Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/371 E. 2020/435 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/371 Esas
KARAR NO : 2020/435

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/03/2016
KARAR TARİHİ : 24/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sürücü …’nin sevk ve idaresindeki motorsikleti ile seyir halinde iken davadışı sürücü —— sevk ve idaresindeki davalı … şirket nezdinde ZMMS bulunan —— plakalı kamyon ile çarpışması neticesinde müvekkilinin ağır yaralandığı, davalı şirket nezdinde ödeme yapıldı ise de miktarın oldukça düşük olduğunu, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 1000,00 TL maddi tazminatın avans faizi ile birlikte alınmasını talep etmektedir.
SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; —— plakalı aracın müvekkili şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, dava konusu somut olayda sigorta şirketinin sorumluluğunun araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, Adli Tıp kurumundan kusur ve maluliyet raporu alınması gerektiğini, Hazine Müsteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzman tarafından tazminatın hesaplanması ve kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatın mahsubunun gerektiği ile yasal faiz ile sorumlu olduklarını beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; HMK.nun 107 maddesi uyarınca çift taraflı trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle iş gücü kaybı zararının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı … dava sırasında vefat ettiğinden davacının mirasçılarına davetiye gönderilmiş, davacı mirasçılarının davaya devam etmesi üzerine yargılamaya devam edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığnıdan uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak, HMK.nun 142.maddesi kapsamında hak düşürücü süre ve zaman aşımı itiraz ve def’i yönünden davanın incelemesine geçilmiştir. Davalı taraf zamanaşımı definde bulunmuştur. Davaya konu trafik kazasının 28/04/2011 yılında meydana geldiği, davanın 30/03/2016 tarihinde açıldığı, 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından zamanaşımına yönelik itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça davamıza konu 28/04/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle kazaya karışan aracın ZMMS poliçesini düzenleyen davalı … şirketinden 12/01/2016 tarihinde 8.335,80 TL ödeme alındığı ancak alınan ödemenin yetersiz olduğu ve ödemenin yapıldığı tarihten sonra davacının maluliyetinin arttığı ileri sürülmüştür.
Davacıya ait hastane kayıtları, soruşturma dosyası, kazaya karışan araçların trafik tescil kayıtları, davalı … şirketi tarafından düzenlenen sigorta poliçesi ve hasar dosyası getirtilmiş, davacının ekonomik ve sosyal durumunun tespitine ilişkin araştırma yapılarak yazılar dosya içine alınmıştır.
—————-plakalı araç davalı … şirketi tarafından ——–vadeli ZMSS poliçesi ile sigortalanmıştır. Böylece davalı … şirketi sigortalamış olduğu aracın sürücüsünün ve işleteninin sorumluluğunu onların kusuru oranında üstlenmiştir.
Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan maluliyet raporunun incelenmesinde; davacının geçici iş göremezlik süresinin 6 aya kadar uzayabileceği, sürekli iş göremezlik oranının ise % 16 olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce tarafların kusur oranlarının belirlenmesi açısından trafik bilirkişisi ——–kusur raporu alınmıştır.
Kusur raporunun incelenmesinde; Davalı tarafa sigortalanmış olan aracın sürücüsü olayın meydana gelmesinde kusursuz olduğu, müteveffa davacı olayın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davacılar vekilinin kusur raporuna itiraz ettiği, mahkememizce alınan kusur raporu ile kaza tespit tutanağında belirlenen kusur oranları arasında çelişki bulunduğundan çelişkinin giderilmesi amacıyla ATK’dan rapor alınmıştır.
ATK tarafından düzenlenen kusur raporunda özetle; davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsü———- ve idaresindeki kamyonla seyri sırasında ters yönden gelip kavşağa giriş yapan davacı idaresindeki araca çarpması sonucu karıştığı olayda olayın oluş yeri ve oluş şekli itibariyle alacak bir önlemi olmadığı, ayrıca olayda etkinlik arzedecek herhangi bir trafik kuralı ihlali de olmadığından davalı tarafa sigortalı olan ——- plakalı kamyonun dava dışı sürücüsü —-kusursuz olduğu, davacı sürücü ….—– sevk ve idaresindeki tescilsiz motorsikletle seyri sırasında gayri nizami şekilde kavşağa trafik akışının ters yönünden girdiği, kavşağa girmeden önce ilk geçiş hakkını bölünmüş yol üzerinden gelmekte olan davalı taraf sürücüsü idaresindeki araca vermediğinden olayın meydana gelmesinde aslı ve tam kusurlu ( % 100) olduğu belirtilmiştir. Davacılar vekili ATK raporuna karşı itiraz dilekçesinde; raporun dosyayla uyumlu olmadığını, çelişkinin giderilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre somut olaya bakıldığında; —— tarihinde davacının maluliyetine yol açan olayda davacı müteveffa sürücü …’nin mahkememizce alınan ilk raporda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunun belirtildiği, kaza tespit tutanağında her iki sürücüye de kusur atfedildiğinden kaza tespit tutanağı ile mahkememizce trafik bilirkişisinden alınan rapor arasında çelişki bulunması nedeniyle çelişkinin giderilmesi amacıyla ATK’dan rapor alındığı, ATK tarafından düzenlenen raporda da kazanın meydana gelmesinde davacının % 100 kusurlu olduğunun belirlendiği, Savcılık aşamasında mağdur davacı şikayetçi olmadığından takipsizlik kararı verildiği, her ne kadar davacının maluliyeti bulunmuş olsa da davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığından onun sorumluluğunu üstlenen davalı … şirketinin sorumluluğuna gidilemeyeceği, başka bir anlatımla; davacının kendi kusurundan faydalanarak maddi tazminat talep edemeyeceği temel ilkesi gereğince davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
1-Karar harcı 54,40 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 25,20 TL’nin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan 150,TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihind——————–esaslara göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.