Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1085 E. 2018/237 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1085 Esas
KARAR NO : 2018/237

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili; müvekkili ile dava dışı …… arasında akdedilen 28/06/2007 tarihli ….. Sözleşmesinin davalılar tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, bu sözleşmede belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle hesap kat edilerek düzenlenen ihtarnamenin borçlulara gönderildiğini, ancak olumlu sonuç alınamadığını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu ileri sürerek itirazların iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İcra dosyası incelendiğinde, takibin 120.818,50 TL taksitli krediden kaynaklanan nakdi alacak, 756,58 TL taksitli oto kredisinden kaynaklanan nakdi alacak ve 1.500,00 TL gayrinakdi alacağa ilişkin olduğu, borcun tamamına itiraz edildiği, ancak dava dilekçesinde itirazın iptali talep edilmesine rağmen harca esas değer olarak 120.818,50 TL gösterildiği ve gayrinakdi alacağa yönelik bir talep olup olmadığının belirsiz olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinden HMK 31.maddesi uyarınca açıklayıcı beyanda bulunması talep edilmiş, davacı vekili 19/06/2017 tarihli dilekçesinde, dava değerinin hatalı gösterildiğini, 756,58 TL nakdi alacak taleplerinin de olduğunu, buna ilişkin harç eksikliğini tamamladıklarını, bunun yanında gayrinakdi alacaktan sadece asıl borçlunun sorumlu olduğunu belirtmiştir.
SAVUNMA:Davalılar vekili; yasal sürede davaya cevap vermemiş, yasal süreden sonra sunduğu beyan dilekçesinde, icra takibinden önce asıl borçlu şirketin iflasına karar verilmiş olması nedeniyle takip yapılmasının mümkün olmadığını, asıl borçlu ile diğer kefilin davaya dahil edilmeleri gerektiğini, asıl borçluya başvurulmadan müvekkillerinden talepte bulunulamayacağını savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, …… Sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredilere ilişkin alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, dava konusu alacak rehinle temin edilmiş olsa bile İİK 45.maddesinin kefiller hakkında uygulanamayacağı dikkate alındığında bu davaya özgü dava şartlarının mevcut olduğu anlaşılmış, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmak suretiyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Dava konusu kredi sözleşmesi incelendiğinde, ….. tarihli 88.000,00 USD bedelli olduğu, asıl borçlusunun ……. olduğu, davalıların müteselsil kefil oldukları, ayrıca asıl borçlu ile 26/06/2007 tarihli …… Sözleşmesi akdedilmiş olduğu görülmüştür.
Dava konusu 14/01/2011 tarihli ihtarname incelendiğinde, …… nolu kredi borcunun 1.540,80 TL, ….. nolu kredi borcunun 34.494,53 USD karşılığı TL olduğunun belirtildiği, 24 saat ödeme süresi verildiği, ihtarnamenin borçlulara 18/01/2011 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının davalılar hakkında kredi sözleşmesi ve kat ihtarnamesine dayalı olarak 16/10/2015 tarihinde, ….. nolu taksitli oto kredi borcu için 117,74 TL asıl alacak olmak üzere toplam 756,58 TL üzerinden, ……. nolu taksitli kredi borcu için 77.782,25 TL asıl alacak olmak üzere toplam 120.818,50 TL üzerinden olmak üzere toplam 121.575,08 TL nakdi ve 1.400,00 TL gayrinakdi alacak üzerinden icra takibi başlattığı, davalıların yasal sürede borca itiraz ettikleri, iş bu davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Bankacı bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle; kat tarihi itibariyle alacak tutarlarının talep edilen tutarların üzerinde olduğu, ancak taleple bağlı kalınması gerektiği, borçluların 20/01/2011 tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüş oldukları, bankaca fiilen uygulanan akdi faiz oranlarına göre talep edilen temerrüt faiz oranlarının yerinde olduğu, temerrüt tarihi itibariyle alacak tutarlarının da talebin üzerinde olduğu, taleple bağlı kalınması gerektiği, buna göre takip tarihi itibariyle davacının ….nolu ……. için; 117,74 TL asıl alacak, 171,92 işlemiş temerrüt faizi ve 8,60 TL %5 BSMW olmak üzere toplam 298,26 TL, ….. nolu Taksitli …..için; 77.782,25 TL asıl alacak, 40.986,90 TL işlemiş temerrüt faizi ve 2.049,35 TL %5 BSMW olmak üzere toplam 120.818,50 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Davalılar vekili, asıl borçlunun borcunun tespit edilmediğini, kat ihtarının müvekkillerine usulüne uygun tebliğ edilmediğini, kredi sözleşmesinde müvekkillerinin sorumlu oldukları tutarların belirtilmediğini belirterek yeni bir bilirkişiden rapor alınmasını istemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı banka ile dava dışı ……. arasında akdedilen 28/06/2007 tarihli 88.000,00 USD bedelli …… Sözleşmesinin davalılar tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı ve sözleşme uyarınca krediler kullandırıldığı, öncelikle sözleşme tarihi dikkate alındığında somut olayda 818 BK ilgili hükümlerinin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla kredi sözleşmesinde kefalet limitleri belirtilmemiş olsa da kredi sözleşmesi tutarının kefalet limiti olarak kabul edilmesi gerektiği, kredilere ilişkin borcun ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek davalılara borcun ödenmesi talebiyle ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin davalılara tebliği usulüne uygun olmadığından davalılardan kendi temerrütlerinden dolayı herhangi bir talepte bulunulamayacağı, ancak asıl borçlunun 20/01/2011 tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüş olduğu(asıl borçlu iş bu davada taraf olmadığından dolayısıyla tebliğin usulsüzlüğü,tebliğden haberdar olmadığı yönünde bir itirazı olmadığından asıl borçlunun takipten önce temerrüde düştüğünün kabulü gerekir), dolayısıyla davalıların kefalet limiti sınırları içinde kalmak sureti ile asıl borç ve asıl borçlunun temerrüdünden sorumlu tutulabilecekleri(Emsal: Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 21/12/2016 tarihli 2016/6502 E., 2016/16085 K. sayılı kararı; 26/06/2014 tarihli 2014/7738 E., 2014/11765 K. sayılı kararı), davacı bankaca fiilen uygulanan akdi faiz oranları dikkate alındığında talep edilen temerrüt faiz oranlarının yerinde olduğu, buna göre davacının takip tarihi itibariyle …..nolu ……… Borcu için; 117,74 TL asıl alacak, 171,92 işlemiş temerrüt faizi ve 8,60 TL %5 BSMW olmak üzere toplam 298,26 TL, …….nolu ……. Borcu için; 77.782,25 TL asıl alacak, 40.986,90 TL işlemiş temerrüt faizi ve 2.049,35 TL %5 BSMW olmak üzere toplam 120.818,50 TL alacaklı olduğu, kredi borcunun davalıların kefalet limitleri içinde kaldığı, iş bu davada gayrinakdi alacak talebinde bulunulmamış olması nedeniyle bu konuda değerlendirme yapılmadığı, ayrıca alacak likit olduğundan davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinde haklı olduğu,bunun yanında davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin yasal süreden sonra ileri sürülmüş olması nedeniyle dikkate alınmadığı, kaldı ki haklı da olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, davalıların ……. İcra Müdürlüğü’nün 2015/6444 sayılı takip dosyasında itirazlarının;
a) ……. nolu …….. Kredi Borcu için; 117,74 TL asıl alacak, 171,92 işlemiş temerrüt faizi ve 8,60 TL %5 BSMW olmak üzere toplam 298,26 TL üzerinden iptali ile bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %30,42 TL temerrüt faizi yürütülmesine,
b) ……. nolu ….. Borcu için; 77.782,25 TL asıl alacak, 40.986,90 TL işlemiş temerrüt faizi ve 2.049,35 TL %5 BSMW olmak üzere toplam 120.818,50 TL üzerinden iptali ile bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %13,50 TL temerrüt faizi yürütülmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 121.116,76 TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
5- Alınması gereken 8.273,48 TL karar harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.455,40 TL ile tamamlama harcı 13,00 TL’nin mahsubu ile 6.805,08 TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafça peşin olarak ve tamamlama harcı olarak yatırılan toplam 1.468,40 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 33,50 TL ilk dava masrafı, 138,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 871,50 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 868,21 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, geri kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı taraflarca yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca takdiren 12.439,34 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 458,32 vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.