Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1268 E. 2019/167 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1268 Esas
KARAR NO : 2019/167

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2016
KARAR TARİHİ : 12/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 04/09/2011 tarihinde —————————– sevk ve idaresindeki ——- plakalı araç ile seyir halinde iken ———- girmek için sola manevra yaptığı sırada sol yan kısmına sol şerit üzerinde aynı yöne sürücü ——yönetiminde seyir halinde olan, davalı şirkete sigortalı ———– plakalı aracın ön kısmı ile çarpması yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza nedeniyle davacının %30 oranında bedensel güç kaybı yaşadığını, davalı şirkete 08/04/2016 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini, istenen tüm evrakların 02/09/2016 tarihli dilekçe ekinde sunulduğunu ancak davalı tarafından bir ödeme günü verilmediğini, zarar miktarı üzerinden İstanbul Anadolu —–İcra Müdürlüğü’ nün 2016/23657 E. sayılı dosyası ile başlatılan takibin itiraz nedeniyle durduğunu belirterek itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesini, kötü niyetli ve alacağı geciktirmeye yönelik hareket eden davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ———- plakalı aracın ——– sayılı Karayolları Motorlu Araçlar Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile ———– tarihleri arasında davalı şirket tarafından sigortalandığını, kazada sigortalı aracın sürücüsünün kusuru olmaması durumunda davalı şirketin sorumluluğunun olmayacağını belirterek, kusur durumunun, maluliyet oranın, kusurun ve maluliyetin tespiti durumunda azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, malüliyet tazminatından doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır.
Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında 02/09/2016 tarihli başvuru dilekçesi ve ihtarnameye dayalı olarak 41.224,00 TL asıl alacak ve 243,95 TL işlemiş faiz üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin 14.11.2016 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 18.11.2016 tarihinde yasal süresi içerisinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde; takip alacaklına herhangi bir borçları bulunmadığını beyanla, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, iş bu davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacıya ait hastane kayıtları, araç tescil kayıtları, tarafların ekonomik sosyal durum araştırma sonuçları, ——— yazı cevabı getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Kapatılan Kadıköy C. Başsavcılığı’nın ———— sayılı kararı dosyası dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemesinde; dava dışı şüpheliler hakkında şikayet yokluğundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
—————— Dalı Başkanlığından alınan 08/12/2017 tarihli maluliyet raporunda; davacının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü KAybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uyarınca % 25.2 oranında maluliyetinin bulunduğu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Kusur durumunun belirlenmesi için trafik bilirkişisinden alınan raporda özetle; Davalı … şirketine sigortalı aracı kullanan dava dışı ————— % 100 oranında kusurlu olduğu,———- plakalı aracının sürücüsü —- ise kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Davacı tarafın talep edebileceği bir tazminat olup olmadığı ve varsa miktarının tespitiyle aktüer bilirkişinden rapor alınmıştır.
Aktüer bilirkişisi raporunda; davalının sigortalısı dava dışı —– % 100 oranında kusurlu olma durumuna göre yasal asgari ücret üzerinden hesap yapıldığı, davacı kaza tarihi itibarı ile emekli olduğundan 5510 sayılı yasanın 19. Maddesine göre maluliyeti nedeniyle —- tarafından rücuya tabi gelir bağlanması mümkünolmadığı, davacının maluliyeti nedeniyle 3.669,66 TL geçici iş göremezlik, 43.311,72 TL sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat talep edebileceği belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı, davacının da yolcu olarak bulunduğu dava dışı ——— ait —– plakalı araç, 04/09/2011 günü dava dışı ———- sevk ve idaresindeki —- plakalı araca çarpması nedeniyle, davacının yaralandığı, alınan maluliyet raporunda; davacının % 25.2 oranında maluliyetinin bulunduğu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, olayda 2918 sayılı K.T.K.’ nun 46/b-c maddelerine aykırı davranarak doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma asli kusurunu işleyen, ——- plakalı aracın sürücüsü davalının sigortalısı —— trafik kurallarına aykırı ve dikkatsiz davranışlarıyla olayda asli ve tam kusurlu olduğu, olay anında kurallara uygun seyir halinde olduğu anlaşılan ve seyir halinde olduğu şeride kurallara aykırı olarak giren araç karşısında etkili tedbir alması beklenemeyecek sürücü ——— kusursuz olduğu, tüm dosya içerisindeki belgelerinden, olayın oluş şekli gözetildiğinde kusur raporundaki oranların Mahkememizce uygun görüldüğü, alınan rapor ve yapılan hesaplamanın mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte görülerek hükme esas alındığı, davacı tarafından davadan önce gönderilen ihtarnamenin 02.09.2016 tarihinde sigorta şirketine tebliğ edildiği, 02.09.2016 tarihinden sonraki kurban bayramı tatili dışlandığında 02.09.2016 tarihinin (8) iş günü sonrası olan 22.09.2016 tarihinin temerrüt başlangıcı olacağı, ancak davacı icra takibinde 17.10.2016 tarihinden itibaren faiz talep ettiğinden talep ile bağlı kalınarak 17.10.2016 tarihinden itibaren faiz hesabı yapılabileceğinden davacının icra takibinde talep ettiği faiz ile birlikte taleple bağlı kalınarak davanın KABULÜNE, davalının İstanbul Anadolu ——–.İcra Müdürlüğünün 2016/23657 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 41.467,95 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9 yasal faiz işletilmesine, alacak likit olmadığından şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine, davalının kötüniyet tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün 2016/23627 Esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacağın likit olmaması sebebiyle icra inkar tazminatı şartları oluşmadığından reddine,
3-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Karar harcı 2.832,68 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 500,83 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.331,85 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 500,83 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL ilk masraf, 205,90 TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.235,10 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ———. deki esaslara göre belirlenen 4.911,47 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.