Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1327 E. 2018/471 K. 29.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1327 Esas
KARAR NO : 2018/471

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2016
KARAR TARİHİ : 29/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin “……… (portakal çeşitleri) ……………İşlenmiz İçme suyu,……… lerin satış, dağıtım ve pazarlamasını yaptığını, müvekkili şirket tarafından davalı borçlu şirket aleyhine İstanbul Anadolu ………İcra Müdürlüğü’nün 2016/25252 esas sayılı dosyasından toplam 9.168,78 TL üzerinden faturaya dayalı vadesi geçmiş cari hesap borcundan dolayı ilamsız icra takibi açıldığını, davalı/borçlu vekili tarafından yapılan itirazlar üzerine takip durduğunu, davalı borçlu tarafından açılan icra takibine karşı itiraz dilekçesi ile takip konusu borca ve ferilerine herhangi bir borcun olmadığını ileri sürülerek itiraz edildiğini, davalı borçlunun itirazının yersiz ve haksız olduğunu, itirazın iptalinin gerektiğini, dava konusu 9.168,78 TL alacağının icra takibi tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı borçludan tahsilini, kötüniyetli ve icra takibini sürüncemede bırakmaya yönelik itiraz nedeniyle davalı borçlunun icra takibi ve dava konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı şirkete dava dilekçesinin tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşıldı.
Davalı şirket yetkilisi ilk celse beyanında; “Bende icra dosyasına itirazlarımı sunmuştum, biz davacıdan kola satın alıyorduk, davacı bize kolaları teslim ediyordu, ancak makine onlara aitti, makinede gaz olmadığı zaman kola bardaklara doldurulamıyor, bu cihazın çalışmasını sağlamakla görevli olan davacı şirkettir, davacı şirket bize malı teslim etti ancak bu makine çalışmadığından biz ürünleri kullanamadık, ben davacıya makinenin çalışmadığını, ürünleri satamadığımı buna bir çözüm bulmalarını istediğimi söyledim ancak davacı şirket makinenin çalışmasına yönelik herhangi bir girişimde bulunmadı ve mallar elimde kaldı, ben bir kısım ödeme yapmıştım, ancak ne kadar borcum kaldığını bilemiyorum, davacı tarafla anlaşmak isterim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı vekili ise bu beyana karşılık; “sulh olma imkanımız yoktur. Davalı malı aldığını, malların kendisine teslim edildiğini açıkça kabul etmektedir, dosya borcunu kabul etmektedir, bu aşamada davalı şirket yetkilisinin malın tesliminden başka beyanlarını kabul etmiyoruz, savunmayı genişletme yasağına tabirdir, ara buluculuk talebimiz bulunmamaktadır” demiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır.
Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında fatura alacağına dayalı olarak 9.168,78 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, davalının yasal sürede borca itiraz ettiği, iş bu davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle; davalının ticari defterlerini sunmadığı, davacının e defter uygulamasına geçtiği, 2016 yılı e defterlerinin beratları süresinde yapıldığı, 2016 yılı yevmiye ve kebir ticari defterlerinin açılış ve kapanış e-beratlarınm süresi içinde yapılmış olduğu, davacı şirkete ait 2016 yılına ait envanter defterinin açılış tasdiklerinin zamanında (kullanılmaya başlamadan önce) yaptırılmış olduğu (TTK. Md.64-65), 2016 dönemi ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olabileceği, faturaların davacı tarafın yevmiye defterlerinde kayıtlı oldukları ve takip tarihinde davacı defterlerinde davalıdan 9.168,78 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili rapora karşı beyanında; alacaklarının raporla da teyit edildiğin, davanın kabulünü talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı vekiline dava konusu olan tüm irsaliyeli faturaları sunmak üzere ve irsaliyeli faturalarda teslim alan kısımdaki imzalar kısmında beyanda bulunması için süre verilmiştir.
Davacı vekili dava konusu irsaliyeli fatura asıllarını dosyaya sunmuş ve yapılan incelemesinde; …………. nolu irsaliyeli fatura dışında diğer faturalarda teslim alan kısmında imza bulunmadığı görülmüştür.
Davacı vekili 14/02/2018 tarihli beyan dilekçesinde; irsaliyeli faturalardaki teslim alan bölümünde yer alan imzaların davalı şirket çalışanı ve yetkilisine ait olmadığını beyan etmiştir.
Davacı tarafından 27/06/2016 tarihli ve……… irsaliyeli faturada (iş bu fatura numarası bilirkişi raporunda fatura no: ……………. olarak belirtilmiştir) teslim alan kısmında isim ve imza bulunduğundan davalı şirkete isticvap davetiyesi tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı adına duruşmaya katılan olmamıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacının faturaya dayalı icra takibinde bulunduğu, davalı tarafın icra dosyasında borca itirazda bulunduğu, Mahkememizce tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına ilişkin ara karar kurulduğu, davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen davalı şirketin defterlerini ibraz etmediği, yalnızca davacı defterleri üzerinde inceleme yapıldığı, davacı defterlerine göre davalıdan 9.168,76 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından sunulan irsaliyeli faturalardan yalnızca . ……nolu 1.646,65 TL bedelli faturada (iş bu fatura numarası bilirkişi raporunda fatura no: …… olarak belirtilmiştir) teslim alan kısmında imza bulunduğundan davalı şirkete bu irsaliye fatura yönünden isticvap davetiyesi gönderildiği, davalı taraftan duruşmaya katılan olmadığı, dolayısıyla davalı tarafın……… nolu irsaliyeli fatura altındaki imzanın kendi çalışanlarına veya şirket yetkilisine ait olduğunu kabul etmiş sayıldığı, iş bu irsaliyeli fatura konusu malların davalıya tesliminin yapılmış sayıldığı (Emsal: Yüksek Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/11129 E., 2016/1805 K. sayılı kararı), diğer irsaliyeli faturalarda ise teslim alan kısmının boş olduğu, her ne kadar davalı şirket yetkilisi ilk duruşmadaki beyanında, davacı şirketin kolaları kendilerine teslim ettiğini, davalı şirketin temin ettiği makinelerde gaz olmadığından kolanın bardaklara doldurulamadığını, malların elinde kaldığını, bir kısım ödeme yaptığını belirtmiş ve davacı şirket vekili de davalının malları teslim aldıklarını kabul ettiğini beyan etmiş olsa da davalı şirket yetkilisinin faturaları kabul ettiklerine ilişkin bir beyanlarının olmadığı, kaldı ki bahsettiği teslimi yapılan ürünlerin dava konusu faturalara konu mallar olup olmadığının da belirsiz olduğu, dolayısıyla davacının …. nolu irsaliye fatura dışındaki diğer irsaliyeli faturalara konu malı teslim ettiğini ispat edemediği anlaşıldığından bakiye talebin reddine karar verildiği, kabul edilen alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinde haklı görüldüğü, davalı tarafın takip öncesi temerrüde düşürüldüğüne dair dosyada herhangi bir belge bulunmadığı gibi, davacı vekilinin de takip öncesi işlemiş faiz talep bulunmadığı için bu konuda bir hesaplama yapılmadığı, yine her iki tarafın da tacir olması nedeniyle asıl alacağa tarihinden itibaren % 10,50 oranında ve değişen oranlarda faiz işletilmesi gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının İstanbul Anadolu…….İcra Dairesinin 2016/25252 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının 1.646,65 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 10,50 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 112,48 TL karar harcından başlangıçta yatırılan 110,74 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1,74 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20 TL başvuru harcı ve 110,74 TL peşin harç olmak üzere toplam 139,94 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 130,00 TL tebligat posta gideri, 550,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 680,00 TL yargılama giderinin kabul red oranları gözetilerek 122,12 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye giderin daavcı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ……’deki esaslara göre belirlenen ve kabul edilen miktarı geçmemek üzere 1.646,65 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli……’deki esaslara göre belirlenen reddedilen miktar üzerinden alınması gereken 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı vekilince sunulan 12 adet irsaliyeli fatura aslının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .