Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/60 E. 2023/126 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/60 Esas
KARAR NO: 2023/126
DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/01/2016
KARAR TARİHİ: 16/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin, —– olduğunu, —- konularında ihtiyacı olan sistemlerin kurulması için davalı şirketle ——-imzaladığını, sözleşme konusu yazılımın uyarlanması hizmeti ve lisans bedelinin toplam karşılığı olan 158.306,84 TL’ nin müvekkili şirket tarafından sözleşmede öngörülen vadelerde tam olarak davalıya ödendiğini, davalı şirketin sözleşme süresi içinde işini yapmadığını ve işin tamamlanması için verilen yeni sürelere de uymadığını ve müvekkili şirketin edimlerini ifa edip tüm ödemelerini yapmış olmasına rağmen davalı şirketin sözleşme ile üstlenmiş olduğu işlerin hiçbirini süresinde yerine getirmediğini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 158.306,84 TL tutarındaki alacaklarının fiili ödeme tarihlerinden itibaren hesaplanacak ticari avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsil edilip müvekkili şirkete ödenmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: meydana gelen gecikmeye davacının sebep olduğunu, davacının sözleşme kapsamını aşacak nitelikte taleplerde bulunduğunu ve sözleşmeyi haksız ve kötü niyetli olarak feshettiğini, taraflar arasındaki———özelliklerine haiz olduğunu, sözleşme uyarınca gerek müvekkili şirketin gerekse davacı şirketin edimlerinin bir kısmını ifa ettiğini, hem taraflara arasındaki ilişkinin süreklilik arz etmesi hem de edimlerin ifasına başlanılmış olması sebebiyle bu sözleşmeye TBK.126 Md. Hükümlerinin uygulanabileceğini savunarak, davacının davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan 08/01/2013 tarihli sözleşme uyarınca davalının edimini süresinde ve tam olarak yerine getirmediği iddiasıyla sözleşmeden dönme ve ödenen tutarın iadesi istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Taraflar tacir olduğundan her iki tarafın uyuşmazlık konusu yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir vasıtasıyla inceleme yapılmasına karar verilmiş, Mahkememizce seçilen mali müşavir bilirkişi, hukukçu, Endüstri mühendisi ve mikro yazılım uzmanı bilirkişi heyetinin düzenledikleri rapor, itirazlar üzerine oluşturulan yeni bir mali müşavir, sözleşme hesap uzmanı, bilgisayar ve yazılım alanında uzman bilirkişi ve endüstri mühendisi bilirkişi heyetinin düzenledikleri rapor ve aldırılan ek rapor taraflara tebliğ edilmiş, incelenip değerlendirilerek dosya kapsamına alındığı anlaşılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 470’nci maddesine göre; eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Buna göre yüklenicinin temel borcu, yükümlendiği işi sözleşmeye, amacına uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin temel borcu ise iş bedelini ödemektir.
Taraflar arasında —— imzalandığı, anılan sözleşme kapsamında davalının ——-yazılımın iş süreçlerine uygun modellenmesi ve ayarlanması, kurulum sırasında danışmanlık hizmetleri, davacı ——edilmesi, aktif kullanım başlangıcı sonrasında servis hizmetleri olduğu, taraflarca sözleşme geçerlilik süresinin ve elektronik iletişiminin taraflarca kabul edildiği, dosya kapsamında e-posta yazışmalarının incelenmesinden sözleşme tarihinden önce taraflar arasında bilişim sisteminin oluşturulması ve eksikliklerin giderilmesi konusunda karşılıklı e-postaların gönderildiği, tasarlanan yazılımın planlanan aktif kullanım tarihinden daha sonra aktif kullanıma sunulduğu, sözleşme süresinden sonra yeni sözleşme yapılmaksızın geliştirmelerin ve karşılıklı yazışmaların devam ettiği, davacı tarafça sözleşme gereği ücretin ödenmesine rağmen davalının üstlendiği edimleri yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğinin ileri sürüldüğü, taraflar arasındaki —— yazışmalarından yaşanan sorunlarla ilgili detaylandırma yapıldığı ve sözleşmenin devamı niteliğinde 2.seviye bir anlaşma yapıldığının anlaşıldığı, teknik bilirkişi incelemesi sonucunda davacı tarafça istenilen son kullanıcı taleplerinin sözleşme kapsamında olduğu, üretimin yapıldığı ancak tam anlamıyla bitirilmediğinden dolayı eksik kaldığı, üretimin tam anlamıyla başarıya ulaşması ürünün sorunsuz bir şekilde tamamlamasıyla olacağı, neticeten üretimin tam anlamıyla çalışmadığının tespit edildiği, davalı tarafça yaşanan aksaklıklardan dolayı sözleşme kapsamındaki projenin tamamlanamadığı, sözleşme süresinden sonra yeni sözleşme yapılmaksızın geliştirmelerin ve karşılıklı yazışmaların devam etmesiyle davalı tarafın edimini yerine getirmeye çalıştığı ancak projeye konu yazılımın çalıştırılarak teslimi sonrasında son kullanıcı isteklerine uygun düzenlemelerin eksik yapılması sebebiyle yazılımın tam olarak teslim edilmediğinin anlaşıldığı, bütünlük oluşturan üretimin projesinin kusurun davalı taraftan kaynaklandığının tespitinin yapıldığı görülmüştür.
Türk Borçlar Kanununun 125/III fıkrasında sözleşmeden dönme hali düzenlenmiştir. Buna göre sözleşmeden hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.
Sözleşmenin 3. maddesinde davalının sözleşmenin imzalanmasından sonraki 20. haftada sözleşmeden doğan edimini yerine getireceğinin düzenlendiği, ayrıntılı ve denetime elverişli bilirkişi heyetinin yapmış olduğu teknik inceleme sonucunda, davacı tarafça istenilen son kullanıcı taleplerinin sözleşme kapsamında olduğu, üretimin yapıldığı ancak tam anlamıyla bitirilmediğinden dolayı eksik kaldığı, incelenen dokümanlar ve mailler çerçevesinde üretimin tam anlamıyla çalışmadığı, davalının yaşadığı aksaklıklardan dolayı sözleşme kapsamındaki projenin tamamlanamadığı, projeye konu yazılımın çalıştırılarak teslimi sonrasında son kullanıcı isteklerine uygun düzenlemelerin eksik yapılması sebebiyle yazılımın tam olarak teslim edilmediğinin tespit edildiği, davacının, davalının sözleşmeden doğan borcunu yerine getirmemesi nedeniyle 14.04.2015 tarihli ihtarname çektiği, ihtarnamenin 20.04.2015 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, verilen süre sonrasında davalının 23.04.2015 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
Sözleşmeden dönme, sözleşmeyi sona erdiren ve tarafların iradelerine bağlı sebeplerden birisidir. Bedel karşılığı eser sözleşmelerinde dönme beyanı tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir irade beyanı olduğundan, karşı tarafa ulaşması ile hukuki sonuçlarını doğurur ——Fesih veya dönme sözcüğü kullanılmasa da iş bedelinin geri istenmesi gibi dönme iradesini gösteren beyanlarda bulunulmuş ise sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiğinin kabulü gerekir——– Dönme halinde sona erme geriye etkili sonuç doğuracağından taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aldıklarını karşı tarafa iade etmekle yükümlüdür.
Bu açıklamalar doğrultusunda dosya kapsamı değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki eser sözleşmesi henüz ifa ile sonuçlanmadan davacı iş sahibi tarafından sözleşmeden dönülerek, davalı yükleniciye ödendiği ihtilafsız olan iş bedelinin iadesi talep edildiği, TBK’nın 125/3 maddesindeki, ”sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler.” hükmü de nazara alınarak davacının davasının kabulü ile 158.306,80 TL alacağın temerrüt tarihi olan 23/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-158.306,80 TL alacağın temerrüt tarihi olan 23/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 10.813,94 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.703,49 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.110,45 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ve 2.703,49 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.732,69 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 5.043,60 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 24.746,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2023