Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1077 E. 2022/279 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1077
KARAR NO: 2022/279
DAVA: Alacak (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/10/2016
KARAR TARİHİ: 06/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak ( Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin——-yaptırabilmek adına davalı sigorta şirketinin acentesi olan davalı —- imzalandığını, —–sigortalandığını, müvekkilinin davalı sigorta acentesine —– ödeme yaptığını, müvekkilinin geçerli risk poliçeleri olmadığı için kredi alamadığını, yapılan ödemenin iadesinin davalı sigorta şirketinden istendiğini ancak iade edilmediğini, —— acentelik ettiği sigorta şirketi adına faaliyet yürütmeye yetkili olduğunu, bu nedenle acente ile yapılmış sözleşmeler ve işlemlerin ana sigorta firmasını bağladığını, bu nedenle davalı sigorta şirketinin de sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —– yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki —–karşılığının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı ——– vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu sözleşmenin tarafı olmadığını, sözleşmeden doğan/doğabilecek ihtilafların muhatabı olunmadığının davacı tarafa bildirildiğini, müvekkilinin yalnızca aracılık hizmetini sağladığını, kredinin temin edilememiş olmasının müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, sözleşmenin tarafı olan sigorta şirketinin sorumluluğu bulunduğunu, davacının ödemiş olduğunu iddia ettiği sigorta bedelleri konusunda belirsizlik bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden ödeme yapılmış ise ödemenin kim hesabına yapıldığının anlaşılamadığını, davacı tarafın sigorta bedellerini ödediğine dair iddialarını, elverişli ve yeterli belgelerle destekleyemediğini, ödeme yapılmış olması halinde bile sözleşmeden doğacak taleplerin ——– sayılan müvekkiline karşı ileri sürülmesinin hukuken mümkün olmadığını, sözleşmenin yapıldığı kabul edilse dahi sigorta hukuku kaidelerinde ödenmiş olunan sigorta bedelinin geri iadesi şeklinde bir uygulamanın söz konusu olmadığını, ödemelerin sigorta şirketine yapıldığını, acentelerin bu ödemeden belli oranda pay aldığını, sigorta bedellerinin acente uhdesinde kalmasının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini ve davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu poliçenin sahte poliçe olduğunu, müvekkilinin kayıtlarında yer almadığını, müvekkilinin nam ve hesabına düzenlenmediğini, sigorta bedelinin — tarihinde ödendiğini, —-gereği zaman aşımı itirazında bulunduklarını, dava konusu poliçenin gerçekte var olmayan ——isimli bir sigorta şirketi namına düzenlendiğini, diğer davalı acentenin usulsüz işlemler ile 3.şahısları dolandırdığına vakıf olunması üzerine acentelik sözleşmesinin feshedildiğini, müvekkilinin bilgi ve talimatı olmadan tüzel kişilik kaşesini kullanarak imza atmasının müvekkilini hukuken bağlayıcılığı bulunmadığını, poliçede yer alan adresin müvekkili ile ilgisi olmadığını, müvekkilinin davacı şirket ile — tescilli sigortacısı olmadığını, bu şirketlerle aralarında ticari ilişki de bulunmadığını, davalı acentenin —- kendi poliçe kağıdında poliçeleri düzenlediğini, gelen —-havale ettiğini ikrar ettiğini, sahte poliçenin—– ifadesi yazmasına karşı poliçe içeriğinde kredi sigortası ile alakası olmayan teminatların verildiğini, davacı şirketin ——– basiretli bir tacirin göstermesi gereken özeni göstermediğini, davacının ağır kusuru bulunduğunu, poliçenin şekil olarak geçersiz olduğunu ve müvekkiline ait seri numaralı antetli kağıda basılmadığını, poliçenin yurt dışında yerleşik kredi kuruluşundan kredi çekmek amacı ile yabancı tüzel kişiliği bulunan davacı şirket adına yurt dışında düzenlenmiş olduğundan geçersiz olduğunu, davacı tarafından diğer davalıya ödemenin banka aracılığı ile gönderildiğine dair dekont ibraz edilmediğini, davalı acente ile aralarında bulunan sözleşmenin feshedilmesi üzerine davalı acente tarafından müvekkili aleyhine portföy tazminatı talebi ile dava açıldığını, davada alınan bilirkişi raporu ile müvekkilinin haklı nedenle sözleşmeyi feshettiğinin tespit edildiğini, davalı acente hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, davalı acente tarafından başka kimselerin de aynı yöntemle dolandırıldığını, acente hakkında bir çok dava olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile alacak davasıdır. Davacı——– yaptırmak amacıyla davalı —- acentesi olan —sigorta sözleşmesi imzalandığını, acenteye—- ödediğini, ancak geçerli bir risk sigortası sözleşmesi olmadığından ——- alamadığını, bu yüzden ödediği paranın iadesini talep ettiğini fakat sonuç alamadığını belirterek kısmi dava açmak suretiyle şimdilik —– davalılardan tahsiline karar verilmesini taleple dava açmış, davalı —diğer davalı ——– davacının akdedildiğini ileri sürdüğü sigorta sözleşmesinin tarafı olmadığını, bu durumu davacıya da bildirdiğini, kendisinin sadece aracılık hizmetini yerine getirdiğini, davacının ödeme belgesi olarak dayandığı belgelerin paranın tamamının kendisine ödendiğini gösteren belgeler olmadığını, bir an için ödemelerin yapıldığı kabul edilse dahi prim iadesinin sözkonusu olamayacağını sözleşmenin tarafı da olmadığını ileri sürmüştür. Diğer davalı ——— davacının dayandığı poliçenin sahte bir poliçe olup kayıtlarında bulunmadığını, poliçenin kendisi nam ve hesabına düzenlenmediğini, davacının poliçe bedelinin —– tarihinde ödendiğini ileri sürdüğünü bu durumda sebepsiz zenginleşme zamanışımı süresinin dolduğunu, dayanak poliçenin —- unvanlı bir sigorta şirketi adına düzenlendiğini, imzaların bu unvan altına atıldığını, davalı acentenin sahte poliçelerle — dolandırdığı tespit edilerek acentelik sözleşmesinin —- tarihli fesihname ile feshedildiğini, davalının —– kullanarak imza atmış olmasının —yönünden hiçbir bağlayıcılığının olmayacağını, davalının — tarihli yazılı beyanında da —- kendi poliçe kağıdında poliçe düzenleyip, kendisine gelen primleri—— banka hesabına havale ettiğini ikrar ettiğini, davacının sahte olduğu ilk bakışta anlaşılabilecek bir poliçeye dayanarak ödeme yapmakla ağır kusurlu olduğunu, acentenin yetkisinin —— ile sınırlı olup poliçenin bu nedenle de geçersiz olduğunu, kendilerinde davaya konu poliçeye benzer teminat veren bir poliçe türünün bulunmadığını, poliçenin şekil şartlarına uygun olmayıp ——— kanuna aykırılık teşkil ettiğini, diğer davalı acente tarafından —— acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği iddiasıyla —— tazminatı talepli dava açıldığını, sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinin belirlendiğini belirterek hakkında açılan davanın öncelikle husumet yokluğundan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ——günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davacı şirket —- mukim bir şirket olup ——–taraf olduğundan teminat muafiyeti bulunduğu belirlenmiştir.
Dosyaya sunulan delillerden davalılar arasında acentelik sözleşmesi imzalanmış olduğu, ayrıca davalı —– acentelik yetkileri hakkında vekaletname verildiği, vekaletnamenin — tarihli —–yayınlandığı ve bu vekaletnameye göre —-sigorta acentesi sıfatı ile davalı —– sınırları içinde vekaletnamedeki sınırlamalar dahilinde sigorta sözleşmelerine ilişkin teklifleri kabule, sigorta poliçelerini, eklerini, yenilemelerini düzenleyip imza etmeye, primleri makbuz karşılığı tahsil etmeye yetkili kılındığı anlaşılmıştır. Davalı —–tarafından davalı—-gönderilen —- tarihli ihtarname ile acentelik sözleşmesi ——- tarihi itibariyle feshedilmiş ve verilen vekaletname de iptal edilerek —- tarihli ——– yayınlanmıştır.
Davacının dayandığı sigorta poliçesi incelendiğinde ise poliçenin ——- ünvanının yer aldığı, aynı sayfanın sağ üst ve sağ alt köşelerinde aynı şirketin —- yer verildiği imza kısmında —— imza yeri açıldığı, poliçe metninde taahhütte bulunanın da yine —– olduğu poliçenin hiçbir yerinde taahhüt veren olarak davalı sigorta şirketinin adının geçmediği ancak poliçenin —–kaşesi ile davalı —- tarafından imzalandığı anlaşılmıştır. Davalı —– imzasını taşıyan dosyaya sunulan —- tarihli yazılı beyanımdır başlıklı belge de —- almak için müracaat eder. Daha sonra —–poliçe kağıdında poliçeleri düzenler, bana gönderir. Ben kendi kaşemi basıp müşteriye verip teslim ederim. Daha sonra müşteri benim hesabıma parayı—-yatırır. Aynı —–banka hesabına bunu havale ederim”şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı mahkememiz dosyasına sunduğu ——- arasında yalnızca aracılık ilişkisi olduğunu, davacının başvurusu üzerine sigorta acentesi olarak teklif edilen ——- konusunda üzerine düşen görevi yapıp davacı ile sözleşmenin tarafı olan ——- araya getirdiğini, anlaşma sağlanması ile sözleşmenin imzalandığını, bu görüşmelerde kendi acente kaşesinin kullanıldığını, ancak sözleşmeye taraf olma iradesi taşımadığını ileri sürmüş ayrıca davacının dayandığı —- tarihli ödeme belgesindeki imzayı da kabul etmediğini beyan etmiş, ——– tarihli dilekçede de dosyaya sunulan ——— kendisine ödenen tutarları aktardığını, üzerinde bir bedel tutmadığını bildirmiştir.
Davacı yan, acente ile yapılan sözleşmelerin ve işlemlerin ana sigorta firmasını bağladığını, ——-kapsamında sigortalı tarafından acenteye yapılan ödemenin sigorta şirketine yapılmış sayıldığını, bu nedenle ödenen bedelin iadesinden —– sorumlu olduğunu ileri sürerek dava açmış, —– başlıklı dilekçede —– elden ödenmediğini, ödemelerin davacının talimatıyla 3.kişiler aracılığıyla yapıldığını bu yüzden ödemelerin yapıldığına dair davalıdan ek beyan istendiğini, söz konusu bedelin davalı —–parça halinde gönderildiğini, ödemelerin tamamının alındığına dair —-tarihli yazınında son ödeme tarihinden —- sonra düzenlenip verildiğini beyan etmiş, —– tarihli dilekçede de ödeme yapan 3.kişilerin bilgilerini ve ödeme tutarlarını bildirmiştir. İlgili banka kayıtları dosya içine alınmıştır.
Davacının delil olarak dayandığı — tarihli belge—-tamam ödendiği beyanını içermekte olup —- yazısının altında —- basılmak suretiyle imzalanmıştır. Davalı —- bu belgedeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürdüğünden tatbik imzaları alınıp —–önce düzenlediği ıslak imzasını taşıyan belgeler temin edilmiş, imzanın davalının eli ürünü olup olmadığı yönünde grafoloji uzmanı bilirkişiden —- tarihli rapor alınmıştır. —– tarihli belgedeki imzanın davalının eli ürünü olduğu yönünde düzenlenen bu rapora karşı davalı —itiraz ederek —– rapor alınmasını talep etmiş, davalının talebi kabul edilerek dosya —- — gönderilmiş, gelen —— tarihli raporda inceleme konusu edilen ———olduğu, asıl belge olmadığı belirtilmiştir. Davacı vekili belge aslının ibrazı hususunda uyarılmış ancak verilen kesin süre içinde —– tarihli belgenin aslı ibraz edilememiştir. Davacı yan davalı tarafça imzası inkar edilen belgedeki imzanın davalı —- eli ürünü olduğunu ispatlayamamıştır. Öte yandan davalı ——reddetmekle birlikte dosyaya sunduğu dilekçeler ve en son ——- tarihli duruşmada dosyaya ibraz ettiği banka dekontları ile yine dosyaya sunduğu bila tarihli ıslak imzasını içeren ——- dilekçesi ekinde sunduğu banka dekontlarındaki paraların davacının poliçe primi karşılığı kendisine gönderdiği ve yine kendisi tarafından ——-paralara ilişki olduğunu, kendi üzerinde herhangi bir para kalmadığını, poliçe düzenlemediğini, davacı müşteri ile ——– arasında paranın aktarımına dair aracılık yaptığını, paranın kendisi ile ilgisi olmadığı için parayı gönderdiğini, imzalı olarak beyan etmiştir. Dosyaya gelen banka kayıtları incelenerek taraf beyanları da dikkate alınmak suretiyle düzenlenen ek raporda davalı —- banka hesaplarına toplamda —- olduğu ve ——açıklaması ile —- gönderildiği, —- davalının hesabına yatan paralar ile çıkan paraların arasındaki farkın ——- olduğu belirlenmiştir.
Yapılan yargılama toplanan deliller, tarafların dosyaya sundukları beyanlar bir arada değerlendirildiğinde davalılar arasında acentelik ilişkisi bulunduğu davalı —- sözleşme ve vekaletnamelerde belirtilen şekilde davalı —— acentesi sıfatıyla poliçe düzenleyip imzalamaya ve bu poliçe primlerini tahsile yetkili olduğu, ancak yetkisinin sadece —- bulunan sigorta konusu menfaatin ——-maruz kalabileceği rizikoların sigortalanmasına ilişkin sözleşme tekliflerini kabul ve sözleşme akdetmekle sınırlı olduğu, bu kapsamda davalının —–acentesi olarak imzaladığı sözleşmeden davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulabilmesi için —– adına imzalanmış olması gerektiği oysa davacının dayandığı poliçenin sigortacı tarafının dava dışı —–olduğu, poliçede bu sigorta şirketinin ünvan,—- bilgilerine yer verildiği, imza kısmında —-adına —- yer aldığı, davalı—— olarak sorumluluk aldığına dair hiçbir ifadenin bulunmadığı, diğer davalı —– dosyaya yansıyan beyanlarının da bu yönde olduğu, poliçeyi imzalarken —- temsilcisi olarak hareket etmediği bu hususun —- dosyada davalı —- tarafından yine davalı —- aleyhine açılan —— tazminatı talepli dosyada —– kararında da tartışıldığı kararda——-, acentelik sözleşmesinin haksız feshedildiği iddiasına dayanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkeme feshin haklı olduğunu kabul ederek davanın reddine karar vermiştir.
Davacının davalı firma antetli belgeler ve kaşeler kullanarak yabancı firmalara davalı sigorta şirketiyle ilgisi olmamasına rağmen poliçeler düzenleyip işlemler yaptığı savunulmuş olup, davacı iddia edilen belgelerdeki imzaların kendisine ait olmadığını, bu yönde bir araştırma yapılmadığını, acentenin birden fazla sigorta şirketinin acenteliğini yürütmesini yasaklayan bir norm olmadığını belirterek kararı istinaf etmiştir.
Davacının davalı sigorta şirketinin teminatının olmadığı konularda davalının kaşesiyle birlikte imza atmak suretiyle işin içinde davalı sigorta şirketinin teminatı olduğu yönünde intiba oluşturduğu ve bu yüzden davacı hakkında savcılık soruşturmalarının açıldığı, —- isimli şahsın şikayetiyle davacının da aralarında bulunduğu şahıslar aleyhine —- dolandırıcılık suçundan —-soruşturma yürütüldüğü, dosyanın —– gönderildiği ve —– dosyasında soruşturmanın sürdüğü anlaşılmaktadır. Buna ek olarak davacının işlem yaptığı yabancı firmalardan—- dosyasında—- acentesi olarak—- aleyhine geçersiz poliçelerden dolayı alacak davası açtığı da anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan davacının ——- tarihli el yazılı beyanı ile bilirkişi heyeti tarafından değerlendirilen evraktan, davacının —– kredi bulunmasına aracılık ettiği çeşitli firmalarla ilgili olarak kredilerin geri ödenmesine yönelik olarak —- tarafından düzenlenen poliçelere davacı acentenin davalı —- sıfatını gösterir şekilde kaşe ve imza attığı, —– bu poliçelerden ve evraktan bir sorumluluğu ve ilgisinin olmadığı, poliçelerin — —– firmasının evrakı olduğu, davacının davalı sigorta şirketinin acentesi olduğunu gösterir tarzda başka sigorta şirketinin evrakına kaşe ve imza atmasının—–maddesine ve taraflar arasındaki acentelik sözleşmesine aykırı olduğu, feshin haklı olması nedeniyle davacının istinaf dilekçesinde belirttiği hususlarda imza araştırması yapılmamasının sonuca etkili olmadığı, davacının yaptığı eylemin başka bir sigorta şirketinin acenteliğini yürütmek olmadığı, davalı ——— acentesi olduğunu gösterir şekilde yabancı bir sigorta şirketinin evrakı üzerine kaşe ve imza atılarak —- poliçelerinin——- da teminatı altında olduğu konusunda muhatapları nezdinde intiba oluşturduğu anlaşıldığından, mahkemece verilen kararda yasa ve usule aykırılık olmadığı gibi istinaf nedenlerinin de yerinde olmadığı kanaatine varılarak davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. “denildiği ve —- tarafından düzenlenen poliçelere —–sıfatını gösterir şekilde kaşe ve imza atmasının —–sorumlu ve ilgili kılmayacağının kabul edildiği anlaşılmıştır. Davalılar arasında görülen bu davada verilen karar kesinleşmiş olup, davalı —- kaşesi ile imzaladığı poliçeden ötürü —– herhangi bir sorumluluğunun doğmadığı, iadesi talep edilen paranın —– bünyesine aktarıldığına dair herhangi bir delil ve belge bulunmadığı dolayısıyla sigorta şirketinin sebepsiz zenginleştiğinden de söz edilemeyeceği, esasen dayanak poliçe —- ait olup salt diğer davalının —– kaşesini kullanarak attığı imzanın da davalı sigorta şirketini sorumlu kılmayacağı, davacının açtığı davada davalı sigorta şirketine husumet düşmeyeceği sonucuna varılmıştır. Diğer davalı yönünden ise, davalının kendi beyanları ile davacı ile dava dışı sigorta şirketi arasında aracılık yaptığı ve poliçeyi imzaladığı, bu nedenle sigorta primi karşılığı hesabına bir kısım paranın geldiği bu paranın bir miktarının dava dışı sigorta şirketine gönderildiği sabit olmakla birlikte davalının gelen paranın tümünü gönderdiğini ispatlayamadığı dolayısıyla belirlenen —— meblağın uhdesinde kaldığının bu tutarlar kadar sebepsiz zenginleştiğinin kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Davacı yan dava açarken —- alacağı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla —- tahsilini talep etmiş, sunduğu ıslah dilekçesiyle davasını —- ıslah tarihi itibariyle —-arttırdığını bildirmiş ve ıslah tarihinden itibaren faiz talep etmiş, sonuç olarak ——- davalılardan tahsilini istemiştir.—– olan borçların yabancı para olarak istenmesi mümkün olup davacı bu hakkını kullanmayıp ilk aşamada —-talep etmiştir. Islah dilekçesiyle para biriminin değiştirilip —— cinsinden alacağa hükmedilmesini talep etmiş ise de artık dava dilekçesi ile tercihini belirlemiş olduğundan davacının talebi —-olarak değerlendirilmiş ve davalı—- uhdesinde kaldığı anlaşılan —– birimlerinin ıslah tarihindeki kurlar üzerinden —-karşılığı;——olarak belirlenerek davanın davalı ——- yönünden ıslah edilen hali ile kısmen kabulü ile —- dava tarihinden itibaren ve bakiye — ıslah tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazla talebin reddine, davalı —-aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN DAVALI —–YÖNÜNDEN ISLAH EDİLEN HALİ İLE KISMEN KABULÜNE,
—dava tarihinden itibaren ve bakiye — ıslah tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Fazla talebin reddine,
2-Davalı ——aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine,
3-Karar harcı 1.029.143,17 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 351.157,00 TL. harcın mahsubu ile bakiye 677.815,39 TL harcın davalı —- tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan toplam 351.327,78 TL harcın davalı —– tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 33,50 TL ilk masraf, 1.145,90 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.679,40 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranı gözönünde bulundurularak (%73) 1.955,96 TL.nin davalı —– tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı —- tarafından yapılan 175.60 TL.yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
7-Davalı— tarafından yapılan —yargılama giderinden davanın reddedilen kısmı gözönünde bulundurularak 43,14 TL.sinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine, kalanın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 239.282,76 TL vekalet ücretinin davalı —— alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı —–kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 143.692,23 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
10-Davalı ——kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 7/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
11-Davacı ve davalı taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı sigorta vekili, davalı — —-vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2022