Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1121 E. 2018/115 K. 06.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2016/1121 Esas
KARAR NO : 2018/115

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ : 06/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından … numaralı nakliyat abonman sigorta poliçesi ve ….. numaralı nakliyat emtia abonman sigorta poliçesi ile sigortalanan ……ne ait elektrolitik bükümlü bakır tel emtialarının …… nakliyesi işlemini davlı …….n ana nakliyeci olarak üstlendiğini, emtianın nakliyeci firma sorumluluğunda ……. vardığını ve emtianın araçtan tahliyesi öncesinde tamamında hasar tespit edildiğini, alacı firma tarafından teslim alınmadığını, emtianın aynı araç ile tekrar Türkiye’ye getirildiğini, müvekkili şirket tarafından zararın karşılandığını ve rücu hakkı olduklarını, davalıya müracaat ettiklerini ancak sonuç alamadıklarını, bu nedenle icra takibi başlatıldığını ancak davalının borca itiraz ettiğini beyanla, davalıdan 9.693,16 Euro (31.449,47 TL) alacağına ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali ile yasal faizi ile birlikte tahsiline, %20’den az olmayan oranda icra inkar tazminatı, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine, karşı taraf vekalet ücretinin adlarının hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …….sigortası genel şartları ve ……n benimsendiğinden hasarın oluş biçiminin teminat dışı olduğunu, davacının sigortalısına yaptığı ödemenin lütuf ödemesi olduğunu, CMR’nin taşıyıcı sorumluluğunu kaldıran hükümleri gereğince müvekkilinin hasardan ötürü bir sorumluluğunun bulunmadığını, ikrar kabul edilmemek kaydıyla bir an için müvekkilinin hasar sebebi ile sorumlu olduğu düşünülse bile hasarda taşıyıcıya rücu meblağı CMR 23.madde hükümlerine göre hesaplanamadığından dava değerine itiraz ettiklerini, talep edilen faiz oranı, faizin başlangıç tarihinin de CMR 27.maddesine aykırı olduğunu, davacının icra inkar tazminatı talebinin istikrar kazandığını, yargıtay içtihatlarına göre alacağın likit olmaması sebebiyle kabul edilemeyeceğini beyanla, davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan vekili beyan dilekçesinde özetle; ihbar olunan olarak aleyhlerine hüküm kurulmasına imkan bulunmadığını, davada dahili davalı sıfatını taşımadıklarını, taraf sıfatının kamu düzenine ilişkin olduğunu, haklarında usul yayası hükümlerine göre dava açılamayan kişinin ihbar talebi ile davalı sıfatı kazanmadığını beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; TTK 1472 maddesinde düzenlenen rü’cuen tazminat istemine ilişkin olup davacı dava dışı sigortalısına yaptığı ödemenin davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptaline ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek taraf delilleri toplanmıştır.
Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında hasarın rücusuna dayalı olarak 9.380,15 Euro asıl alacak ve 313,01 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.693,16 Euro üzerinden icra takibi başlattığı, davalının yasal sürede borca itiraz ettiği, iş bu davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen hasar dosyası dosyamız arasındadır.
Davacının…… sayılı hasar dosyası için görevlendirdiği bağımsız eksperin mahallinde yaptığı inceleme sonucunda hazırlanan ekspertiz raporunda; rulolarda eziklik, dağılma, kırılma ve kopmalara bağlı hasarı (yükün taşıyıcıya teslim edildiği yerdeki üretici firmanın) 72.301,45 Euro olan fatura fiyatını baz almak ve iade gelen hasarlı malın yeniden değerlendirilebilmesi için üreticinin 65.071,30 Euro’luk sovtaj teklifini gözetmek suretiyle geri dönüş navlunu için ödenen 2.150,-Euro dâhil, …. hasar bedelini” [(72.301,45€. Mal Bedeli – 65.071,30€. Sovtaj tenzili) + 2.150,- Euro Dönüş Navlunu=)] 9.380,15 Euro olarak tespit edilmiştir.
Bağımsız eksperin belirlediği bu bedeli, davacı sigorta şirketinin sigortalısından aldığı, içeriğinde temlik beyanı da olan bilâ tarihli tazminat makbuzuna kayden ödediği ve rücuen davalı taşıyıcıdan tahsil etmek istediği anlaşılmaktadır.
Davacının davalıdan rü’cuen talep edebileceği bir tutarın bulunup bulunmadığı, varsa miktarının belirlenmesi ve davalının olaydaki sorumluluğunun tespiti bakımından bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunda; takdiri Yüce Mahkemeye ait olması kaydıyla; davacının sigortalısı konumundaki dava dışı gönderenin, dava konusu 15 tonluk komple kamyon hamulesi yükü güzergâha uygun bir şekilde araca tam sabitlemeden, sağlam bir şekilde bağlamadan, desteklemeden sevk ettiği ve bu duruma yukarıda açıklanan unsurların yaptığı etkinin, delil olarak sunulan fotoğraflarda izlenen darbeye, sürtünmeye, ezilmeye, deformasvona bağlı zararın oluşmasını tetiklediği, dava konusu ….. rulolar halinde istiflenmiş brüt 15.070 kg. ağırlığındaki elektrolitik bükümlü bakır tel türü emtianın sevk aracına istiflendikten sonra güzergâha ve aracın mutat salınımlarına uygun bir şekilde sabitlenmemesi halinde devrilip, birbirine çarpip/sürtünüp zarar görebileceğini (emsal türdeki malı gönderenin deposunda taşıyıcı adına sürücünün ambalajlayıp, araca yükleyip istiflemeyeceği izahtan varestedir, ayrıca dava dosyasında davalı taşıyıcının tahmil/tahliyeyi ve/veya ambalajlamayı/sabitlenmeyi belli bir ücret karşılığında üstlenip bu işe araç/gereç ve elaman tahsis ettiğini tevsik edebilecek türde bir belge ya da bu hizmetler karşılığı için navlun dışı olarak düzenlenmiş herhangi bir hizmet faturası da mevcut değildir; ancak hal böyle olsa bile) araç sürücüsünün “nezaret görevi esnasında basit bir değerlendirmeyle” öngörüp, yapılan yüklemeye, istifleme ve sabitleme şekline karşı çıkması, göndereni uyarması, netice alamaması durumunda da taşıma senedine çekince koyması gerektiği, bu konuda taşıyıcının taşıma senedine (CMR md.8 ve md.9 a göre) herhangi bir çekince koymadan yükü teslim almasına; yüke, ambalajına, istif şekline çekince koymadan teslim aldığı eşyayı, alıcısı emrine “hasarsız/çekincesiz teslim edememiş olmasına” bağlı araç sürücüsünün yüke olan “özen yükümlülüğünü ihlalden” doğan kusuru,…… hükmünde olduğundan; “somut olayda kusurun ağırlıklı bölümü gönderenin üzerinde bırakılacak şekilde”, taşıyıcının müterafik kusurunun %25 olarak belirlenmesinin; takdiri Yüce Mahkeme’ye ait olması kaydıyla yerinde olduğu, hasar gören malın brüt 15.070 kilo olup, taşıyıcıya bu ağırlıktaki yükün hasarı yüzünden yöneltilebilecek sorumluluk CMR md.23/3*e göre (15.070 kg.x 8,33 SDR=) 125.533,10 SDR ile sınırlı olduğunu, bu limitin herhalükarda dava konusu olayda tartışılan hasar miktarının çok üzerinde olduğundan; ayrıca … hesabı yapılmasına gerek olmadığını, eşya sahibinin davalı taşıyıcıya 15 tonluk komple kamyon hamulesi yük için ödediği navlun ücreti, “…… teslim şekline göre” zaten satış bedeline yani fatura fiyatına dahil olduğunu, bu nedenle yükün taşıyıcıya teslim edildiği yerdeki bedeline dahil olan taşıma ücretinin ayrıca hasar bedeline ilave edilmesine gerek olmadığını, davacının rücu konusu yaptığı hasar bedelinin ise “tazmini gereken gerçek zarar bağlamında” …. bedeli de gözetilmek suretiyle “….. teslim edildiği yerdeki üretici firmanın birim fiyatlarıyla” (CMR Md.25 ile çelişmeyen şekilde) hesaplandığından ve “ayrıca hasarlı malın geri taşınması ile ilgili olan …..” da, hasarlı malın yerine gönderilen yeni malın taşıma ücreti ile ilgili değil, “aynı taşıma işi ve aynı araçla ilgili” olan ve CMR md.23/4″de (“Yükün taşınması dolayısıyla ödenen taşıma ücreti, gümrük resimleri ve diğer ödemeler de, malın tamamen kaybedilmesi halinde tamamen ödenir.”denmek suretiyle) belirtilen “diğer ödemeler” kapsamında olduğundan; takdiri Yüce Mahkeme’ye ait olması kaydıyla davacının sigortalısından aldığı tazminat makbuzu kapsamında sigortalısına ödediği tazminatın, taşıyıcının %25 olarak belirlenen müterafik kusur oranına göre (9.380,15 €. hasar tazminatı x 0,25 taşıyıcının zararın oluşmasına etkisine bağlı müterafik kusuru=) 2.345,04 Euro’luk kısmını davalı şirketten talep edebilmesi mümkün olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili rapora karşı beyan dilekçesinde; müvekkili sigorta şirketi ile sigortalısı arasında bulunan “….u” başlıklı belge dolayısıyla müvekkilinin aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu, davalının konvansiyon gereği çekince koymadığından hasardan sorumlu olduğunu, ödeme dekontunu sunduklarını, ödeme tarihi dikkate alınarak faiz işletilmesini beyan etmiştir.
Davalı vekili rapora karşı beyan dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; davacının düzenlediği…. dava konusu emtiayı sigortaladığı, davacının dava dışı sigortalısı …….AŞ’ye ait elektronik bükümlü bakır tel emtialarının …….’ya taşınması işinin davalı tarafından üstlenildiği, dava konusu malı taşıyan aracın 03/09/2015 tarihinde varış yerine ulaştığı ancak yük araçtan tahliye edilmeden önce tamamında hasar izlendiği gerekçesiyle …..i alıcının dava konusu malı kabul etmediği ve yükü boşaltmadan aynı araçla geri gönderdiği, durumun davacı sigortacıya bildirildiği, CMR’deki sorumluluk sisteminde, yükün ambalajının kifayetsiz ya da ambalajsız olmasından ve/veya araca hatalı istiflenip, sabitlenmesine bağlı tertipleme hatalarından dolayı vuku bulan hasarlardan taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı öngörülmüş olmakla birlikte; Yüce Yargıtay’ımızın yerleşik içtihatlarında, ambalajlama, yükleme, boşaltma ve istifleme göndericiye veya alıcıya ait olsa da taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranarak nezaret görevi (özen borcu) bulunduğu, “ilke olarak kabul” edilmektedir (Özel Dairenin …..SK.). Dolayısıyla taşınacak emtianın ambalajsız veya ambalajının kifayetsiz olması ya da araca ve güzergâha uygun şekilde sabitlenmemesi halinde taşıyıcı, göndereni uyarmadan ve CMR sözleşmesinin 8 ve 9. maddeleri kapsamında taşıma senedine çekince koymadan yükü teslim alır ve eğer yükte “somut olayda olduğu gibi” bu yüzden bir hasar vuku bulursa, öncelikle zarara sebep olan hatayı taşıyıcının nezaret borcu esnasında kendi bilgisiyle fark edip edemeyeceğinin tespiti gerekecek, fark edebileceği durumlarda ise, hasar kifayetsiz ambalaj veya istif hatasından ya da yükün usulüne uygun bir şekilde sabitlenmemesi yüzünden de kaynaklansa (….30.01.2006 Tarih,…..; Y.11.HD. 24.05.2005Tarih….; Y.11.HD. 20.10.2003 Tarih, E.2…..K.2….. SK ve aynı paraleldeki emsal diğer kararlarında da hükmolunduğu üzere) zararın gönderen ile taşıyıcı arasında paylaştırılması ve bunun içinde taşıyıcının müterafik kusur oranının belirlenmesi icap edecektir.
…….” bağlamında benzer bir olayda Y.11.HD. 18.01.2010 Tarih, E…..- K.2010/424 Sayılı Kararında “yükleme ve istif hatasının herhangi bir araştırmaya gerek kalmadan kolaylıkla fark edilecek bir hata olduğunun kabulü halinde, kusurun ağırlıklı bölümünün gönderen üzerinde bırakılacak şekilde, taşıyıcının özen yükümlülüğünü ihlalden dolayı müterafik kusur oranının belirlenmesi” gerektiği; 06.06.2005 Tarih E….- K.2005/5843 Sayılı Kararında ise “istiflemenin her türlü yol koşulu öngörülerek, doğru, yeterli ve güven verici şekilde yapılması gerekli olup, taşıma boyunca pek çok virajdan dönen aracın, son aşamadaki bir virajdan dönerken yükün bağlantılarından kurtulması, sürücü kusurundan çok, baştan beri var olan ve seyahat boyunca artan yükleme kusurunun varlığını ortaya koymaktadır.” demek suretiyle, yükleme taşıyıcıya ait değilse, “taşıyıcının sadece yüklemeye nezarete ilişkin bir sınır ve seviyede kalan müterafik kusur hali dışında sorumluluğu bulunmadığının” kabulü gerektiği yönünde hüküm tesis etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12.04.2001 Tarih, E.2001/1032 – K.2001/3048 Sayılı Kararının (taşıyıcı yararına bozma gerekçesinin açıklandığı) 2.Bendinde benimsenen görüş ise “… Ambalajlama, yükleme ve istif göndericiye ait olsa bile, taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranarak nezaret görevi olduğu ilke olarak doğrudur. Bu sebeple doğacak bir zarardan sorumluluğun kalkması için taşıyıcının bu yöndeki itirazı kaydını tasıma sözleşmesine serh düşmesi gerekir. Ancak, taşıyıcının hiçbir itirazı kayıt ileri sürmeden taşımayı gerçekleştirmesi, yükün tam ve sağlam alındığı hususunda karine teşkil eder ise de ambalajlama ve istifleme yönünde müterafik kusurunu teşkil eder.” denmek suretiyle açıklanmıştır.
Somut olayda dava konusu 17 palete rulolar halinde istiflenmiş brüt 15.070 kg. ağırlığındaki elektrolitik bükümlü bakır tel türü emtianın sevk aracına istiflendikten sonra güzergâha ve aracın mutat salınımlarına uygun bir şekilde sabitlenmemesi halinde devrilip, birbirine çarpip/sürtünüp zarar görebileceğini (emsal türdeki malı gönderenin deposunda taşıyıcı adına sürücünün ambalajlayıp, araca yükleyip istiflemeyeceği izahtan varestedir, ayrıca dava dosyasında davalı taşıyıcının tahmil/tahliyeyi ve/veya ambalajlamayı/sabitlenmeyi belli bir ücret karşılığında üstlenip bu işe araç/gereç ve elaman tahsis ettiğini tevsik edebilecek türde bir belge ya da bu hizmetler karşılığı için navlun dışı olarak düzenlenmiş herhangi bir hizmet faturası da mevcut olmadığı; ancak hal böyle olsa bile) araç sürücüsünün “nezaret görevi esnasında basit bir değerlendirmeyle” öngörüp, yapılan yüklemeye, istifleme ve sabitleme şekline karşı çıkması, göndereni uyarması, netice alamaması durumunda da taşıma senedine çekince koyması gerektiği, bu konuda taşıyıcının taşıma senedine (CMR md.8 ve md.9 a göre) herhangi bir çekince koymadan yükü teslim almasına; yüke, ambalajına, istif şekline çekince koymadan teslim aldığı eşyayı, alıcısı emrine “hasarsız/çekincesiz teslim edememiş olmasına” bağlı araç sürücüsünün yüke olan “özen yükümlülüğünü ihlalden” doğan kusuru, “taşıyıcının kendi kusuru” hükmünde olduğundan; bilirkişi heyetinin tespit ettiği üzere taşıyıcının müterafik kusurunun %25 olarak belirlendiği, Mahkememizce de bu kusur oranının uygun bulunduğu ; takdiri Yüce Mahkeme’ye ait olması kaydıyla yerinde ve Yüce Yargıtay’ımızın yerleşik İçtihatlarına da (Emsal: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 Tarih e.2012/11-68,K.2012/244 Sayılı Kararı), hasar gören malın brüt 15.070 kilo olup, taşıyıcıya bu ağırlıktaki yükün hasarı yüzünden yöneltilebilecek sorumluluk CMR md.23/3*e göre (15.070 kg.x 8,33 SDR=) 125.533,10 SDR ile sınırlı olduğunu, bu limitin herhalükarda dava konusu olayda tartışılan hasar miktarının çok üzerinde olduğundan; ayrıca …. hesabı yapılmasına gerek olmadığı, eşya sahibinin davalı taşıyıcıya 15 tonluk komple kamyon hamulesi yük için ödediği navlun ücreti, …… teslim şekline göre” zaten satış bedeline yani fatura fiyatına dahil olduğu, bu nedenle yükün taşıyıcıya teslim edildiği yerdeki bedeline dahil olan taşıma ücretinin ayrıca hasar bedeline ilave edilmesine gerek olmadığı, davacının rücu konusu yaptığı hasar bedelinin ise tazmini gereken gerçek zarar bağlamında sovtaj bedeli de gözetilmek suretiyle malın taşıyıcıya teslim edildiği yerdeki üretici firmanın birim fiyatlarıyla (CMR Md.25 ile çelişmeyen şekilde) hesaplandığından ve “ayrıca hasarlı malın geri taşınması ile ilgili olan navlun” da, hasarlı malın yerine gönderilen yeni malın taşıma ücreti ile ilgili değil, “aynı taşıma işi ve aynı araçla ilgili” olan ve CMR md.23/4″de (“Yükün taşınması dolayısıyla ödenen taşıma ücreti, gümrük resimleri ve diğer ödemeler de, malın tamamen kaybedilmesi halinde tamamen ödenir.”denmek suretiyle) belirtilen “diğer ödemeler” kapsamında olduğundan; gerekçeli ve denetlenebilir bilirkişi raporu doğrultusunda davacının sigortalısından aldığı tazminat makbuzu kapsamında sigortalısına ödediği tazminatın, taşıyıcının %25 olarak belirlenen müterafik kusur oranına göre (9.380,15 €. hasar tazminatı x 0,25 taşıyıcının zararın oluşmasına etkisine bağlı müterafik kusuru=) 2.345,04 Euro’luk kısmını davalı şirketten talep edebilmesinin mümkün olduğu zira bunun yanında ……… Şartlarının 5.maddesi uyarınca malların gereği gibi hazırlanmamış veya tertiplenmemiş olmasından veya ambalaj kifayetsizliğinden ileri gelen ziya ve hasarların nakliyat sigortası teminatından hariç tutulduğu, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı ……… ile düzenlediği ……. Şartlar başlıklı bölümün 2.maddesinde ; sigorta konusu emtianın özelliği gereği yetersiz veya uygun olmayan ambalajlama nedeniyle meydana gelebilecek ziya, hasar ve masrafların teminat kapsamından hariç olacağının belirtildiği, söz konusu ödeme hatır ödemesi sayılsa bile davacının sigortalısı…AŞ tarafından imzalı ibranamede temlik beyanı olduğu, davacı halefiyet ilkesi gereğince davalı taşıyıcıya rücu edemese de dava dışı sigortalısı .. Aş’den alacağı temlik aldığı nazara alınarak davalı taşıyıcının yüke olan özen yükümlülüğünü ihlalden doğan % 25 olarak belirlenen müterafik kusuru oranına göre sorumlu olduğu tazminat miktarının 2.345,04 EURO olduğu anlaşılmakla gerekçeli, denetlenebilir ve Mahkememizce de uygun görülen rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulünün gerektiği, davacı sigorta şirketi tarafından takipten önce davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin herhangi bir delil sunulmadığından işlemiş faize ilişkin talebin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren CMR Sözleşmesinin 27. maddesi yılda %5 üzerinden faiz işletilmesine, alacak likit olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargılama ve giderleri dava tarihi olan 21/10/2016 tarihinde …..ı döviz alış kuru 1 Euro = 3,3478 TL olarak hesaplanmıştır.)
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının İstanbul Anadolu ………İcra Müdürlüğünün 2016/3575 esas sayılı takip dosyasındaki dosyasına yapmış olduğu itirazının 2.345,04 EURO asıl alacak yönünden iptaline, takibin 2.345,04 EURO asıl alacak yönünden devamına, kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 5 oranında faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin ve işlemiş faize ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine,
3-a)Alınması gerekli karar harcı 536,28 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 379,83 TL’nin mahsubu ile bakiye 156,45 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafça yatırılan 379,83 TL peşin harç ve 29,20 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 409,03 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 169,00 TL davetiye ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.369,00 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 342,25 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 2.826,25 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalılar tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Kararın kesinleşmesi için tebligat masrafları ayrıldıktan sonra bakiye giderin yatırana iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, ihbar olunan vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.