Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/206 E. 2018/529 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/206 Esas
KARAR NO : 2018/529

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2016
KARAR TARİHİ : 21/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekili; müvekkilinin davalı için yapmış olduğu kapı montajı işine karşılık 2 adet fatura düzenlediğini, ancak davalının fatura bedellerini ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İcra takibinde 5.910,44 TL asıl alacak ve 659,00 TL işlemiş faiz talep edildiği, davalının borcun tamamına itiraz ettiği, dava dilekçesinde itirazın iptalinin talep edildiği, ancak harca esas değer olarak asıl alacak tutarının gösterilmiş olduğu görülmekle, davacı vekilinden HMK 31.maddesi uyarınca açıklamada bulunması talep edilmiş, davacı vekili 27/10/2016 tarihli duruşmada takibe kadar işlemiş faiz talepleri olmadığını beyan etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili; taraflar arasında akdedilen 16/11/2013 tarihli sözleşme uyarınca davacının 135 adet kapı montajı işini üstlendiğini, ancak dava dışı iş sahibinin projeyi bir süre durdurması nedeniyle işlerin askıda kaldığını, davacının durumu bilmesine ve işi tamamlamamış olmasına rağmen sözleşme bedeli alacağın tamamına ilişkin fatura düzenlediğini ve haksız takibi başlattığını, daha sonra iş sahibinin işi devam ettirme kararı alması üzerine davalıya ihtarname gönderilerek eksik işlerin tamamlanmasının talep edildiğini, ancak davacının olumlu cevap vermediğini, davacının hem eksik hem ayıplı işleri nedeniyle mahsup talepleri olduğunu, dava konusu faturaların müvekkiline gönderilmediğni ve müvekkili kayıtlarında olmadığını savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmak suretiyle bilirkişi raporu alınmıştır.
İcra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında 02/06/2015 tarihinde, 2 adet faturaya dayalı olarak 5.910,44 TL asıl alacak ve 659,00 TL işlemiş faiz üzerinden icra takibi başlattığı görülmüş, yetkili icra müdürlüğünce ödeme emrinin davalıya tebliğine ilişkin belgeye rastlanılmadığından icra müdürlüğünden tebligat parçasının bir suretinin gönderilmesi veya tebliğ tarihini gösteren PTT çıktısının gönderilmesi bir kaç kez talep edilmiş, ancak icra müdürlüğünce tebligatın………. dışı hazırlandığı ve bir suretinin temin edilemediği bildirildiğinden itirazın süresinde olup olmadığı tespit edilememiştir, ancak taraflarca itirazın süresinde olmadığı yönünde itiraz olmadığından süresinde kabul edilmiş, iş bu davanın da yasal sürede açılmış olduğu görülmüştür.
Taraflar arasında akdedilen ‘taşeron sözleşmesi’ başlıklı 16/11/2013 tarihli sözleşme incelendiğinde, işin bitim tarihinin 15.01.2014 olduğunun, konusunun 135 adet kapı montajı olduğunun, iş bedelinin 60.750 TL+KDV olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Yine davalı tarafça sunulan ‘iş bitirme ve teslim belgesi’ başlıklı belgeye göre ….. adet kapı teslimi işinin 13/11/2015 tarihinde bitirildiğinin belirtildiği ve davalı adına bu belgenin düzenlendiği görülmüştür.
Dosya içinde yer alan mali müşavir tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle;tarafların ticari defter kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle 5.911,48 TL alacaklı olduğu,davacının dava konusu faturalar da dahil olmak üzere toplam 8 adet hakediş faturası düzenlemiş olduğu, tüm faturaların her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili rapor doğrultusunda karar verilmesini istemiş, davalı vekili faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı yönündeki beyanın sehven belirtildiğini, faturaların kesilmiş olmasının hizmetin verildiğini ispatlamayacağını belirterek işverenden eksik işlerin ne şekilde tamamlandığının sorulmasını, tanıklarının dinlenilmesini ve hukukçu bilirkişiden rapor alınmasını istemiştir.
Dava, eser sözleşmesi uyarınca düzenlenen 2 adet faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Eser sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda akdî ilişkinin varlığı ile yapılıp teslim edilen işleri kanıtlama yükümlülüğü yükleniciye, ödemeleri ispat yükümlülüğü ise iş sahibine aittir.Somut olayda davalı iş sahibi taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca tüm işin tamamlanmadığını, bazı işlerin de ayıplı yapıldığını, dava konusu faturalara konu montaj işinin hiç yapılmadığını,bu faturaların müvekkiline gönderilmediğini ve ticari kayıtlarına alınmadığını, davacının sözleşme bedeli kadar fatura düzenlemekte haksız olduğunu savunmuştur. Davacı ise dava konusu faturaların bu sözleşme uyarınca değil, sözleşme konusu işin yapımından sonra yaptırılan başkaca işlere ilişkin olduğunu ileri sürmüştür.
Her iki tarafın da kabulünde olan 16/11/2013 tarihli sözleşme uyarınca davacının 135 adet kapı montajı işine karşılık, davalı 60.750,00 TL+KDV ödeme yapacaktır. Ancak bilirkişi raporu ile davacının davalı adına 8 adet toplam 100.265,48 TL bedelli fatura düzenlemiş olduğu ve tüm faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla davacının yazılı sözleşmede belirlenen bedelin çok üzerinde bir bedele tekabül eden faturalar düzenlediği görülmektedir. Dolayısıyla dava konusu faturaların mutlaka 16/11/2013 tarihli sözleşme kapsamında düzenlendiği söylenemez. Kaldı ki aksi kabul edilse bile dava konusu faturaların davalı iş sahibinin ticari defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle davacı yüklenici dava konusu faturalara konu işi yapıp teslim etmiş olduğunu ispat etmiş sayılmalıdır(Emsal: Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 18/01/2017 tarihli 2015/6172 E., 2017/219 K. sayılı kararı; 30/05/2016 tarihli 2016/944 E., 2016/3009 K. sayılı kararı). Davalı tarafça ileri sürülen ayıp savunmasının ise doğrudan dava konusu faturalara ilişkin olmaması(diğer işlere ilişkin olması) ve ayıba yönelik herhangi bir delil sunulmaması(tanık beyanının ayıbın ispatı için yeterli olmaması) dikkate alınarak ayıp savunmasına ve mahsup talebine de itibar edilmemiştir. Alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebi de haklı görülmüştür. Açıklanan nedenlerle davanın sübuta erdiği kabul edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının İstanbul Anadolu……….İcra Müdürlüğü’nün 2015/16729 Esas sayılı takip dosyasında asıl alacağa yönelik yapmış olduğu itirazın İPTALİNE, takibin 5.910,44 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 5.910,44 TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gereken 403,74 TL karar harcından başlangıçta yatırılan 100,94 TL harcın mahsubu ile 302,80 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davacı tarafça yatırılan 100,94 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 34.25 TL ilk dava masrafı, 123,00 TL tebligat ve müzekkere gideri,800 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 957.25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan …… uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.