Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/331 E. 2018/835 K. 14.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2016/331
KARAR NO : 2018/835

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 22/03/2016
KARAR TARİHİ : 14/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin çelik konstrüksiyon alanında faaliyet gösterdiğini, fabrika, alışveriş merkezleri ve köprü projelerini başarıyla tamamlandığını, yurtiçi ve ihracat ağırlıklı olarak çalıştığını, şirketin borçlarının aktiflerinden fazla olduğunu, mevcut durum ve deliller ışığında şirketin iflasının ertelenmesine karar verilmesi gerektiğini, şirketin sunulan iyileştirme projesi çerçevesinde aktif ve pasif dengesizliğinin olumlu yönde düzelip borçların ödenebilir duruma geleceğini belirterek müvekkili şirketin borca batık olduğunun tespiti ile İİK madde 179 ve ilgili mevzuat gereği iflasının şimdilik 1 yıl süre ile ertelenmesine,.İİK madde 179/a gereğince müvekkil şirketin mal varlığının korunması için gerekli muhafaza tedbirlerinin alınmasına, İİK madde 179/b gereği iflasın ertelenmesi kararı ile birlikte müvekkili şirket aleyhine 6183 sayılı yasaya göre yapılan takipler de dahil olmak üzere müvekkili şirket aleyhine yapılmış her türlü icra takibinin ve iflas takibin durdurulması ve yeni takip yapılmasının engellenmesine, ihtiyati haciz, rehinin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak takiplerle satışların durdurulmasına, rehinin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ve yapılacak takiplerde muhafaza tedbirlerinin alınmamasına ve satış yapılmamasına, bankalara ve vergi dairelerine intikal eden hak, alacak ve mevduatlar üzerine ihtiyati haciz ve kesin haciz konulmamasına, müvekkil şirketin temsil ve ilzam yetkilerini aynen devam ettirebilmek için müvekkil şirkete kayyım atanmasına, İİK madde 179-a/3 gereğince kayyımın görev ve yetkilerinin ayrıntılı olarak belirlenmesine, yönetim ve karar işlemlerinin kayyım denetimine tabi olmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, İİK. 179 maddesince açılmış iflasın ertelenmesi talebine ilişkindir.
Yöntemine uygun duruşma açılmış taraf kanıtları toplanmıştır. Uyuşmazlık noktaları resen belirlenerek sonuca gidilmiştir.
TTK.nun 376-377 ve İİK.nun 179 ve devamı maddeleri uyarınca şirketlerin aktifleri borçlarını karşılamaya yetmediği takdirde yönetim kurulu bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur. Bu durumda şirketin doğrudan doğruya iflasına karar verilir. Ancak idare ve temsil ile yetkili kimseler ya da alacaklılardan biri şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak, iflasın ertelenmesini isteyebilir, mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa iflasın ertelenmesine karar verir. Bu yasal düzenleme çerçevesinde davacı vekili müvekkili şirketin borca batık halde olduğunu bildirmiş, sunduğu iyileştirme projesi uyarınca iflasının ertelenmesini talep etmiştir. İflasın ertelenmesi yönünde başvuru yapılması konusunda yönetim kurulu kararını ve iflasın ertelenmesi davasını açma yetkisini içeren vekaletnamesini dosyaya sunmuştur.
Davacı şirketin getirtilen sicil dosyasında şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde olduğu, İİK.nun 154.maddesi uyarınca davanın yetkili mahkemede açıldığı görülmüştür.
İflas erteleme talebi İİK.nun 179/a-2 maddesi uyarınca aynı Kanunun 166.maddesinde öngörülen usuller ile ilan edilmiş, davacı vekili davacı için iflas avansını ve iflas tebliğ giderlerini mahkeme veznesine depo etmiştir.
Yapılan ilanlar neticesinde davaya müdahale talebi ile başvuranların müdahale talepleri kabul edilerek davaya katılımları sağlanmıştır.
Mahkememizin 31/03/2016 tarihli kararı ile davacı tarafın ihtiyati tedbir ve kayyım atanması talepleri yerinde görülerek davacı şirkete kayyım atanmıştır. Kayyım şirketin gidişatı hakkında raporlarını ibraz etmiştir.
Yargılamanın devamında ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında davacı şirket ile hakim ortak ve yöneticileri bakımından 01/09/2016 tarih 29818/2 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili hükümleri uyarınca gerekli araştırmalar yapılmış, davacı şirket ve ortaklarının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya guruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu iddiasıyla adli soruşturma yürütülüp yürütülmediği hususu araştırılarak bu yönde bir tespit bulunmadığından ihtiyati tedbir kararının devamıyla yargılamaya devam olunmuştur.
İflasın ertelenmesi kararı verilebilmesi için 1.koşul borca batık olma halidir. Yani şirket aktiflerinin şirket borçlarını karşılamaya yetmemesi ve pasiflerin aktiflerden fazla olması gerekmektedir. TTK.nun 376.maddesi uyarınca düzenlenecek ara bilançonun aktiflerin, işletmenin devamı esası da gözetilerek gerçek piyasa değerlerine göre hazırlanması ve borca batıklığın buna göre belirlenmesi gerekmektedir. Davacı vekili tarafından kaydi değer ve satış değerleri bazında hazırlanmış bilanço dosyaya sunulmuştur. Davacı vekili tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rayiç değerler ve yapılan araştırma inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre borca batıklık bilançosunun hazırlanması gerekir. İflas ertelemenin amacı borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Bu da tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip aktiflerin pasifinden fazla olmasını ifade eder, gerek borca batıklık gerekse iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı noktasında teknik ve uzman bilirkişi heyetinden mahkememizce rapor alınmıştır. 17/06/2015 tarihli raporda davacı şirketin borca batık durumda olduğu ve sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı bir proje olarak değerlendirilemeyeceği, davacı şirketin iyileştirme projesinde sermaye artışı öngörmediği, şirketin mali durumu ve piyasa koşulları dikkate alındığında projenin somut, samimi ve gerçekçi tedbirler içermediği, davacı şirketin iyileşme ümidinin bulunmadığı ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin rapora itirazları ve sunduğu revize iyileştirme projesi doğrultusunda alınan 04/01/2017 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda da şirketin 31/12/2015 tarihi itibariyle borca batık olduğunun belirlendiği, davacı tarafça sunulan revize iyileştirme projesinin de şirketin mali durumu ve piyasa koşulları ile birlikte değerlendirildiğinde somut ve gerçekçi tedbirler içermediği, mali tablolarında açıklamayı gerektiren birçok husus olduğu, karlılık oranlarının düşük olup konulması düşünülen sermaye tutarının kaynağının açıklanamadığı, bankaların kredileri geri çağırdıklarına ilişkin iddianın ispatına yönelik hiçbir bilgi ve belge sunulmadığı, bu haliyle projenin gerçekleştirilebilir bir proje olarak nitelendirilemeyeceği ifade edilmiştir.
Davacı vekili alınan ek rapora da itirazlarını bildirir 08/02/2017 tarihli dilekçesini sunmuş, projede belirtilen sermaye arttırımının ne şekilde yapılacağını dilekçesinde açıklamıştır. Bilirkişi heyetinden 2.kez 10/01/2018 tarihli ek rapor alınmış, bu raporda şirketin borca batık durumda olduğu bir kez daha tespit edildikten sonra ilk ek rapordaki görüşlerin tekrar edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında davacı vekilinin sunduğu itirazların ve dilekçesinde belirttiği rakamsal verilerin kayyım 20 ve 21 nolu raporları ile birlikte denetlenerek iflas erteleme davalarının özelliği gereği şirketin güncel durumunun belirlenmesi bakımından daha önce görevlendirilen bilirkişi heyetinden şirketin son bilanço tarihi itibariyle rayiç değerleri de saptanmak suretiyle borca batıklığın hangi aşamada olduğu, iyileştirme projesinin davanın açıldığı tarihten bu yana uygulanırlık durumunun belirlenmesi ve bu kapsamda ciddi ve inandırıcı olma hususu değerlendirilerek rapor düzenlenmesi için dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, alınan 31/08/2018 tarihli 3.heyet raporunda da davacı şirketin 28/02/2018 tarihi itibariyle aktiflerinin satış değerleri esas alınmak suretiyle düzenlenen ara bilançosuna göre 362.044,54 TL.tutarında borca batık durumda olduğu, bu tutarın üzerine davacı tarafından işletmede kayıtlarda bulunmayan 3.262.400,00 TL.nin eklenmesiyle borca batıklık tutarının 3.624.444,54 TL.olarak hesaplandığı, muhasebe kayıtlarının usulüne uygun şekilde tutulmadığı, izaha muhtaç olduğu, 28/02/2018 tarihi itibariyle davacı şirket ortaklarının halen ödenmemiş sermaye borcunun mevcut olduğu, mevcut sermaye arttırımın yeterli olmayıp, şirket ortaklarının acilen sermaye arttırımına gitmesi gerektiği, davacı şirketin mevcut satış tablosu incelendiğinde 28/02/2018 tarihi itibariyle kısa ve uzun vadeli borçlarını ödeme gücünün zayıf olduğu, iyileştirme projesinde öngörülen satış şartları yanı sıra borç yapılandırmalarının yetersiz olduğu, projede öngörülen satış hedeflerinin gerisinde kalındığı hususları bir arada değerlendirildiğinde projenin ciddi ve inandırıcı olmak koşulunu sağlamadığı belirtilmiştir.
Kayyım tarafından sunulan 29 no.lu raporda şirketin 2018 yılı ilk 8 aylık döneminde şirket esas faaliyetlerinden dolayı zarar ettiği, iyileştirme projesinde yer alan hedeflerin oldukça gerisinde kaldığı, iflas erteleme süreci boyunca talep edilmesine rağmen stokların gerçek değerinin mali tablolara yansıtılmadığı, cari hesap mutabakatlarının tamamlanmadığı, yapılandırılan borç miktarının yetersiz olup, bu yapılandırmalar uyarınca düzenli ödeme yapılmadığı, son bir ay içinde davacı şirketin hiçbir alacaklıya protokol kapsamında ödeme yapmadığı, mevcut koşullarda iyileştirme projesini gerçekleştirip borca batıklıktan çıkmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Davacı taraf mahkememizde dava açarken şirketin borca batık durumda olduğunu, sunulan iyileştirme projesi uyarınca bu durumdan kurtulacaklarını beyan ederek iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuş ise de gerek bilirkişi raporları gerekse sunulan kayyım raporlarıyla davacı şirketin davanın açıldığı tarihten bu yana borca batıklığının sürdüğü, buna karşılık sunulan iyileştirme projesinin uygulanabilir ciddi ve inandırıcı nitelikte olmadığı belirlenmiştir. Davacı vekili son duruşmada müvekkili şirketin sermaye arttırımı için karar alacağını, bunun için süre verilmesini talep etmiş ise de bu hususun alınan kök ve ek raporlar yanı sıra kayyım tarafından yargılama boyunca sunulan raporlarda eksiklik olarak bildirilmiş olmasına rağmen gelinen aşamaya kadar bu yönde karar alınmamış olması karşısında talebin yargılamayı uzatmaya matuf olduğu kabul edilerek bu hali ile davacı yönünden iflas ertelemenin şartlarının mevcut olmadığı mahkememizce kabul edilmiş, dosya kapsamındaki tüm deliller bir arada değerlendirilerek davacı şirket için iflasın ertelenmesi yönündeki talebin koşullarının oluşmadığının kabulü ile bu istemin reddine , borca batık durumdaki davacının iflasına karar verilerek aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ——————- sicil nosunda kayıtlı————————— LİMİTED ŞİRKETİNİN ——– saat 15:41 itibariyle İFLASINA,
2-Mahkememizin ——————————- tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına,
3-İflas kararının derhal İstanbul Anadolu————————-. İcra Müdürlüğüne bildirilmesine,
4-İflas avans ve tebligat giderlerinin iflas müdürlüğüne aktarılmasına,
5-Karar harcı 35,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29.20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili, davacı şirket yetkilisi ile hazır bulunan müdahil vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.