Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/20 E. 2018/32 K. 17.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2016/20
KARAR NO : 2018/32

DAVA : Genel Kurul Kararlarının Yokluğunun ve Hükümsüzlüğünün Tespiti
KARAR TARİHİ : 17/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararlarının Yokluğunun ve Hükümsüzlüğünün Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %20 oranında pay sahibi ortağı ve aynı zamanda yönetim kurulu başkanı olduğunu, şirket sicil kayıtlarının incelenmesi ile kayıtlarda mevcut 21/05/2015 tarihli Genel Kurul kararlarının imza silsilesinde hazır bulunanlar listesinden başlayarak Genel Kurul Karar tutanakları dahil olmak üzere bozulmalar olduğunu, taklit imza kullanılarak belge düzenlendiğini, şirketin, şirket ortaklarının ve 3.şahısların leh ve aleyhine sonuç doğuracak herhangi bir işlemin gerçekleşmediğinin belirlendiğini, 21/05/2015 tarihinde kabul edilen 27/05/2015 tarihinde tescil ve 02/06/2016 tarihinde yayınlanan kararın kendisinin ve diğer ortakların iradesini yansıtmadığını, belirterek batıl nitelikteki bu genel kurul kararlarının yok hükmünde sayılması ve hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; davalı şirketin 21/05/2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunun ve hükümsüzlüğünün tespiti istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 13/07/2016 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Davacının davalı şirketi temsile tek yetkili ve aynı zamanda yönetim kurulu başkanı olduğu anlaşılmakla menfaat uyuşmazlığı bulunduğundan davalı şirketi yargılama boyunca mahkememizde temsil etmek üzere kayyım olarak resen …’ün atanmasına karar verilmiş, taraf teşkili bu şekilde sağlanmıştır.
Davalı şirkete ait sicil dosyası getirtilmiş, şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı belirlenmiştir.
Davacı taraf mahkememizde açtığı davada müvekkilinin 21/05/2015 günlü genel kurul toplantısına katılmadığı halde hazerun cetvelinde katılmış gibi gösterildiğini, bu tarihte yapılmış bir genel kurul toplantısı olmadığını, genel kurul toplantı tutanağında ve hazerun cetvelindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını ileri sürmüştür.
Davalı şirketin 21/05/2015 tarihli …….. yıllarına ait olağan genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinden şirket merkezinde şirket hissedarlarının tamamının asaleten katılımıyla çağrısız olarak toplandığının belirtildiği tüm kararların oy birliğiyle alındığı, tutanağın genel kurul toplantı başkanı olarak seçilen davacı ve oy toplayıcı-katip olarak seçilen dava dışı … tarafından imzalandığı, genel kurul toplantısının hazerun cetvelinde de tüm ortakların imzasının bulunduğu görülmüştür.
Davacı taraf, gerek genel kurul toplantı tutanağı gerekse hazerun cetvelindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını ileri sürdüğünden davacıyla birlikte hazerun cetvelinde adı geçen dava dışı diğer ortakların beyanları alınarak tutulan ………. tarihli tutanak dosya içine konulmuştur. Katılan ortakların tümü ……. tarihli olağan genel kurul toplantısı hazerun cetvelinde kendileri adına atfen atılan imzaların sahte olduğunu beyan ve imza etmişlerdir.
Toplanan deliller ve tatbik imzalar uyarınca alınan ilk raporda 21/05/2015 tarihli genel kurul toplantısı hazerun cetvelinde mevcut davacı ve dava dışı …’na ait imzaların bu şahısların eli ürünü olduğu, diğer ortaklar adına atılan imzaların ise sahte olduğu belirlenmiştir. Bilirkişiden alınan 14/09/2017 tarihli ek raporda aynı yöndedir. Bilirkişinin dava konusu olan 21/05/2015 tarihli genel kurul tutanağındaki imzaları kök ve ek raporda incelemediği anlaşılmakla dosya bir kez daha aynı bilirkişiye tevdi edilmiş, bu kez alınan 09/11/2017 tarihli raporda söz konusu genel kurul toplantı tutanağında mevcut davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir.
Alınan raporlar uyarınca davalı şirketin 21/05/2015 tarihli genel kurul toplantı tutanağında davacı ismi altında atılan imzanın davacıya ait olmadığı, hazerun cetvelindeki imza davacıya ait olmakla birlikte diğer ortaklar adına atılan imzaların dava dışı ortaklara ait olmadığı belirlenmiş, bu itibarla davacının davasında haklı olduğunun kabulüyle 21/05/2015 tarihli genel kurulda alınan kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti ile bu nedenle hükümsüzlüğüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE, davalı şirketin …… tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olması nedeniyle hükümsüzlüğüne,
2-Karar harcı 35,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 34,25 TL ilk masraf, TL tebligat ve müzekkere gideri ve kayyım ücreti toplamı 1.905,50 TL. olmak üzere toplam 1.939,75 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.