Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1155 E. 2022/44 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1155 Esas
KARAR NO: 2022/44
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2016
KARAR TARİHİ: 18/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davalı borçlu hakkında cari hesap borcundan kaynaklanan alacak için — dosya ile icra takibi başlatıldığı, davalı vekili tarafından icra takibine — tarihinde itiraz edildiği, aynı tarihte — kısmi ödeme yapıldığını, dilekçe ekinde sunulan —– yer alan faturalardan itiraz edilerek müvekkil şirkete iade edilmemiş olanlar açısından muhteviyatlarının davalı borçlu tarafından kabulü açık —– hükmü ile sabit olduğunu, satılan emtiaların faturaları tanzim edilerek muhatabına tebliğ edilmesiyle muaccel hale geldiğini, karşı yanın müvekkil tarafından tanzim edilmiş faturalardan haberdar olması sebebiyle faturalar ve buna mukabil alacak muaccel hale geldiğini beyan edilerek,
Yukarıda açıklanan nedenlerle, itirazın iptaline ve davalının — aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa “yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketle davacı tarafın uzun yıllardır cari hesap ilişkisine bağlı olarak çalıştığını, ancak yılda en az bir kez satış şartları,—- anlaşma sağlandığını, akdedilen sözleşmelere göre müvekkilinin davacıdan satın almış olduğu malların tamamının bedelini ödeme şekli “satış tarihinden itibaren —- şeklinde, yani müvekkilinin davacıdan aldığı malı ne zaman satarsa, sattığı tarihten itibaren —– vade ile bedelini ödeyeceğini, dolayısıyla icra emrinin tebliğ alındığı tarihte satıştan elde edilen bir bedel var ancak henüz vadesi dolmadığını, bu nedenle davacının muaccel bir alacağı bulunmadığı gibi, takip öncesi faiz talebinde de bulunamayacağı beyan edilerek,
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın esas yönünden reddine, davacının kötü niyeti sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—- dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; Davacı tarafça davalı aleyhine”Cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacak”sebebine dayanılarak, —— toplom alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için—yazılmış olup talimat mahkemesince gönderilen — tarihli raporda özetle; İncelenen davalı tarafa ait ticari defterleri açılış ve kapanış tasdikleri yasal süre içerisinde yaptırıldığı, defterlerin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, icra takibinin temelini oluşturan — tarihli cari hesap kapsamında davacının alacağının — olduğu, davalı ticari defterlerinden tespit edildiği, davacı ise —- davalı tarafından düzenlenen — adet satış/iade faturasının —davacı ticari defterlerine geç intikal etmesinden kaynaklandığı, davalının ticari defterlerinde davacıya cari hesap borcunun– olmasına—dışındaki itiraz ettiği asıl alacak bakiyesi — davacının ——–arasında tanzim edilen sözleşme ile fiili ve sürekli uygulama kapsamında — icra takip tarihi itibariyle ödeme vadesi gelmeyen bakiye olması nedeniyle davalının icra takibine yaptığı itirazında haklı olduğunu, davalı ticari defter kayıtlarına göre tarafların — icra takip tarihinden sonra da devam eden fiili ve sürekli cari hesap ilişkisi kapsamında — tarihi itibariyle davalının cari hesap borcunun — olduğu ve taraflar arasında düzenlenen — mutabakat mektubu ile bu bakiyenin taraflar arasında kabul edildiği belirtilmiştir.
Davacı tarafın —– üzerinde inceleme yapılarak ve talimat raporu da değerlendirilerek davacının alacaklı olduğu bir tutar olup olmadığı, taraflar arasında ödemelerin vadeli olarak yapılmasına ilişkin fiili bir uygulama olup olmadığı hususunda rapor düzenlenmesi için dosyanın mahkememize—– tevdi ile hazırlanan — tarihli raporda özetle; davanın usulüne uygun yasal süresi için noter tasdiklerinin,—oluşturulduğu ticari defterlerinde davacının yukarıdaki ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan — icra takip tarihi itibariyle—alacaklı olduğu, icra takip tarihinden sonra — tarihinde icra dosyasından — tahsilat yapıldığı ve davalı tarafından yapılan iade faturalarının kayıtlara alınması ile — tarihi itibariyle davalıdan —cari hesap alacağı kaldığı, davacının davalıdan — hesabına —- ederek alacağını takibe devam ettiği, davalının ticari defterlerinde— yaptırılan inceleme neticesinde bilirkişi — tarafından düzenlenen — dosyaya mübrez bilirkişi raporunda; davalının—borçlu olduğu, icra dosyasına yapılan ödeme ve iade faturalarının davacının hesabına kayıt edilmesi neticesinde — borçlu kaldığı raporda tespit edildiği, taraflara arasında —tarihinde sona eren mal alım/satımına ilişkin tarafların kayıtları karşılaştırmasında — tarihinde—- —— ödeme olduğu, daha sona icra dosyasına yapılan ödemeden yapılan tahsilat bulunduğu, başka bir anlatımla taraflar arasında vadeli olarak ödeme yapıldığına dair fiili bir uygulamanın bulunmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizin iş bu dosyası ile —- sayılı dosyasında davanın cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, ancak bilirkişi raporlarında taraflar arasında kaç adet cari hesap kaydı olduğu hususunda bir tespit yapılmadığı anlaşıldığından bilirkişiden bu yönde ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla bilirkişiden alınan — tarihli ek raporda özetle;Her iki tarafında ticari defterlerinde — olarak borç/alacak kaydı yapıldığı, her iki tarafında— borç/alacak bakiyesin kaldığı, davacı — tarihinde davalı şirkete — tarihi itibariyle— borçlu olduğu bildirilmiş, davalı şirket — tarihinde mutabakat yazısına— davacıya borçlu olduğunu bildirmiş ve mutabakat yazısına kaşe ve imza ederek gönderdiği, davacı şirket —tarihli dilekçesinde taraflar arasındaki mutabakat yazısındaki — alacak tutarının kabul edildiği ve takibin mutabakata varılan — Üzerinden devamını talep ettiği, taraflar arasındaki —-dönemine ait sözleşme ayrıca dilekçesinde davalının dilekçesi ekinde sunduğu taraflar arasında imzalandığını iddia ettiği sözleşmedeki imzanın o dönem —— tarafından yapıldığı, kendisinin imza yetkisi veya kendisine verilmiş vekaletnamenin bulunmadığı beyan edildiği, davacının bu beyanına ilişkin—-yapılan duruşmasında verilen arar kararda davalı tarafça sunulan sözleşmede imzası bulunan —- davacı şirket yetkilisi olmaması nedeni ile—– yetki itirazının reddine karar verildiği, tarafınca sözleşmenin geçersizliğine ilişkin bir kanaat ve sonuç yapılmamış olup, sadece tarafların iddia ve savunmaları ile —— kararı rapora derç edildiği, dosya kapsamında davacının kayıtlarında davalı ile arasında tek bir cari hesap olduğu tespit edildiği, sonuç olarak —- tarihli kök rapordaki kanaat ve soncu değiştirecek herhangi bir husus tespit edilemediği belirtilmiştir.
Davalı vekilinin dosyanın yeni bir bilirikşiye verilmesi talebinin kabulü ile,dosyadaki bilirkişi raporları ve yapılan ödemeleri ve tüm iddiaların değerlendirilerek davacının ödeme tarihi ve takip tarihi itibariyle alacağı tespit edilerek rapor hazırlanmak üzere dosyanın bilirkişi — tevdi ile hazırlanan — tarihli raporda özetle; Davalının, “müvekkilin davacıdan satın almış olduğu malların tamamının bedelini ödeme şekli satıştan itibaren— şeklinde olduğunu, yani müvekkilin davacıların aldığı malı ne zaman satarsa sattığı tarihten itibaren —– vade ile davacıya bedelini ödeyeceğini, dolayısıyla ödeme emrinin tebliği alındığı tarihte satıştan elde edilen bir bedelin mevcut olduğunu ancak henüz vadesinden gelmediği” biçimindeki iddiasını ispata yarayacak; başka bir ifadeyle tarafla arasında vadeli olarak ödeme yapıldığına dair fiili bir uygulamanın bulunduğuna ilişkin ,bir delilin dosya kapsamında yer almadığı, davalı tarafın cevap dilekçesinde yıllık sözleşme formu adlı bir belgeyi ibraz ederek belgenin muteber olduğu ve müvekkile ait ürünlerini satışının yapıldığını ancak bu sözleşmelere göre henüz vadesinin dolmadığı itirazında bulunulmasının mümkün olmayacağı, zira, anılan formun davacı taraftan sadır olmadığı; başka bir ifadeyle davacının kaşe ve imzası ile tanzim edilen bir evrak olmadığı, Usul Hukukunda “hiç kimsenin kendine delil üretemeyeceği” prensibi karşısında söz konusu belgenin delil değerinin mahkemenin takdirinde olacağı, dosya kapsamında sayın bilirkişi —- tarihli raporun esas alınması hususunun sayın mahkemenin takdirinde olacağı belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin rapora itirazlarının değerlendirileceği şekilde bilirkişiden ek rapora alınmasına karar verilmiş olmakla dosyanın tevdi ile alınan—-tarihli ek raporda özetle; Taraflar arasında vadeli olarak ödeme yapıldığına dair fiili bir uygulamanın bulunduğundan söz edilmesinin dosya kapsamından anlaşılamadığına ilişkin tespitten dönmeyi gerektirecek bir durumun olmadığı mütalaa edilmekle birlikte takdir münhasıran sayın mahkemeye aittir denilerek görüş belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre;Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların defterlerinin üzerinde mali müşavir bilirkişilere yaptırılan incelemede davalıdan —alacaklı olduğu, icra takip tarihinden sonra — tarihinde icra dosyasından— tahsilat yapıldığı ve davalı tarafından yapılan iade faturalarının kayıtlara alınması ile — tarihi itibariyle davalıdan —cari hesap alacağı kaldığı, — sayılı dosyası ile yaptırılan inceleme neticesinde bilirkişi — tarafından düzenlenen — tarihli dosyaya mübrez bilirkişi raporunda; davalının — icra takip tarihinde davacıya — borçlu olduğu, icra dosyasına yapılan ödeme ve iade faturalarının davacının hesabına kayıt edilmesi neticesinde —- borçlu kaldığı raporda tespit edilmesi karşısında, tarafların defterlerinin davacının alacağı hususunda karşılıklı olarak birbirleriyle uyumlu olduğunun anlaşıldığı ve her ne kadar her iki tarafın defter kayıtlarına icra takip tarihinden sonra — tarihinde, icra dosyasından — kadar yapılan tahsilatın hepsi kaydedilse de bu miktarın — davalının kabul ettiği alacak olup, masraf ve vekalet ücreti olarak ödenen — cari hesaba kaydedilmemesi gerekirken taraflarca kaydedildiğinin anlaşılması ile mahkememizce davacının defter kayıtları esas alınarak davacının davalıdan — icra takip tarihi itibariyle — alacaklı olduğu kabul edilerek — tarihinde icra dosyasından yapılan — tahsilatın masraf ve vekalet ücreti olarak ödenen — düşüldükten sonra kalan —düşüldükten sonra kalan —kadar davacının alacaklı olduğu kabul edilmiş olup, davalı vekili müvekkilinin davacıdan satın almış olduğu malların tamamının bedelini ödeme şekli satıştan itibaren — gün şeklinde olduğunu, yani müvekkilin davacıların aldığı malı ne zaman satarsa sattığı tarihten itibaren —- vade ile davacıya bedelini ödeyeceğini, dolayısıyla ödeme emrinin tebliği alındığı tarihte satıştan elde edilen bir bedelin mevcut olduğunu ancak henüz vadesinden gelmediği yönündeki iddiasına, taraflar arasında vadeli olarak ödeme yapıldığına dair fiili bir uygulamanın bulunduğuna ilişkin bir delil dosya kapsamında yer almadığı için itibar edilmemiş olup davanın kısmen kabulüne, davalının —sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin— üzerinden ödeme tarihi olan — tarihinden itibaren devamına, asıl alacak olan — ödeme tarihi olan — oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, fazla talebin reddine, alacak likit olmakla hüküm altına alınan —- oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının —-dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin — faiz olmak üzere toplam — üzerinden ödeme tarihi olan –tarihinden itibaren devamına, asıl alacak olan — ödeme tarihi olan –tarihinden itibaren yıllık —-oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, fazla talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 4.696,92 TL nin %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı 325,07 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 55,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 269,14 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 55,93 TL peşin harç , 29,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 85,13 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 240,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.300,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.540,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 728,18 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 5,10 TL’lik masraf, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 805,10 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözetilerek 424,41 TL nin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.758,81 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2022