Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/499 E. 2018/715 K. 25.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/499 Esas
KARAR NO : 2018/715

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/04/2016
KARAR TARİHİ : 25/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı .—— 01.11.2014 günü saat 20:50 sıralarında sevk ve idaresindeki —– plakalı otomobili ile —-istikametinden otogar ——istikametine doğru seyri sırasında, —– istasyonundan çıkarak yolun karşısına geçmek üzere yaya geçidinde ilerleyen müvekkil …’a çarparak trafik kazası meydana geldiğini, iş bu trafik kazası nedeniyle İstanbul ——Asliye Ceza Mahkemesi 2015/425 Esas sayılı dosyada tahkikatın devam ettiğini, 16/03/2016 tarihli kusura ilişkin bilirkişi raporunda davalı sürücü/işletenin kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu kanaati bildirildiğinin, kazaya karışan araç davalı …’nce —– nolu poliçe ile kişi başına 268.000 TL’ye meydana gelecek rizikoları kapsamakta olduğunu, KTK ve TBK hükümleri kapsamında müvekkilin iş bu trafik kazası nedeniyle maddi tazminat taleplerimizden poliçe limitleri dahilinde müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, meydana gelen trafik kazasının neticesinde müvekkil … ağır yaralandığını ve %95 engelli hale geldiğini, kaza sonrasında uzun süre yoğun bakımda kaldığını ve kazadan bugüne boyununda devam eden açık yaraları mevcut olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldiğini ve bu halinin devam ettiğini, bu kaza nedeniyle halihazırda kayda değer iyileşme gerçekleşmediği gibi, ekonomik geleceğinin de sarsıldığını, müvekkilinin, geçici ve sürekli iş göremezlik zararına uğrayarak ekonomik geleceği yok olma tehdidi altında kaldığını, bu nedenle müvekkilimizin sürekli ve geçici iş göremezlik zararına karşılık olmak üzere şimdilik 10.000 TL maddi tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, kazadan dolayı müvekkilin sağlığı kadar psikolojisinin de bozulduğunu, kazadan bu yana ayağa kalkamayan müvekkilsısı, hayatının geri kalanını “sakat” olarak geçirecek ve çevresinde bu niteleme ile anılacak olmanın ıstırabını yaşadığını, meydana gelen bu olayın, müvekkilinin hem vücut hem de psikolojik sağlığını yıprattığını, müvekkilinin onarılamaz manevi zararının bir nebze de hafiflemesi adına manevi tazminat talep etme zarureti hasıl olduğunu, davalı …’in bu zararı tanzimle yükümlü olduğunu, iş bu nedenle şimdilik 50.000 TL manevi tazminata karar verilmesini. Müvekkilinsı tazminat alacağının tahsilinin güç olmaması ve bu nedenle müvekkilin telafi edilemez zararlara uğramaması adına, kazaya karışan ve davalı …’e ait—– plaka sayılı aracın trafik sicil kaydına ihtiyaten tedbir şerhinin işlenmesini, fazlaya dair talep ve dava haklarını saklı tutarak davalı … poliçe limitleri dâhilinde sorumlu olmak kaydıyla, şimdilik 10.000 TL kaza nedeniyle uğranılan tüm maddi tazminatın sigorta şirketi için temerrüt tarihinden, diğer davalılar için ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, fazlaya dair talep ve dava haklarımızı saklı tutarak, 50.000,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı …’den tahsilini, yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde; davacı tarafın ibraz ettiği deliller ve özellikle kaza tespit tutanağının taraflarına tebliğ edilmediğini, kazanın meydana gelip gelmediğinin ispatlanmasını. dava dilekçesinde davacı yan tarafından dava konusu kazaya karışan araç plakasının —— olarak belirtildiğini, kazaya karışan aracın plakasının hangisinin olduğunun tespitini talep ettiklerini, plakanın —- olduğunun tespiti halinde — plakalı aracın davalı şirket nezdinde kaza tarihini kapsayan poliçesi bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini, ancak dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen araç —- plakalı araç ise davalı şirket tarafından 29.08.2014/2015 tarihli ——– no.lu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, işbu dava ile istenen tazminatının talep hakkı zamanaşımına uğradığını, KTK 109 uyarınca motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğradığını, dava konusu olayın 01.11.2014 tarihinde gerçekleştiğinden, davacıların talep hakkının zamanaşımına uğradığını, dolayısıyla, zamanaşımı nedeniyle davanın reddini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalı Şirketin Sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, ancak dava konusu kazanın meydana geliş biçimi yönünden, davalı sigortalısı araca atfedilen kusurun kabulünün mümkün olmadığını, dava konusu olayla ilgili olarak ceza soruşturma dosyasındaki tüm delillerin, ifade tutanaklarının, tanık beyanlarının ve nihayet bilirkişi raporunun temini gerektiğini, talepler zamanaşımına uğradığından davanın reddine karar verilmesini, tarafların kusur oranı ile davacının müterafik kusurunun tespitini, müterafik kusur nedeniyle nedeniyle tazminattan indirim yapılmasını, sigortalı araca atfı kabil kusur bulunmadığından davanın reddini, herhalde haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış olmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek yargılamanın ön inceleme aşaması bitirilmiş, HMK.nun 142.maddesi kapsamında hak düşürücü süre ve zaman aşımı itiraz ve def’i yönünden davanın incelemesine geçilmiştir. Davalı … vekili zamanaşımı definde bulunmuş, mahkememizce ceza zamanaşımı süresi dolmadığı anlaşıldığından zamanaşımına yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.
Hasar dosyası, araç tescil kaydı, tarafların ekonomik sosyal durum araştırma sonuçları, —- yazı cevabı, ceza dosyası UYAP çıktısı dosyamız arasındadır.
Ceza dosyasının yapılan incelemesinde; yargılama sırasında ATK’dan rapor alındığı, ATK raporunda iki ihtimale göre kusur durumunun tespit edildiği;
1.Halde; sanık sürücünün idaresindeki araç ile yayaya, kaza esnasında ışık kontrolsüz olan yaya geçidi üzerinden geçiş yaptığı sırada çarpması ile olay meydana gelmiş ise davalı sürücünün asli, davacı yayanın tali kusurlu olduğu,
2.halde; sanık sürücü yönetimindeki aracı ile olaya karışan yayaya, yaya geçidi dışından geçiş yaptığı sırada çarpması ile kaza meydana gelmiş ise ise davalı sürücünün tali, davacı yayanın asli kusurlu olduğu, belirtilmiştir.
Davacıya ait hastane kayıtları getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır.
——– Araştırma Hastanesinden alınan 08/12/2017 tarihli ve 2017/152 sayılı maluliyet raporunda; davacının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre % 100 oranında maluliyetinin bulunduğu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Kusur durumunun belirlenmesi için trafik bilirkişisinden rapor alınmıştır. Trafik bilirkişisi raporunda özetle; Davalı … şirketine sigortalı aracı kullanan davalı …’in % 75 oranında, davacı …’ın % 25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davalı … vekili rapora karşı itiraz dilekçesinde; maluliyet raporu alınırken hastane raporlarının dikkate alınmadığını, ATK’dan rapor alınmasını talep ettiklerini, müvekkiline sigortalı aracın kusurlu olmadığını beyan etmiştir.
Davalı … vekili raporlara karşı itiraz dilekçesinde; kazanın meydana geldiği yere yakın yaya geçidi bulunmadığını, davacının aracın önüne aniden çıktığını, frene basarak durmak istediğini, ancak duramayarak yayaya çarptığını, kusur raporunun ATK’dan alınmasını talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı tarafın talep edebileceği bir tazminat olup olmadığı ve varsa miktarının tespitiyle aktüer bilirkişinden rapor alınmıştır.
Aktüer bilirkişisi raporunda; davalı …’in % 75 oranında kusurlu olma durumuna göre ve — yaşam tablosuna göre hesaplama yaptığını, davacının maluliyeti nedeniyle % 100 işgöremezlik nedeniyle 636.835,30 TL maddi zararının bulunduğu, bu tutarın ZMMS poliçe teminat limit olan 268.000,00 TL’sini davalı … şirketinden bakiye 368.835,30 TL’sini davalı …’den talep edebileceği belirtilmiştir.
Davalı … vekili bila tarihli dilekçesinde; davacı tarafla sulh olduklarını, davadan feragat nedeniyle birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını belirtmiştir.
Davacı vekili bila tarihli dilekçesinde; davalı … ile sulh olduklarını, maddi tazminat taleplerinin karşılandığını, maddi tazminat yönünden karar verilmesine yer olmadığına, tarafların feragati nedeniyle maddi tazminat yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı—– plaka nolu aracın diğer davalı … sevk ve idaresinde iken 01/11/2014 günü davacı yayaya çarpması nedeniyle, davacının yaralandığı,——-Hastanesinden alınan maluliyet raporunda; davacının % 100 oranında maluliyetinin bulunduğu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, mahkememizce ceza dosyasında alınan kusur raporu da değerlendirilmek üzere kusur raporu alındığı, kusur raporunda davalı … şirketine sigortalı aracı kullanan davalı …’in % 75 oranında, davacı …’ın % 25 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, kusur raporunun olayın oluşuna uygun olması nedeniyle mahkememizce hesaplama yapılmak üzere aktüer bilirkişiden rapor alındığı, aktüer tarafından davacının maddi zararının hesaplandığı, davalı … vekili ve davacı vekilinin sulh oldukları ve davacı vekilinin bila tarihli dilekçesinde; davalı … ile sulh olduklarını, maddi tazminat taleplerinin karşılandığını, maddi tazminat yönünden karar verilmesine yer olmadığına, tarafların feragati nedeniyle maddi tazminat yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiği, davacı vekili duruşmada ise davalı … ile sulh olmaları nedeniyle maddi tazminata ilişkin poliçe limitine kadar tüm alacaklarının sigorta şirketi tarafından karşılandığı, poliçe limitinin üzerinde de alacaklarının mevcut olması nedeniyle diğer davalı yönünden poliçe limiti üzerindeki maddi tazminat taleplerinin ve manevi tazminat taleplerinin halen devam ettiğini beyan ettiği, mahkememizce bir önceki celse ara kararı gereği davalılara HMK’nın 186. Maddesi gereğince sözlü yargılama gününe ilişkin tebligat yapılması nedeniyle esas hakkındaki yargılamanın bitirilerek sözlü yargılama aşamasına geçildiği ve davacı vekili diğer davalı … yönünden ıslah dilekçesi sunulmamasına rağmen sehven ıslah dilekçesi varmış gibi davacının toplam hesaplanan maddi zararından davalı … şirketinin poliçe teminat limit olan 268.000,00 TL’sinin mahsubu ile bakiye 368.835,30 TL’nin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, yine davalı … AŞ yönünden davanın feragat nedeniyle reddine ve 45.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01/11/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, ancak dosyada ıslah dilekçesinin olmadığının kısa karar yazıldıktan sonra farkedildiği, ıslah dilekçesi olsa dahi dava değeri 300.000,00 TL’yi aşacak olması nedeniyle dosyanın heyete tevdi edilmesi gerektiği, ayrıca davacı vekilinin bila tarihli; davalı … ile sulh olduklarını, maddi tazminat taleplerinin karşılandığını, maddi tazminat yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine yönelik taleplerini içerir dilekçesinin diğer davalı …’den de taleplerinden vazgeçtikleri anlamına gelip gelmeyeceği hususu tartışılmadan sehven aşağıdaki şekilde karar verildiği, ancak yapılan bu yanlışlıkların kısa karara yansıtılmayarak kısa kararda yazıldığı şekilde yargılama giderleri ve vekalet ücreti hesaplanmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalı … AŞ yönünden davanın feragat nedeniyle reddine,
2-368.835,30 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 01/11/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
3-45.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01/11/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
4-a)Maddi tazminat yönünden alınması gereken karar harcı 25.195,13 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 204,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 24.990,20 TL harcın davalı …’den tahsili ile hazine adına irad kaydına,
b)Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 204,93 TL harcın davalı …’den tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Manevi tazminat yönünden alınması gereken karar harcı 3.073,95 TL davalı …’den tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 216,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 400,00 TL talimat bilirkişi raporu, 600,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.216,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 1.166,53 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf maddi tazminat yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —–. deki esaslara göre belirlenen 28.080,12 TL vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
9-Davacı taraf manevi tazminat yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—–. deki esaslara göre belirlenen 5.300,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
10-Davalı … ve davacı taraf birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı