Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/545 E. 2018/875 K. 28.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/545 Esas
KARAR NO : 2018/875
DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 04/05/2016
KARAR TARİHİ : 28/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden ————- banyo gereçleri, banyo aksesuarları ve banyo mobilyaları pazarlaması ve satışı alanında, diğer müvekkili ———– ise bu ürünlerin üretimi alanında faaliyet gösterdiğini, iki şirket arasında organik bağ olduğunu, şirketlerin borçlarının aktiflerinden fazla olduğunu, mevcut durum ve deliller ışığında şirketlerin iflasının ertelenmesine karar verilmesi gerektiğini, şirketlerin sunulan iyileştirme projesi çerçevesinde aktif ve pasif dengesizliğinin olumlu yönde düzelip borçların ödenebilir duruma geleceğini belirterek müvekkili şirketlerin borca batık olduklarının tespiti ile İİK madde 179 ve ilgili mevzuat gereği iflaslarının şimdilik 1 yıl süre ile ertelenmesine,.İİK madde 179/a gereğince müvekkil şirketlerin mal varlığının korunması için gerekli muhafaza tedbirlerinin alınmasına, İİK madde 179/b gereği iflasın ertelenmesi kararı ile birlikte müvekkili şirketler aleyhine 6183 sayılı yasaya göre yapılan takipler de dahil olmak üzere müvekkili şirket aleyhine yapılmış her türlü icra takibinin ve iflas takibin durdurulması ve yeni takip yapılmasının engellenmesine, ihtiyati haciz, rehinin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak takiplerle satışların durdurulmasına, davacı şirketlerin tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak edişlerinin 3. kişilerce haciz, muhafaza, ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve tüm hak edişlerinin müvekkillerine ödenmesine, şirketlerin projesinin hayata geçirilmesi için zorunlu olan elektrik, doğalgaz ve sularının kesilmemesine, bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesine, müvekkil şirketlerin temsil ve ilzam yetkilerini aynen devam ettirebilmek için müvekkili şirketlere kayyım atanmasına, İİK madde 179-a/3 gereğince kayyımın görev ve yetkilerinin ayrıntılı olarak belirlenmesine, yönetim ve karar işlemlerinin kayyım denetimine tabi olmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :Dava, İİK. 179 maddesince açılmış iflasın ertelenmesine talebine ilişkindir.
Yöntemine uygun duruşma açılmış taraf kanıtları toplanmıştır. Uyuşmazlık noktaları resen belirlenerek sonuca gidilmiştir.
TTK.nun 376-377 ve İİK.nun 179 ve devamı maddeleri uyarınca şirketlerin aktifleri borçlarını karşılamaya yetmediği takdirde yönetim kurulu bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur. Bu durumda şirketin doğrudan doğruya iflasına karar verilir. Ancak idare ve temsil ile yetkili kimseler ya da alacaklılardan biri şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak, iflasın ertelenmesini isteyebilir, mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa iflasın ertelenmesine karar verir. Bu yasal düzenleme çerçevesinde davacılar vekili müvekkili şirketlerin borca batık halde olduğunu bildirmiş, sunduğu iyileştirme projesi uyarınca iflaslarının ertelenmesini talep etmiştir. İflasın ertelenmesi yönünde başvuru yapılması konusunda yönetim kurulu kararını ve iflasın ertelenmesi davasını açma yetkisini içeren vekaletnamelerini dosyaya sunmuştur.
Davacı şirketlerin getirtilen sicil dosyasında şirket merkezlerinin mahkememiz yetki sınırları içinde olduğu, İİK.nun 154.maddesi uyarınca davanın yetkili mahkemede açıldığı görülmüştür.
İflas erteleme talebi İİK.nun 179/a-2 maddesi uyarınca aynı Kanunun 166.maddesinde öngörülen usuller ile ilan edilmiş, davacılar vekili her bir davacı için ayrı ayrı iflas avansını ve iflas tebliğ giderlerini mahkeme veznesine depo etmiştir.
Yapılan ilanlar neticesinde davaya müdahale talebi ile başvuranların müdahale talepleri kabul edilerek davaya katılımları sağlanmıştır.
Mahkememizin 06/05/2016 tarihli kararı ile davacı tarafın ihtiyati tedbir ve kayyım atanması talepleri yerinde görülerek davacı şirketlere kayyım atanmıştır. Kayyım şirketlerin gidişatı hakkında raporlarını ibraz etmiştir.
Yargılamanın devamında ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında davacı şirketler ile hakim ortak ve yöneticileri bakımından 01/09/2016 tarih 29818/2 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili hükümleri uyarınca gerekli araştırmalar yapılmış, davacı şirket ve ortaklarının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya guruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu iddiasıyla adli soruşturma yürütülüp yürütülmediği hususu araştırılarak bu yönde bir tespit bulunmadığından ihtiyati tedbir kararının devamıyla yargılamaya devam olunmuştur.
İflasın ertelenmesi kararı verilebilmesi için 1.koşul borca batık olma halidir. Yani şirket aktiflerinin şirket borçlarını karşılamaya yetmemesi ve pasiflerin aktiflerden fazla olması gerekmektedir. TTK.nun 376.maddesi uyarınca düzenlenecek ara bilançonun aktiflerin, işletmenin devamı esası da gözetilerek gerçek piyasa değerlerine göre hazırlanması ve borca batıklığın buna göre belirlenmesi gerekmektedir. Davacılar vekili tarafından kaydi değer ve satış değerleri bazında hazırlanmış bilanço dosyaya sunulmuştur. Davacılar vekili tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirketler tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rayiç değerler ve yapılan araştırma inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre borca batıklık bilançosunun hazırlanması gerekir. İflas ertelemenin amacı borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Bu da tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip aktiflerin pasifinden fazla olmasını ifade eder, gerek borca batıklık gerekse iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı noktasında teknik ve uzman bilirkişi heyetinden mahkememizce rapor alınmıştır.05/09/2016 tarihli raporda davacı her iki şirketin borca batık durumda olduğu, iyileştirme projesindeki satış ve karlılık hedeflerinin gerçekleştirilebilmesinin mümkün olduğu, iyileştirme projesinde yer alan sermaye artışına ilişkin ödeme tarihinin de gerek miktar ve gerekse ödeme planı açısından yeterli kabul edilebileceği ancak arttırılan sermayenin ödemesinin 2017 yılı sonuna kadar tamamlanması gerektiği, projede alacakların tahsiline ilişkin tedbirlere hiç değinilmediği, yine borç yapılandırması için teşebbüste bulunulup bulunulmadığının açıklanmadığı, dolayısıyla iflasın ertelenmesi şartlarının yerine gelip gelmediği hususunda bu eksiklikler giderildikten sonra kesin bir görüş beyan edilebileceği ifade edilmiştir.
Davacı vekili rapora karşı beyanlarını içeren dilekçe sunmuş ekinde davacı her iki şirkete ait sermaye arttırım kararlarını ibraz etmiş, ayrıca bilirkişi heyeti raporunda bahsi geçen eksikliklerin tamamlanması bakımından 18/11/2016 tarihli dilekçe ve eklerini sunduğunu bildirmiştir. Sunulan belgeler uyarınca bilirkişi heyetinden 27/02/2017 tarihli ek rapor alınmıştır. Raporda her iki şirketin iyileştirme projesinde yer alan sermaye artış taahhüdünü yerine getirdiği, şirketlerin 2016 yılı için hedeflenen satış rakamlarının gerisinde kalmakla birlikte karlılık hedefini gerçekleştirdikleri bu açıdan iyileştirme projelerinin ciddi ve inandırıcı olarak kabul edilebileceği 2017 yılı Mart ayında ödenmesi planlanan sermaye artışının ödenip ödenmediğinin kayyım heyeti tarafından izlenmesi gerektiği bildirilmiştir.
Yargılama sürecinde alınan – ve – no.lu kayyım heyeti raporlarında davacılardan————-cirolarında önemli ölçüde gerileme yaşadığı, şirketin başvuru dönemine nazaran borçlarında artış meydana geldiği, 18/10/2016 tarihli genel kurul ile sermayenin 3.000.000 TL.tutarında arttırılmasına karar verilmiş ise de şirket ortaklarının bugüne kadar 1.875.000,00 TL.tutarında sermaye dışında kalan taahhüt edilen sermayeyi yatırmadıkları, şirketin ——-.ya olan borcu için ödeme ve yapılandırma yapmadığı, mali sıkıntı içinde olup işçilerine maaş ödemelerini yapamadığı, satış hacmindeki gerilemeyle birlikte meydana gelen zarar dikkate alındığında proje hedeflerine ulaşmaktan çok uzak olduğu, davacı ———- başvuru dönemine nazaran toplam borçlarında 6.397.654,76 TL.tutarında azalma meydana gelmekle birlikte arttırılan 1.200.000 TL.sermayenin 750.000 TL.lık kısmının yatırılmadığı, aynı şekilde —-.ya olan borçların ödeme ve yapılandırması yoluna gidilmediği, şirketin mali sıkıntı içinde olup işçilerine maaş ödemelerini yapamadığı, satış hacmindeki gerilemeyle birlikte meydana gelen zarar dikkate alındığında proje hedeflerine ulaşmaktan çok uzak olduğu ifade edilmiş, alınan—- ve —-no.lu kayyım raporlarındaki tespitler ile davacı her iki şirket yönünden davanın açıldığı tarihten itibaren geçen süreç değerlendirilerek iyileştirme projelerinin uygulama imkanının bulunup bulunmadığı, borca batıklık durumlarındaki gelişmelerin incelenip iflas ertelemenin koşullarını taşımaya devam edip etmedikleri yönünden bilirkişi heyetinden tekrar rapor alınmasına karar verilmiştir. Mahkememizce oluşturulan 16/05/2018 günlü duruşma ara kararıyla davacı şirketlerin merkezlerinde 11/06/2018 tarihinde şirket ticari defter ve belgelerinin incelenmesi, her iki şirket mal varlığının rayiç değerlerinin güncel olarak saptanması ve bu inceleme için davacı tarafça bilirkişi ücretlerinin yatırılması öngörülmüş, ancak davacı tarafça masraflar yatırılmadığından inceleme yapılamadığına dair tutanak tutulmuştur.
Kayyım heyetince ibraz edilen 17/074/2018 günlü bilgilendirme raporu ve eki fotoğraflar ile davacı her iki şirketin işyerindeki faaliyetlerine son verdiği, işyerlerinin boşaltıldığı, bu haliyle iyileştirme projelerinin gerçekleştirilme imkanı kalmadığı bildirilmiştir.
HMK 325.maddesi hükmü gözönünde bulundurularak bilirkişi masraflarının hazineden karşılanmasına ve incelemenin bu kez 09/08/2018 tarihinde yapılmasına karar verilmiş, 22/10/2018 tarihli rapor alınmıştır. Bu raporda davacı şirketlerin merkez ve şube adreslerinde herhangi bir ticari faaliyetlerinin bulunmadığı, 01/03/2018 tarihi sonrasında herhangi bir mali işlem yapılmadığı, şirketlerin kaydi bilançolarındaki stokların akıbeti belli olmadığı gibi, makina, tesis ve cihazların açık ortamda şube adreslerinin olduğu taşınmazın çatısında korunaksız bir şekilde tutulduğu, bu haliyle iyileştirme projelerinin gerçekleşme imkanının bulunmadığı, kaydi bilançoda yer alan aktiflerin rayiç karşılıklarının pasifteki yabancı kaynakları karşılayacak düzeyde olmadığı, ödenmemiş sermayelerinin şirketlerin ticari faaliyetlerine devam etmediği göz önünde bulundurulduğunda ödenmesi ihtimalinin bulunmadığı, her iki şirket borca batıklıktan kurtulma imkanının olmadığı gibi iyileştirme projelerinin de ciddi ve inandırıcı olma özelliğini yitirdiği belirtilmiştir.
Davacı taraf mahkememizde dava açarken şirketin borca batık durumda olduğunu, sunulan iyileştirme projesi uyarınca bu durumdan kurtulacaklarını beyan ederek iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuş ise de alınan bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarında yine kayyım heyetinin düzenli olarak sunduğu raporlarda şirketin borca batık durumda olduğu, davacı şirketlerin merkez ve şube adreslerinde herhangi bir ticari faaliyetlerinin bulunmadığı, 01/03/2018 tarihi sonrasında herhangi bir mali işlem yapılmadığı, şirketlerin kaydi bilançolarındaki stokların akıbeti belli olmadığı gibi, makina, tesis ve cihazların açık ortamda şube adreslerinin olduğu taşınmazın çatısında korunaksız bir şekilde tutulduğu, bu haliyle iyileştirme projelerinin gerçekleşme imkanının bulunmadığı, kaydi bilançoda yer alan aktiflerin rayiç karşılıklarının pasifteki yabancı kaynakları karşılayacak düzeyde olmadığı, ödenmemiş sermayelerinin şirketlerin ticari faaliyetlerine devam etmediği göz önünde bulundurulduğunda ödenmesi ihtimalinin bulunmadığı, her iki şirket borca batıklıktan kurtulma imkanının olmadığı gibi iyileştirme projelerinin de ciddi ve inandırıcı olma özelliğini yitirdiği, bu hali ile davacılar yönünden iflas ertelemenin şartlarının mevcut olmadığı mahkememizce kabul edilmiş, dosya kapsamındaki tüm deliller bir arada değerlendirilerek davacı şirketler için iflasın ertelenmesi yönündeki talebin koşullarının oluşmadığının kabulü ile bu istemin reddine , borca batık durumdaki davacıların iflasına karar verilerek aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar yönünden iflasın ertelenmesi koşulları oluşmadığından taleplerin reddine,
2——- Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün—- sicil nosunda kayıtlı ——ile —Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün—–sicil nosunda kayıtlı ——— tarih saat 17:12 itibariyle İFLASLARINA,
Kararın İstanbul Anadolu 3. İcra Müdürlüğüne derhal bildirilmesine,
Mahkememizin 05/06/2016 tarihli tüm ihyati tedbir kararlarının kaldırılmasına,
3-Karar harcı 35,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacılar vekilleri ile müdahil vekillerinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2018