Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1318 E. 2019/574 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/350 Esas
KARAR NO : 2019/353
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 16/03/2018
KARAR TARİHİ: 04/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin yükleyici/taşıyıcı sıfatıyla—— bağlı Destek Antrepo olan bir taşımacılık faaliyetini -plaka sayılı tır ile gerçekleştirdiğini, bu taşımacılık esnasında tırın ağırlık dengesinin sağlanması amacıyla araç sürücüsü tarafından orijinal paletlerin açılarak tel kasetlerin rastgele araç içine atıldığını, bunun sonucunda kaynak tellerinin darbe aldığını ve tellerde eğilme ve yamulma meydana geldiğini, meydana gelen bu hasarların taşıyıcının sorumluluğunda olduğunu, meydana gelen maddi hasar neticesinde sigortalı dava dışı ———–davacı sigorta şirketi tarafından – tarihinde——-TL ödeme yapıldığını, bu bedelin davalıdan tahsili için davalı aleyhinde İstanbul Anadolu 11. İcra Dairesinin ———- Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak davalı borçlunun borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamı doğrultusunda karar verilmesini ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle iş bölümü itirazlarının bulunduğunu, davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini beyan etmiş ve esasa ilişkin olarak da davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını ve davanın reddi doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; davacı sigorta şirketi tarafından sigortalanan emtianın ———— nakliyesi sırasında meydana gelen hasar nedeniyle hasardan taşımayı yapan davalının sorumlu olduğu iddiasına dayalı olarak açılmış rücuen tazminat talebine ilişkin olup davacı taraf rücuen tazminini talep ettiği tutar için davalı hakkında başlattığı takibe itirazın iptali ve takibin devamı ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Dava, Nakliyat Emtia Kati Sigorta Poliçesi uyarınca ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespitiyle uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları ile sunulan deliller birarada değerlendirilerek davacı tarafın talep edebileceği bir tazminat olup olmadığı ve varsa miktarının tespitiyle olaydaki kusur durumunun belirlenmesi bakımından ilk rapor makina mühendisi bilirkişiden alınmıştır. Ancak taşımacılığın CMR kapsamında olması ve hazırlanan raporun bu alanda değerlendirmesinin yetersiz, CMR hükümlerinin olaya uygulanmamış olması dolayısıyla rapor hüküm kurmaya elverişli görülmediğinden, Gümrük, ithalat nakliyat ve sigorta alanlarında uzman bilirkişiden yeniden rapor alınmıştır. Raporda özetle, karayolu ile gerçekleştirilen sevkiyatlarda güzergâh trafiğinin özelliklerine; normal seyir esnasında ortaya çıkan ‘çapraz kuvvetler” (virajlı yol, yana eğilimler, mutat salınımlar), “dikey kuvvetler” (Yoldaki engebeler) ve “uzunlamasına kuvvetler” (öndeki araca yanaşma şekli, fren, bayır yukarı sürme, eğimler) ayrıca bu kuvvetlerin kendi aralarındaki kombinasyonları da dâhil olduğundan, ambalajlamanın bütün bu unsurları karşılayacak seviyede yani yükün hasar görmeyeceği şekilde yapılmış olmasını ve sevk edilecek malın güzergâha göre araç dorsesine/kasasına sabitlenmesini zorunlu kıldığı, dava dışı gönderen tarafından, dava konusu 26 koli halindeki komple kamyon hamulesi 22 ton civarındaki yükün güzergâha uygun bir şekilde araca sabitlenmeden, bağlanmadan, desteklenmeden sevk edilmesinin, açıklanan unsurların yarattığı etkiyle sevkiyat süreci nihayetinde taşınan malın alıcısı emrine rezerv tutanağına bağlanmak suretiyle kısmi hasarlı olarak teslim edilmesine sebep olduğu; gönderen tarafından yapılan tertipleme hatasının delil olarak sunulan fotoğraflarda izlenen darbeye, sürtünmeye, ezilmeye, deformasyona bağlı zararın oluşmasını tetiklediği, CMR md 17/2-4 uyarınca taşınacak emtianın ambalajsız veya ambalajının kifayetsiz olması ya da araca ve güzergâha uygun şekilde sabitlenmemesi halinde oluşacak zarardan taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı, ancak taşıyıcının bu şekilde taşımayla malın zarar görebileceğini basit bir değerlendirme ile öngörebilecek durumda ise ve gerekli uyarıyı yapmamış ve çekincesini yazılı olarak belirtmemiş ise müterafik kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği, somut olayda taşıyıcının %25 oranında kusurlu olduğu, bu durumda davacının davalı taraftan zararın 2.165,14 TL’sini talep edebileceği, bunun yanında Emtia Nakliyat Sigortası Genel Şartlarının 5.maddesi uyarınca malların gereği gibi hazırlanmamış veya tertiplenmemiş olmasından veya ambalaj kifayetsizliğinden ileri gelen ziya ve hasarların nakliyat sigortası teminatından hariç tutulduğu, bu nedenle hatır ödemesi niteliğindeki bu ödemenin davacı tarafça rücu konusu yapılamayacağı, ancak devir ve temlik beyanı içeren ibraname ve sigortalının aldığı malın bedelinin ödendiğine ilişkin belgenin sunulması halinde talebin haklı görülebileceği, ancak dosya kapsamında bu yönde belgeye rastlanılmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekili, ekspertiz raporunda ve hasar evrakından emtianın ”shrink paketleme” yöntemiyle yapıldığını, bu yöntemin diğer paketleme yöntemlerinden daha sağlam ve kaliteli olduğunu, ayrıca taşımanın ‘———- olarak yapıldığını, taşıyıcının %25 oranında kusurlu bulunması yönündeki tespiti kabul etmediklerini, ayrıca taşıyıcı kusurlu ise yapılan ödemenin hatır ödemesi kabul edilemeyeceğini belirterek ”exw-ex work-” taşımaya göre yaptığı değerlendirme gereği taşıyıcıyı sorumlu tutan ilk raporun dikkate alınarak talebinin kabul edilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; davacı şirkete Nakliyat Emtia Kati Sigorta Poliçesi ile sigortalı malın davalı tarafça taşınması sırasında malın hasar gördüğünün ileri sürüldüğü, davacının hasar nedeniyle dava dışı sigortalıya ödemiş olduğu tutarın davalıdan rücuen tahsilini talep ettiği, bilirkişi incelemesi sonucu taşımaya konu malların güzergâha uygun bir şekilde araca sabitlenmeden, bağlanmadan, desteklenmeden sevk edilmesinin, açıklanan unsurların yarattığı etkiyle sevkiyat süreci nihayetinde taşınan malın alıcısı emrine rezerv tutanağına bağlanmak suretiyle kısmi hasarlı olarak teslim edilmesine sebep olduğu, dava konusu taşımanın uluslar arası karayolu taşıma işi olması nedeniyle tazminat rücu şartlarının oluşup oluşmadığının CMR Konvansiyonu hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, CMR md 17/1 uyarınca taşıyıcının kural olarak yükleme yerinden varış mahalline kadar taşıdığı mala gelecek zarardan mesul olduğu, yine CMR md 17/2 uyarınca ise hasarın malın ambalajlanmaması veya hatalı ambalajlanması veya gönderici, alıcı tarafından yüklenmesi, boşaltılması yüzünden vs. kaynaklanması halinde oluşacak zarardan taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı, ancak Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin kararlarında belirtildiği gibi taşıyıcının nezaret görevinin bulunduğu, taşıyıcı ambalajsız veya araca ve güzergaha uygun olmayacak şekilde sabitlenmeden taşımayla malın zarar görebileceğini basit bir değerlendirme ile öngörebilecek durumda ise ve gerekli uyarıyı yapmamış ve çekincesini yazılı olarak belirtmemiş ise müterafik kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği, somut olayda paletlerin olması gibi sabitlenmemiş olmasına karşı çıkmayan taşıyıcının %25 oranında kusurlu olduğu, bunun yanında Emtia Nakliyat Sigortası Genel Şartlarının 5.maddesi uyarınca malların gereği gibi hazırlanmamış veya tertiplenmemiş olmasından veya ambalaj kifayetsizliğinden ileri gelen ziya ve hasarların nakliyat sigortası teminatından hariç tutulduğu, bu nedenle hatır ödemesi niteliğindeki bu ödemenin davacı tarafça rücu konusu yapılamayacağı, ancak devir ve temlik beyanı içeren ibraname sunulması halinde talebin haklı görülebileceği, dava dilekçesinde delil olarak ibranameye dayanılmadığından ve yargılama sırasında da sunulmadığından bu haliyle davacının aktif husumetinin bulunmadığı——– anlaşılmakla aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
1-Karar harcı 44,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 153,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 109,05 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı ———–. tarafından yapılan 470,00 TL’nin davacıdan alınarak davalı————- verilmesine,
4-Davalı———–. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı———- verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/04/2019