Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/457 E. 2021/404 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/457 Esas
KARAR NO: 2021/404
DAVA : Ticari Şirket (Sermaye Koyma Borcuna İlişkin)
DAVA TARİHİ: 15/04/2016
KARAR TARİHİ : 08/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Sermaye Koyma Borcuna İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların aralarında ——–altında —– olarak belirlendiğini, şirket ana sözleşmesinin ——- taraflarca imza altına alındığı ve şirket faaliyetlerine başlandığını, şirket ana sözleşmesinde de açıkça görüleceği gibi şirket sermayesinin —- olarak belirlendiğini ve taraflarca hisse bedelinin —- ödenmek üzere taahhüt yapıldığını, geçen —— zarfında davalı tarafın sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini, ayrıca davalı tarafın taahhüt ve yükümlülüklerini yerine getirmemesinden ötürü alacaklıların yasal işlem başlattığını, kira borçlarından ötürü gayrimenkul sahibinin —- dosyası ile — tutarında İcra takibi başlattığını, ——- üzerinden takip başlattığını, toplamda —– şirket kira borcunun davacı tarafından ilgili — ödendiğini,—- şubesinden şirket adına — adet kredi kartı kullanıldığını, —— yılının başlarında kredi kartı geri ödemelerinin düzenli yapıldığını, ancak daha sonra şirket borçlarını ödeyemeyince bakiye —– kredi borcunun taksitler halinde davacı tarafından ödendiğini, aynı şekilde borçlarını ödeyemeyen şirket adına —- mevduat hesabından —– kredi kullanıldığını, şirket bu borcu da ödeyemeyince davacının bu bankaya şirket adına olan borcu faiziyle birlikte toplam —— olarak ödediğini, yine tarafların şirket adına —– şubesinden kredili mevduat ve kredi kartı kullandıklarını, bu borcun —– kısmım davacı tarafın ödediği bankaya olan kredi borcunun ödenmeye devam ettiği, şirket tarafından —- —- kullanılan kredinin toplam —- davacı yanın eşi tarafından ilgili bankaya ödendiğini, şirket borçlarının altından kalkamayacağını anlayan davacının sonunda —–tarihinde alman bir kararla şirketin tasfiye işlemlerini başlattığını, alınan tasfiye kararının ——–ilan edildiğini, alınan tasfiye kararı doğrultusunda davacının —— tasfiye memuru olarak tayin edildiği, şirketin vergi borçlarının da davacı tarafından ödenmiş ve ödenmeye devam edilmekte olduğu, şirketin kuruluşundan bugüne kadar olan toplam —— vergi borcunu da davacı tarafın ödediğini, başlatılan tasfiye işlemleri sırasında tasfiye memuru tayin edilen —- şu ana kadar toplam —– masraf yaptığını, davacı tarafın ortağı olduğu tasfiye halindeki şirketin sermaye borcunu yerine getirmediği, —— Sermaye borcunun ve Davacı tarafından ödenen tüm vergi ve diğer ödemelerle, ———-fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla, ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, dava masrafları ve yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı vekili tarafından verilen —-tarihli cevap dilekçesi süre uzatım talebinin —- tarihli ara karar ile —dava dilekçesinin —- tarihinde tebliğ edildiği, iki haftalık süre içerisinde ek süre istenme süresinin de geçtiği ve HMK 127.maddesi gereği ek süre verilmesi talebinin reddine” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Davanın, dava dışı şirket ortaklarının şirket ana sözleşmesinde taahhüt etmiş oldukları sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesi ve davacı tarafından ödenen tüm —— ödemelerin davalı diğer ortaktan faiziyle talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Davacının ödeme yaptığını beyan ettiği icra dosyaları, ——–ödemelerine ilişkin deliller dosya arasına alınmıştır.
Taraflar tacir olup ticari defterlere dayanıldığından ve davacının, dava dışı şirketin borçlarını ödediğini, alacağının şirket ortaklığından kaynaklandığını beyan ettiği anlaşıldığından mahkememizce resen seçilecek mali müşavir bilirkişiden; davalının sermaye koyma borcunu yerine getirip getirmediği, davacının şirket adına yapmış olduğu ödemelerinin ——– ödemelerinin tespiti ve vergi borçlarının ödendiği tarihlerde şirketin bu borçları ödeme gücünün olup olmadığının tespiti yönünde dava dışı —— kayıtları ile dosyaya sunulan delilleri üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi istenmiştir.
—— tarafından hazırlanan raporda özetle; Dava dışı şirketin ——– yıllarına ilişkin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulmadıkları, şirketin; — sermayesinde — ödenmemiş sermaye borcu olduğu, ancak ——- tarihinde ve sonraki dönemlerde ödenmemiş sermaye hesabında herhangi bir bakiye kalmadığı, —— dava tarihi itibariyle ortakların şirkete ödenmemiş sermaye borcu bulunmadığı, şirketin ———–tarihlerinde ise banka borçları olarak herhangi bir borç bakiyesinin bulunmadığı, şirket adına davacı veya davacı adına eşi ——— şirketin — hesabına masraflar için yapılan ödemeler olmak üzere ——-ödeme yapıldığı belirlenmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna itiraz etmesi ve yeni bir bilirkişiden rapor alınması talebinde bulunulması üzerine mahkememizce resen seçilen yeni bir bilirkişiden rapor alınmıştır.
—— tarafından hazırlanan raporda özetle; tarafların ortağı olduğu ——– kayıtlarının incelendiği, sermaye taahhüt hesabı alacağını oluşturan kayıtların dava dışı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu —— tarihi itibariye ödenmemiş sermaye tutarının bulunmadığı, tamamının ödenmiş olduğu, ortakların sermaye borcunun olmadığı, ödenmeyen sermaye payının geç ödenmesine, davacının davalı adına ödediğine ilişkin de somut bilgi, belge bulunmadığından davacının sermaye alacağına ilişkin ana para/faiz tahakkukunun gerçekleşmediğinden hesaplamanın yapılmadığı, dava dışı şirketin hesaplarında ortaklara gözüken borçlar yönünden, tarafların ortağı olduğu şirketin —— bilançosunda şirketin ortaklardan alacaklı olmadığı, tam tersine ortak veya ortaklara —– borçlu gözüktüğü, şirketin hangi ortağa borçlu olduğunun tespiti amacıyla ——- ortaklara borçlar hesabının detaylı, alt hesaplı tutulmadığından bu yönde bir tespite imkân vermediğinden, şirketin hangi ortağa ne kadar borçlu gözüktüğünün tespit edilemediği, davacı şirket ortağının şirket adına ödediği masrafları talebi yönünden; davacı şirket ortağının şirket adına yapmış olduğu masraflardan —– dava tarihinden sonra yapıldığından bu davada dikkate alınamayacağı, davacının, dava dışı şirketin tasfiye memuru olan eşinin şirket adına yaptığını iddia ettiği kadar masrafın şirkette kayıtlı alacak olarak görünmediği, kayıtlı olan alacağın da hangi ortağın alacağı olduğu tespit edilemediği, davacı ortak tarafından yapılan ödemeIerin, şirketin kiraları, kullandığı kredilere ilişkin bankalara yapılan ödemeler, tasfiye kararı sonrası tescil ilan masrafları gibi münhasıran şirketi ilgilendiren masraflar olduğu, dolayısıyla lehine masraf yapılan tüzel kişi olup borçlu durumda olan da şirket olduğu, şirkete borç veren ortağın şirketten alacaklı olduğu, tarafların ortak olduğu şirketin bir sermaye şirketi olduğu, şirket adına yapılacak olan harcamaları diğer ortağın ödeme yükümlülüğünün olmadığı, aynı zamanda dava dışı şirketin —– tarihinde tasfiyeye girdiği, davacı şirket ortağının gerek şirketin tasfiyesinden sonra gerek öncesinde yapmış olduğu harcamaların dava dışı tüzel kişi sermaye ——— ait olduğu, davacının şirket ortağı davalı adına yaptığı bir harcamaya rastlanmadığı, iş bu davada davacının davalıdan isteyebileceği bir alacağın bulunmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre; Davanın, dava dışı şirket ortağının şirket ana sözleşmesinde taahhüt ettiği sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesi ve davacı tarafından ödenen tüm ——– ödemelerin davalı diğer ortaktan faiziyle talebine ilişkin olduğu, ortakların şirkete sermaye koyma borcunu yerine getirip getirmediği, davacının dava dışı şirketten yada davalı ortaktan alacağının olup olmadığının tespiti için şirketin ticari defterleri üzerinde inceleme yapıldığı, dosyada alınan ilk rapora tarafların itirazı üzerine mahkememizce ——– rapor alındığı, alınan ikinci bilirkişi raporu denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan hükme esas alındığı, davacı ve davalı ortağın——— itibariye ödenmemiş sermaye tutarının bulunmadığı, tamamının ödenmiş olduğu, ödenmeyen sermaye payının geç ödenmesine, davacının davalı adına ödediğine ilişkin de somut bilgi, belge bulunmadığı, şirketin — bilançosunda ortaklara ——- borçlu gözüktüğü, ancak hangi ortağa ne kadar borçlu olduğunun tespit edilemediği, davacı ortak tarafından yapılan ödemeIerin, şirketin kiraları, kullandığı kredilere ilişkin bankalara yapılan ödemeler, tasfiye kararı sonrası tescil ilan masrafları gibi münhasıran şirketi ilgilendiren masraflar olduğu, dolayısıyla lehine masraf yapılan tüzel kişi olup borçlu durumda olan da şirket olduğu, şirkete borç veren ortağın şirketten alacaklı olduğu, tarafların ortak olduğu şirketin bir sermaye şirketi olduğu, şirket adına yapılacak olan harcamaları diğer ortağın ödeme yükümlülüğünün olmadığı, davacının şirket ortağı davalı adına yaptığı bir harcamaya rastlanmadığı, iş bu davada davacının davalıdan isteyebileceği bir alacağın bulunmadığı, davacı tarafça yapılan yargılama esnasından davanın takipsiz bırakıldığı, takipsiz bırakılan davayı davalı tarafın takip edeceğini bildirerek yenileme talebinde bulunması üzerine yargılamaya devam edildiği ve davacının davalıdan talep edebileceği bir alacağının olmadığının tespit edilmesi üzerine davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
1-Karar harcı 59,30 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.100,54 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.041,24 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 15.635,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2021