Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1154 E. 2021/574 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1154 Esas
KARAR NO: 2021/574
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/11/2016
KARAR TARİHİ: 13/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap ekstresine göre, —- İşlemiş faiz ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin tebliğ alınması üzerine söz konusu icra takibine borçlu davalı tarafından — tarihinde kısmi itiraz edildiği, itiraz ile birlikte aynı tarihte — kısmı ödeme yapıldığı, söz konusu ödemenin net tutarının — olduğu ve bakiye kalan — alacağa yönelik itirazda bulunulduğu, ancak itiraz dilekçesinde çelişkiye düştüğü, şirketin alacağının muaccel olduğu, dilekçe ekinde sunulan cari hesap ekstresine konu faturaların incelenmesi ve itiraz edilen —-bakımından itirazın iptali ile takibe devam edilmesini ve %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili yasal süresinden sonra sunduğu beyan (cevap) dilekçesinde özetle;Taraflar arasında uzun yıllardır cari hesap ilişkisine bağlı çalışıldığı ve en az yılda bir kez satış, şartları, birim fiyatları vs. konularda sözleşme akdedilerek ilişkinin sürdürüldüğü, son olarak — anlaşma sağlanarak ve sözleşmeler akdedildiği, ödemelerin satıştan sonra—— şeklinde olması nedeniyle, ödeme emrinin alındığı tarihten satıştan elde edilen bedelin vadesi dolmadığı, davacı tarafın kayıtlarının düzenli olmadığı, muaccel bir alacak bulunmadığı, ödeme konusunda ihtar, vs. bir delil ibra edilmediği, bu nedenle temerrüt durumunun oluşmadığı, takip öncesi faiz talebinde bulunulamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine yapılan kısmi itirazın iptali istemine ilişkin İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—- sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde;davacı tarafça davalı aleyhine ” cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacak” sebebine dayalı olarak, —– alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için —yazılması ile mali müşavir bilirkişisinden alınan bilirkişi raprunda özetle; Davalı tarafın —— defterlerinin açılış ve kapanış tasdikleri zamanında ve usulüne uygun yaptırdığı,defterlerinin sahibi lehine delil teşkil edebileceği,taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu,davacı tarafından dosya kapsamına sunulan faturaların, davalı ticari defterlerine kayıt edildiği,taraflar arasında imzalandığı belirtilen sözleşmenimn kabul edilmemesi durumunda takip tarihi olan —dava tarihi olan —- borcu bulunduğu,ilgili sözleşmeye itibar edilmesi durumunda davalı yanaın,hem takip tarihi hem de dava tarihi itibari ile muaccel olmuş borcunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı tarafın —- yıllarına ait tüm yasal ticari defterleri ve dayanak belgeleri—- üzerinde inceleme yapılarak ve talimat raporu da değerlendirilerek davacının alacaklı olduğu bir tutar olup olmadığı, taraflar arasında ödemelerin vadeli olarak yapılmasına ilişkin fiili bir uygulama olup olmadığı hususunda rapor düzenlenmesi için mali müşavir bilirkişisine dosyanın tevdi ile hazırlanan— tarihli raporda özetle;
Davacı şirketin takip tarihi itibariyle, davalı şirketten — asıl alacağının bulunduğu, davalı şirketin bu borcuna karşılık asıl borç yönünden –kısmı kabulde bulunarak masraf ve ferileriyle birlikte — tarihinde makbuz karşılığı davanın dayandığı icra dosyasına ödemiş bulunduğu, davalı şirketçe ferileri ödenmek suretiyle, gerçekleştirilen — tutarında kısma ödemenin —asıl alacaktan mahsup neticesinde, davacı Şirketçe takibine devam edilebilecek asıl alacağın,—- olabileceği belirtilmiştir.
Dosyadaki bilirkişi raporlarının ve raporlara karşı itirazların değerlendirilerek rapor hazırlanması için mali müşavir ve nitelikli hesap uzmanından oluşan iki kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda—- görüşü yalnızca faturanın alacak hakkı doğurmadığı yönündedir. Faturayı düzenleyen tacir aradaki ilişkiyi ve malın teslimini de kanıtlamalıdır.——
Hukuki açıdan fatura kesilmiş olmasına rağmen, gerçekte mal teslimi yapılmamış veya hizmet tamamlanmamış ise faturanın delil olabilme niteliğinden yararlanabilmek mümkün olmadığı gibi, alıcının —- fatura bedeli kadar borçlandığını söylemek de mümkün değildir. Zira sadece faturanın tebliğ edilmesi ve tebliğden itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi, sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtı olmadığı gibi, malın teslimi veya hizmetin görüldüğünün de kanıtı değildir. Bu nedenle sözleşmesel ilişkinin inkârı halinde faturayı düzenleyen kimsenin bu ilişkinin varlığını ve malın teslimi veya hizmetin tamamlandığını kanıtlaması gerekmektedir. Erken kesilmiş fatura muhatabının dikkatli ve tedbirli olması gerekir. Her ne kadar —kararlarında, faturada yazılı malların teslim edildiğini ispat yükü satıcıdadır—— sözleşme ilişkisinin sabit olduğu durumlarda faturanın kendisine tebliğ edildiğini kabul eden muhatap, faturaya süresinde itiraz etmezse veya mal bedelini ödediğini ispat edemezse mal bedelinden sorumlu olacaktır. —–Faturanın normal olarak mal tesliminden veya hizmet intikalinden sonra düzenlenmesi ve gönderilmesi gerekmektedir. — kesilmiş faturadaki—-kesimine bağlı olarak doğduğuna göre, böyle bir faturayı kabul eden alıcı fatura üzerindeki — mevcudiyetini reddedemez. En azından — tutarı kadar satıcıya borçlanmış olur. Fakat henüz malı teslim almadığı veya hizmeti tamamlanmadığı için, mal veya hizmet bedeline ilişkin borcunun bulunmadığını ileri sürebilir veya borcunu kabul edip, fatura içeriği malın teslimini veya hizmetin yapılmasını talep hakkına sahip olabilir. Ancak alıcı faturayı kabul etmez ise, — tutarı kadar dahi borçlandığı ileri sürülemez. Satıcı ise, faturanın alıcı tarafından kabul edilmesi koşuluyla sadece erken kestiği faturanın —- kadar alacaklanır. Mal veya hizmet bedelini talep hakkı ise ilgili malı teslimine veya hizmeti yıpranmasına bağlıdır. Malın tesliminden veya hizmetten önce düzenlenmesi halinde, yukarıda da açıklandığı üzere, karmaşık hukuki sonuçlara neden olmaktadır. Erken kesilmiş faturalara ve benzeri belgelere ilişkin — durumu çok nettir. —-söz konusu aya ilişkin — beyannamesinde hesaplanan— olarak göstermek zorundadır. Buna mukabil alıcı — doğmuş ve belgeye bağlanmış olması nedeniyle, söz konusu belgeyi resmi defterine —-yazarak, deftere yazdığı ay itibariyle — hakkını kullanabilir. Fatura kesimi ile birlikte — doğduğu için, faturanın kabulüne bağlı olarak — satıcı açısından alacak, alıcı bakımından ise borç niteliği taşır. ——kararında, özet olarak, Taraflar arasında yazılı şekilde yapılmamış olmakla birlikte geçerli sözleşme ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda faturalara—— yazılarak karşı tarafa tebliği ve karşı tarafça —– uyarınca sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde bu durum sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucunu doğurup vade farkının davalı yanca kabul edildiği ve istenebileceği anlamına gelmeyeceğine karar verilmiştir. Söz konusu kararın sonuç bölümünde konu şu şekilde tartışılarak sonuca varılmıştır “fatura düzenleyen tacirin —- karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.—- maddesinin—– ispat edilebilen adi bir karinedir. —- maddesi gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir…” Sonuç olarak, karışıklıkların yaşanmaması, hukuki boşluklara düşülmemesi ve —– uyulması adına; faturanın satıcı tarafından düzenlenmesi için, müşteriye bir mal satmış olması veya bir hizmet sunmuş olması, müşterinin de bu malı almış veya hizmetten yararlanmış olması gerekmektedir. Böyle bir yaklaşım mevzuata tam olarak uyduğu gibi alıcının haklarının netleşmesi açısından da önemlidir. Somut olayda, Davacı şirketin, Davalı şirkete ürün satımından kaynaklı borçlanmaları sonucu, Davalı tarafından düzenlenen iade faturaların, mesnetsiz olduğu yönünde bir itirazı olmamakla, sadece, düzenlenen faturalara ilişkin ürünlerin o esnada teslim edilmediği, sonrada teslim edildiği konusunda çekişmeleri olmadığı anlaşılmıştır. Sonradan teslim edilen, ürünler ile ilgili, bir çekişme olmadığı, yılsonu mutabakatta dahi sorun olmadığı anlaşılmıştır. İade ürünlerin geç tesliminden kaynaklı, olarak, Davacı Şirkete, eksik, hatalı, defolu ürün veya bedel teşkil etmeyecek şekilde değersiz ve davacının bu nedenle zararı olduğu yönünde bir itiraz veya bu konuda bir belge ibraz edilmemiştir. Uyuşmazlık konusu, Düzenlenen iade faturası tarihinde ürünlerin geç teslimi yönündedir. Bu husus —-hükümleri gereği yukarıda açıklanmıştır. Davacı faturaya — gün içinde itiraz etmemekle birlikte, ürün teslimi konusunda nihayetinde çekişme olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle Faturaların dönemsellik ilkesine göre kayıt düzeni yapılmak suretiyle, Takip tarihindeki tutar belirlenmiştir. Sonuç olarak davacı, şirketin, — takip tarihinde, kendi kayıt düzenine göre, — alacağının olduğu, Ancak, davalı tarafından düzenlenen iade faturaların dönemsellik ilkesine göre fatura tarihine göre kayda alması gerektiği, davalı tarafından düzenlenen faturaların — günü gününe işlenmiş olması gerektiği dikkate alındığında, — fiili alacağının olabileceği, davalının — tarihinde, asıl borca mahsuben icra müdürlüğünde ödemiş olduğu, —Talep edebileceği net tutarın olduğu, söz konusu kesinleşen net alacakla ilgili olarak,—- tarihinden, dava tarihine kadar işleyecek — işleyecek avans faizi İcra inkâr tazminatı talebinin yerinde olmayacağı kanaati ile takdiri sayın mahkemeye ait olduğu,Davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin belge ibraz edilmediğinden işlemiş faiz hesabının yapılmadığı, Taraflar arasında tüm dönemleri kapsayan geçerli bir sözleşme olmadığından, —-günlük vadeler ile bir ödeme uygulaması olmadığı, ödemelerin cari hesap kapama şeklinde yapıldığı bu nedenle, davalı vekilinin itirazı olan, faturaların ödeme tarihinden önce icra takibi yapıldığı beyanının yerinde olmadığı” denilerek görüş belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin rapora karşı itirazlarının değerlendirileceği şekilde bilirkişi heyetinden alınan —- tarihli ek raporda özetle;Kök raporda belirtilen hususlarda değişikliğe sebep olacak bir kanaatin oluşmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre; Dava cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine yapılan kısmi itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu, düzenlenen iade faturası tarihinde ürünlerin geç teslimi yönünde olup davacı taraf faturaya sekiz gün içinde itiraz etmemekle birlikte, iade ürünlerin geç tesliminden kaynaklı olarak zarara uğradığı yönünde itirazları ve talepleri bulunmayıp, taraflar arasında ürün teslimi konusunda da çekişme yoktur. Toplanan deliller uyarınca alınan bilirkişi heyet raporu mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan hükme esas alınmış olup faturaların dönemsellik ilkesine göre kayıt düzeni yapılmak suretiyle takip tarihinde belirlenen —- davacının alacağının olduğu mahkememizce kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilerek, davalının —dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin — asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık — oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, fazla talebin reddine, takipten sonra davadan önce—– kısmi ödemenin icra müdürlüğünce infazda nazara alınmasına, Alacak yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin reddine, davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının —- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin — asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —–oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, fazla talebin reddine,
-Takipten sonra davadan önce —- kısmi ödemenin icra müdürlüğünce infazda nazara alınmasına,
2-Alacak yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin reddine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı —- harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan —- davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan —tebligat ve müzekkere gideri, — bilirkişi masrafı olmak üzere toplam — yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek —- davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan —- yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek —- davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.594,10 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 12.044,24 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2021