Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/481 E. 2019/562 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/481 Esas
KARAR NO : 2019/562
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/04/2016
KARAR TARİHİ: 21/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin 2013 yılı itibariyle davalı şirket ile vardığı uzlaşı çerçevesinde farklı tarihlerde çeşitli muhteviyattaki başka —— olmak üzere bir kısım kozmetik ürünün ithal edilerek kendisine teslimi için davalı şirketle ticari ilişki içerisine girdiğini, bu dahilde olmak üzere gerçekleşen ticari ilişkide ilk başlarda ithalat ve teslim konusunda herhangi bir sorun yaşanmadığını, müekkilinin daha evvel olduğu gibi yine çeşitil muhteviyattaki —– kozmetik ürünün ithal edilerek kendisine teslimi için davalı şirkete 20/08/2014 tarihinde banka havalesiyle 169.368,96 TL ödeme çıkardığını, aradan bir süre geçmesine rağmen davalı şirketin sipariş verilen ürünleri ithal ederek teslim etmemesi /edememesi üzerine taraflar arasında görüşmeler yapılarak sorunun çözümü için uğraştıklarını, istenen sonuca ulaşamadıklarını, müvekkili tarafından davalı şirket aleyhine 23/02/2016 tarihinde İstanbul 12.İcra Müdürlüğü’nün ——– esas sayılı icra dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından 01/03/2016 tarihinde borca itiraz edilerek takip durdurulduğunu, borçlu/davalı tarafından İstanbul 12.İcra Müdürlüğünün——— esas sayılı icra dosyasına yapılmış olan haksız itirazın iptali ile takibin devam kararı verilmesini, haksız ve kötü niyetli takip borçlusunun % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinden —- isimli kozmetik ürüün—— ithal etmesini talep ederek karşılığında söz konusu ürünleri müvekkilinden satın almayı taahhüt ettiğini, bunun üzerine de davacının 2012 ve 2013 yıllarında yöneticisi olduğu———– unvanlı şirket müvekkiline —— Tl bedel karşılğında söz konusu kozmetik ürünlerinden 27.224 adet gönderdiğini,————–unvanlı şirket tarafından —— gönderilen ürünler müvekkilince teslim alınmak üzere ———- gümrük alanına gönderildiğini, müvekkili ise ürünlerin gümrüklü alanda bekletilmesinin masrafa yol açması nedeniyle ithal edilen ürünlerin tamamını davacıya teslim etmek istediğini, davacı müvekkili ile yaptığı görüşmelerde ürünlerin yalnızca bir kısımın teslim alabileceğini beyan ettiğini, bunun üzerine kısmi navlun bedeli 10/06/2013 tarihli fatura ile davacının teslim aldığı 6.624 adet ürün ve millileştirme masraflarının kısmen karşılığı ————- tarihli faturalarla müvekkili tarafından davacıdan tahsil edildiğini, davacı ürünlerin yalnızca 6.624 adedini aldığını, müvekkilinin davacının diğer ürünleride teslim almasını talep ettiğini, davacı yalnızca kalan ürünlerin maliyeti olan 169.368,96 TL’yi ödediğini, ürünleri ise teslim almaktan imtina ettiğini, davacının ürünleri teslim almaktan imtina etmesi sonucu son kullanım tarihi Aralık 2015 olan ürünlerin ticari değeri kalmadığını, müvekkilinin ticari değeri dahi kalmayan ürünler için masraf yapmak zorunda kalması nedeniyle 26/01/2016 tarihli ihtarnamesi ile alacının temmürrüdüne son vermesini ve ürünleri teslim almasını bir kez daha ihtar ettiğini, 16/02/2016 tarihinde mütemerrit alıcıya tebligatın gerçekleştiğini, alıcı temerrüdü nedeniyle ürünlerin bekletilmesi de müvekkili açısından ek masraflar doğruduğunu, ürünlerin depolanması için toplam 4.450,00 TL fatura karşılığı ödeme yapıldığını, davacı yöneticisi olduğu şirketin dava konusu ürünleri ——- ihraç etmesi nedeniyle müvekkilinin üzerine düşen bütün sorumluluğunu yerine getirdiğini, müvekkilinin sözleşmesi gereği gibi ifa ettiğini, davacının yaptığı ödemelerin müvekkilinin masraflarını karşılamadığını, sözleşmenin ifası için müvekkilinin katlandığı masraflarının davacının alacağından mahsubuna karar verilmesini, davanın reddini, davacıdan olan 224.966,40 TL 4.450,00 TL, millileştirme masrafları alacağın 01/01/2013’ten itibaren avans faizi ile birlikte dava değerinden mahsup edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün ———— esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine 169.368,96 TL asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce taraf defterleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle mali müşavirden rapor alınmıştır.
Mali müşavir ———- tarafından hazırlanan ——– tarihli raporda özetle; davalı tarafından davacı adına keşide edilmiş ——— tarihli—— no.lu ——- TL, ——– tarihli ——- no.lu —— TL bedelli faturaların davacı defterinde kayıtlı olduğunu, —— tarihli —— no.lu —– TL bedelli faturanın ise davacı defterinde kavıtlı olmadığını, yine davacının ——- tarihli —– no.lu ——- TL bedelli faturasının ——- tarihlerinde olmak üzere iki kere kayıtlı olduğu, davacı tarafından 20.08.2014 tarihinde davalı tarafa gönderilen 169.368,96 TL tutarlı havalenin davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı defterinde kayıtlı olmayan 31.05.2013 tarihli 20.956,80 TL bedelli fatura içeriği ürünün davacı tarafa tesliminin gerçekleşmiş olduğu
tarafların defterlerine göre davacının davalıya 169.368,96 TL avans ödemesi yaptığı, davalı tarafça davacı yana herhangi bir ürün teslimi gerçekleşmediği belirtilmiştir.
Davacı vekili davanın kabulünü, davalı vekili ise rapora itiraz ederek yeni bir bilirkişi raporu alınmasını talep etmiştir.
Mahkememizce gümrük uzmanı ve serbest muhasebeci mali müşavirden yeni bir rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacının —— yetkilisi olduğu ———–şirketi tarafından ———- tarihinde ——– 27.224 adet ürün gönderildiği ve 08.02.2013 tarihinde ————-Gümrüğünde antrepoya konulduğu, davalı ithalatçının bu ürünlerden sadece 6.624 adet ürünü ———– tarihli faturalar ile davacıya sattığı ve elinde (27.224 – 6.624 =) 20.600 adet ürün kaldığı, davalının ithal edilen 27.224 adet ürün için ithalatçı firmaya 224.966,40 TL ödeme yaptığı, elinde kalan 20.600 adet ürün maliyetinin (224.966,40 TL x 20.600 / 27.024 =) 171.488,59 TL olduğu, davalı tarafın ——– tarihli ——- no.lu fatura ile —- kap için 4.000,00 TL, yine aynı firmaya —- tarihli —— nolu fatura ile 35 adet kap için 450,00 TL olmak üzere toplamda 4.450,00 TL ödeme yaptığı, bu tutarın da maliyete eklenmesi gerektiği, davacının davalıdan alamadığı bedelin (171.488,59 TL + 4.450,00 TL = 175.938,59 TL) olduğu, davalının elinde toplam maliyeti 175.938,59 TL olan 20.600 adet ürün kaldığı, davacı taraf söz konusu ürünleri süresinde almadığından davalı elinde kalan ürünlerin ticari değeri kalmadığı, davacının talep ettiği 169.368,96 TL tutardan davalının elinde kalan maliyeti 175.938,59 TL olan tutarın mahsubu gerektiği belirtilmiştir.
Taraf vekilleri bilirkişi raporuna yönelik beyan ve itiraz dilekçesi sunmuşlardır.
Davacı tarafın, davalının bir kısım kozmetik ürünleri Türkiye’ye ithal etmesi karşılığında söz konusu ürünlerin davalıdan satın alınacağına dair taraflar arasında sözlü sözleşme kurulduğunu, davalının kendisine yalnızca bir kısım ürünleri teslim ettiğini, 169.368,96 TL olarak ödemesi yapılan ürünleri ise teslim etmediğini, bu nedenle davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının itirazının iptalini ve %20 icra inkar tazminatı talep ettiklerini beyan ettiği, davalı tarafın ise, davacının müvekkilinden ——– isimli kozmetik ürününü — ithal edilmesini talep ederek söz konusu ürünleri satın almayı taahhüt ettiğini, bunun üzerine davacının 2012 ve 2013 yıllarında yöneticisi olduğu ———– isimli şirketin müvekkiline 224.966,40 TL bedel karşılığında söz konusu ürünlerden 27.224 adet gönderdiğini, davacının teslim aldığı 6.624 adet ürün ve millileştirme masraflarının kısmen karşılığının ——- tarihli faturalar ile davacıdan tahsil edildiğini, davacının müvekkilinin 27.224 adet ürün ithal ettiğini bildiği halde sadece 6.624 adedini aldığını, davacının kalan ürünleri maliyeti olan —– TL tutarı ödediği halde ürünleri almaktan kaçındığını, davacının ürünleri teslim almaktan imtina etmesi sonucu son kullanım tarihi 2015 Aralık olan ürünlerin ticari değerinin kalmadığını, 2012-2013-2014 yıllarında ayrı-ayrı siparişler bulunmadığını, davacının 20.08.2014 tarihinde sadece 2012 yılında sipariş ettiğini ancak teslim almaktan imtina ettiği ürünlerin maliyetine tekabül eden 169.368,96 TL ödemeyi gerçekleştirdiğini, davacının ürünleri teslim almaktan imtina etmesi sonucu son kullanım tarihi 2015 Aralık olan ürünlerin ticari değerinin kalmadığını, teslim alınmayan 20.600 adet ürün için orantı yapıldığında dava değerinden daha fazla zararlarının bulunduğunu, davacının yaptığı ödemelerin masrafları dair karşılamadığını, bu nedenle toplam masrafların davacının alacağından mahsup edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında davalı tarafından ———– isimli kozmetik ürününün ithal edilerek davacıya teslimi hususunda sözlü anlaşma olduğu, her ne kadar davacı vekili davalıya birkaç kez sipariş verdiğini ve sipariş edilen bir kısım ürünlerin ithal edilerek müvekkiline teslim edildiğini, ancak 20/08/2014 tarihinde banka havalesi ile 169.368,96 TL avans ödemesi karşılığında ithal edilecek olan ürünlerin müvekkiline teslim edilmediğini beyan etmiş olsa da 2014 yılında davacı tarafından verilen ayrıca bir ürün siparişine ilişkin dosyada bir delil dosyada bulunmadığı, davacının 20.08.2014 tarihinde davalı tarafa yaptığı 169.368,96 TL tutarlı banka havalesinin 2012 yılında verilen siparişe ait olduğu, yeni bir sipariş için yani avans olarak verilmediği anlaşıldığından birkaç sipariş olmayıp tek sipariş olduğu ve 27.224 adet kozmetik ürününün tek sipariş sonucu ithal edildiği,
567 paket toplam 27.224 adet kozmetik ürünün 28.12.2012 tarihinde ———- yüklemesinin yapıldığı, 08.02.2013 tarihinde —-antrepoya çekildiği, bu tespite tarafların itirazlarının bulunmadığı, konşimento incelendiğinde; 27.224 adet kozmetik ürünün davalı tarafa ———-isimli şirket tarafından gönderildiği, —. Noterliğinin —- tarihl——- yevmiye nolu azilnamesinden; davacının, söz konusu malları davalı tarafa gönderen ———- şirketin azil tarihi olan 23/03/2015 tarihine kadar yetkilisi olduğu, dolayısıyla malların tamamının geldiğinden davacının haberi olduğu, ———-isimli şirket tarafından davalıya 224.966,40 TL bedel karşılığı gönderilen 27.224 adet üründen davalı tarafından davacıya 6.624 adet ürünün teslim edildiği, bunun karşılığı; davalı tarafından davacıya —- tarihli —– TL, —– tarihli —,17 TL ve —- tarihli —- TL bedelli faturalar kesildiği ve davacıdan bu fatura bedellerinin tahsil edildiği, bu konuya da davacı tarafın herhangi bir itiraz bulunmadığı, davalı ithalatçının 6.624 adet ürünü davacıya teslim etmekle elinde (27.224-6.624=20.600) 20.600 ürün kaldığı, her ne kadar davalı taraf söz konusu kalan ürünlerin davacı tarafından millileştirme işlemlerinin yapılmadığı ve gümrük masraflarının davacı tarafça karşılanmadığı ve ürünlerin davacı tarafından teslim alınmasını talep etmelerine rağmen davacı şirketin kalan ürünleri kasti olarak teslim almaya yanaşmadığı ve ürünlerin son kullanmak tarihlerinin geçmesinde davacı tarafın kusurlu olduğunu ileri sürmüş olsa da bir borç ilişkisinde borçlunun rolü, borçlandığı edimin ifasını gerçekleştirmek; alacaklının rolü ise karşılıklı iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde ise hem karşı edimi kabul etmek hem de kendi borcunu ifa etmek olduğu, alacaklı(davacı), borçlu(davalı) tarafından usulüne uygun yapılan ifa teklifini haklı bir nedene dayanmaksızın kabul etmez ise, alacaklının temerrüdünün meydana geleceği, TBK’nın 106.maddesşne göre: “Yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur” şeklinde olduğu, borçlu, ifası mümkün ve muaccel olan borcunu ifa etmediğinde, belli şartların gerçekleşmesiyle borçlu temerrüdünün söz konusu olduğu, borçlunun ifanın usulüne uygun arzıyla temerrütten kurtulacağı fakat alacaklı usulüne uygun ifa teklifini haklı sebebi olmadan kabul etmediği zaman, alacaklı temerrüdünün gerçekleşeceği, aksi kararlaştırılmadığı sürece iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde tarafların borçlarını aynı anda ifa ile yükümlü oldukları, TBK m. 97 hükmü gereği, “Taraflardan biri kendi borcunu ifa etmemiş ya da ifasını teklif etmemiş ise karşı taraftan borcunu ifa etmesini isteyemez.”, alacaklının temerrüde düşmüş olması, borçlunun borcunun sona erdiği anlamına gelmediği, Kanun, borçluya borçtan kurtulması için bir şeyin teslimine ilişkin olan borçlarda malın tevdii, tevdie elverişli olmayan bir malın teslimi borçlanılmışsa borçlunun malı satarak bedelini tevdii imkânı mevcut olduğu, somut olayda davalının satıcı, davacının alıcı olduğu, davacının mal bedelini ödeme davalının ise malı teslim etme borçlarının bulunduğu, davacı alacaklının mal bedelini ödediği, davalı borçlunun ise bu aşamadan sonra davacıya malları teslim etme yükümlülüğü bulunduğu, davacı alacaklı malları teslim almıyorsa davalı borçlunun kanun gereği davacıyı temerrüde düşürmesi gerektiği, ancak davalı ithalatçı şirketin malların antrepoya çekildiği 08/02/2013 tarihinden malların son kullanma tarihlerinin dolduğu 2015 yılı Aralık tarihine kadar malların teslim alınması gerektiğine ilişkin davacıya göndermiş olduğu bir ihtarname bulunmadığı, malların son kullanma tarihlerinin belirli olduğu, yine ithalat belgelerinin hiçbirinde davacının adı geçmediğinden gümrük işlemlerinin davalı tarafça yapılması gerektiği, buna rağmen kalan malların millileştirme işlemlerinin davalı tarafça yapılmadığı, buna yönelik masrafların davacı tarafından karşılanması gerekiyorsa dahi davalı tarafın malların son kullanma tarihlerini gözetip son kullanma tarihinden önce bu hususu ve millileştirme (gümrük) masraflarının da karşılanması gerektiğini bildirir bir ihtarnameyi basiretli bir tacir gibi davacı şirkete göndermesi gerektiği, ancak bu yükümlülüğü yerine getirmediği, davalı şirketin davacıya gönderdiğini iddia ettiği ihtarnamenin 26/06/2016 tarihli olup bu tarihte zaten malların son kullanma tarihleri dolduğundan bu ihtarnamenin fiiliyatta bir yarar sağlamadığı, ticari mallarda zorunluluk olmasa da tevdi yerini belirleme, malı satıp bedeli için tevdi mahali yoluna da başvurmadığı, dolayısıyla davalı satıcının alacaklının temerrüde düşürülmesi yükümlülüğünü yerine getirmediği, malların son kullanma tarihlerinin kendi kusuruyla dolmasına sebep olduğu anlaşılmakla davacının bu mallar için ödediği 169.368,96 TL’yi iade etmesi gerektiği, davanın kabulü ile davalının İstanbul 12.İcra Müdürlüğünün ———– esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 169.368,96 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren davacının talebi doğrultusunda yıllık % 9 oranında yasal faiz işletilmesine, talep edilen tutar belirli olsa da bedelin iadesinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının İstanbul 12.İcra Müdürlüğünün ———– esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 169.368,96 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9 oranında yasal faiz işletilmesine,
2-Davacının inkar tazminat talebinin reddine,
3-Karar harcı 11.569,59 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.045,56 TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.524,03 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 2.045,56 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.074,76 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 196,85 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti (3 farklı bilirkişi) olmak üzere toplam 1.796,85 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 16.112,14 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/05/2019