Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1233 E. 2021/172 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1233 Esas
KARAR NO: 2021/172
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2016
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile —– suretiyle davalı şirkete bayilik hakkı tesis edildiği, ek olarak imzalanan taahhütname uyarınca her yıl için ——–satışının taahhüt edildiğini, bu kapsamda eksik alınan ürün bedelinin son cari hesap üzerinden hesaplanacak tutarın ——oranında cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, fakat bayilik ilişkisinin başlangıç tarihinden sözleşmenin son bulduğu tarihe kadar olan zaman diliminde taahhüt edilen tutarların alınmayarak davacı şirketin elde edeceği kardan mahrum bırakıldığını, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin — gerçekleştirdiği, tek taraflı lisans iptal talebi süresinden önce sona erdirildiği, bayilik sözleşmesinin 47.f ve 47.d maddeleri uyarınca bayilik sözleşmesinin sona ermesi halinde tüm sözleşmelerin sona ereceği ve bu kapsamda fesih tarihinden sözleşme süresi sonuna kadar satması gereken toplam petrol ürünleri için şirket karı esas alınarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, aynı hükümlerin satış taahhütnamelerinde de emredici hüküm olarak belirlendiği, bu nedenlerle sözleşme süresi sonuna kadar ki dönem için kar mahrumiyeti ve ceza-i şart talep etme hakkı bulunulduğunu, bu nedenlerle, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kadıyla,——- mahrumiyeti alacağının davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı ile —- yıllık bayilik hakkı tesisi üzerine sözleşme yapıldığı, sözleşme gereğince———satın almayı kabul ettiğini, davalı şirketin elinde olmayan nedenlerle, istasyonun bulunduğu yerde satış potansiyelinin düşük olması, kira sözleşmenin bitmesi ve yenilenememesi sebebiyle istenen satış rakamına ulaşamadığı, sözleşmenin 5. Maddesi uyarınca———- aynı mahalde istasyon açıp açmamakta serbest olduğu, böyle bir durumda satışın düştüğü iddiasında bulunulamayacağı gibi sözleşmede ağır hükümlerin kararlaştırıldığını, ayrıca davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde hiçbir sorumluluğunun olmadığını karara bağlayacak derecede sözleşmede davacı lehine hükümler konulduğu ve bunun mücbir sebep olarak kararlaştırıldığı, davacının taahhütlerini yerine getirememesine rağmen hiçbir uyarıda bulunulmadığı ve ürün vermeye devam edildiği, davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan etmiş, davanın reddi ile yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, bayilik sözleşmesinin süresinden önce feshi nedeniyle kar mahrumiyetinden kaynaklanan alacak ile sözleşme süresi boyunca alım taahhütlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle oluşan cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında —- aynı tarihli İstasyonlu ——-süreli sözleşmelerin imzalandığı, davalı bayinin taahhütname uyarınca sözleşme süresi içinde anılan istasyonda her yıl için——– yapmayı taahhüt ettiği, bayinin ayrıca sözleşmeye aykırı hareket etmesi halinde sözleşme süresi sonuna kadar eksik alınan ürün bedelinin son cari hesap üzerinden hesaplanacak tutarın % 5’i oranında cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin ——-tarihinde sona erdiği, davacının iş bu dava ile sözleşmenin kurulduğu—– tarihine kadarki yıllık alım taahhütlerinin yerine getirilmemesinden kaynaklanan cezai şart alacağı ile sözleşmenin sona erdiği —- tarihinden sözleşmenin sona ermesi gereken —— tarihi arasındaki dönem için kar mahrumiyetinden kaynaklanan maddi zararının giderilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı şirket ise, alacağın zamanaşımına uğradığını, alım taahhütlerinin eksik kalmasına rağmen sözleşmenin devam ettiğini ve ihtirazi kayıt konmadığını, cezai şartlardan dolayı takibe geçilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin bayinin iktisadi hayatını mahvedecek hükümler içerdiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı Şirket ile davalı şirket arasındaki uyuşmazlığın ——- tarihinde imzalanan bayilik sözleşmesi ve ek protokol gereğince yıllık——– alım taahhüdünün davalı şirketçe yerine getirilip, getirilmediği, davalı şirketçe davacı şirketten ——- sözleşme döneminde satın alınan —— sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağına hak kazanıp, kazanmadığı ve kazandıysa miktarı ve yoksun kalınan kar talebinde bulunup bulunamayacağı hususlarında olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce talimat yoluyla ayrı ayrı davacı ve davalı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle hazırlanan bilirkişi raporları ile muhasebesel konularda ve alımı-satımı yapılan akaryakıt miktarları tespit edilmiştir.
Cezai şart alacağı bakımından yapılan değerlendirme; Taraflar arasında —– tarihinde aynı tarihli bayilik sözleşmesinin ayrılmaz parçası olarak akdedilen/taahhüt edilen —- göre, davalı —- — süresi içerisinde anılan istasyonda her yıl için ———–yapmayı taahhüt eder. —– gerçekleştiremez ise, eksik alınan ürün bedelinin son cari hesap üzerinden hesaplanacak tutarın —–oranında cezai şartı her yılın sonunda başkaca ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın ödemeyi kabul ve taahhüt etmektedir.” şeklinde olduğu görülmüştür.
TBK.’nun 179/2. maddesine göre, iki halde alacaklı, ceza koşulunu isteyemez. Eğer alacaklı, ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamaz. Diğer yandan alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez.
———– sayılı kararında da açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda, “ceza koşulu istenmeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi sebebiyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir.——– tarihli kararı da aynı yöndedir.
Buna göre yapılan değerlendirmede; davalı şirketin ——— tarihleri arasındaki dönemlerde alım taahhütlerindeki miktarlara ulaşamadığı, fakat davacının ihtirazi kayıt koymaksızın sözleşmeye devam ettiği, davacı çekince koymadan sözleşme ilişkisine devam ettiğinden davalıda oluşan haklı güven ve dürüstlük kuralı gereğince davalı şirketten —- tarihine kadarki dönemler için cezai şart istenmesinin mümkün olmadığı, yine —— tarihinden sözleşmenin bitim tarihi olan —- tarihi arasındaki dönem için cezai şart alacağı talep edilebileceği düşünülebilir ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin —- tarihinde sona erdiği, dolayısıyla sözleşme bir yıllık süre dolmadan sona erdiğine göre cezai şart alacağının koşullarının oluşmadığı, kaldı ki davalının sözleşmenin sona ermesinden sözleşmenin bitim tarihine kadarki dönem için kar mahrumiyetinden kaynaklanan alacak talebinde bulunduğu anlaşıldığından koşulları oluşmayan cezai şart alacağı talebi bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
Kar mahrumiyetinden kaynaklanan alacak talebi bakımından; dosya içeriği, toplanan deliller, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında —– tarihinde —— aynı tarihli satış taahhütnamesi imzalandığı, davalının ——-nezdinde tek taraflı bayilik lisans iptali ile kusurlu olarak akdin ifasını imkansız hale getirdiği, bu kapsamda sözleşmenin sona ermesinden sorumlu olacağı ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereği davacının kar mahrumiyetinden kaynaklı zarar talep şartlarının oluştuğu, ancak ilgili sözleşme hakkında herhangi bir fesihname düzenlenmediği, ———— gerçekleştiği, bu nedenle ilgili tarihin hesaplamalarda dikkate alındığı, davalının sözleşmenin sona ermesinde kusurlu olmasından dolayı davacının mahrum kalınan kar talebinde bulunabileceği ve yeni bir bayilik faaliyeti için geçebilecek süre olarak—– aylık sürenin makul olduğu, bu süreye istinaden yapılan hesaplamada davacının mahrum kalınan kar tazminatı miktarının —olduğu, davacının dava dilekçesinde kar mahrumiyeti talebinin —— olduğu dolayısıyla taleple bağlı kalınarak kar mahrumiyeti yönünden talebin kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1—— kar mahrumiyetinden doğan alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Cezai şart alacağına ilişkin talebin reddine,
2-Karar harcı 341,55 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 426,94 TL harçtan mahsubu ile bakiye 85,39 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 29,20 TL başvuru, 341,55 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 370,75 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 672,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.222,00 TL talimat bilirkişi raporu, 2.000,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 3.894,50 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 778,90 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 120,00 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/03/2021