Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1254 E. 2018/503 K. 07.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1254 Esas
KARAR NO : 2018/503

DAVA : Menfi Tespit-İstirdat(Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 07/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit-İstirdat(Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili; müvekkiline ait …….. nolu çek yaprağının müvekkili işyerinden çalınması üzerine savcılığa şikayette bulunulduğunu ve bankaya durumun bildirildiğini, davalının ise bu kayıp çek yaprağı üzerine bir miktar ve ödeme tarihi yazarak bankaya ibraz ettiğini, daha sonra icra takibi başlattığını, ancak çekteki müvekkiline atfen atılan imzadan kuşku duyulduğu için işlem yapılmadığını, taraflar arasında ticari ilişki olmadığını, çekteki keşideci imzasının müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek müvekkilinin söz konusu icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili; yasal sürede davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, imzası inkar edilen çeke dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve icra tehdidi altında ödenen tutarın istirdatı istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır.
Dava konusu çek incelendiğinde, …………… tarihli 25.000,00 TL bedelli keşidecisi davacı olan, hamiline düzenlenmiş, arkasında davalı adına atılan ciro imzası bulunan, süresinde ibraz edilmiş, ancak keşideci imzasından kuşku duyulması nedeniyle işlem yapılmamış olan bir çek olduğu görülmüştür.
Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davalının 16/08/2016 tarihinde davacı hakkında çeke dayalı olarak 25.000,00 TL asıl alacak ve 244,52 TL işlemiş faiz üzerinden ilamsız takip başlatmış olduğu, takibin kesinleştiği, 29/11/2016 tarihinde 31.500 TL ödeme yapılmış olduğu görülmüştür.
Ceza soruşturma dosyası incelendiğinde,davalı şirket yetkilisinin savcılık beyanında çeki iş ilişkisinde bulundukları ……………. isimli şahıstan aldıklarını, davacı tarafından düzenlenmiş diğer çeklerde sorun yaşanmadığını beyan ettiği,…………… isimli şahsın ise kendisinin davacının çek koçanından iki çek yaprağını habersizce aldığını, 25.000,00 TL bedelli çeki de bu şekilde alıp davalı şirket yetkilisine verdiğini, çekteki yazı ve imzaların kendisine ait olduğunu beyan ettiği, 25/05/2017 tarihi itibariyle soruşturmanın derdest olduğu görülmüştür.
Dava konusu çekteki davacıya atfen atılan imzanın davacı eli ürünü olup olmadığının tespiti yönünden uzman bilirkişiden rapor alınmış, raporda özetle, imzanın davacı eli ürünü olmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili rapor doğrultusunda karar verilmesini istemiş, davalı vekili eksik inceleme ile rapor düzenlendiğini,………… Kavacık Şubesine yazı yazılarak 2016 yılında bedeli ödenen tüm davacı çeklerinin asıllarının celp edilerek inceleme yapılması gerektiğini belirtmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın, imzası inkar edilen çeke dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, yargılama sırasında icra dosyası borcunun ödenmiş olması nedeniyle davanın istirdat davasına dönüştüğü, davacı tarafın çekteki davacıya atfen atılan imzanın davacı eli ürünü olmadığını ileri sürdüğü, grafoloji uzmanınca düzenlenen raporla imzanın davacı eli ürünü olmadığının tespit edildiği, davalı tarafın 2016 yılında davacı tarafından bedeli ödenen tüm çeklerin asıllarının banka şubesinden celbi ile yeniden inceleme yapılması talebinin haklı görülmediği, zira raporun mukayeseye esas alınan belgeler ve içeriği yönünden denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğü ve bu nedenle hükme esas alındığı, dolayısıyla davacının bu çek nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, bunun yanında çekin hamiline düzenlendiği ve çekin arkasında sadece davalı ciro imzasının bulunduğu, davalı tarafça ceza soruşturmasında çekin 3.şahıstan alındığı ileri sürülmüş ise bu iddianın ispata muhtaç olduğu, 3.şahsın ceza soruşturmasındaki beyanının ise mahkememiz dosyası yönünden bağlayıcılığının olmadığı, bu durumda davalının davacıya atfen atılan imzanın davacı eli ürünü olup olmadığını bilebilecek durumda olduğu ve dolayısıyla takipte kötüniyetli olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davacının tazminat talebinde haklı olduğu(Emsal: Yargıtay ……………….Hukuk Dairesi’nin 16/11/2016 tarihli 2016/3514 E., 2016/14820 K. sayılı kararı; 06/04/2016 tarihli ………… E., 2016/6022 K. sayılı kararı), ayrıca davacı tarafın istirdata konu olan tutara faiz işletilmesi yönünde bir talebi olmadığından işleyecek faize ilişkin hüküm kurulmadığı(Emsal: Yargıtay ………………Hukuk Dairesi’nin 2016/13989 E., 2017/1960 K. sayılı kararı) anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davacının İstanbul Anadolu ……………İcra Müdürlüğü’nün ………… Esas sayılı icra takibi nedeniyle davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, yargılama sırasında icra dosyası borcunun ödenmiş olduğu anlaşılmakla ödenen 31.500,00 TL’nin davalıdan İSTİRDATI ile davacıya ödenmesine,
2-Davalının icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılmakla, takip tutarı olan 25.244,52 TL’nin %20’si oranındaki kötüniyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gereken 2.151,76 TL karar harcından başlangıçta yatırılan 537,63 TL harcın mahsubu ile 1.614,13 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davacı tarafça yatırılan 537,63 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 33,50 TL ilk dava masrafı, 159,50 TL tebligat ve müzekkere gideri ve 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 893,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan……………. uyarınca 3.777,77 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.