Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/187 E. 2018/928 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/187 Esas
KARAR NO : 2018/928

DAVA : İtirazın İptali (Sözleşmeden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 17/02/2016
KARAR TARİHİ : 18/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Sözleşmeden Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında davalının işlettiği——de video fotoğraf çekimi ve barkovizyon sunumu gibi tüm görüntü hizmetlerinin yapımını kapsayan bir 21.01.2011 tarihli sözleşme imzalandığını, davalı ile müvekkili arasındaki sözleşme uyarınca davalının müvekkiline 3 yıl içinde 110 adet kamera ve fotoğraf çekim organizasyonu taahhüt ettiğini, müvekkilinin de bunun karşılığında davalıya 75.000,00 TL ödeme yaptığını, ancak davalı ile müvekkili arasında tutulan 03.10.2013 tarihli tutanağa göre bu tarihe kadar müvekkiline 82 adet kamera ve 87 adet fotoğraf çekimi hakkı tanındığını, sözleşmenin sona erdiğini, 21/01/2014 tarihine kadar da başkaca kamera ve fotoğraf çekim hakkı tanınmadığını, davalının müvekkiline kullandırmadığı 23 fotoğraf 28 kamera çekim hakkı için müvekkilinden fazla ve haksız bedel tahsil edildiğini, bedeli alınan ancak kullandırılmayan 23 fotoğraf ve 28 kamera çekiminin bedeli olan 20.000,00 TL tahsili için İstanbul Anadolu ———-İcra müdürlüğünün 2016/1287 esas sayılı dosyasından icra takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini dava etmiştir.
SAVUNMA:
Dava dilekçesinin davalı 03/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 23/03/2016 tarihinde cevap süresinin uzatılmasını talep ettiği, Mahkememizin 24/03/2016 tarihli ara kararında davalının 2 haftalık süre geçtikten sonra cevap süresinin uzatılmasını talep ettiğinden bu talebinin reddine karar verildiği, davalı vekilinin 2 nolu celsede müvekkili şirketin ticaret sicildeki adresine tebligat yapılmadığını, muhtarlığa tebligat yapıldığını, bu nedenle tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürmüş olsa ve davalıya yapılan ilk tebligatın usulsüz olduğunu kabul etsek bile davalı vekili mahkememize sunduğu 23/03/2016 tarihli dilekçesinde dava dilekçesinden haberdar olduğunun anlaşıldığı, zira cevap uzatım süresi talep ettiği, bu tarihten sonra davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamış olduğundan davalıya yeniden süre verilmesine gerek görülmemiştir.
Davalı vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça dosyaya ibraz edilen sözleşmenin 2.7 maddesine göre müvekkili şirketin toplam 110 kamera ve fotoğraf çekimi organizasyonu taahhüt ettiğini, müvekkili şirketin bu taahüdünü eksiksiz yerine getirdiğini ve davacıya 82 adet kamera ve 87 adet resim çekimi imkanı verdiğini, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen 06.10.2013 tarihli sözleşme başlıklı belge ile sabit olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, sözleşmenin 3.2 maddesine göre davacı şirket tarafından müvekkili şirkete verilmesi taahhüt edilen 15.000,00 TL miktarındaki 30.06.2011 vade tarihli çek ve 10.000,00 TL miktarındaki 30.07.2011 vade tarihli çek bedellerinin müvekkili şirket tarafından tahsil edilmediğini, davacının hesaplaması doğru kabul edilse bile müvekkili şirketin borçlu değil 5.000,00 TL alacaklı olduğunu, bu nedenle davanın reddini, takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; …nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır. Davalı vekili 16/02/2017 tarihli duruşmadaki beyanında zamanaşımı definde bulunmuş ancak davalı taraf süresinde cevap dilekçesi sunmadığından zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünün ———–sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine sözleşme alacağına dayalı 20.000,00 TL asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişiden alınan raporda özetle; davalı şirketin incelenen ticari defterlerine göre, davacı şirkete ait her hangi bir kayda rastlanmadığı, ancak davalı şirketin cevap dilekçesinden, ticari ilişkinin davalının da kabulünde olduğu, davacı vekili tarafından sunulan 02.03.2017 tarihli dilekçe ekinde, davacı tarafından ————hitaben düzenlenen 10.06.2011 vadeli 15.000,00 TL ve 05.06.2011 vadeli 10.000,00 TL tutarında iki adet senet fotokopisinin dosyaya sunulduğu görülmüş olup, davalı şirket vekili tarafından yukarıdaki senet bedellerinin tahsil edilemediği beyan edilmiş olup, davacı vekili tarafından senet bedellerinin ödendiği beyan edildiğinden, bu durumda senet asıllarının dosyaya ibraz edilmesi gerektiği, senet asıllarının davacı şirket tarafından ibrazı halinde, bu durumun senet bedellerinin ödendiğine karine teşkil edeceği, senet asıllarının davalı tarafından ibrazı halinde ise senet bedellerinin ödenmediğine karine teşkil edeceği düşünülmekle birlikte, bu durum hukuki değerlendirmeler içerdiğinden, bu konuda takdir ve yorumun tamamen Sayın Mahkemeye ait olduğu, senet asıllarının tesliminden sonra, ayrıca, dava konusu olay kamera ve fotoğraf çekim organizasyonuna dayandığından, davacının takipte istediği tutarın tam olarak belirlenebilmesi için dosyaya kamera ve fotoğraf çekimi konusunda uzman bir bilirkişinin eklenmesi gerektiği düşünülmekle birlikte, bu konuda takdir ve yorumun Sayın Mahkemenize ait olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili; taraflar arasında dava konusu alacak verecek dışında başka bir hukuki ilişki bulunmadığını, senetlerin sözleşme gereği davalı tarafa verildiğini, senette yazılı tutarların sözleşmede yazılı bedellerle birebir uyuştuğunu, senetlerin ödenerek davalıdan alındığını, müvekkilinin senetleri yırttığını, bu hususun da senet bedellerinin ödendiği anlamına geldiğini belirtmiştir.
Davalı vekili ise; söz konusu senetlerin davacı tarafa verilen borç karşılığında alındığını, sözleşme nedeniyle alınmadığını, bunu davacının ispatlaması gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce davacı taraf sözleşmede 110 adet kamera ve 110 adet foto çekimi olmak üzere toplam 220 adet kamera ve foto çekimi hizmeti için davalı tarafla sözleşme yaptığını iddia ettiğinden sözleşme tarihi, sözleşme süresi ve sözleşme bedeli gözetilerek o tarihlerde bir organizasyon için kamera ve fotoğraf çekiminin ortalama ücreti, sözleşme bedelinin davacı tarafın iddiasıyla mı, yoksa davalı tarafın savunması doğrultusunda toplam 110 adet kamera ve fotoğraf çekimi ile mi uyumlu olduğu, ayrıca davacıya toplam 82 adet kamera ve 87 adet fotoğraf çekimi hakkı tanınması sabit olduğundan yine takdiri mahkememize ait olmak üzere davacı tarafın iddia ettiği gibi 110 adet kamera ve ayrıca 110 adet fotoğraf çekimi hakkı olduğu olasılığı dikkate alınarak bakiye kamera ve fotoğraf çekim hakkı bedelinin hesaplanması hususlarının değerlendirilmesi açısından fotoğraf ve kamera çekimi hakkında fotoğrafçı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Fotoğrafçı bilirkişi raporunda; sözleşmede “110 adet kamera(video) ve fotoğraf çekim organizasyonu taahhüt eder” ibaresinin, yapılacak işin sayısal olarak tanımlanmasında yetersiz kaldığı, sözleşmenin süre olarak veya toplam iş hacmi ile sona ereceğine dair maddenin hizmet bedeli göz önünde bulundurulduğunda sözleşmenin 110 video + 110 fotoğraf çekimi olmak üzere toplam 220 adet çalışma olacağı kanaatini uyandırdığı, 110 adet video + 110 adet fotoğraf olmak üzere 220 çekimi kira bedeli olarak belirtilen 75.000,00 TL ye bölündüğünde; 75.000,00 TL/220=340,90 TL (birim çekim bedeli), davalının 83 adet video+87 adet fotoğraf çekimi = 169 adet çekim gerçekleştirdiği, bakiye 51 adet çekim hakkı kaldığı, 51 x 340,90 TL = 17.385,90 TL geçen yıllar için ortalama % 40 oranında fiyat farkı uygulanacağı, 2018 yılı için 17.385,90 TL + % 40 = 24.340,26 TL olması gerektiği belirtilmiştir.
Davalı vekili rapora karşı beyan dilekçesinde; sözleşmede toplam taahhüt edilen kamera ve fotoğraf çekiminin toplam 110 adet olduğunu, raporun sonuç kısmında maddi gerekçe belirtilmediğini, ek rapor alınmasını, itirazlar kabul edilmeyecek olsa dahi alacak yargılamayı gerektirdiğinden inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; taraflar arasında 21.01.2011 tarihli yazılı sözleşme bulunduğu, bu sözleşmeye iki tarafın da itirazı bulunmadığı, iş bu Sözleşmenin 2/7 maddesine göre; 110 adet kamera ve fotoğraf çekim organizasyonunun taahhüt edildiği, sözleşmenin Fiyat ve ödeme koşulları başlıklı 3. maddesinde; yüklenicinin ( davacı ) yıllık kira bedeli olarak işverene ( davalı ) 75.000,00 TL ödemeyi taahhüt ettiği, yüklenicinin 21.01.2011 tarihine kadar peşinat olarak 50.000,00 TL işverene 05.02.2011 vadeli senet olarak teslim ettiği, geriye kalan 15.000,00 TL’nin 30.06.2011 vadeli çek ve 10.000,00 TL 30.07.2011 vadeli çek ile ödeme yapmayı taahhüt ettiği ve sözleşmenin süresinin imza tarihinden itibaren 3 yıl olduğunun kararlaştırıldığı, her ne kadar davalı vekilinin davacı tarafından sunulan keşideci …, lehtarı ———— olan, 10/06/2011 ödeme tarihli, 15.000,00 TL bedelli bononun ve keşideci …, lehtarı — olan, 05/06/2011 ödeme tarihli, 10.000,00 TL bedelli bonoların taraflar arasındaki başka bir hukuki ilişki nedeniyle verildiğini, dava konusu sözleşme gereğince verilmediğini ileri sürmüş olsa da senetlerin miktarları ve ödeme tarihlerinin sözleşmede belirtilen bedel ve tarihlerle uyumlu olduğu, senet bedellerinin ödendiği ve davalı şirket yetkilisine verildiği hususunda zaten bir uyuşmazlık olmadığı, dolayısıyla sözleşme bedelinin davacı tarafından davalıya ödendiğinin anlaşıldığı, tarafların isim ve imzasına havi 06.10.2013 tarihli sözleşmeye göre, 2011, 2012 ve 2013 yılında yapılan fotoğraf çekimlerinde karşılıklı yapılan sözleşme sonucunda 82 adet camera ve 87 resim çekiminin gerçekleştirildiği hususunun imza altına alındığı, burada davalı vekilinin toplam kamera ve fotoğraf çekimi toplamının 110 adet olduğunu beyan ettiği, ancak hem davalıya toplamda 169 adet fotoğraf ve kamera çekimi yapılması hem de alınan fotoğrafçı raporunda da belirtildiği gibi sözleşmenin süre olarak veya toplam iş hacmi ile sona ereceğine dair maddenin hizmet bedeli göz önünde bulundurulduğunda sözleşmenin 110 video + 110 fotoğraf çekimi olmak üzere toplam 220 adet çalışma olacağı kanaatini uyandırdığı, zira toplam 110 adet fotoğraf ve kamera çekimi olsaydı davacıya fazladan verilen hizmet için bu zamana kadar davalı tarafından talepte bulunulmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, raporda hesaplandığı şekilde 110 adet video + 110 adet fotoğraf olmak üzere 220 çekimi kira bedeli olarak belirtilen 75.000,00 TL ye bölündüğünde; 75.000,00 TL/220=340,90 TL (birim çekim bedeli), davalının 83 adet video+87 adet fotoğraf çekimi = 169 adet çekim gerçekleştirdiği, bakiye 51 adet çekim hakkı kaldığı, 51 x 340,90 TL = 17.385,90 TL olarak belirtildiği, yapılan bu hesaplamanın gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alındığı, bilirkişinin hesabın sonuç kısmında hesaplanan bu bedele % 40 fiyat farkı uygulamasının uygun görülmediği, sonuç olarak davacının taraflar arasındaki sözleşme kapsamında almadığı anca bedelini ödediği hizmet karşılığı 17.385,90 TL istemekte haklı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul Anadolu ———- İcra Müdürlüğünün 2016/1287 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 17.385,90 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 10,50 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, alacak likit olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin reddine, yine davacı takip başlatmak haksız ve kötüniyetli olmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğünün 2016/1287 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 17.385,90 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 10,50 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmadığından davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin reddine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Alınması gerekli 1.187,63 TL karar harcından başlangıçta yatırılan 241,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 946,08 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 29,20 TL başvurma, 241,55 TL peşin harç olmak üzere toplam 270,75 TL harcın davalıdan taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 210,60 TL tebligat ve müzekkere gideri ve 1.000,00 TL (2 bilirkişi raporu) olmak üzere toplam 1.210,60 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 1.052,37 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı şirket tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan ———— uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —– uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.