Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1144 E. 2018/429 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/233
KARAR NO : 2018/341

DAVA : Muarazanın ve Müdahalenin Men’i
KARAR TARİHİ : 18/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Muarazanın ve Müdahalenin Men’i davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin … parselde kayıtlı akaryakıt istasyonunun 01/11/2015 tarihli kira sözleşmesi uyarınca kiracısı olduğunu, müvekkilinin tapu kütüğüne şerh edilmiş kiracılık hakkına istinaden bu istasyonu aynı tarihli bayiilik sözleşmesi ve Yatırım Çerçeve Sözleşmesi ile ……Bayii olarak faaliyet göstermesi şartıyla davalıya teslim ettiğini, ancak davalının 24/04/2017 tarihli ihtarname ile bayilik ilişkisini tek taraflı olarak sonlandırdığını, ……. Sözleşmesi’nin 10-3-7 maddesi uyarınca bayinin kendisine yapılan bildirimden itibaren en geç 3 gün içinde satış yerini üzerindekilerle birlikte tahliye ederek, müvekkiline veya müvekkilinin belirleyeceği 3.kişilerin kullanımına bırakması gerektiğini, aksi halde her gün için 5.000,00 USD cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, müvekkilinin davalıya gönderdiği, 27/04/2017 tarihli ihtarname ile bu sözleşme hükmü tahtında istasyonun 3 gün içinde teslimi, aksi halde cezai şart ödenmesi gerektiğini bildirdiğini, buna rağmen davalının akaryakıt istasyonunu haksız surette uhdesinde tutmaya devam ettiğini, müvekkilinin kira parasını ödemeye devam ettiği akaryakıt istasyonuna giremediğini bu yüzden ekonomik yarar sağlayamadığını belirterek davalının yarattığı muarazının giderilmesine ve müdahalenin tespit ve önlenmesine, haksız işgalden dolayı şimdilik 10.000,00 TL cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle dava değerinin tespit edilip bu değer üzerinden harç yatırılması gerektiğini, müvekkilinin alt kira sözleşmesi uyarınca davacının kiracısı durumunda olduğunu, kiralarını davacıya ödediğini, davacının bayilik sözleşmesinin feshini bahane ederek müvekkilini taşınmazdan tahliye etme imkanının bulunmadığını,ayrıca taraflar arasında alt kira sözleşmesi bulunmakta olup, davacının müvekkili şirkete karşı haksız işgale dayalı müdahalenin men’i davası açma ve taşınmazda işgalci olduğunu iddia etmesinin de mümkün olmadığını, müvekkilinin aralarındaki bayilik sözleşmesini haklı nedenlerle feshettiğini, davacı tarafın bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle müvekkilinin taşınmazdan tahliyesini talep etmekle birlikte taraflar arasında mevcut alt kira sözleşmesinin halen yürürlükte olduğunu, kira sözleşmesinden doğan tüm davalarda görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu savunmuş, esasa ilişkin beyanlarını da ibraz etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :Davacı taraf mahkememizde açtığı davada kiracısı olduğu akaryakıt istasyonunu bayilik sözleşmesi ve yatırım çerçeve sözleşmesi uyarınca kendisinin bayisi olarak faaliyet göstermek üzere davalıya teslim ettiğini, davalının bayilik sözleşmesini tek taraflı olarak haksız yere feshetmiş olmasına rağmen taşınmazı tahliye etmediğini belirterek cezai şart ve davalının müdahalesinin men’ini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiliyle davacı arasında bayilik sözleşmesi yanı sıra alt kira sözleşmesi imzalandığını, bayilik sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı nedenlerle feshedildiğini, dayanak kira sözleşmesi karşısında müdahalenin men’inin talep edilemeyeceğini, müdahalenin men’i talebi yönünden davaya bakmaya Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu ileri sürmüş, dosyaya dayanak kira sözleşmesini sunmuştur.
Davacı vekili davalının dayandığı kira sözleşmesinin 3.maddesinde satış yerinin müvekkilinin markası altında işletilmesi şartı olduğunu, davalının …. bayiliğini feshettiğini, alt kira sözleşmesinin süre başlıklı 5.maddesine göre sözleşmenin kendiliğinden son bulduğunu, bu itibarla davalının mahkememizin görevine yönelik itirazının yerinde olmadığını ileri sürmüştür.
Dava, davacı ile davalı arasında imzalanan a…. bayilik sözleşmesi nedeniyle cezai şart ve sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle müdahalenin men’i talebine ilişkindir. Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2015/15883 esas 2016/7514 karar sayılı kararı, taraflar arasında akaryakıt bayilik sözleşmesi yanı sıra kiracılık sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmelerin birbirinden bağımsız olup, kira sözleşmesinden doğan uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK 4.maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesince görülüp değerlendirilmesi gerektiği, davacının müdahalenin men’i talebi yönünden mahkememizin görevsiz olduğu kabul edilerek davacının bayilik sözleşmesinden doğan cezai şart istemine ilişkin davasının dosyadan tefrikiyle ayrı bir esasa kaydedilmesine, davacı tarafın müdahalenin men’i talebi yönünden mahkememizin görevsizliğine, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, dosyanın karar kesinleştiğinde süresinde talep halinde görevli İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, mahkememiz kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……Hukuk Dairesinin 05/02/2018 tarih 2017/6662 esas 2018/160 karar sayılı kararı ile kaldırılmakla dosya mahkememize iade edilmiştir.
Davacının mahkememizde müdahalenin men’i ve cezai şart istemli davasını birlikte açtığı, her iki davanın birlikte görülmesi gerektiği ve usul ekonomisi ilkeleri göz önünde bulundurularak mahkememiz bu dosyasının yine mahkememizin ….. esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememiz bu dosyasının yine mahkememizin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine,
2- Esasın bu şekilde kapatılmasına,
3-Yargılamaya birleştirilen dosya üzerinden devam edilmesine,
Dair esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..