davayı tamamen ıslah ettiklerini bildirmiş ve 1 haftalık yasal sürede yeni dava dilekçesini sunmuştur. Yeni dava dilekçesine göre davacı vekili aynı iddialarda bulunarak 52.065,58 TL cari hesap alacağının temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsilini talep etmiş ve tam ıslah yetkisini içeren vekaletnamesini sunmuştur.
SAVUNMA: Davalı vekili; öncelikle hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, iş bu davanın 1 yıllık sürede açılmadığını, mükerrer takip yapıldığını, ayrıca davacı ile dava dışı ….. arasında organik bağ bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinin dava dışı şirketten olan alacağının davacı şirket olan borcundan mahsubunu talep ettiklerini savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı vekili ıslah nedeniyle sunulan yeni dava dilekçesine cevaben; önceki beyan ve itirazlarını tekrarlamış, ayrıca ıslahla müddeabihin daraltılamayacağını, azaltılan tutardan kısmen feragat edildiğinin kabul edilmesi gerektiğini bildirmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, ıslah edilen hali ile cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, davanın ıslahla alacak davasına dönüşmüş olması nedeniyle davalının derdestlik(mükerrer icra takibine ilişkin) ve hak düşürücü süre itirazları yerinde görülmemiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır.
Islahtan önce dava konusu edilen icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında cari hesaba dayalı olarak 57.723,98 TL asıl alacak ve 4.732,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 62.456,56 TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının yasal sürede borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu ……İcra Müdürlüğü’nün 2015/10929 Esas sayılı dosyasında ise, davacının davalı hakkında yine cari hesaba dayalı olarak 52.065,58 TL asıl alacak ve 239,64 TL işlemiş faiz üzerinden icra takibi başlatmış olduğu görülmüştür.
Davacıya ve dava dışı …….’ye ait ticaret sicil kayıtları celp edilmiş, incelendiğinde her iki şirketin adreslerinin farklı olduğu, davacı şirketin tek ortağı ve yetkilisinin aynı zamanda diğer şirketin ortaklarından ve yetkililerinden biri olduğu, ayrıca iştigal alanlarının aynı olmadığı görülmüştür.
Mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle; davacı ticari defterlerinin vergi incelemesinde olması nedeniyle incelenemediği, ancak sunulan cari hesap ekstresine göre 57.723,98 TL alacaklı olduğu, davalının lehe delil vasfını haiz ticari defterlerine göre davalının takip tarihi itibariyle 52.065,58 TL borçlu olduğu, kayıtlar arasındaki farkın davacı defterlerinde kayıtlı olmayan davalı tarafından düzenlenen 5.658,00 TL bedelli gümrük vergi cezası faturasından kaynaklandığı, bu faturaya karşılık davacı tarafından düzenlenen aynı tutarlı iade faturasının ise her iki tarafın defterlerine de kaydedildiği, ..belirtilmiştir.
Davalı vekili, önceki itirazlarını tekrarlamıştır.
Kök raporda davacının 5.658,00 TL bedelli faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususunda bazı ifade farklılıkları olduğundan bu hususun netleştirilmesi için ek rapor alınmasına karar verilmiş, ek raporda, bu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin iken, yani itirazın iptali davası iken davacı vekilinin sunmuş olduğu tam ıslah dilekçesi ile alacak davasına dönüştürüldüğü, bunun yanında itirazın iptali davasında 57.723,98 TL asıl alacak ve 4.732,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 62.456,56 TL alacak talebinde bulunulmuş iken alacak davasında 52.065,58 TL cari hesap alacağının temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsilinin talep edilmiş olduğu, cari hesabı oluşturan faturaların hizmet faturaları olduğu, davalının davacı tarafça düzenlenen ve cari hesabı oluşturan tüm faturaları defterlerine kaydetmiş olduğu, esasında davalının bu faturalara konu hizmeti almadığı yönünde bir savunmasının da olmadığı, davalının, davacı ile organik bağ içinde olduğunu ileri sürdüğü dava dışı…… şirketinden olan alacağının davacıya olan borcundan mahsubunu talep ettiği, ancak davacı ile dava dışı bu şirket arasında organik bağ olduğu hususunu kanıtlamayamadığı, zira davacı şirketin tek ortağı ve yetkilisi diğer şirketin de ortak ve yetkililerinden biri ise de şirketlerin adreslerinin ve iştigal alanlarının farklı olduğu, dolayısıyla tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisinin uygulanmasını gerektirir bilgi ve belgeye rastlanılmamış olması nedeniyle davalının mahsup talebinin reddinin gerektiği, buna göre davacının 52.065,58 TL asıl alacak talebinde haklı olduğu, davacı tarafça düzenlenen 11/05/2015 tarihli borcun ödenmesi talepli ihtarnamenin tebliğine ilişkin belge sunulmamış ise de davalının cevabi ihtarnamesinde 12/05/2015 tarihinde tebliğ alındığının belirtilmiş olması ve 3 gün ödeme süresi verilmiş olması dikkate alındığında davalının 16/05/2015 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabul edilmesi gerektiği, bunun yanında itirazın iptali olarak açılan iş bu dava davanın tam ıslahı ile alacak davasına dönüştürülmüş ve her iki davada da temerrüt tarihinden itibaren işlemiş faiz talep edilmiş ise de, itirazın iptali davasında fazladan talep edilen asıl alacak tutarı 5.658,40 TL ve bu asıl alacak için talep edilen(mahkememizce hesaplanan) işlemiş faiz 463,91 TL yönünden davadan kısmen feragat edildiğinin kabulünün gerektiği(vekaletnamede davadan feragat yetkisinin bulunduğu), zira tam ıslahla dahi müddeabihin daraltılmasının mümkün olmadığı ve bu kısma ilişkin davanın reddinin gerektiği, dava alacak davasına dönüşmüş olduğundan tarafların tazminat talepleri hakkında bir karar verilmediği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın ıslah edilen hali ile KISMEN KABULÜNE, 52.065,58 TL’nin 16/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Alınması gereken 3.556,59 TL karar harcından başlangıçta yatırılan 754,33 TL ile ıslah harcı 50,00 TL’nin mahsubu ile 2.752,26 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı tarafça yatırılan toplam 804,33 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 33,50 TL ilk dava masrafı, 147,10 TL tebligat ve müzekkere gideri ve 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 880,60 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 784,65 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 6.077,21 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı